Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/297 Esas – 2022/224
T.C.
…
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/297
Karar No : 2022/224
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 04/11/2021
Karar Tarihi : 30/06/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin ucuzabilet” esas unsurlu markalarının sahibi olduğunu, 1991 yılından beri faaliyet gösterdiğini, hâlihazırda müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlerin “ucuzabilet” ve “ucuzabilet.com” esas unsurlu markaları altında kamuya sunulduğunu, dava konusu… sayılı markanın “… cok ucuza bilet” şeklinde olduğunu, markaya yönelik itirazlarının reddolunduğunu, halbuki markanın SMK’nın 5/1-ç-g ve 6/1- 4-5-9 hükümlerine aykırılık oluşturduğunu, müvekkili markalarının kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığının …… E. Sayılı dosyalarında tespit edildiğini, müvekkili şirketin “ucuzabilet” ve “ucuzabilet.com” esas unsurlu markaları ile davalının “… cok ucuza bilet” ibareli markasının ayniyet derecesinde benzer olduğunu, taraf markaları ile verilen mal/hizmetler arasında benzerlik (birebir aynı) bulunduğunu, 39. sınıf olarak belirtilen “tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama” açısından taraf markalarının aynı şekilde hizmet verdiklerini, davalının müvekkili şirket markalarının sahip olduğu itibardan haksız olarak faydalanmak maksadıyla dava konusu markayı tescil ettirdiğini, 6/5 maddesinin koşullarının oluştuğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 07/09/2021 tarih ve… sayılı kararının iptaline, … sayılı “… cok ucuza bilet” ibareli markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun tebliğe rağmen dosyada mevcut bir cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının 5/1 ç ve 6/5 kapsamındaki itirazlarının yerinde olup olmadığı, davalı eyleminin haksız rekabet olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “… cok ucuza bilet” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu, davalının 2020/24078 sayı ve “… cok ucuza bilet” ibareli marka için 07/09/2021 tarihinde 39.Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacı 2018/55317, 2018/55349, 2018/55337, 2018/55434, 2018/55429, 2018/55472, 2018/55454, 2018/55441, 2019/10076, 2019/10072 sayılı “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com …”, “ucuzabilet.com bir … markasıdır.”, “ucuzabilet.com bir … markasıdır.”, “ucuzabilet”, “ucuzabilet.com” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunulduğu, itirazın reddine karar verildiği, red kararına karşı davacının tekrar itirazda bulunduğu, bu defa TÜRKPATENT YİDK’nın 07/09/2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Dolayısıyla markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu; markaların tescilli oldukları sınıfların aynı olması veya birbirine benzer olmasıdır. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal veya hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Görüldüğü üzere karıştırılma ihtimalinin varlığı için çifte benzerlik şartının gerçekleşmesi ve her iki benzerliğin de dikkate alındığı genel izlenim ve değerlendirmeye göre ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılması gerekmektedir.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yanın … sayılı markaları, dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle mutlak ret nedenleri uyarınca reddine karar verilmiş markalar olup anılan markaların YİDK karar tarihindeki durum itibariyle dikkate alınmaları mümkün olmadığı; her ne kadar her iki marka ile ilgili olarak da, davacı yanın dosya kapsmaındaki beyanlarında, derdest davalar olduğu belirtilmiş ve bu davalar sonucunda anılan markaların SMK m. 5/2 uyarınca 39. Sınıf bir kısım hizmetler açısından kullanım sonucunda ayırt edici hale geldiği yönünde kurulmuş hükümler olduğu belirtilmiş ise de YİDK kararlarının, karar tarihindeki sicil durumu gözetilmek suretiyle ele alınması gerektiği;
Bununla birlikte davacı yanın sair markalarının tamamının uyuşmazlık konusu 39. Sınıf hizmetleri kapsadıkları, taraf markalarının birebir aynı hizmetlerde tescil edilmek istenilmeleri nedeniyle birbirleri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde oldukları, benzer tüketici gruplarına ve benzer ihtiyaçlara yönelik hizmetleri sundukları, satış ve sunum biçimlerinin benzer oldukları, birbirleri yerine tercih edilebilir oldukları anlaşılmıştır.
