Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/322
KARAR NO : 2022/326
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. … ..
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2- … – …
T.C. KİMLİK NUMARASI : …
VEKİLİ : Av. …S
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka …Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; 04.07.2020 tarih ve …no ile müvekkillerine ait “…’” ibareli markasının 35, 36. ve 39. sınıflarda tescili için … nezdinde tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalı … tarafından yapılan itirazın …. Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından değerlendirildiğini, başvurunun … Markalar Dairesi Başkanlığının 03.05.2021 tarihli kararı ile kısmen reddedildiğini, Kurum kararına itirazın 09.07.2021 tarihinde sunulduğunu, bu kez, …. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu itirazlarının reddi kararı verdiğini, kurul kararının iptaline karar verilmesinin talep edilmesi gerektiğini, her iki markanın kelime ve şekil itibariyle tüketicide bıraktığı bütünsel izlenimin birbirinden tamamen farklı olduğunu, tescil talebinde bulunulduğu müvekkillerine ait “…” markası ile “… emlak gayrimenkul – danışmanlık – ticari yatırımlar’’ ibareli markanın kelime ve şekil itibariyle tüketicide bıraktığı bütünsel izlenimin birbirinden tamamen farklı olduğunu, benzer görülen markanın yüksek düzeyde ayırt ediciliğe veya bilinilirliğe sahip olmadığını, bu nedenle kavramsal (anlamsal) benzerliğin tek başına karıştırılma ihtimaline yol açan bir unsur olarak değerlendirilemeyeceğini, tescilinin talep edildiği markanın, müvekkilleri şirketin adı olmakla birlikte aynı zamanda şirket sahibinin de adı olduğunu, otuz yılı aşkın süredir kullanıma dayanan ve müvekkillerinin hem ismi hem de soy ismi olan “…” kelimesinin, şeklindeki orijinal hayvan figürü ile ayırt edicilik kazandığını, tescili talep edilen”…” markasının (36. ve 39. sınıflarda) kısmen reddine ilişkin …. tarafından iptal edildiğini, mahkemenin, gerekçeli kararınında: “Davacının başvuru markasının şekil ve kelime unsurundan oluştuğu, “…” kelimesinin altında, kırmızı zemin üzerine siyah renklerle kanatlı bir hayvan figürüne yer verildiği, bu hayvan figürünün davaya konu hizmetleri hemen ve ilk bakışta tanımlamadığı, bu nedenle markanın genel görünümünü “…” kelimesi ile birlikte bu orijinal hayvan figürünün oluşturduğu, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markalar karşılaştırıldığında; “…” ibaresinin müşterek bulunmasından kaynaklı yüksek düzeyde benzerlik bulunsa da, karşılaştırılan markalar tıpa tıp aynı olmadığı, redde mesnet markalar sırasıyla kelime markası, şekil+kelime markası iken, dava konusu marka başvurusu ise renk ve şekil unsurlarını da içinde barındıran karma marka niteliğini haiz olduğu, başvuru markasında “…” ibaresinin altında yer alan ve yukarıda tasvir edilen şekil unsuru da markaya belli bir düzeyde ayırt edicilik katmaktadır.” şeklinde hüküm kurduğunu, davalıya ait markanın herhangi bir ayırt ediciliği olmadığını, müvekkillerinin tescilini talep ettiği markanın ise bu yönüyle ayırt ediciliği bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile ….Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 13.09.2021 tarih ve …. sayılı kararının iptaline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının başvuru markasının “…” ibaresinden, başvurunun kısmen reddine mesnet markanın ise “… emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibaresinden oluştuğunu, markaların esas unsurlarına bakıldığında, her iki markada yer alan ibarelerin hemen hemen birbirinin aynısı olduğunu, genel görünümleri ve bir bütün olarak bakıldığında markaların, görsel, işitsel bakımdan da dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline neden olacak şekilde hatta birebir aynılığa dek varan benzerliğe sahip olduğunu, başvuru markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayabilecek derecede farklı/güçlü unsurların da mevcut olmadığını, ibarelerin benzerliği ile birlikte, başvuru markasının kapsamındaki bir kısım mal/hizmetlerin “36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. Her türlü (kara, deniz ve hava) motorlu taşıtların alımı-satımında komisyonculuk hizmetleri,” olduğunu, redde mesnet markanın kapsamında bulunan mal/hizmetlerle aynı/benzer nitelikte olduğunu, dolayısıyla “markaların kapsadıkları hizmetlerin aynı/benzer olması” koşulunun da mezkur markalar açısından gerçekleştiğinden, söz konusu markalar bakımından md. 6/1 deki karıştırma ihtimaline ilişkin koşulların gerçekleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; müvekkiline ait markada asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, “Emlak – Gayrimenkul – Danışmanlık – Ticari Yatırımlar” ibarelerinin ise tali (yardımcı) unsurlardan olduğunu, asli unsur dışında yer alan, ayırt edicilik özelliği bulunmayan ve tek başlarına tescil edilmeleri mümkün olmayan herkes tarafından kullanılabilen unsurlar olduğunu, müvekkiline ait markanın “…” olarak değerlendirmeye alınması gerektiğini, davacı tarafından tescili talep edilen markanın da “…” ibaresinden oluştuğunu, müvekkiline ait marka ile davacının tescil talebinde bulunduğu marka arasında şüpheye yer vermeyecek şekilde karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, davacı tarafından iddia edilen firma adı veyahut kişi adından kaynaklı doğacak özel bir hakkın söz konusu olması halinde global anlamda doğacak mağduriyetlerin sabit olduğunu, davacı tarafın marka üzerinde adından kaynaklı spesifik ve hukuka aykırı beyanı ve iddialarını kabul etmenin kamu düzenine de aykırı olacağını, her somut olayın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiğini, İlgili davanın …. olmasından dolayı illiyet bağı kurularak her iki YİDK kararının da yanlış verildiği yönünde algı oluşturulmasının doğru olmadığını, aynı zamanda ileri sürülen davanın kesinleşip kesinleşmediğinin açıklanması gerektiğini, davacı tarafından ilgili gerekçeli karar ve kesinleşme şerhini sunmadığının da sabit olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında Marka Yidk Kararının yerinde olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
İşlem dosyası tetkik edilmiş :
…., Hukuk Müşavirliği’nin, bila tarih ve …. sayılı yazısı ile davacı şirkete ait …. ve davalı şahsa ait …. sayılı markalara ait sicil kayıt suretlerinin gönderildiği,
…. Hukuk Müşavirliği’nin, 22.12.2021 tarih ve …. sayılı yazısı ile dava konusu …. sayılı markaya ilişkin marka işlem dosyası suretinin ve çeşitli evrakların gönderildiği, dosya içeriğinde, davacı şirketin 04.07.2020 tarihinde …. sayı ile yapmış olduğu başvuruda, “…” markası için, 35.(01 ve 05), 36.(01-04), 39.(01) ve 99. sınıf olarak kaydedilen 36. sınıfa ait bir kısım hizmetler için başvuruda bulunduğu; Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, başvurunun KISMEN yayınlanmasına karar verildiği, Daire, 09.10.2020 tarihli kararda; 6769 s. SMK 5/1 (ç) maddesinin gerekçe gösterildiği, bu kapsamda; “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri.Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışlan ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç), mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri açısından başvurunun reddedildiği, dayanak olarak, …. tescil numaralı markaların gösterilmiş olduğu, davacı şirket tarafından Kurum kararına karşı itiraz edildiği, 25.12.2020 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, yapmış olduğu incelemede,…. sayılı davaya konu kararı ile kısaca itirazı reddettiği, KISMEN KABUL EDİLEN SINIFLARIN YAYINI ÜZERİNE, davalı şahsın başvuruya itiraz ettiği, davacı vekili tarafından karşı görüş sunulduğu, …. 03.05.2021 tarihli kararı itirazının kısmen kabul ettiği, başvurudan 36. sınıfta yer alan “SINIF KODU : 36 Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. Her türlü (kara, deniz ve hava) motorlu taşıtların alımı-satımında komisyonculuk hizmetleri.” çıkartılmasına karar verdiği, kararda “(6/1) Benzerlik/Karıştırılma ihtimali – Haksız Bulunmuştur” ibarelerinin yer aldığı, davalı şahıs tarafından itiraz dayanağı olarak 2017 111994 sayılı markanın gösterildiği, itiraza esas olarak gösterilen marka açısından, “Markanın ve kapsamındaki mal / hizmetin benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu tespit edilmiştir” kaydının bulunduğu, karar üzerine davacı şirket tarafından Kurum kararına karşı itiraz edildiği, davalı şahsa ait karşı görüşün bulunmadığı, 13.09.2021 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, yapmış olduğu incelemede,….sayılı davaya konu kararı ile kısaca itirazı REDDETTİĞİ, kararda;
“…2020/74996 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 2…. sayılı “… emlak gayrimenkul- danışmanlık-ticari yatırımlar” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca “SINIF 36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. Her türlü (kara, deniz ve hava) motorlu taşıtların alımı-satımında komisyonculuk hizmetleri.” bakımından kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelendiği,
6769 s. Kanun’un 6(1) fıkrası “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü içerdiği,
Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartacağı, karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmesi gerektiği,
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmesi gerektiği, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınması gerektiği, karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahip olduğu, bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmeyeceği,
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılacağı, bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınması gerektiği, buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulması gerektiği,
Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması olasılığı da artacağı, bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanacağı, bu nedenle, karıştırılma olasılığının varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınması gerektiği,
Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirdiği, karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabileceği,
Karıştırılma ve ilişkilendirilme olasılığı gerekçeli ret kararma karşı yapılan itiraz belirtilen genel ilkeler esas alınarak incelendiği,
Kurul; asli ayırt edici unsuru “…” ibaresi olan başvuru ile …. sayılı “… emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibareli kısmi ret gerekçesi markanın görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzer markalar olduğu görüşünde olduğu, buna ilaveten, başvuru ile…. sayılı kısmi ret gerekçesi markanın 6. madde kapsamında verilen kısmi ret kararı gereğince reddedilen “SINIF 36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. Her türlü (kara, deniz ve hava) motorlu taşıtların alımı-satımında komisyonculuk hizmetleri.” bakımından aynı / aynı tür ve benzer nitelikte hizmetleri kapsadıkları tespit edilmiştir. Bu çerçevede, başvuru ile 2017 111994 sayılı “… emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibareli kısmi ret gerekçesi marka arasında, 6. madde kapsamında verilen kısmi ret karan gereğince reddedilen mallar ve hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve aynı tespit doğrultusunda ….Başkanlığınca verilen kısmi ret kararı yerinde görüldüğü,
Sayılan nedenlerle itirazın reddedilmesi gerekmiştir..…” ifadelerine yer verildiği,
Davacı vekilinin 14.03.2022 ve 15.03.2022 tarihli delil dilekçesi ekinde, müvekkilleri şirkete ait ….kayıt sicil sureti, mesleki yeterlilik belgesi, ticaret sicili gazetesi sureti, gazete haberi, internet sitesi çıktıları sunmuş olduğu ve kararın davacıya tebliğ edildiği ve yasal süre içerisinde işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRMELER
6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu Kapsamında, Aynılık veya Benzerlik Kavramları;
Aynılık veya benzerlik incelemesinde;
İlk olarak; ikinci markanın, birinci markanın kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılıyor olup olmadığının tespiti gerektiği,
İkinci olarak da sonraki markanın, önceki marka ile tamamen aynı veya benzer olup olmadığının tespiti gerektiği,
Karıştırılma değerlendirmesinde bütünsellik ilkesi esastır. Markalar arasında benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verileceği, iltibasın / karıştırılmanın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek olmadığı, sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterli olduğu,
Markalar arasındaki benzerliğin, tüketicileri, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine bir başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları/hizmetleri üreten/yapan işletmeler arasında idari ekonomik açıdan bir ilişkinin bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas ihtimali kapsamında sayılması gerektiği, markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen, iltibasa yol açabileceği,
Karıştırılma, markaya konu işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabileceği, halkın karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurabilmesi iltibas için yeterli olduğu, işitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir ya da birkaçının önemi ön plana çıkabileceği, örneğin, şekil markalarında doğal olarak görsel benzerlik önem taşıdığı kabul edilmesi gerektiği, şekil ve sözcük bileşimi ile oluşturulan markalarda ise, “söz görünümden daha yüksek sesle konuşur” ilkesi kabul edilmekte, genellikle sözcük baskın ve ayırt edici unsur olarak dikkate alınması gerektiği, marka kapsamındaki mal veya hizmetin türü de bu konuda ağırlık kazanabilir; Somut olaya göre değişmekle birlikte, giyim ürünlerinde görünüm, lokanta hizmetlerinde işitsel benzerlik daha önemli role sahiptir. Yine özellikle, sözcüğün önceki markadan kısmen veya önemli bir bölümü itibariyle alınması ya da değiştirilmesi suretiyle kullanılması durumlarında, sadece işitsel benzerlik karıştırılma ihtimali için yeterli olabileceği, sözcük markalarında vurgunun hangi hecede ya da (birden fazla sözcük olması halinde) hangi sözcükte olduğu da değerlendirilmesi gerektiği, bu husus sözcüğün hangi dilde olduğuna göre de değişebileceği, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırmasında özellikle önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikrin gözden uzak tutulmamasında yarar olduğu, aynı düşünce başvuruya konu markanın seçilmesinde de etkili ise, bu durum vurgunun ya da baskın unsurun görsel veya işitsel öğelerden birinde hatta bir sözcüğün tek bir hece veya harf gurubunda ortaya çıkmasını sağlayabileceği,
İnceleme Konusu Markaların Mal/Hizmet Listelerinin Karşılaştırılması;
Mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesi, son kullanıcıları, malın satın alınmasına ayrılan zaman, satışa sunulma kanalları ve biçimi, birinin diğerini ikame etmesi gibi faktörler etkili olacağı kabul edileceği,
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklandığı, bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edileceği,
Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içerdiği, bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girdiği,
Mal / hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği aşağıdaki durumlarda ortaya çıkabilir:
− Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği,
− Malların fiziksel görünümünün benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik,
− Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik,
− Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Bu kapsamda; Başvuru markası ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar karşılaştırılmış, taraf markalarında yer alan mal ve hizmet listesi ile birlikte, “….” aynı tür olan mal/hizmetler kırmızı renk italik ile benzer olan mal/hizmetler siyah renk kalın altı çizgili karakter ile belirtildiği,
Dava konusu markanın başvurusundan çıkartılan hizmetleri ile davalı şahsın itirazına mesnet markasının kapsadığı hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın dava konusu edilen 36. sınıfta yer alan hizmetlerinin, davalı şahsın markasında yer alan hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu tespit edildiği,
Çekişmeli olan sınıf, 36. sınıfta yer alan hizmetlerdir. Bu hizmetler içerisinde, sigortacılık, finans ve parasal hizmetler, komisyonculuk ve müşavirlik hizmetleri yer aldığı, özellikle parasal / finansal hizmetler, aracılık hizmetleri de denilebilir, geniş bir alana yayılmakta, çeşitli kredi temin birlikleri, bankaları, kredi kartı şirketleri, ödeme aracılığı hizmetlerini üstlenen şirketleri işaret edebileceği, sınıflandırma içinde ayrı ayrı listelenmiş olsa da sigorta şirketleri de vermiş olduğu hizmetin ruhu itibari ile bir tür parayı yöneten kuruluşlardan olduğu, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri ise emlak alımı / satım ve/veya kiralama işlerinde, bu işlerin muhatabı olan alıcı ile satıcı arasında bağlantı sağlanma, yönetme ve / veya danışmanlığı yapma hizmeti olarak sayılabileceği, bir tür aracılık olması nedeni ile her türlü (kara, deniz ve hava) motorlu taşıtların alımı-satımında komisyonculuk hizmetleri ile de benzerlik taşıdığı, gayrimenkul veya taşıt alım satım komisyonculuğu da, 36. sınıfta yer alan diğer hizmetler gibi yetkili kuruluşlar tarafından verilen bir sertifika ile yapılabileceği, bu hizmetler ile bu hizmetlerin müşterileri belli bir yaş aralığında olsalar da, çok farklı eğitim seviyesinden, çok çeşitli kesimden alıcılara hitap edebildiği, bu doğrultuda, ortalama tüketicinin seviyesinin tespit edilmesi, markaların karıştırılması ihtimalinin değerlendirilmesinde önem arz ettiği, ortalama tüketicinin dikkat düzeyi, mal ve/veya hizmetlerin türüne göre değişebildiği, dolayısıyla bu noktadan hareketle, “ortalama tüketicinin” seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunacağı,
Davacının reddedilen hizmetlerinin ortalama tüketici / hedef alıcı kitlesinin bilinç / dikkat / özen seviyesi incelendiğinde; ilgili hizmetlerin çoğunluğunun günlük hayatta herkesin her zaman ihtiyaç duyacağı türden hizmetler olmadığı, bu nedenle de hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilinç / dikkat / özen / bilgi seviyesinin yüksek olduğu, bu hizmetlerden faydalanırken belli bir zaman harcadığı, hızlı tüketime konu, gündelik (her anının, rutininin) ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olmadıkları, sık sık satın alınan hizmetler olmadığı, dolayısıyla bu alıcıların, söz konusu hizmetleri satın alma kararını verdikleri süreçte daha uzun vakit geçirdiği, muhtelif bilgi kaynaklarından bilgi sağlayarak / makul süreli bir araştırma yaparak yanlış / eksik / kalitesiz hizmet alma riskini azaltmaya çalıştığı, yani bir süre düşünüp değerlendirerek daha çok zahmete ve gayrete katlanarak satın alma kararını verdiği düşünüldüğünden ilgili hizmetler bakımından, dikkat düzeyi ortalama seviyedeki tüketicilere nazaran daha yüksek olan bilinçli tüketiciler oldukları kabul edildiği,
Diğer taraftan, dikkat edilmesi gereken husus; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, tescile konu edilen mal ve hizmetler ile bu mal ve hizmetlerin sunulduğu “halk” nezdinde olması gerektiği, bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın ve/veya hizmetin hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılması gerektiği, dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır”. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirileceği,
Bu yönde genel kabul görmüş ve kararlarda da sıklıkta atıf yapılan değerlendirmeden birisi de; İlgili tüketici belirlenirken “ortalama tüketicinin d……. Çekişmeli malın ortalama tüketicisinin zihnindeki marka algısı da bu nedenle değerlendirmede dikkate alındığı,
Bütün bu hususlar uyarınca; iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, reddedilen ve yukarıda listelenen 36. sınıftaki bütün hizmetleri açısından sağlanmış olduğu,
İkinci şart ise markaların karşılaştırılması ile tespit edileceği,
İnceleme Konusu Markaların Karşılaştırılması;
Davacı yanın markası ile itiraza mesnet marka arasında aynı / aynı tür veya benzer nitelikte hizmet tespit edilmekle, aynı / aynı tür veya benzer nitelikte hizmet tespit edilen marka dikkate alınarak işaretler karşılaştırıldığı,
taraf markalarının kelime ve şekil unsuru içerdikleri, davaya konu markada “…” ibaresinin, davalı şahıs markasında “… emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibaresinin yer aldığı,
Taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, her iki markada da ortak olan “…” ibaresinin Türkçe olduğu, Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlükte, isim, kimya, doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin anlamlarına geldiğinin görüldüğü, günlük kullanımda özel ad olarak kullanıldığı, “….” olarak tarihi kişilik olarak da bilindiği, bu hali ile taraf markalarındaki ortak ibarelerin anlamlarının aynı olduğu, davalı şahıs markasında “…” ibaresi ile birlikte, “emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibarelerinin de bulunduğu, söz konusu ibarelerin tescili olduğu sınıf açısından ayırt edici olduğundan söz edilemeyeceği, “…” ibaresinin her iki taraf markası açısından da esas unsur olarak kabul edilmesi gerektiği, zayıf ibare iddiası açısından ise kural olarak, ayırt edici gücü zayıf olsa da, minimum tescil edilebilirlik şartını yerine getiren kelime unsurlarının tescil edilmesinin olağan olduğu, buna karşın söz konusu durumun, bu markaların koruma kapsamlarının geniş olduğu anlamına gelmediği, bu tip markaların sınırlı koruma kapsamından yararlanması gerektiği, diğer taraftan, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin anlamına bakıldığında, günlük hayatta veya ticari faaliyet içerisinde herkesin sıklıkla kullandığı ibareler olmadığı, bu hali ile markalarda yer alan “…” ibaresinin ayırt edici olduğu, zayıf ibare olmadığı, fonetik açıdan yapılan karşılaştırmada, taraf markalarının Türkçe okunacağı, ortak “…” ibaresinin aynı okunacağı, davalı yan markasında yer alan “emlak gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibarelerinin okunuşu ile aynılık derecesinin düştüğü, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın kelime ve şekil unsuru içeren bileşke marka olduğu, beyaz zemin üzerine üstte kelime unsurunun altta da şekil unsurunun yer aldığı, figüratif özellikli “…” ibaresinin altında kırmızı ve siyah tonlarda şeklin bulunduğu, görsel olarak şekil unsurunun da kelime unsuru kadar dikkat çektiği, davalı yan markasının ise beyaz zemin üzerine kırmızı tonlarda çerçeve, içerisinde, figüratif özellikli iki satıra gelecek şekilde kompozisyon edilmiş kelime unsurunun yer aldığı, kırmızı ve siyah tonlardaki ibarenin üstte ve büyük boyutta olacak şekilde “… emlak” ibaresini içerdiği, ibareler içerisinde, tamamlayıcı şekil unsurlarının yer aldığı, altında ise çok küçük yazı karakterleri ile “gayrimenkul-danışmanlık-ticari yatırımlar” ibarelerinin bulunduğu, bu hali ile davalı markasında ise ön plana çıkan unsurun “… emlak” ibaresinin bulunduğu, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan incelemede sonucunda, taraf markalarında ön plana çıkan ortak “…” ibarelerinin gerek okunuş gerek de görsel olarak yüksek düzeyde bir benzerlik içerdiği, taraf markalarında yer alan küçük farklılıkların ise markaları birbirlerinden ayırmaya yetmediği, davalı yanın markasında yer alan yan unsurlarının ayırt edici olmamaları nedeni ile incelemenin “…” ibaresi üzerine toplandığı, her ne kadar taraf markaları şekil unsuru içermiş olsa da sahip oldukları kelimelerin baskın öğe olarak ön plana çıktığı, taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu, karşılaştırma konusu markalarda yer alan aynı/aynı tür mallar da iltibası artıran bir husus olduğu, marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi arttığı,
Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler ile bütünsel algıda oluşan benzerlik nedeniyle ortalama tüketici/alıcı kitlesinde taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde bile bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma ve yanılgı yaşama tehlikesinin mümkün olabileceği ifade edilebildiği, öyle ki sıradan tüketicinin değil, yukarıda bölümde de izah edildiği üzere daha bilinçli tüketicinin de taraf markalarında yer alan “…” ibareleri arasındaki görsel ve işitsel benzerlik nedeniyle ve işaretlerin bütünsel algı itibariyle birbirleriyle ilişkilendirilebilirliği karşısında yanılgı yaşamasının mümkün olabileceği ve taraf markalarının iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer oldukğu, diğer bir deyiş ile; Taraf markalarının görsel, işitsel ve/veya anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirdiği, bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkün olduğu,
Davacı yanın, dava konusu “…”markasını gören bir tüketici, bu markayı, davalının markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabileceği, alıcıların/tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri ve davalı markasının, davacı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği ve bunun da iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olduğu, davaya konu …. sayılı davacı şirket markasının, başvurudan çıkartılan 36. sınıftaki hizmetlerinin, davalı şahsın itirazına dayanak …. sayılı markasında yer alan hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davaya konu…. sayılı davacı şirket ile davalı şahsın markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
Yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile benzer nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 13.09.2021 tarih ve… sayılı kararının yerinde olduğu sonuçlarına ulaşılmış davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruluştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı….n yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şahsın yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı …. ile diğer davalı şahıs vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ….nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13.10.2022
Katip
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı