Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/222 E. 2022/105 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/222 Esas – 2022/105

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/222
KARAR NO : 2022/105

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali İle Tescil
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali ile Tescil istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle,15.09.2020 tarihinde … başvuru numaralı “süper ekip süper hizmet süper sonuç” markası için müvekkili adına 16, 37, 43 ve 45. Sınıflarda tescil başvurusu yapıldığını, müvekkilinin dünya çapında faaliyet gösteren… şirketinin ağırlıklı olarak Türkiye’de faaliyet gösterdiği için markanın Türkçeleştirilmiş halini kullanmak istediğini ve bu nedenle anılan marka başvurusunu yaptığını,
Müvekkilinin bünyesinde bulunduğu grup şirket olan Compass Grup adına “great people, great service, great results” markasının ABD Patent ve Marka Ofisi (USPTO) nezdinde tescilli olduğunu,
Başvuru konusu markanın çok uzun yıllardır müvekkili şirket tarafından dünya çapında aktif şekilde kullanıldığını ve marka tescili gerçekleştirilerek koruma altına alındığını, USPTO ve WIPO kayıtlarında anılan markanın kayıt tarihinin (date of registration) 04.10.2005 olduğunu, salt bu durumun dahi tek başına müvekkilinin uzun yıllardır bu markayı kullandığını gösterdiğini, dolayısıyla herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan bir işaret içerdiği gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,

Müvekkilinin uzun yıllardır dünyada kullandığı markasını Türkiye’de Türkçeleştirilmiş haliyle kullanmak istediğini,
Marka İnceleme Kılavuzuna göre, ayırt edicilik değerlendirilmesi yapılırken başvuruya konu işaretin bütün olarak değerlendirilmesi, ilgili tüketici algısına göre ve ilgili mal/hizmet kapsamında ve yine somut olayın kendi özellikleri ve güncel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan başvuruda somut olayın özellikleri ve güncel şartlar birlikte değerlendirildiğinde, kendi tüketicisi tarafından dünya çapında tanınıp bilinen ve ayırt ediciliğe sahip olan bir markanın ayırt edici niteliğe sahip olmayan bir işaret içermesi gerekçesi ile reddedilmesinin kabulünün mümkün olmadığını,
Öte yandan Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/2 maddesinin “Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.” hükmünü içerdiğini, salt bu düzenleme gereğince dahi müvekkili şirketin marka başvurusunun 5/1(b) hükmü uyarınca reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin çok uzun yıllardır dünya çapında bu markayı kullandığını ve adına tescil ettirdiğini,
… bu hususa ilişkin çeşitli görsellerin sunulduğunu…
Bu örnekleri çoğaltmanın mümkün olduğunu, örneklerden görüleceği üzere … şirketinin grup şirketlerinin dünya çapında ilgili tüketici çevresi tarafından ayırt ediciliğe ulaşmasını sağlayacak kadar uzun süredir anılan markayı kullandığını, arama motorlarına anılan ifade yazıldığında müvekkili şirketin grup şirketlerinin resmi internet sitelerinin en başta çıktığını,
Anılan markanın müvekkili şirket tarafından yine müvekkili adına tescilli … markaları ile yan yana kullanıldığını, tek başına yeterli ayırt ediciliğe sahip olduğunu ve bu şekilde … markaları ile yan yana kullanılan markanın ayırt ediciliğinin bulunmadığı düşüncesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek Türk Patent ve Marka Kurumunun… kararının iptali ile müvekkili olan davacının … sayılı “süper ekip süper hizmet süper sonuç” marka başvurusunun başvuru konusu tüm sınıflar bakımından (16, 37, 43, 45) tesciline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; başvuruya konu “süper ekip, süper hizmet, süper sonuç” ibaresinin herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan bir slogan hükmünde olduğunu ve tüketiciler tarafından marka olarak algılanmasının mümkün olmadığını, başvuruya konu ibarenin herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmadığından bahisle SMK kapsamında marka olabilme niteliğini haiz olmadığını, “süper ekip, süper hizmet, süper sonuç” ibaresinin sıradan bir slogan olarak herhangi bir ürün ve hizmete işaret etmediğini, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etme özelliği bulunmadığını, bu kapsamda Kanun tarafından marka vasfını haiz olabilmek için aranan unsurları barındırmadığını, tescili istenen ibarenin herkesin kullanımına açık, vizyon belirten ifadeler içeren yapısıyla somut ayırt ediciliğe sahip olmadığından marka olarak tescil edilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple ihdas edilen kararın hukuka uygun olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini,
Başvuru konusu ibarenin kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandığı iddia edilmekteyse de bu hususta yeterli ve geçerli bir ispat vesikasının sunulmadığını, Kanun gereğince, davacı tarafın başvuruya konu ibareyi kullanarak ülke çapında bir ayırt edicilik kazandırdığı hususunda Kuruma yeterli düzeyde inandırıcı delil sunması gerektiğini, bu hususta sunulan delillerin başvuruya konu sloganın kullanım ile ayırt edicilik kazandığı ve bu anlamda Kanunun 5/2 maddesinde öngörülen kanuni şartların somut olayda sağlandığı hususunda kanaat oluşmasına yeterli olmadığını, nitekim bu hususta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin de … K nolu kararında bütün Türkiye’de kendisine ait olduğunu kabul ettirme ve bu durumu ispatlama hususunun bir işaretin kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandığının kabul edilebilmesi için elzem olduğunun vurgulandığını,
Özetle marka sahibinin tescili mümkün olmayan bir ibareyi Türkiye genelinde ayırt edicilik kazanacak şekilde güçlü ve ayırt edici vasıfta kullanmış olmasının, sloganın kendisiyle özdeşleşmiş ve tüketici tarafından direkt markanın ticari kaynağı ile özdeş şekilde algılanabilir bir slogan haline geldiğini kesin ve şüphe götürmez şekilde ispatlamış olması gerektiğini, ancak somut olayda bu şekilde bir delil sunulmadığı gibi markanın ülke dışında kullanımına ilişkin iddialara da marka hukukunun ülkeselliği ve SMK’nın açık hükmü karşısında hukuki değer atfetmenin mümkün olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında Marka Yidk Kararının yerinde olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
6769 sayılı SMK’nın 5/1(b) hükmü gereğince herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler marka olarak tescil edilemezler. Görüldüğü üzere 5/1(b) hükmü işaretin ayırt ediciliği üzerinde durmaktadır. Bu kapsamdaki ayırt edicilik, tescil başvurusuna konu mallar veya hizmetler için değerlendirmeye alınır. Bir işaretin ayırt ediciliğinin değerlendirilmesinde mevcut her türlü veri çerçevesinde başvurunun tüm somut koşulları dikkate alınır.
Ayırt edicilik esas olarak, farklı işletmeler tarafından üretilen malların veya sunulan hizmetlerin tüketiciler nezdinde ayırt edilebilmesi fonksiyonuna işaret eder. Dolayısıyla, işaret tüketici nezdinde ayırt edebilme işlevini göstermelidir. Bir işaretin ayırt edici niteliği temel olarak, (1) inceleme konusu mallara veya hizmetlere ilişkin olarak, (2) ilgili tüketici kesiminin, yani malların veya hizmetlerin makul düzeyde bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı ortalama tüketicilerinin algısına göre değerlendirilmelidir. Bir işaret doğası gereği ayırt edici nitelikte olabileceği gibi, başlangıçta ayırt edici nitelikte bulunmayan bir işaret kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanabilir.
Ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla sloganlar da marka olarak tescil edilebilir niteliktedir. Ayırt edicilik değerlendirmesi bakımından slogan markalarının diğer markalardan daha katı inceleme kriterlerine tabi tutulmaması gerekir. Diğer bir deyişle, slogan markaları ayırt edicilik incelemesi açısından diğer markalar hangi kriterlere tabi tutuluyosa aynı kriterlere tabi tutulmadır. Ancak, sloganların ilgili tüketici kesimi tarafından, malların veya hizmetlerin ticari kökenini gösteren işaretler olarak algılanmasının diğer markalara kıyasla daha zor olduğunu da kabul etmek gerekir.
… kararında, “slogan markalarının diğer markalardan daha katı inceleme kriterlerine tabi tutulmaması gerektiğini ifade etmekle birlikte, sloganların ilgili tüketiciler tarafından, tek bir işletmenin ürünlerini ayırt eden işaretler olarak algılanmasının daha zor olduğunu” ifade etmiştir. Herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan, tescil edileceği malı veya hizmeti tanımlayan klişe sloganlar ile salt mal/hizmet tanıtımına yönelik reklam sloganlarının marka olarak tescili mümkün değildir.
Slogan markalarının tescil edilebilmesi için slogan markasının birden çok anlamının bulunması, kelime oyunu niteliğinde veya hayal gücü içeren, şaşkınlık verici ve beklenilmeyen kelime kombinasyonları içermesi gerektiği ve ancak bu sayede kolaylıkla hatırlanabilmesi sonucunda ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Tamamıyla türetilmiş, kelimelerle oynama, ironi, uyak veya ses tekrarı içerme ya da bilinçaltına mesaj gönderme gibi yollarla yaratıcılık içeren, anlam yönünden çözümlenemeyen, alışılmışın dışında kelime kombinasyonlarını içeren sloganlar ayırt edici kabul edilir.
Sloganlar, yapısı gereği bir reklam, tanıtım ve promosyon aracı olarak sıklıkla kullanılan ibareler olduğundan, ayırt edicilik incelemesinde sloganın ilgili tüketici kesiminde marka algısı yaratıp yaratmayacağı hususunun öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekir. Marka algısı yaratmayan, ortalama tüketici tarafından mal veya hizmetleri işaret etmenin ya da onların asli özelliklerini belirtmenin normal bir yolu olarak algılanacak, doğrudan doğruya sıradan bir reklam, promosyon ifadeleri şeklindeki sloganlar ayırt edici nitelikte kabul edilmez. Benzer şekilde, iş yaşamında, özellikle tanıtım, reklam, pazarlama faaliyetlerinde yaygın olarak kullanımı bulunan sloganlar ayırt edici değildir. Öte yandan, müşteri hizmetleri ile ilgili ve her işletme tarafından kullanılabilecek nitelikteki sloganlar ayırt edici kabul edilmez.
Başvurunun kelime unsurları olarak münhasıran “süper ekip süper hizmet süper sonuç” ibaresinden ve bu ibarenin hemen altında figüratif unsur olarak kahverengi renkte yatay bir şeritten oluştuğu, “süper” kelimeleri kalın renkte yazılırken diğer kelime unsurlarının normal kalınlıkta yazıldığı, ibarenin bir işletme tarafından üretilen malların veya sunulan hizmetlerin tüketiciler nezdinde başka bir işletmenin malları veya hizmetlerinden ayırt edilebilmesi fonksiyonunu sağlamadığı, üretilen malların veya sunulan hizmetlerin ticari kökenini/kaynağını belirtmediği, “süper ekip süper hizmet süper sonuç” ibaresinin/sloganının hizmet sektöründe herkes tarafından kullanılabilecek alelade bir slogan olduğu, söz konusu ibarenin İngilizce versiyonunun davacı adına farklı ülkede tescil edilmiş olmasının somut olay bakımından davacı lehine bir husus oluşturmadığı, davacı vekili tarafından öne sürülen bu argümanın ülkesellik prensibine aykırı olduğu, sonuç olarak ibarenin kendiliğinden ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, marka örneğinde yer alan figüratif unsurun da markaya ayırt edicilik katmadığı ve bütün olarak davacıya ait başvuru konusu markanın ayırt ediciliğinin bulunmadığı,
Öte yandan davacı başvuru sahibi, başvuru konusu sloganın uzun zamandır kullanıldığını ve kullanım sonucu ayırt edicilik gerekçesiyle reddedilmemesi gerektiğini öne sürmüş olsa da, dava dosyası kapsamında sunulan bilgi, belge, fotoğraf ve delillerin kullanım sonucu ayırt edicilik iddiasını ispatlayabilmek açısından yeterli olmadığı, kullanım sonucu ayırt edicilik iddiasını destekleyebilecek yeterli bilgi, belge ve delilin dava dosyası kapsamında sunulmadığı görüldüğünden, davacı vekilinin müvekkiline ait markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı yönündeki iddiası da somut dayanaktan yoksun olduğu,
Anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24.03.2022