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunmaktadır.
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali, iki şekilde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesidir. İkinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesidir. Bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabilecektir. Böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacaktır.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınması gerektiği ve malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür.
Benzerliği tespit olunan 39. Sınıf hizmetlerin ticaret hayatında rutin olarak yararlanılmayan, görece yüksek fiyatların mevcut olabildiği, tüketicilerin anlık kararlar ile değil mutlak bir ön araştırma sürecinden geçerek tercihlerini somutlaştırdığı, bu araştırmalarında özellikle internet üzerinden incelemelerde bulunduğu, dolayısıyla çoğu zaman muhtelif bilgi kaynaklarından bilgi sağlayarak ve araştırma yaparak hizmeti sunacak olan işletmeyi belirlediği, bu nedenle bilinç düzeyi daha yüksek, dikkatli ve özenli kimselerin bu hizmetlerin yararlanıcıları olabilecekleri anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nun 13.06.2012 tarih ve 2012/11-155E – 2012/376K sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denilmektedir. Dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacaktır.
Markalar karşılaştırılırken görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur.
Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığı dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Dava konusu marka “… cok ucuza bilet+şekil” marka sarı renkli bir fon üzerine yeşil renge çalan bir renkte sol kısımda bir uçak figürü, sağ kısımda markanın bütününe hakim olacak şekilde “…” ibaresi, bu ibarelerin hemen altında tüm logoyu enlemesine kesen bir çizgi ve çizginin en altında ise marka görselinde sair tüm unsurlara nazaran oldukça küçük harf karakterleri kullanılarak kırmızı renkte yazılmış “çok ucuza bilet” kelimelerinden oluştuğu; markanın bu haliyle tüketici nezdinde akılda kalıcı unsurunun “…” ibaresi olacağı; zira “çok ucuza bilet” ibaresinin marka içerisinde yardımcı unsur olarak kullanıldığı ve tüketiciye verilen hizmetin niteliğine dair doğrudan bir mesaj verir algı yarattığı;
Davacı yanın tescilli markalarından biri olan “…” ibaresi ile birlikte kullanılmış “ucazabilet.com” ibarelerinden oluştuğu, “ucuzabilet” ibaresinin “…” ile birlikte eş büyüklükte ya da daha büyük şekilde harf karakterleri ile markanın ön kısmında konumlandırıldığı, yazım biçiminde “ucuza” ibaresi ile “bilet” ibarelerinin farklı kalınlık ve renk tonlamalarında yazılarak görsel bir algı, başka bir ifadeyle kurumsal kimliğe katkı sağlar bir izlenim yaratıldığı; davacı yanın tek başına bu ibarelerden oluşan markalarının ise YİDK karar tarihi itibariyle müddet konumunda olduğu anlaşılmıştır.
İşbu uyuşmazlık kapsamında tartışıldığı gibi kendisinden önce tescil edilmiş bir markadaki ibare ile birlikte kendi unsurlarını içerisinde barındıran birleşik bir markanın önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için önceki markanın kendi başına uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve bu ibarenin sonraki markada da dominant bir etkiye sahip olmadığına bakılması gerektiği; zira önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir. Keza yine bir markanın önceki markaya eklenmiş bir diğer kelimeden oluşması iki markanın benzer markalar olduğu yönünde bir göstergedir.
