Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/333 E. 2022/353 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/333 Esas – 2022/353

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/333
KARAR NO : 2022/353

HAKİM :…
KATİP :..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av…..
DAVALILAR :…
VEKİLİ : Av…..
2-…
T.C. KİMLİK NUMARASI …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka …. Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili adına tescilli markalar ile dava konusu ibarenin benzer olduğunu, dava konusu ibarenin, 38’inci sınıfta, müvekkili adına tescilli markaların kapsamında bulunan benzer ve/veya ilintili mal ve hizmet sınıflarında, tescili talep edilmiş olduğunu, ancak dava konusu ibarenin tescil edilmesi halinde dava konusu ibare ile aynı sektörde, aynı ve benzer mallar için kullanılacak ve tüketicinin karşısına aynı ürünler olarak çıkacağından, dava konusu ibarenin tescilinin mümkün olmadığını,
Bu aşamada markalar arasındaki benzerliğin ayniyet düzeyinde olduğu göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkili adına tescilli ve “deepo” esas unsurunu içeren markalar ile doğrudan ilintili bu hizmetlerle dava konusu ibarenin tescil edilmesi, tüketici nezdinde marka unsurlarının aynı olması nedeniyle ibarelerin ticari kökenini tespit edememe sonucunu doğuracağını,
Müvekkili ve adına tescilli markaların, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/4-5’inci maddesi kapsamında bir değerlendirme yapıldığında tanınmış nitelikte olduğunu,
Her gün binlerce insan tarafından ziyaret edilen “tripadvisor” internet sitesinde, müvekkili adına tescilli markaların yer aldığını, ayrıca müvekkili adına tescilli markalar, TV reklamlarında, radyolarda, billboardlarda yer alan markalar olmakla birlikte;….’daki Alışveriş Merkezinin adı olarak kullanılması sebebiyle gün içerisinde binlerce kişi tarafından “deepo” esas unsurunun yer aldığı müvekkili adına tescilli markalar telaffuz edilmekte ve sosyal ağlarda söz konusu lokasyonlardan sayısız paylaşım yapıldığını,
Dolayısıyla dava konusu ….” ibaresinin tescili halinde, öncelikle müvekkili ve müvekkili adına tescilli markaların tüketiciler nezdinde algılanacağı; tüketicilerin, dava konusu “edeepo” ibaresini, müvekkili adına tescilli markalar ile karıştıracağı; dava konusu ibarenin, müvekkiline ait seri marka olduğu izlenimine kapılacağı ve ibareler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağ olduğunu zannedeceğini, kaldı ki; “deepo” esas unsurunun yer aldığı müvekkili adına tescilli seri nitelikte pek çok markanın tanınmış olması nedeniyle, müvekkili adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer, hatta aynı nitelikte olan dava konusu ibarenin farklı tür ürün/hizmetler için olsa dahi tescilinin mümkün olmadığını ifade ederek,
… kararının tümden iptaline,
…. sayılı marka tescil başvurusunun tescil işlemleri tamamlanmış ise, hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; yapılan incelemede, başvuru ile itiraz gerekçesi markanın benzer oldukları görüşüne varılmakla birlikte, başvuru kapsamında yer alan hizmetler ile itiraz gerekçesi markaların tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olmadığı tespit edildiğinden markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını,
Markalar arasında aynılık veya benzerlik bulunmadığından itiraz gerekçesi markanın tanınmışlığı ileri sürülerek SMK m. 6(4) ve 6(5) hükümleri kapsamında yapılan itirazın da reddinin gerekmiş olduğunu,
Başvurunun kötü niyetli olarak gerçekleştirildiği yönünde davacı yanca itiraz aşamasında yeterli delil sunulmadığından ve kötü niyet iddiası da kötü niyetin varlığı için tek başına yeterli bir sebep olamayacağından, bu iddiaya da itibar etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; davacı tarafın iddialarının usulsüz ve mesnetsiz olup reddinin gerektiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında Marka Yidk Kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İşlem dosyası tetkik edildiğinde;
Davalı şirket tarafından, 12.08.2020 tarihinde…. başvuru numarası ile “edeepo” ibareli marka için 38. sınıfta marka başvurusunda bulunulmuş; söz konusu marka başvurusu …. tarafından kabul edilerek 28.12.2020 tarih ve 363 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edilmiş, söz konusu yayına davacı şirket tarafından itiraz edilmiş, işbu itiraz Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmiş, davacı şirket tarafından söz konusu ret kararına…. nezdinde yapılan itiraz, Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu tarafından incelenmiş ve Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu tarafından ….sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, kararın davacıya tebliğ edildiği ve yasal süre içerisinde işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRMELER
Taraf Markaları Arasında Karıştırılma İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı Yönünden Değerlendirme
6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmüne amir olduğu,
6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi anlamında benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliği olduğu, markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçileceği, eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verileceği,
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman
kriterleri ele alınacağı,
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakılacağı,
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, yukarıda da değinildiği üzere, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerektiği, global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacağı, bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel olmadığı, dolayısıyla aslolan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılacağı,
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davacı yanın redde gerekçe gösterdiği markalar arasında SMK md. 6/1 uyarınca karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacağı,
Dava konusu “…” ibareli markası, beyaz zemin üzerinde, küçük harflerle, mavi renkte sola doksan derece döndürülmüş “e” harfi, siyah renkte, …. ibaresinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markası olduğu,
Davacı markaları “…” ibaresinin yanında “Antalya”, “İstanbul” “outlet mall”, “fabrika outlet” “outlet center”, “outlet alışveriş merkezi”, “her salı, salı pazarı” gibi ayırt edici niteliği olmayan veya düşük olan ibareleri içeren yer aldığı kelime markaları olduğu,
Hem dava konusu markanın hem de davacının redde gerekçe markanın esas unsurunun “deepo” ibaresi olduğu aşikar olup, markalar arasında marka işaretlerinde bakımından görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu,
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı
Davalıya ait dava konusu markanın kapsamında yer alan 38. sınıfa ait hizmetleri ile davacı markasının kapsamındaki 25 / 35 / 36 / 37 / 41 / 43 /sınıfların kapsamlarındaki malların/hizmetlerin oldukça farklı olduğu, emtiaların aynı veya benzer olmadığı, benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olmadığı değerlendirildiğinden, dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin davacı markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer almadığı,
Karıştırılma İhtimali Bakımından Ara Değerlendirme
Sonuç olarak, her ne kadar dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından aynılığa yakın benzerlik bulunsa da, markaların kapsamındaki mallar/hizmetler arasında benzerlik olmaması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı,
Tanınmışlık İddiaları Bakımından İnceleme
Tanınmışlık İddiaları Bakımından İnceleme (6/4 ve 6/5 birlikte)
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini beyan ettiği,
6769 sayılı SMK’nın 6/4 maddesinde “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.” ve 6/5 maddesinde “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önce yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı veya benzer markanın başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” denildiği,
6769 s. SMK’nın 6. maddesinde “tanınmış marka”lara yer vererek onların diğer markalara göre daha yoğun korunmalarının koşullarını oluşturduğu, madde bu korumayı SMK md. 6/4 ve 5 olmak üzere iki ayrı fıkrada düzenlendiği, belirtilmelidir ki, SMK md. 6/4’de Paris Sözleşmesi kapsamında bir markanın aynı veya benzer olması ve ayrıca mal/hizmetlerin de aynı/benzer olması şartı aranırken, md. 6/5’te Türkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaşan markalar için mal/hizmet sınıflarının aynı/benzer ya da benzer olmasına bakılmayacağı ifade edilmiş ve bu bağlamda SMK md. 6/5’in koruma kapsamı, hükümde anılan hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda daha geniş tutulacağı, bununla birlikte, md. 6/5 hükmünden yararlanabilmek için….’de tanınmışlık düzeyine ulaşmış markanın tescil edilmesi şartı aranırken, SMK md. 6/4 hükmünden yararlanacak olan …. Sözleşmesi kapsamında … tanınmış markanın tescil edilme şartı aranmadığı,
Tanınmış markanın farklı mal ve hizmetlerde korunması için;
Sonraki başvuru sahibi ile tanınmış marka sahibi arasında bağlantı olma ihtimali,
Tanınmış marka sahibinin bu markanın tescilinden zarar görme ihtimali,
Haksız yarar sağlama,
Tanınmış markanın itibarına zarar verme,
Tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme, gibi unsurlar aranmaktadır.
Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda, dava konusu markanın davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususların değerlendirilmesi için ilk şart dava konusu marka ile davacı markaları arasında aynılık/benzerlik olması gerektiği, yukarıdaki bölümlerde bahsedildiği gibi, somut olayda, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı,
Öte yandan, markanın halk tarafından tanınmışlık düzeyi, markanın herkes tarafından bilinirliğini, markanın, malın potansiyel ve fiili kullanıcılarının da ötesinde ulaşmış olduğu genel tanınmışlık düzeyi bazı kriterler çerçevesinde değerlendirileceği, bunlardan bazıları; markanın tescilinin ve kullanımının süresi, markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam (Yurt içi ve yurt dışı tescilleri), markanın üzerinde kullanıldığı mal ve/veya hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı, markaya ilişkin promosyon çalışmalarının (özellikle de Türkiye’deki promosyon çalışmalarının) özelliklerinin neler olduğu (Promosyonun süresi, devamlılığı, yayıldığı coğrafi alan, kapsam, promosyona harcanan para, promosyonun niteliği (TV reklamı, yerel gazete ilanı, sadece çocuk sahiplerine yönelik yapılan tanıtım vs.), reklam niteliğinde olmayan ancak markanın tanıtımına faydalı olabilecek nitelikte faaliyetlerin varlığı (Gazete, dergi, TV vb. medya organlarındaki yayınlar, markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri vb.), markanın tanınmışlığına ilişkin yapılmış kamuoyu araştırmaları varsa bunların sonuçları, markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları: şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti vs.), eğer marka bir satışa konu olmuşsa, marka üzerinde kıymet takdiri yapılmışsa markanın parasal değeri, marka tescillerinin kapsadığı mal ve/veya hizmet portföyünün genişliği olarak belirtilebileceği,
Yukarıda verilen krtierler dikkate alındığında, dosya kapsamında, sunulan bilgi ve belgelerin (2019 yılında tripadvisor tarafından verilen mükemmellik sertifikası, deepo outlet center tarafından düzenlenen etkinliklerin, çekilişlerin duyuruları, faturalar, tahsilat makbuzları, tediye makbuzları) incelenmesi neticesinde, davacıya ait markaların tanınmış olduğuna dair bir kanaat oluşmadığı,
Sonuç olarak;
6769 s. SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddelerinin uygulanabilmesi için bir markanın tanınmış bir marka olması gerektiği, somut olayda davacıya ait markaların tanınmış olduğuna dair bir kanaat oluşmadığı, kabul edilmemekle birlikte davacı markası tanınmış olsa dahi, dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere iştigal alanının alışveriş merkezi sektörü olduğu, davacının sınırlı biçimde alışveriş merkezi sektöründe elde ettiği tanınmışlık yahut bilinirlikten doğan imajın dava konusu 38. sınıf hizmetlerine transferinin mümkün olmadığı, ayrıca dava konusu edilen markanın davacı markasının ayırt edicilik karakterini zedelemesi, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi veya tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinden birinin gerçekleşmesinin gerekli olduğu, davalı başvurusunun davacıya ait “deepo” markasının sahip olduğu imaj ve prestijden faydalanma amacı taşıdığına yönelik somut bir kanaat oluşmadığı, sonuç olarak davalıya ait markanın tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/4 ve 6/5 hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açmayacağı ve dava konusu başvuru bakımından 6769 s. SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddelerinin uygulanamayacağı,
Kötü Niyet İddiaları Bakımından Değerlendirme
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedileceği, tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılacağı, buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmaması gerektiği, zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de olmadığı, ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabileceği,
Bu değerlendirmede, markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığının bilinmesi halinde marka tescil başvurusunda bulunulması, markanın köken gösterme amacı dışında bir amaçla tescil edilmesi, örneğin esasen kullanılması planlanmayan bir markanın sırf bir başka işletmenin piyasaya girmesinin engellenmesi amacıyla tescil ettirilmesi ya da tescil başvurusunda bulunanın rakipleri ile haksız rekabete girişme amacı gibi kriterler dikkate alınabileceği,
Marka tescil başvurusunun kötü niyetli olup olmadığı hususunun belirlenmesinde genel geçer kriterler bulunmamakta, konunun her somut olay bazında değerlendirilmesi gerektiği, doktrine ve yerleşik içtihatlara göre; kötü niyetli tescilden söz edilebilmesi için başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp, yedekleme, marka ticareti yapmak amacına yönelik bir davranışta bulunmak kötü niyet göstergesi kabul edilebileceği,
Somut olayda; yukarıda detaylarıyla açıklanan dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesi neticesinde, dava konusu kötü niyetli olarak yapıldığına ilişkin bir kanaat oluşmadığı,
Neticede,
Dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda;
Dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunmasına rağmen markaların kapsamındaki mallar/hizmetler arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı,
Davacının tanınmışlık gerekçeli itirazının yerinde olmadığı,
Kötü niyet iddialarının yerinde olmadığı,
…..Kararı’nın yerinde olduğu sonuçlarına ulaşılmış davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şahsın yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı … vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde …Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.02.11.2022

Katip
E-İMZALI

Hakim….
E-İMZALI