Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/244 E. 2022/150 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/244
KARAR NO : 2022/150

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …..
DAVALI …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan YİDK Kararının İptali İle Marka Hükümsüzlüğü istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin 04.10.2020 tarihinde 2020/119086 başvuru numarası ile 38. (Yayın Hizmetleri(…)) ve 41. (Eğitim – Öğretim Hizmetleri (…)) sınıf mevcut hizmetler bakımından “tercih simülasyonu” ibareli marka tescili başvurusunda bulunduğunu, davalı TÜRKPATENT’in, eğitim sektörü bakımından tanımlayıcı mahiyette olduğu ve ayırt edici niteliği bulunmadığı konularının gerekçe gösterilerek 6769 sayılı SMK 5/1-b,c maddesi uyarınca kısmen reddedildiğini, söz konusu karara itiraz edildiğini ancak bu itirazın YİDK tarafından da reddedildiğini, müvekkili marka başvurusunun ayırt edici nitelik taşıdığını, kullanılma sıklığının ise “tercih robotu” markasının çok daha sıklıkla kullanılmasına ve tanımlayıcı noktasında çok daha etkili olmasına rağmen marka olarak tescillendiğini ve tescilin yenilenerek devam etiğini, “tercih robotu” kelimesinin daha yaygın ve sık kullanıldığını, tanımlayıcı nitelik açısından da çok daha güçlü durduğunu, bütün bunlara rağmen “tercih robotu” kelimesinin marka olarak tescil edilmesine rağmen “tercih simülasyonu” kelimelerinin reddedilmesinin tutarlı ve hakkaniyetli olmadığını, müvekkilinin markayı esasen “Eğitim-Öğretim Hizmetleri” sınıfı için kullanmak istediğini, ancak Kurum tarafından reddedilen sınıfların “Haberleşme” ve “Eğitim-Öğretim Hizmetleri” olduğunu, markanın kullanılacağı esas sınıf açısından reddedilmesinin, markayı müvekkili açısından kullanılmaz hale getirdiğini, Kurum’un red gerekçelerinden birinin “tercih simülasyonu” kelimesinin uluslararası arenada “choice simulation” olarak kullanılması olarak ifade edildiğini, “choice simulation” doğru çeviri olarak “seçim simülasyonu” olarak çevrilebileceğini, bu kavramın seçimler için ve ayrıca bir matematik terimi olarak da kullanıldığını, Kurumun iddia ettiği gibi İngilizce karşılığının bile olduğu varsayımının tamanen yanlış olduğunu, “Seçim” ve “Tercih” kavramlarının aynı anlama gelmediğini, müvekkilinin 2018 yılında işbu marka ve ferileriyle ilgilenmek üzere memurluktan istifa ettiğini ve “tercih simülasyonu” kavramını 2018 yılından itibaren kullanmaya başladığını, söz konusu kavramı sektöre müvekkilinin kazandırdığını iddia ederek; Müvekkilinin”tercih simülasyonu” ibareli marka başvurusunun tescil işlemlerinin “Haberleşme Hizmetleri” ve “Eğitim-Öğretim Hizmetleri” bakımından tamamlanmasını ve Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesine özetle; başvurunun standart karakterlerle ve küçük harflerle yazılmış “tercih simülasyonu” ibaresinden oluştuğunu, mor renkli bir daire içine yerleştirilmiş kep çizimi görselini ihtiva ettiğini, marka örneğinde yer alan şekil unsurunun ibarenin yanında ikincil bir algısı olduğunu ve başvurunun esas unsuru konumunda bulunan “tercih simülasyonu” ibaresinin eğitim sektöründe kullanıldığı; ibarenin İngilizce karşılığı sayılabilecek “choice simulation” ibaresinin de aynı şekilde tanımlayıcı bir mahiyette yaygın olarak kullanıldığını, söz konusu ibarenin ilgili tüketiciler tarafından, kısmi redde konu hizmetler bakımından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağını, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işlemlere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceğini ve tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğunu, başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1-(b,c) bentleri uyarınca kısmen reddine yönelik kararın hukuka uygun olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRME
1- 6769 sayılı SMK’nun 5/1-b maddesi kapsamında:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-b maddesi uyarınca; “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler” marka olarak tescil edilemez. Bir marka işareti iki tür ayırt ediciliği haizdir. Bunlardan ilki “soyut”, ikincisi ise “somut” ayırt ediciliktir.
Bir işaret akla gelebilecek hiçbir mal veya hizmet için ayırt edici niteliğe sahip değilse, bu işaretin soyut ayırt edici niteliği yoktur.
Bir işaretin belli bir mal veya hizmet için kullanım sonucunda ayırt edici nitelik kazanması mümkün ise, o işaretin aynı zamanda soyut ayırt edici niteliğinin olduğunu kabul etmek gerekir.
Buna karşılık bir işaretin somut ayırt edici niteliği incelenirken, tescili talep edilen işaretin tescile konu mal veya hizmetleri diğer mal veya hizmetlerden ayırt etmeye elverişli olup olmamasına bakılır. Söz konusu işaretin tescile konu mal ve hizmetler açısından ayırt edicilik fonksiyonu yoksa, aksine bu mal veya hizmetlerin bir özelliğini veya kullanım amacını belirtiyorsa ya da mal veya hizmet hakkında bilgi veriyorsa, somut ayırt edici niteliğe sahip olmadığı kabul edilir.
Bu nedenle bir işaret soyut ayırt edici niteliğe, dolayısıyla, marka olma özelliğine sahip olabilir, ancak bu işaret belli mal ve hizmetler için ayırt edici niteliği bulunmadığından tescil edilemez. Dolayısıyla, soyut ayırt edici nitelik somut ayırt edici niteliğe göre daha geniş kapsamlıdır.
SMK’nun 4. maddesinde öngörülen kıstaslar çerçevesinde, dava konusu TERCİH SİMÜLASYONU+ŞEKİL ibaresi belirtilen tüm fonksiyonlara sahiptir. Yukarıda da belirtildiği üzere, bir işaretin genel olarak mal ve hizmetler bakımından ayırt edicilik vasfının bulunması ile tescil başvurusuna konu mal veya hizmetler bakımından somut ayırt edici gücünün olmaması farklı müesseselerdir. TERCİH SİMÜLASYONU ibaresi genel olarak mal veya hizmetleri diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etme vasfına sahiptir. Bu kapsamda söz konusu ibare soyut ayırt edici niteliği haizdir.
Ancak, dava konusu “38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından “TERCİH SİMİLASYONU” ibaresinin SOMUT ayırt edici niteliği bulunmadığı değerlendirilmektedir. Şöyle ki; TERCİH SİMÜLASYONU ibaresindeki TERCİH kelimesi, TDK Güncel Türkçe Sözlük uyarınca; “Yeğleme” anlamına gelmektedir. SİMÜLASYON kelimesi ise “1- Benzetim. 2- Öğrence” anlamını haizdir. TERCİH SİMÜLASYONU ibaresinin anlamsal karşılığı, kendisini oluşturan iki kelimenin oluşturduğu bütün itibariyle “çoklu olasılıklar dahilinde tercih alternatiflerinin öngörülebilen sonuçlarını/taklitlerini yansıtma”yı ifade etmektedir. İnternet ortamında, özellikle eğitim alanında yaygın kullanımı bulunan bu ibare; kişilerin sınav puanları ile yerleşebilecekleri en iyi bölüme yerleşebilmeleri için sınava giren diğer adayların, hangi bölümleri hangi sıra ile tercih edeceklerini de hesaba katarak gerçek veriler üzerinden tahmin yürüten yazılım hizmetlerinin genel adıdır. İbarenin İngilizce karşılığı olan “choice simulation” ve/veya “choice simulator” ibaresinin de aynı hizmeti tarif eden yaygın ve yerleşik bir kullanımı vardır.
Görüldüğü gibi TERCİH SİMÜLASYONU ibaresi, hem haberleşme hem de eğitim-öğretim hizmetlerini kapsayan “tercihlerin simülasyonlarını” yansıtan karma hizmet biçimini tanımlayan bir söz bütünüdür. Söz konusu ibare, kendisini oluşturan sözcüklerin toplamından fazla ve farklı bir anlama bürünmemiş olup, çağrışım değil doğrudan tanımlayıcılık içeren bir bileşik bir markadır.
Bu bağlamda “TERCİH SİMÜLASYONU” markası, özel bir zihni çaba gerektirmeksizin doğrudan doğruya olası “tercihlerin simülasyonlarını” gösteren bir eğitim yazılım hizmetini akla getirmektedir. Dolayısıyla da, “38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından somut ayırt ediciliği olmayan bir işarettir. Zira işbu hizmetlerin ortalama tüketicisi TERCİH SİMÜLASYONU ibaresinin bütünsel anlamını bilecek ve kolaylıkla kavrayabilecek kimselerdir. İlgili tüketiciler nezdinde TERCİH SİMÜLASYONU+ŞEKİL marka işaretinin herhangi bir ayırt ediciliği ve kaynak belirtme işlevinin bulunmadığı,
6769 sayılı SMK’nun 5/1-c maddesi kapsamında değerlendirme:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-c maddesi uyarınca; “‘Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” marka olarak tescil edilemez. Burada bahsedilen ticaret alanı; mutlak olarak kullanılan ticaret alanı olmayıp, markanın kullanılacağı mal ve hizmetlere ait ticaret alanı olarak değerlendirilmelidir.
Madde analizinden, madde ile getirilen sınırlamanın amacının, herhangi bir mal veya hizmetin kendisini veya bazı karakteristik özelliklerini belirten kelimelerin marka olarak tescilini önlemek olduğu anlaşılmaktadır. Böyle ibarelerin marka olarak tescili halinde, marka mal ve hizmetle bütünleşecek ve somut anlamda ayırt ediciliğini yitirecektir.
Bir işaretin SMK m. 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile sıkı ilişkisi sebebiyle mal veya hizmetin bir özelliğini derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Bir mal veya hizmet ile doğrudan bir ilişki kurmayan, ancak sadece bir mal veya hizmeti çağrıştıran, dolaylı anlatım (telmih) yoluyla akla gelebilecek olan, dolaylı olarak o mal veya hizmeti anımsatan işaretler ise tanımlayıcı olarak kabul edilmemektedir.
SMK 5/1-c bendine göre bir ibarenin tasviri işaretlerden sayılması için, işaretin hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, mal ve hizmet ile sıkı ilişkisi nedeniyle malın veya hizmetin bir özelliğini veya mahiyetini derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanılayamıyor, fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
Dava konusu ibare söz bütünü şeklinde bileşke bir markadır. Kelime kombinasyonları incelemesinde genel kural, tescili talep edilen malı/hizmeti tanımlayan unsurların sıradan bileşkesinden oluşan bir markanın tanımlayıcı olarak değerlendirilmesi yönündedir. Ancak, birden fazla tanımlayıcı kelimeden oluşan ve bir bütün olarak tanımlayıcı anlamlarının dışına çıkan sıra dışı ifadeler tescil edilebilmektedir.
Somut uyuşmazlık yönünden incelenmesi gereken; dava konusu TERCİH SİMÜLASYONU ibaresinin, SMK’nun 5/1-c maddesi kapsamında reddedilen “38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” yönünden hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, emtia ile sıkı bir ilişki içerisinde olup olmadığı, söz konusu malların niteliğini, özelliğini, bir türünü veya kompozisyonunu, coğrafi kaynağını derhal düşündürüp düşündürmediği, tüketicinin işareti gördüğünde kesin olarak malın niteliğini tanımlayıp tanımlamadığı, zihninde birkaç seçeneğin oluşup oluşmadığıdır.
Dava konusu TERCİH SİMÜLASYONU+ŞEKİL markası, TERCİH ve SİMÜLASYON kelimeleri ile kep şeklinden ibarettir.
SMK m. 5/1-c bendi yönünden yapılacak değerlendirme sadece anlamsal değerlendirme ile sınırlı tutulmalı ve tescilli talep edilen emtialar yönünden markanın bütünsel olarak vasıf, cins, tür, amaç, kalite bildirip bildirmediği incelenmelidir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, TERCİH SİMÜLASYONU ibaresi, hem haberleşme hem de eğitim-öğretim hizmetleri bakımından “olası seçimlerin temsillerini” yansıtan karma hizmet türünü doğrudan tanımlayan ve bu hizmetleri tarif eden bir söz bütünüdür. Söz konusu ibarenin kendisini oluşturan sözcüklerin tek tek anlamlarından öte, bütünsel açıdan yeni ve farklı bir anlam edinmediği açıktır. Bu bağlamda, markanın üzerinde kullanılacağı hizmetin, olası tercih alternatiflerinin yansımasını/tahmini temsilini gösterdiğine ilişkin bir niteliği, vasfı tanımladığı,
Sonuç itibariyle; “tercih simülasyonlarını” gösteren bir hizmet türünü tarif etmek, tanımlamak için herkesçe kullanılan ve kullanılabilecek mahiyette olan, bu sebeple de belli bir firmayı, işletmesel kaynağı işaret etme kabiliyeti bulunmayan, sözcüksel buluş niteliği taşımayan TERCİH SİMÜLASYONU ibaresinin “38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımımdan, davacının tekeline verilmesi SMK 5/1-c maddesinin amaç ve ruhuna açıkça aykırıdır. Zira bu ibare davacının hizmetlerini tanıtan, davacıyı veya onun çekişme konusu hizmetlerini işaret eden bir işaret olmadığı gibi; başka işletmelerin TERCİH SİMÜLASYONU hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan bir ibare de değildir.
Tüm bunların yanı sıra TERCİH SİMÜLASYONU+ŞEKİL markasında yer alan “kep” şekli, eğitim ve öğretim hizmetlerini belirtmek için yaygın kullanılan, sıradan ve tanımlayıcı bir görsel olup; marka, şekil unsuru yönünden de ayırt ediciliği olmayan bir işarettir.
Netice itibariyle,
1- 2020/119086 başvuru numaralı TERCİH SİMÜLASYONU ibareli marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi anlamında soyut ayırt ediciliği haiz olduğu; ancak “38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil).) 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından somut ayırt ediciliği bulunmadığından, işbu hizmetler bakımından tescil engeli içerdiği;
2- 2020/119086 başvuru numaralı TERCİH SİMÜLASYONU ibareli marka başvurusunun kapsadığı 38/02 Haberleşme Hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil).) 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c bendi anlamında tescil edilemeyecek tasviri işaretlerden olduğu ve bu mallar bakımından tescil engeli içerdiği;
3-Kurum kararının yerinde olduğu sonuçlarına ulaşılmış olup davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21.04.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır