Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/229 E. 2022/109 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/229 Esas – 2022/109
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/229
Karar No : 2022/109

Hakim :…
Katip :…

Davacı :…
Davalılar : …
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 27/08/2021
Karar Tarihi : 24/03/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 28/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı “… ÇEREZCİLİK” tarafından ilgili tebliğin 29, 30 ve 32. Sınıflarında yer alan mallar için … kodlu “…” marka başvurusunda bulunulduğunu, markanın ilanına müvekkili marka vekilleri aracılığıyla itirazın dosyalanmış olduğunu, Markalar Dairesi tarafından, itirazın reddi şeklinde verilen karara karşı yapılan ikinci itiraz ile de, TÜRKPATENT YİDK’ nın dava konusu kararı ile itirazın idari anlamda nihai olarak reddine karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin mesnet tüm markalarının asli unsurunun … olduğunun tartışmasız olduğunu, yine karşı taraf markasında yer alan … ibaresinin, özellikle dava konusu edilen mallar için ayırt ediciliği oldukça düşük, markasal değeri olmayan bir ibare olduğunu , özellikle çikolata ve benzeri ürün grupları için … kelimesinin neredeyse bir tür/çeşit haline gelmiş olduğunu ve her çikolata markasının bir … serisi ürünün var olduğunu, markada yer alan … kelimesi ile, müvekkili … kelimeleri arasındaki tek farkın da aradaki M-B sesi farkıdır ki, bu farkın da markaları farklı algılatmaya yetmediğini, M’nin fonetik olarak B sesine oldukça yakın olduğunu ve her iki sesin de aynı dudak hareketi ile çıktığını, bu iki sesin orta harf olduğu kelime bütünlerinde, fonetik olarak B ya da M harflerinden hangisinin söylendiği ile ilgili tek seferde anlaşılmanın neredeyse imkansız olduğunu, somut durumda da … markaları arasında bu şekilde yakın fonetik, sesçil ilişkinin var olduğunu ve davalı markasına eklenen … ibaresi, ayırt ediciliği düşük olduğundan ve özellikle dava konusu edilen pek çok emtia için de bu ibare tanımlayıcı olarak kullanıldığından, marka bütünlerinde, davalı taraf markasının müvekkili … serisi ürünü olarak sanılma, onun seri bir markası olarak algılanma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrıca müvekkil … markasının, oldukça uzun zamandan beri yoğun kullanılan, bilinen, sektöründe kendi ününe sahip bir marka olduğunu ve oldukça orijinal olduğunu, bu kadar benzer şekilde, sesçil olarak neredeyse aynı olan ve oldukça benzer esas unsur içeren … markasının tesciline izin verilmesinin bu markanın ayırt edici gücüne zarar vereceğini ifade ederek, YİDK kararının, karara konu … kodlu marka başvurusunda yer alan 29. Sınıftaki “kuruyemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” 30. Sınıftaki “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları da dahil olmak üzere soslar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” yönünden kısmen iptaline, tescili halinde bu emtialar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; davacı markaları “… + şekil” ve “…” ibaresinden oluşmakta iken davaya konu markanın “…” ibaresiyle birlikte Arap alfabesinden oluşturulmuş kelimelere yer verilmiş olduğunu, taraf markaları arasında SMK m. 6/1 anlamında iltibasa sebebiyet verecek düzeyde görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, verilen kurum kararının yerinde oludğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; somut dava bakımından müvekkili markasının bir bütün olarak bıraktığı izlenim ile davacı yan markasından ayrıştığını, müvekkili markası ile davacı marka ve marka şekilleri birbirinden tamamen farklı olup; iltibasa konu edilebilecek herhangi bir benzerlik taşımamakla birlikte karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, müvekkili markası “…” şeklinde iken davacının hükümsüzlük talebi için mesnet alınan markanın “…” şeklinde olduğunu, davacı markası ile müvekkili markası mukayese edildiğinde herhangi bir benzerliğin mevcut olmadığını, müvekkili markası ile davacı markasına ait şekillere bakılıp mukayese edildiğinde de markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığının, taraf markalarını kullanan ortalama tüketici nezdinde açıkça fark edilebileceğini, söz konusu markaların logolarına bakıldığında herhangi bir benzerliğin mevcut olmadığını, kısacası ne tarafların marka okunuşları birbirine benzemekte ne yazı karakterleri arasında ne de logoları arasında bir benzerlik bulunmadığını, davacı markasına bakıldığında beyaz fon üzerine siyah harflerle “…” yazılmakta olup; müvekkili markasına bakıldığında beyaz fon üzerinde sarı ve yeşil şeritler arasında Arap ve Latin harfleriyle “…” ibaresinin yazdığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 24/06/2020 tarihinde 29,30,32. Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının “…” sayılı ve “…, …” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 29.06.2021 tarih ve …sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken, Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik, Çağrıştırma, Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat, Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman kriterleri ele alınmalıdır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün malların davacıya ait redde gerekçe markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı;
Dava konusu markada, hem alt hem üstte sarı ve yeşil bombe şeritlerin yer aldığı, bu şeritlerin arasında Latin ve Arap harfleriyle “…” ibaresinin konumlandırıldığı;
Dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin ticari hayatta, özellikle dava konusu malların yer aldığı gıda sektöründe, malların kalitesini nitelendirmek için kullanılan tanımlayıcı bir ibare olması, marka işaretinde yer alan sarı ve yeşil şeritlerin ayırt edici niteliğinin düşük olması, ortalama tüketicinin algısının markada yer alan kelime unsuru üzerinde olacağı, bunun yanında, “…” ibaresinin herhangi bir anlamı olmayan fantezi bir ibare olması nedeniyle tüketici algısının özellikle bu ibare üzerinde olacağı, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu;
Redde gerekçe markalar “…” ibaresini münhasıran veya bazılarında “crepe sauce, premier, vb.” yan kelime unsurları ile birlikte veya küpeli bir kız başı figürünün yer aldığı, esas unsurlarının “…” ibaresi olduğu, zira, yan unsur olarak yer alan “crep sauce (krep sosu), premiere (ilk gösteri)” vb. kelimelerin dava konusu mallar bakımından tanımlayıcı unsurlar olduğu, dolayısıyla ayırt edici niteliklerinin ya olmadığı ya da düşük olduğu;
Neticede; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak, her ikisinin de esas unsurunun beş harf, iki heceden oluştuğu (ilk heceleri “ZAM”, son heceleri sırasıyla …”), markaların kelime unsurları arasındaki tek farklılığın dördüncü harf olan “M” ve “B” harfleri olduğu, söz konusu ibareler telaffuz edilirken “M” ve “B” harflerinin sesçil olarak benzemesi nedeniyle ibarelerin de sesçil olarak birbirine benzediği, dolayısıyla bu tek harf farklılığının görsel ve işitsel olarak işletmeler arasında bir farklılığa yol açacak düzeyde olmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel ve görsel olarak belirli düzeyde bir benzerlik bulunduğu;
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün malların redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel ve görsel olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ifade etmiştir.
Bu bağlamda, tanınmışlığa kanıt olarak ek klasör ile, marka tescil belgeleri, kullanımlarına ilişkin belgeler, tanıtımlar, mağaza şube listesi, DVD, sosyal medya ve dergi görselleri, çıkan haberler, tanıtım giderleri, yargı kararları, sair belgeler sunduğu; ancak tanınmışlık nedeni ile bir marka başvurusunun reddedilmesi için;
Öncelikle, markalar arasında işaret benzerliği ve; Sonraki başvuru sahibi ile tanınmış marka sahibi arasında bağlantı olma ihtimali, tanınmış marka sahibinin bu markanın tescilinden zarar görme ihtimali, haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme gibi unsurlar aranmaktadır.
Tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması halinde, tanınmış markanın toplumda yarattığı isimden yararlanma ve bu şekilde haksız avantaj sağlanması ihtimali varsa, tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması dahi önlenmelidir.
Aynı mallarda kullanılmasa da, tanınmış markanın garanti ve reklam gücünden yararlanılması halinde tanınmış markanın itibarına zarar verilebilir.
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus, tanınmış markaların korunması için konulmuş olan hükümlerin amaçları dikkate alınmak suretiyle benzer olmayan mal ve hizmet alanının tespit edilmesidir. Her somut olayda tanınmış markanın aynısı veya benzerinin başka mal ve hizmetlerde kullanılmasının haksız avantaj sağlayıp sağlamayacağının, tanınmış markanın itibarının zarar görüp görmeyeceğinin ve ayırt edici karakterinin zedelenip zedelenmeyeceğinin incelenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Öte yandan; üçüncü kişilerin aynı ve/veya farklı konuda üretmiş olduğu ürünlerin kalitesinde meydana gelebilecek herhangi bir düşüklük, orijinalliğinde olabilecek değişiklik, üretimden kaynaklanacak hatalar, pazarlama taktik ve hataları, fiyat farkı ve damping uygulamaları, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği gibi markanın yaygınlaşan kullanımı onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar da doğurabilecektir.
Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanmasının esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal ve hizmetler arasında bir bağlantı kurulması şartı aranmaktadır.
Öte yandan, markanın halk tarafından tanınmışlık düzeyi, markanın herkes tarafından bilinirliğini, markanın, malın potansiyel ve fiili kullanıcılarının da ötesinde ulaşmış olduğu genel tanınmışlık düzeyi bazı kriterler çerçevesinde değerlendirir. Bunlardan bazıları; markanın tescilinin ve kullanımının süresi, markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam (Yurt içi ve yurt dışı tescilleri), markanın üzerinde kullanıldığı mal ve/veya hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı, markaya ilişkin promosyon çalışmalarının (özellikle de Türkiye’deki promosyon çalışmalarının) özelliklerinin neler olduğu (Promosyonun süresi, devamlılığı, yayıldığı coğrafi alan, kapsam, promosyona harcanan para, promosyonun niteliği (TV reklamı, yerel gazete ilanı, sadece çocuk sahiplerine yönelik yapılan tanıtım vs.), reklam niteliğinde olmayan ancak markanın tanıtımına faydalı olabilecek nitelikte faaliyetlerin varlığı (Gazete, dergi, TV vb. medya organlarındaki yayınlar, markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri vb.), markanın tanınmışlığına ilişkin yapılmış kamuoyu araştırmaları varsa bunların sonuçları, markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları: şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti vs.), eğer marka bir satışa konu olmuşsa, marka üzerinde kıymet takdiri yapılmışsa markanın parasal değeri, marka tescillerinin kapsadığı mal ve/veya hizmet portföyünün genişliği olarak belirtilebilir.
Davacıya ait “…” ibareli markanın TÜRKPATENT tanınmış marka sicilinde yer almadığı, ayrıca dava dosyası kapsamında sunulan tüm bilgi ve belgeler çerçevesinde, davacı markasının tanınmış olduğuna dair yeterli bilgi ve belgenin dosya kapsamında yer almadığı, dolayısıyla davacının tanınmışlık gerekçeli itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka başvurusu kapsamındaki emtianın tamamının davacı markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olduğu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, tanınmışlık gerekçeli itirazın yerinde olmadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluştuğu, davaya konu markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
TÜRKPATENT YİDK’nın …sayılı kararının 29. Sınftaki “kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin, 30. Sınıf pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, ekmek, simit, pogaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazan dibi, sütlaç, keşkül, yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları da dahil olmak üzere soslar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar” yönünden iptaline,
Dava konusu … sayılı markanın yukarıda belirtilen emtialar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 21,40-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.549,60.TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24.03.2022

Kâtip Hâkim …
✍eimzalıdır ✍eimzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.TL
P.P : 172,50.TL
TOPLAM : 2.549,60.TL