Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/298 E. 2022/258 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/298 Esas – 2022/258
T.C.

2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/298
Karar No : 2022/258

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 05/11/2021
Karar Tarihi : 15/09/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 15/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalıya ait … ibareli marka tescil başvurusuna yapılan itirazın reddedildiğini, ret kararının haksız olduğunu, müvekkilinin 100 şubesi ile spor salonu işletmeciliği yaptığını, müvekkilinin markalarının ayırt edici ve orijinal olduğunu, 90 tane tescilli markasının olduğunu, tüm bu markalarını merkez ve şubelerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında, sosyal medya ve diğer online platformlarda kullandığını, yapılan çalışma ve yatırımlar neticesinde müvekkilinin markasının bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, kendisine büyük bir pazar payı oluşturduğunu, müvekkiline ait … ibaresinin, markanın tescil edilmek istendiği hizmetler bakımından ayırt ediciliği zayıflamış bir ibare olduğunu ve müvekkilinin tanınmış olduğu spor sektörünü işaret ederek tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalini de arttırdığını, markanın müvekkili markalarının taklit edilmesi suretiyle oluşturulduğunu, … ibaresini müvekkilinin “…” markasını birebir içerisinde barındırdığını, müvekkili markasından tek farkının markadaki C harfini X harfine çevirerek İ harfi eklenmesi olduğunu, davalının “Italic” logosunu gören herkesin aklına ilk olarak müvekkilinin markalarının aklına geleceğini, … – … ibarelerinin işitsel olarak benzer olduğunu, başvurunun kötüniyetli olduğunu, dava konusu marka başvurusunun tesciliyle, müvekkiline ait … ibareli markaların garanti ve reklam gücünden yararlanılarak haksız bir ticari değer kazanılacağını ve bu şekilde, müvekkili şirkete ait markanın itibarına zarar verileceğini, Kurumun ilgili tüketici kitlesine dair değerlendirme yapmadığını müvekkiline ait marka ve seri markaların orijini … baresinin kısaltılmış şeklinden oluştuğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 08/09/2021 tarih ve … sayılı kararının iptaline, … sayılı ve “… health&fitness club” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; taraf markalarının görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde benzer olmadığını, davacı vekilinin müvekkili şirkete ait dava konusu markaların tanınmışlığıyla ilgili iddiaların da haksız ve mesnetsiz olduğunu, sunulan bilgi ve belgeler itiraz davacı şirkete ait markaların Türkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaştığı sonucuna ulaşmak için yeterli olmadığını, her markanın özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığını, itiraz eden, kötü niyete ilişkin iddialarını delillerle desteklemesi gerektiğini, başvuru ve dava dilekçesinde kötü niyet iddiasını destekler nitelikte yeterli delil sunulamadığını ve itiraz ve dava gerekçesi başvuru markasının kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; taraf markalarının anlamsal olarak birbirinden farklı olduğunu, … ibaresinin uzun, büyük anlamına geldiğini, … ve … ibarelerinin muadil olmadığını, davacının 1997 yılından beri dünya çapında tanınan marka Mcfit markasından esinlenerek M harfi ile C harfi arasına A harfi ekleyerek kendi markasını oluşturduğunu, markalardaki “…” kelimesinin ise günümüzde toplum nezdinde sıkça kullanılan bir ibare olduğunu ve davacıya özgülenemeyeceğini, … kelime anlamı itibariyle kondisyon sahibi olmak ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak anlamlarını taşıdığını, aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların bu kelimeyi kullanmasının engellenmesinin söz konusu olamayacağını, davacının web sitesinde yayınladığı fiyat listesinin yıllık üyeliğinin yaklaşık olarak asgari ücrete orantılandığında halkın büyük kesimi tarafından yararlanılması mümkün olmayan lüks tüketime girdiğini, WEB arama motorlarında örneğin spor salonu anahtar kelimesinin yazılmasında gelen sonuçlarda ilk sıralarda yer alabilmek için arama motoruna ödeme yapıp reklam verilebildiğini, hukuka aykırı bu sistemin ücret karşılığı kullanılarak arama neticelerinin manipüle edildiğini, davacının belirli bir coğrafi alanda kısıtlı hizmet verdiğini, herhangi bir çalışmasının bulunmadığını pazarda yeni tutunmaya başladığını, davacının müşteri kitlesinin yorumlarına bakıldığında şikâyet sayısının bu yıl 1.380 tane olduğunu, markalar arasında biçim renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek bir benzerlik olmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının 2019/134892 sayılı “… health&fitness club” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu 2019/134892 sayılı “… health&fitness club” ibareli marka için davalı tarafından 12/03/2020 tarihinde 03, 06, 18, 25, 34 ve 35.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının 2011/105355, …, 2011/95998, 2013/12828, 2013/39867, 2013/75301, 2014/11208, 2015/86283, 2018/12967 sayılı ve “… …”, “… …”, “…”, “macfitness”, “macfitlog”, “… spor kulübü”, “… … bahane yok!”, “macfitblog”, “… … miyiz?” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın reddine karar verildiği, red kararına karşı davacının tekrar itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 08/09/2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Karıştırılma ihtimali yönünden nispi ret nedenine ilişkin düzenleme, kısaca bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin aynı ya da benzer ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı ya da benzer olması gerekir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/11-338E. sayılı kararında özetle; “… Davalı işaretini gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibayı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir” denilmiştir.
İki marka arasında iltibas oluşup oluşmadığının tespiti yapılırken bu markanın hitap ettiği kesimi ve bu kesimin özelliklerini ve formasyonunu dikkate almak gerekir. 11. H.D.’nin 13.11.2003 tarih ve 2003/4003 E., 2003/10839 K. Sayılı kararında “… Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ise ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir” diyerek halk nezdinde karıştırılma durumuna açıklık getirmiştir.
Karıştırılma ihtimali kavramına çağrıştırma (bağlantı kurma) suretiyle karıştırma da dahildir. Yani tüketicinin, marka malların benzerliği nedeniyle her iki malın kaynağının aynı firma olduğu düşüncesi ile bir yerine diğerini tercih etme riski mevcut ise karıştırma ihtimali vardır. ATAD kararlarında belirtildiği üzere; “mal veya hizmetler arasındaki benzerlik değerlendirilirken, aralarında mevcut olabilecek ilişkinin mahiyetinin belirlenmesinde tüm ilgili faktörler dikkate alınmalıdır. Bu faktörler; onların doğası, kullanım amaçları, kullanım yöntemleri ve birbirleriyle rekabet içinde mi yoksa tamamlayıcı nitelikte olup olmadıklarıdır.” Karşılaştırma konusu mal veya hizmetlerin aynı veya aynı türden olması, markalar arasındaki küçük bir benzerliğe rağmen markalar arasında iltibasa yol açabilmektedir.
Tüketiciler daha önce gördükleri, satın aldıkları mal veya hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildikleri kadarıyla hafızalarında kalan özelliklerine dayanarak sonraki alışverişlerinde aynı veya benzer markayı taşıyan malı/hizmeti satın almayı tercih ederler. Dolayısıyla, benzer işareti gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdıkları markaların bıraktığı intibaı hatırlayarak, yeni markanın daha önce görmüş oldukları markanın bir başka versiyonu, serisi, uzantısı olduğunu veyahut da bildikleri marka sahibi tarafından verilmiş bir lisans ile söz konusu ürünün üretildiğini düşünürler. Marka hukuku anlamında “imaj transferi” kavramının karşılığı olan bu durum sonraki markanın, önceki markanın ticaret sahasında sahip olduğu avantajdan yararlanması sonucunu da beraberinde getirmektedir.
Toplanan delillere, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalının başvurusunda yer alan 41. Sınıf hizmetleri ile davacının redde mesnet … Sınıf hizmetlerinin aynı, aynı tür olduğu;
Redde mesnet… tescil numaralı ve “… …” ibareli marka ile … tescil numaralı “… …” ibareli markaların 35. Sınıfta tescilli olduğu; dolayısıyla SMK6/1 maddesi hükmünde belirtilen mal ve hizmet benzerliği koşulunun sağlanmadığı;
Bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin aynı ya da benzer ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı ya da benzer olması gerekir.
İşaretler arasında karşılaştırma yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır.
Somut olayın özelliklerine göre, yapılan karşılaştırmada, işitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir ya da birkaçının önemi ön plana çıkabilir. Yapılacak değerlendirme sonucunda anılan benzerliklerden herhangi birinin varlığı ortaya çıkıyorsa ve bu benzerlik markanın bütününü etkiler mahiyette ise, mal / hizmet benzerliği de dikkate alınarak, karıştırma ihtimalinin mevcudiyeti kabul edilebilir.
Taraf markaları görsel olarak başvuru markasının “… health&fitness club” karakteristik yazı ile … ibaresi ve hemen yanında sarı renkli daha küçük punto ile yazılı “…” ibaresinden oluştuğu, … ibaresinde “A” harfinin çizgisi ile “i” harfinin noktasının da yine sarı renkli olduğu, … ibaresin hemen altında yine sarı renkle yazılı çok küçük olacak şekilde “health&fitness club” ibaresinin yer aldığı;
Davacının ise … ibareli yani yeşil renkle yazılı A harfi aşağı doğru daha uzun olan … ibaresi ile hemen yanına konumlandırılmış kalın ve daha büyük harflerle yazılı … ibaresinden oluştuğu; diğer markaları da yine işbu markanın üzerine konumlandırılmış “bahane yok!” markası, … ibaresinin altına konumlandırılmış “blog” ibareli markası, yine ana unsurun altına konumlandırılmış spor kulübü ibareli markasından oluştuğu, bir markasının … ibaresi kalın punto ile yazılı olacak şekilde devamında ise FİTNESS ibaresinin getirilerek oluşturulan bir marka olduğu; diğer redde mesnet markasının ise siyah zemin üzerine sol orta kısımda … ibaresi daha küçük … ibaresi daha büyük olacak şekilde markanın yer aldığı, aynı hizada ancak bu defa sağ kısımda karakteristik şekilde … Miyiz? Sorusunun bulunduğu markadan oluştuğu; taraf markaları görsel olarak bu haliyle benzerlik ihtiva ettiği, başvurunun asli unsurunu “…” ibaresi oluşturduğu. davacının itirazına mesnet markaların asli unsuru da aynı kelimeden oluştuğundan, ve başvuru markası ile mesnet markalar aynı mal ve hizmetler üzerinde tescilli olduğundan dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca benzerlik ve karıştırma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.

Davacı tarafından dava dosyasına ve marka işlem dosyasına sunulan tanınmışlığı ispata elverişli redde mesnet markaların ilgili tüketici tarafından hemen akla gelecek veya hemen akla gelecek markalar arasında olduğunu gösterecek yeterli düzeyde destekleyici verilere dayanılmadığı, “markanın pazar payına ilişkin dokümanlara, satış broşürleri, kataloglar, fiyat listeleri, yıllık faaliyet raporları, ciro bilgileri, reklam, yatırım masraflarını (yoğunluk, kapsam ve etkiyi) yansıtan belgelere ya da tüketicilerin davacının markasını tercih ettiğine dair kamuoyu yoklamalarına, resmi kuruluş, araştırma enstitüsü meslek veya ticaret odalarının “geniş çevrelerin görüşünü yansıtacak şekilde” beyanlarına, tüketici farkındalığını gösteren araştırma raporlarına ve buna benzer tanınmışlığı ispata yönelik herhangi bir delile dayanılmadığı”; dolayısıyla davacı yanın “…” ibareli markalarının tescilli olduğu sınıflarda tanınmış olduğu ya da kullanım sonucunda yüksek bilinirlik elde ettiği yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı; bu sebeple SMK’nın 6/5 maddesindeki davacı markasını sulandırmaya yönelik herhangi bir şartın somut uyuşmazlık bakımından gerçekleşmediği;
Davalı başvurusunun kötüniyetli olduğuna ilişkin somut veri bulunamadığı, bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacıyı baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından ve bu konuda yeterli bir somut delil ibraz edilmemiş olması nedeniyle davalıya ait markanın kötü niyetinin varlığının ispat edilemediği gibi, davacının markası üzerinden haksız bir avantaj sağladığının da ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Neticede, dosya incelendiğinde, benimsenen kısmen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davalıya ait … numaralı “… … ” ibareli marka ile davacı markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacı markalarının tanınmışlığına ilişkin iddiaların ispatına elverişli delil ibraz edilmediği, YİDK kararının yerinde olmadığı ve iptali şartlarının oluştuğu, davaya konu markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
Davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 21,40-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.564,60.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15.09.2022

Kâtip Hâkim…
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.300,00.-TL
P.P : 137,50.-TL
TOPLAM : 2.564,60.-TL