Dava konusu markanın bütüne hakim görsel unsurları itibariyle, davacı markaları ile herhangi bir benzerlik taşımadığı; dava konusu markanın hakim/esas unsurunun da “…” ibaresi olduğu, anılan ibarenin normal koşullarda ülkemiz tüketicisi tarafından bilinmesi mümkün herhangi bir anlamının olmadığı, bununla birlikte ibarenin marka içerisinde “cok ucuza bilet” şeklinde yardımcı unsur niteliğindeki kelime grubu ile birlikte kullanıldığı bir durumda, bir kısım tüketicinin dava konusu markayı dikkatlice incelemesi ve bütün olarak algılaması halinde “…” kelimesini, anılan kelimelerin ilk harfleri ile yaratılmış, ayırt ediciliği bulunan bir marka olarak algılama ihtimali olmakla birlikte, tüketicilerin büyük bölümünün bu yönde bir ilişkiyi derhal ve tereddütsüz olarak tüketicilerin kuracağı yönünde bir kanaate varılmasının ise mümkün olmadığı; hatta öyle ki markanın oluşturuluş sistematiği itibariyle, tüketicinin, marka içerisindeki “çok ucuza bilet” kelimelerine, anılan söz öbeğinin verdiği mesaj itibariyle, markasal bir algı yüklemesi beklenmeyeceğinden, markanın hakim ve tek ayırt edici unsuru olduğu görülen “…” ibaresine de, bahsi geçen kelimeler ile bağlantılı bir anlam yüklemesi de mümkün olmayacağı;
Davacı yanın markaları ise “ucuzabilet.com” ve “…” ibarelerinin birleşiminden oluşan markalar olduğu; “…” davacı yan adına halihazırda tescilli bir marka olup marka içerisindeki esas unsurlardan birisinin de bu ibare olduğu; “ucuzabilet.com” şeklinde bir ibare ile karşı karşıya kalan tüketici açısından anılan ibarenin kavramsal olarak tüketiciye yansıtacağı tek mesajın “ucuz şekilde bilet (uçak, otobüs, tren vs) satın alabileceği bir internet sitesinin özgünlüğü yüksek olmayan bir sloganı” şeklinde olacağı; nitekim günümüzde özellikle internet üzerinden hizmet veren işletmelerin birçoğu bu tür basit, sektörel kavramları da içerir şekilde markalar yaratmakta (biletall, enuygun, arabam.com, ucuzal, tasarruf et, kıyas.la, fiyatsor) iseler de anılan markaların birçoğu ayırt edici niteliği tartışılır mahiyetteki ibarelerden oluştuğu anlaşılmıştır.
Slogan markaları, birkaç sözcükten oluşan kısa cümlelerden ibaret olup bu markalar genellikle ürünlerin promosyonları için kullanıldıklarından bunların çoğu tüketiciler tarafından bir işletmenin ayırt edici işareti olarak algılanmazlar. Bu noktada önem teşkil eden husus tescil edilmek istenilen ibarenin, ibareyi ticaret hayatında markalaştırarak tekeline almak isteyen iktisadi kaynağı tereddütsüz bir şekilde işaret etmeye elverişli olmasıdır. Tamamıyla türetilmiş, kendisini meydana getiren kelimelerin anlamları ile bir oynama, ironi, uyak veya ses tekrarı içerme ya da bilinçaltına mesaj gönderme gibi yollarla yaratıcılık içeren, anlam yönünden ilk anda çözümlenemeyen, alışılmışın dışında kelime kombinasyonlarını içeren sloganların ayırt edici nitelikleri mevcut olacak ve bu sayede işaretin iktisadi kaynağını rahatlıkla belirtebilecekken, basit, mecazi anlamlar taşımayan, herkesçe oluşturulabilir sloganların ayırt ediciliği ya olmayacak ya da son derece zayıf olacaktır. Söz gelimi “temizliğin yeni adı” ibaresi ayırt ediciliği bulunmayan bir slogan olarak kabul edilmiştir.
Dolayısıyla da “ucuzabilet” ya da “ucuzabilet.com” şeklindeki ibarelerin, tüketici nezdinde esasen markanın iktisadi kaynağını ilk anda işaret eden nitelikte bir ayırt ediciliklerinin olmadığı, “ucuz bilet al, enuygun, ucuz uçak bileti” gibi kavramlarla benzer şekilde tüketiciye ucuz bilet satın alabileceğini gösterir bir ibare olarak algılanacağı anlaşılmıştır.
Nitekim davacı yanın da … sayılı “ucuzabilet.com” şeklindeki markaları, “…” ibaresinden bağımsız olarak başvuru konusu edildiklerinde, TÜRKPATENT Kurumu tarafından ayırt edici görülmeyerek reddine karar verilmiş markalar oldukları; ancak her iki başvuru ile ilgili olarak da dosya kapsamında yer alan … 5. FSHHM’nin … E. ve … E. sayılı derdest dosyalar kapsamında düzenlendiği görülen bilirkişi raporları ile birlikte davacı markalarının 01.02.2019 tarihinden daha evvelki bir tarihte www.ucuzabilet.com markasının 39.01. sınıf hizmetlerde, yani “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri” alanında fiilen uzun süre boyunca (yaklaşık 13 yıl), kesintisiz ve yoğun bir şekilde “…” markasından bağımsız olarak ya da birlikte kullanıldığı, bu haliyle artık davacı şirket ile bağıntılı bir hale geldiği, “ucuzabilet.com” denildiğinde davacı şirket bünyesindeki bir biletleme platformu algısı oluşturduğu yönünde kanaatlere varıldığı görülmektedir.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde, davacı yanın “ucuzabilet.com” markalarının normal koşullarda tüketiciler nezdinde, işletmesel bir kökene işaret etmesi mümkün olmayan, hizmetin tüketicinin bütçesini korumaya yönelik olduğu yönündeki içerikli anlamı dışında, tüketicilere anında ve kolayca marka olarak algılanmasını sağlayacak herhangi bir unsur içermediği, dolayısıyla böylesi bir ibarenin dava konusu markada gerek “…” şeklinde ayırt edici vasfı yüksek bir ibare ile birlikte gerekse de konumlandırma ve boyut olarak da tamamen geri planda, “cok ucuza bilet” şeklinde bir tamlama içerisinde, birbiri ile birleşik değil ayrı ayrı sözcükler halinde kullanımı halinde, tüketicinin taraf markaları arasında herhangi bir şekilde benzerlik kurmaları ve buna bağlı olarak bir yanılgı yaşamalarının mümkün olmadığı; zira dava konusu markanın genel mizanpajının, taraf markaları arasında bir benzerlik kurulmasının önüne geçtiği, tüketicinin, davacıya ait markaları taşıyan mal ya da hizmetlerden yararlanmak isterken, davalıya ait markayı taşıyan mal ve hizmetleri satın alma olasılığının bulunmadığı, davacı markalarının … 5. FSHHM’nin 2019/82E. ve 2019/120E. sayılı derdest dosyalar kapsamında kullanım ile ayırt edicilik kazandığı yönündeki hükmün benimsenmesi halinde dahi, dava konusu markanın bütün olarak davacı markaları ilişkilendirilebilir olmadığı, zira davacı yanın kullanım sonucunda elde ettiği bir bilinirlik var ise de bu bilinirliğin davacı yanın alternatif markaları ile de örtüşen formatta/mizanpajda olması gerektiği, başka bir ifadeyle davacı yanın alternatif markalarının tamamında “ucuzabilet” şeklindeki kullanımın yalnızca renk unsurlarının değişkenlik gösterdiği, bunun dışında oluşturuluş sistematiğine her bir markada aynı şekilde sadık kalındığı, bu şekilde tüketici nezdinde görsel hafızaya da hitap eder bir kimlik oluşturulduğu, ibarenin farklılaşan kullanım biçimlerine konu edilmediği, halbuki dava konusu markada bu kimlikten farklı, davacı markalarını anımsatmayacak şekilde bir logonun kullanıldığı, bu durumun işaretleri birbirinden yeterince uzaklaştırdığı, ilgili tüketicinin yargılama konusu mal ve hizmetleri için ayırdığı satın alım süresi içinde dava konusu markayı gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, dolayısıyla taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı;
Bununla birlikte işaretler zaten benzer olarak görülmediklerinden somut olayda mutlak bir ret neden olan 5/1-ç maddesinin de uygulama alanı bulmayacağı anlaşılmıştır.
6769 s. SMK 6/5 maddesine bakıldığında “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” düzenlemesine yer verildiği görülmektedir. Söz konusu düzenleme ile birlikte önceki markanın tanınmış olması halinde aynı veya benzer mal ve hizmet gruplarının yanı sıra farklı mal ve hizmetlerde de korunabileceği hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu tescil engeli kapsamında, koruma elde edilebilmesi için önceki tarihli markanın tanınmış olması, önceki tarihli marka ile sonraki tarihli başvurunun aynı veya benzer olması ve düzenlemede öngörülen üç şarttan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle, markanın tanınmışlığı ve anılan şartlardan en az birinin varlığı söz konusu tescil engelinin ortaya çıkması açısından bir zorunluluktur.
Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanmasının esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal veya hizmetler arasında bir bağlantı kurulması ihtimali aranmaktadır.
Markanın itibarına zarar verilmesi kavramı markanın tanınmışlığından haksız yararlanılması kavramı ile yakın bağlantılı olup bu iki şartın çoğu kez örtüştüğü kabul edilmektedir. Genel ayrım olarak, tanınmış markadan haksız yararlanmanın, kullanan açısından ekonomik açıdan bir artışı ifade etmesine rağmen, itibarına zarar vermenin marka sahibinin ekonomik açıdan zarar görmesini ifade ettiği hususu vurgulanmaktadır. Markanın itibarına zarar verilmesi genellikle tanınmış markanın olumsuz imaj yükletilmesi tehlikesiyle karşılaştığı durumlara ilişkin olup bu hususun tanınmış marka sahibi tarafından ispatlanması gerekir.
Markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesinin(sulandırılma)tanınmış markanın aynısının veya benzerinin kullanıldığı her durumda söz konusu olacağı sonucuna varılması söz konusu değildir. Ayırt edici karakterin zedelenmesinin, sonraki tarihli marka ile tanınmış marka arasında düşünsel bir bağın mevcut olması ve bu durumun tanınmış markanın reklam değerini tehlikeye düşürmesi halinde söz konusu olabileceği kabul edilmektedir. Ayrıca markaların ilgili olduğu mal ve hizmetler birbirine ne kadar yakınsa ayırt edici karakterin zedelenmesinin de o kadar olası olduğu vurgulanmaktadır. Tanınmış markanın aynısının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması halinde markanın ayırt edici karakterinin zarar görmesi olasılığı artmakta, markalar arasındaki benzerlik azaldıkça, bu tehlike de azalmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere bu hallerden her birisinin aynı anda mevcudiyeti mecbur olmayıp bunlardan herhangi birisinin varlığının maddenin uygulanabilirliği açısından yeterli olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda davacı yanın delillerin; 2015 yılında basılı yayınlarda çıkan reklamların detaylarını gösterir 3 sayfalık liste ve reklamı gösterir 4 adet gazete sayfası, 2016 yılında basılı yayınlarda çıkan reklamların detaylarını gösterir 2 sayfalık liste ve reklamı gösterir 5 adet gazete sayfası, 2018 yılında basılı yayınlarda çıkan 1 adet reklamın detaylarını gösterir belge ve reklamı gösterir 1 adet gazete sayfası, Televizyon ve sinemada yayınlanan reklamların görselleri, Survivor isimli programda yayınlanan reklam görseli, Mobil cihazlara yüklenen uygulama görseli ve reklamı, Ucuzabilet.com alan adına ilişkin whois kaydı ve internet sitesi görüntüleri, Alan adı 2005 yılında oluşturulduğu, Ucuzabilet.com sayfasının trafik raporu: 2011’de 1.4 k olan ziyaretçi sayısı, 2018 yılından 177k sayısına yükseldiği, Reklam yayın bedeline ilişkin 2015 tarihli 3 adet fatura, Ucuzabilet.com Yandex Eylül 2016 tarihli fatura, Facebook tarafından düzenlenen 2017 ve 2018 tarihli 2 adet fatura, Mynet, Haberturk, Puhutv, Sahibinden.com dijital platformaları ile Skyroad dergisinde yayınlanan reklamlar vb. şekillerdeki delilleri olduğu;
Söz konusu delillerde, davacı yanın “ucuzabilet.com” markasını çok uzun yıllardır kullandığı, özellikle internet sitesi günlük erişim sayılarının yıllara sair artış eğrisi gözetildiğinde, başka bir ifadeyle tüketicilerin, davacı yanın web sitesinden ve dolayısıyla davacı yanın hizmetlerden yararlanarak davacı markası ile karşı karşıya kalmaya yoğunluğu gözetildiğinde 2013 ve sonrasındaki dönemde çok ciddi bir artışın mevcut olduğunun görülebileceği, bununla birlikte davacı markaları ile yapılan reklam ve tanıtım çalışmalarının da yine ibarenin sektörde bilinirliğini arttırdığı yorumunda bulunulabileceği, nitekim … 5.FSHHM’nin 2019/82E. ve 2019/120E. sayılı derdest dosyaları kapsamında da davacı markalarının kullanım sonucunda ayırt edicilik elde ettiği yönünde bir kanaate varılmış olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte tüm bu hususlar bir bütün olarak ele alınarak değerlendirildiğinde ve davacı markalarının kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandığı yorumunun benimsenmiş olduğu bir durumda dahi “ucuz bilet, ucuza bilet, ucuz uçak bileti, ucuza al, ucuza uç” gibi alternatiflendirilebilecek bu kavramların her birinin esasen başlangıçtan itibaren ayırt edicilikleri bulunmayan/son derece düşük, tüketiciler nezdinde markasal anlamda somut iktisadi karşılılıklar yaratması mümkün olmayan kavramlar oldukları, bu tür ibarelerin yoğun ve sık kullanıma bağlı olarak, bu kullanımı gerçekleştiren işletme ile belli bir iktisadi bağ kurduğunun kabulünde dahi, işaretlerin bütünsel anlamda birbirleri ile ciddi şekilde bir yakınlık oluşturmadıkları bir durumda, sonraki her bir markanın, önceki marka ile benzer görüleceği, davacı markalarının kullanım ile elde ettiği sektörel bilinirliğe zarar vereceği, sonraki markanın bu sayede haksız menfaat temin edeceği yönünde bir sonucu doğurmasının mümkün olmayacağı anlaşılmıştır.
Zira bu tür markalarda, esasen kullanım sonucunda elde edilen ayırt edicilik temelde kullanıma da konu olan görsel unsurları ihtiva eder şekilde yaratılan kurumsal kimlik ile sınırlı olacağı; somut olayda da dava konusu markanın genel mizanpajı ve bütüne hakim unsurları gözetildiğinde, davacı markaların bir yanaşma hali mevcut olmadığı; bu çerçevede taraf markaları arasında SMK m. 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerlik bulunmadığı gibi davacı yan markalarının kullanım sonucunda belli bir bilinirlik ve davacı yana özgü bir aidiyet kazandığı yönünde kanaate varılsa dahi bu durumun, somut olaya konu davalı başvurusu açısından, davacı lehine SMK m. 6/5 kapsamında bir koruma sağlamayacağı anlaşılmıştır.
Neticede, dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu 2020/24078 sayılı başvuru kapsamında 39. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından, taraf markalarının aynı ya da benzer mal ve hizmetleri kapsadıkları, davacı yanın 2019/10076 ve 2019/10072 sayılı markalarının YİDK karar tarihi itibariyle müddet konumunda oldukları, davacı markaları ile dava konusu başvuru arasında, ilgili tüketiciler nezdinde, salt “ucuza bilet” ibarelerinin ortaklığından kaynaklı olarak bu ibarelerin taraf markalarındaki kullanım biçimleri ve markaların bütünsel mizanpajları karşısında, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yanın “ucuzabilet.com” şeklindeki markalarının, yıllara sair kullanımları sonucunda özellikle 39.01 alt grubu hizmetler açısından belli bir ayırt edicilik elde ettiği yönünde bir kanaate varılsa dahi, taraf markalarının bütünsel algılarının yine karıştırılma ihtimalinin önüne geçtiği, davacı yan markalarının işlem dosyasına sunulan deliller ve yine … 5.FSHHM’nin 2019/82E. ve 2019/120E. sayılı derdest dosyaları kapsamında varılan kanaatler dikkate alınarak, kullanım sonucunda elde ettiği bilinirliğin 39.01. hizmetler açısından davacı markalarının belli bir bilinirlik düzeyine ulaştığı yönünde kanaate varılmasına yeterli görülse dahi SMK m. 6/5 koşullarını somut olayda oluşma ihtimalinin mevcut olmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu ve iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, birbirini destekler nitelikteki bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile kalan 21,40.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı şirket ve davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30.06.2022
Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır