Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/337 E. 2022/301 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/337 Esas – 2022/301
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/337
Karar No : 2022/301

Hakim …
Katip :…
Davacı ….
Vekili : Av…
Davalılar : …
Vekili : Av. …


Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 02/12/2021
Karar Tarihi : 29/09/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 29/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili …. Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilleri firmanın 28.04.08 tarihinde ….” markasıyla ilk marketini açtığını, bir ay içerisinde hedefi olan “101 market” sayısını aşarak 121. marketinin açılışını gerçekleştirdiğini, konsept itibari ile müvekkilleri firmanın potansiyel alıcıları ve tüketicilerinin her gelir düzeyinde tüm tüketiciler olduğunu, müvekkillerine ait “…” ibareli başvuru ve tescillerinin olduğunu, davalı yanın … başvuru numarası ile kayıtlı “….” markasının tescili için başvurduğunu, müvekkilleri şirket tarafından usulüne uygun ve süresinde yapılan itiraza istinaden verilen ret kararına yapılan itirazın,….ve Marka Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca… No.lu karar ile reddedildiğini, davalı yan markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını, davalı yanın dava konusu markanın bu sınıflar için tescilinde hiçbir üstün hakkının bulunmadığını, davalı yan markasının müvekkilleri yan markası ile aynı ve ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunun açık olduğunu, davalı yanın “…” markası ile müvekkillerine ait “…” markalarının her açıdan birbirine benzediğini, davalı yanın … markasının, müvekkilleri yanın “…” marka tescilleri dikkate alındığında seri marka, bu markayı taşıyacak davalı yan ürünlerinin ise piyasalarda tanınan, itibarlı müvekkilleri şirket malları imajı vereceğini, bu şekli ile tüketiciler ve 3. kişiler nezdinde müvekkilleri ile bağlantılı olduğu kanaati oluşturduğunu, davalının 35. sınıftaki tescillerinin müvekkilleri markası kapsamında kalan ürünleri de ihtiva ettiğini, kahve ürünlerinin 35. sınıfta davalı lehine tescil eden kurum kararının hatalı olduğunu, diğer davalı kurum tarafından müvekkillerinin “…” markasının tanınmışlığını gösterir belgelerin yetersiz bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, müvekkillerinin “…” esas unsurlu markalarının,…. çapındaki 10.000 mağazada tüketici ile sunulduğunu, davalı yanın “…” markası ile müvekkillerine ait “…” marka tescilleri incelendiğinde … kararının yanlış olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olduğunu ifade ederek, … sayılı kararının iptaline ve tescil edilmiş ise 2020/35299 sayılı “bafex” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …. vekili cevaplarında özetle; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 6/1 maddesi kapsamında markalar arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik bulunmadığını, davalının başvuru markası ile davacının iltibas tehlikesi bulunduğunu ileri sürdüğü itiraz markası karşılaştırıldığında, başvuruya konu marka ile iddialara mesnet marka arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı gibi diğer davalının başvuru markası ile davacı markasının görsel bakımdan birbiriyle kıyaslanamayacak kadar farklı olduğunun anlaşıldığı, dava konusu markanın 10. ve 35. sınıfta ver alan mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere başvurusunun yapıldığı, davacı markalarının ise 05., 29. ve 30. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere tescilin yapıldığını, davacı markalarının tescilli sınıfları ve yapılması öngörülen hizmetlerin de karıştırmaya mahal vermeyecek şekilde farklı olduğunu, davacı markalarının kapsamında yer alan mal/hizmetler ile aynı, benzer türden mal ve hizmetlerin başvuru kapsamında ver almadığını, bu nedenle markalar arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunmadığının da izahtan vareste olduğunu, Sınai Mülkiyet Kanunu 6/4 ve 6/5 hükümleri kapsamında tanınmış marka nedeniyle ret koşullarının oluşmadığını, başvuru konusu markanın kalan mal ve hizmetler bakımından davacı markasına benzemediğinden, tanınmışlığın huzurdaki davaya etkili olmadığını, davacı taraf vekilinin, SMK 6/9 hükmü kapsamında davalının başvurusunun kötü niyetli olduğunu iddia ettiğini, bu iddiayı ispata ilişkin somut delillerin ortaya konulmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, …. kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının…. sayılı …” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu …. sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 23/03/2020 tarihinde 10.(01-08), 35.(01-05).Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının….sayılı “…”, “… gold kahve”, “… gold”, “… klasik”, “… klasik kahve”, “… çözülebilir kahve şekil”, “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın reddine karar verildiği, karara karşı davacının tekrar itirazda bulunduğu, ….’nın 29/09/2021 tarih ve…. sayılı kararı ile davacı itirazlarının reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Aynılık veya benzerlik incelemesinde; İlk olarak, ikinci markanın, birinci markanın kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılıyor olup olmadığının tespiti gerekmekte, ikinci olarak da sonraki markanın, önceki marka ile tamamen aynı veya benzer olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Karıştırılma değerlendirmesinde bütünsellik ilkesi esastır. Markalar arasında benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. İltibasın / karıştırılmanın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek yoktur. Sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterlidir.
Markalar arasındaki benzerliğin, tüketicileri, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine bir başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları/hizmetleri üreten/yapan işletmeler arasında idari ekonomik açıdan bir ilişkinin bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas ihtimali kapsamında sayılmalıdır. Markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen, iltibasa yol açabilir.

Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davaya konu markanın, 10. ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetler üzerinde toplandığı, davacı yan markalarının ise 29. ve 30. sınıfta yer alan mallar üzerinde toplandığı görülmekle ve 35.05. perakendecilik hizmetlerinin en geniş biçimde tescile konu edildiği;
Dava konusu marka ile davacı markalarının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın, dava konusu edilen 10. ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerinden, 35. sınıfta yer alan bir kısım hizmet listesi ile davacı yanın markalarında yer alan malların benzer nitelikte olduğu;
Davaya konu markada yer alan perakendecilik hizmetinin geniş bir sınıf listesi içerisinde, bütün malları kapsayacak şekilde tescile konu edildiği; bu mallar içerisinde davacı yanın markalarının kapsadığı 29. ve 30. sınıf malların da bulunduğu; kural olarak, tescile konu mal ile o malın satışını içeren 35. sınıfta yer alan perakendecilik hizmeti benzer kabul edildiği; gerekçesi de bir malı üreten kişinin, o malı satmasının da doğal olacağı şeklinde olduğu;
Diğer taraftan, davaya konu markada yer alan 10. sınıfa ait tıbbi/medikal ürünlerin, davacı yan markalarında karşılığının olmadığı;
Somut olayda, çekişmeli olan sınıflar, 29. ve 30. sınıfta yer alan mallar ile 35. sınıfta yer alan bu malların perakendeciliği hizmetleri olduğu; Öyle ki, günümüzde pek çok gıda markası, hem yiyecek/içecek üretmekte, hem de bunları kendi satış kanallı üzerinden tüketiciye ulaştırmaktadır. Ayrıca, günümüzde, perakendecilik hizmetleri, reel ortamlardan ziyade sanal ortamlarda da yapılmaktadır ve böyle bir durumda tüketicinin, hizmeti sağlayan kaynakla hizmetin içeriğinde sunulan emtiaları karıştırması ihtimali doğabilmektedir.
Somut olayda, çekişmeli olan sınıfların birbirleri ile aynı/aynı tür ve benzer malları ve hizmetleri içerdiğinde de söz konusu mal ve hizmetlerin genel olarak gıda sektörü (üretim ve pazarlama) içinde kaldığı, her ne kadar gıda sektörü et ve et ürünlerinden, süt ve süt ürünlerine, un ve unlu ürünlerden, meyve ve sebze ürünlerine, katı ve sıvı yağlardan, şeker ve şekerli ürünlere, alkolsüz – alkollü içeceklerden, fermente ürünlere kadar geniş bir yelpazede, hazır tüketilen gıdalar, yarı mamuller, son kullanıcıya sunulan ürünler veya bebek mamaları gibi farklı tüketici / alıcı gruplarına hitap ediyor olsa da, genel olarak bu mal ve mallara ait satış hizmetinin, her yaş ve eğitim seviyesindeki çok çeşitli kesimden alıcıya hitap ettiği;
Bilindiği gibi ortalama tüketicinin seviyesinin tespit edilmesi markaların karıştırılması ihtimalinin değerlendirilmesinde de önem arz etmektedir. Ortalama tüketicinin dikkat düzeyi, mal ve/veya hizmetlerin türüne göre değişebilmektedir. Dolayısıyla bu noktadan hareketle, “ortalama tüketicinin” seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunacağı; davalı şirketin markasının kapsamına alınmak istenilen 35.05 sınıfta tespit edilen bir kısım hizmetlerin ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilinç / dikkat / özen seviyesinde; söz konusu hizmetlerin alıcılarının, mal ve hizmetlerin daha ziyade günlük tüketime konu/nispeten ucuz fiyata satılan emtialar olması nedeniyle, ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilgi/bilinç/dikkat/özen seviyelerinin daha düşük olduğu; diğer taraftan, yiyecek-içecek perakendeciliği hizmetleri, günümüzde artık müşterilerinin günlük ihtiyaçlarının bir parçası haline geldiği; bu hizmetler daha da ulaşılabilir ve sıradan olduğu; dolayısıyla bunların hitap ettiği hedef kitlenin, bu hizmetleri satın alırken sahip olduğu dikkat, özen ve seçicilik düzeyinin düştüğü bu nedenle de markalardaki farkları ayrıştırma güçlerinin düştüğü;
Dolayısıyla somut uyuşmazlık bakımından ilgili tüketici kitlesi açısından hem dikkat seviyesi görece daha fazla olan bilinçli tüketicilerin hem de orta seviyedeki makul düzeydeki tüketicilerin dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Dikkat edilmesi gereken diğer husus ise; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır”. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir. İlgili tüketici belirlenirken “ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır” ….. Çekişmeli malın ortalama tüketicisinin zihnindeki marka algısı da bu nedenle dikkate alındığı;
Bütün bu hususlar uyarınca, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, dava konusu edilen malları açısından sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraf markalarının kelime ve şekil unsurunu içerdiği, davacı şirket markalarında “…” ibaresinin ortak olarak yer aldığı, davaya konu markanın “bafex” ibaresinden oluştuğu;
Taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, benzer olduğu iddia olunan “bafex” ve “…” ibarelerinin, bilinen belli başlı diller içerisinde anlamlarının olmadığı, her iki markanın da türetilmek sureti ile oluşturulduğu, anlamsal açısından bir benzerlikten söz edilemeyeceği, davacı yanın markalarında yer alan diğer ibarelerin ise (gold kahve, gold, klasik, klasik kahve, çözülebilir kahve) ayırt ediciliklerinin bulunmadığı, bu hali ile taraf markalarının anlamsal olarak birbirlerinden farklılaştığı, fonetik olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın her ne kadar içerisinde “x” ibaresi içerse de, Türkçe okunması halinde “…” şeklinde okunacağı, davacı yan markalarında ortak olarak yer alan ….” ibaresinin ise, genel kabul görmüş okunuşunun ise “…” şeklinde olacağı, markadaki “c” harfinin “k” olarak okunmasının muhtemel olduğu, benzer olduğu iddia olunan ibarelerinin okunuşlarının birbirlerine yakın olduğu, bu hali ile davaya konu marka ile davacı yan markalarının okunuşlarında aynı harf diziliminden meydana gelen bir benzerliğin bulunduğu, bu yöndeki sesçil benzerliğin ön plana çıktığı, bir kısım davacı yan markasında yer alan yan unsurların ise bu benzerlik derecesini kısmen de olsa düşürdüğü, görsel olarak, davaya konu markanın kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda, büyük ve çentiksiz harflerle tek satıra gelecek şekilde “bafex” ibaresini içerdiği, davacı yan markalarından bir kısmının sadece kelime unsuru içerdiği, kalanlarının ise kelime ve şekil unsuru içeren bileşke markalar olduğu, davacı yanın kelime markaları benzer şekilde, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda, farklı büyüklük ve yazı karakterleri ile tek satıra gelecek şekilde, “…”, “… gold kahve”, “… gold”, “… klasik”, “… klasik kahve” ibarelerini içerdiği,….sayılı markalanın şekil unsuru ile “… çözülebilir kahve” ibaresini içerdiği, …. sayılı markanın ise bordo zemin üzerine beyaz tonlarda “…” ibaresi ve ibarenin üstünde şekil içerdiği, görsel olarak da davacı yan markalarında “…” ibaresinin ön plana çıktığı, bir kısım şekil içeren davacı yan markalarındaki şekillerin ayırt ediciliklerinin olmadığı, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak, taraf markalarında ön plana çıkan ortak unsurların ….bareleri olduğu, gerek okunuş gerek de görsel olarak belli oranda benzerlik içerdikleri, davaya konu markada, kelime unsuru dışında, söz konusu benzerliği kesen başkaca bir unsura rastlanmaması, davacı yan markalarındaki şekil unsurlarının ise ön plana çıkamadığı, kelime unsuru yanında ayırt ediciliklerinin düşük olduğu, bu hali ile taraf markalarında yer alan küçük farklılıkların markaları birbirlerinden ayırmaya yetmediği, taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler ile bütünsel algıda oluşan benzerlik nedeniyle ortalama tüketici/alıcı kitlesinde taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde bile bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma ve yanılgı yaşama tehlikesinin mümkün olabileceği ifade edilebilir. Diğer bir deyiş ile; taraf markalarının görsel, işitsel ve/veya anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür.
Davalı şirketin dava konusu markasını gören veya duyan bir tüketici, bu markayı, davacının markasının devamı, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabilecektir. Somut olayda, alıcıların/tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri ve davaya konu markanın, davacı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği ve bunun da iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olarak görüleceği anlaşılmıştır.
Ortalama tüketici karşısında ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süreyi de değerlendirmesinde dikkate almıştır.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu bilgi ve belgeler içerisinde, “…” esas unsurlu markasının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları,…. reklam harcamaları vb. delillere rastlanmadığı, davacı yanın tanınmış “a-101” markasının ise söz konusu uyuşmazlık kapsama dahil edilmeyeceği, davacı yanın itiraza mesnet markasının bir kişiye veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine sahip, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım yapacak seviyeye ulaşmadığı kabul edilmiş olmakla, davacı lehine 6769 sayılı SMK’nun m. 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın, davalı marka başvurusunun kendi markasının itibarından yararlanmak üzere kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ettiği, kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerektiği, davalı şirketin kötü niyetinin ispatı külfetinin davacıya ait olduğu, dosya kapsamında davalının, haksız kazanç, yedekleme, şantaj, spekülasyon vb. amaçlı tescil başvurusunda bulunduğunu gösterir her hangi bir belge bulunmadığından davalının kötü niyetli bir başvuruda bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu 2020/35299 sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen sınıflarından, 35. sınıfta yer alan “…Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kur utulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)…” hizmetlerinin davacı şirketin itirazına dayanak markalarında yer alan mallar ile benzer olduğu, davaya konu davalı şirket markası ile davacı şirketin itirazına dayanak markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacı yan markasının, 6769 s. SMK’nun 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının kısmen oluştuğu anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
….. sayılı kararının 35. sınıfta yer alan “…Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kur utulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)…” hizmetleri bakımından iptaline,
Davaya konu markanın yukarıda belirtilen hizmetler bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması, davalı kurum kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davanın kabul red oranının takdiren %50 olarak belirlenmesine,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.682,50.-TL yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde …. İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Kâtip Hâkim….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 165,50.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.300,00.-TL
P.P : 217,00.-TL
TOPLAM : 2.682,50.-TL