Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/221 E. 2022/133 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/221 Esas – 2022/133
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/221
KARAR NO : 2022/133

DAVA :Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması,
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin 1988 tarihinden bu yana “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri” alanında Ankara ‘daki “… …” isimli işletmeyi, 28.12.2011 tarihinde devir aldığını ve sonrasında mevcut unvanı ile 14.11.2011 tarihinde şirketinin kurularak ilan olunduğunu, müvekkili işletmesinin “… adresindeki işletmede davalının müvekkili marka ve diğer sınai haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin mevcut olduğunu, “… …” şeklindeki tanıtıcı işareti kullanan davalı … RESTORAN .. LTD. ŞTİ.’nin müşterek temsile yetkili müdürlerinin … sayılı tescilde bulunduğunu, ayrıca yine davalının kurduğu …Residence şirketinin de Etlik’te …… … olarak kullanımları bulunduğunu, bunun üzerine anılan firma aleyhine … ’taki işletmelerinde müvekkilinin logo ve tertip biçimini renk olarak da benzer kılacak şekilde “…” ibareli tanıtıcı işareti kullanmaya başladığını, davalının ayrıca … sayılı marka tescilinden de bu şekilde haberdar olunduğunu,… E sayılı dosyasında bu markanın hükümsüzlüğünün talep edildiğini, davalının hükümsüzlük davası sonrasında müvekkili markalarına yaklaşan kullanımlarının kardeşinin eşi … ’ın da ortak olduğu şirket üzerinden gerçekleştirmeye başladığını, davalı kullanımlarının müvekkili markalarını gasp etmeye yönelik olduğunu, davalının kullanımının tescilli markası kapsamında dahi düşünülemeyeceğini, bu kullanımların müvekkilinin marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden kullanımlar olduğunu, davalının fiili kullanımının markasından tamamen farklı ve müvekkili markalarına yanaşacak düzeyde olduğunu, aralarındaki tek farkın “ö” harfi yerine “@” şeklindeki işaretin kullanılmış olması olduğunu, davalı kullanımlarının müvekkilinin “… …” markasına da tecavüz teşkil ettiğini, davalı eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, davalının eylemleri nedeniyle müvekkilinin ciddi zararlara uğradığını, davalı kullanımlarının tescilli markası kapsamında kalmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, … D.iş sayılı dosyası kapsamında davalı işyerinde yapılan tespitlerde düzenlenen bilirkişi raporunda, davalı kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edilmiş olunduğunu beyan ederek davalılar … ile …RESİDENCE RESTAURANT GIDA İNŞAAT TAAHHÜT TURİZM TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait “Emrah Mah. Yavrukurt Sok. No:3/A Aşağı eğlence Etlik/ANKARA” adresindeki işletmede ve sair işletmeleriyle fiziki ve dijital ortamlardaki iş ve tanıtım evrakında ve ayrıca; müvekkilin marka, ticaret unvanı, işletme adı, fiili kullanım konusu işaret ve alan adı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan K@ROĞLU tanıtım işaretini kullanmak, ayrıca “…” biçimli tescilli markasını, müvekkilin 30 yıldan buyana kullandığı “… …” markasına yanaşacak biçimde “…” şeklinde düzenleyerek ve bunun yanında “… …” biçimli işareti kullanarak gıda/yemek ürünleri ve yiyecek içecek sağlanması hizmetleri sunma şeklindeki tüm fiillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, davalı yanın, müvekkilin marka, ticaret unvanı, işletme adı, fiili kullanım konusu işaret ve alan adı tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan K@ROĞLU tanıtım işaretini kullanmak, ayrıca “…” biçimli tescilli markasını, müvekkilin 30 yıldan buyana kullandığı “… …” markasına yanaşacak biçimde “…” şeklinde düzenleyerek ve bunun yanında “… …” biçimli işareti kullanarak gıda/yemek ürünleri ve yiyecek içecek sağlanması hizmetleri sunma şeklindeki tecavüz konusu tüm fiillerinin önlenmesi ve durdurulmasını, karşı yanın işletme ve işletmelerinde bulunan ve K@ROĞLU, “… …”, “…” ibarelerini ve tanıtım işaretlerini içeren kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanıtım dergilerinin ve bu cümleden olarak fiziki ve dijital ortamlardak tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm materyallere el konulmasına, üzerlerinden tecavüz konusu ibare ve işaretlerin silinmesini, imhasını, K@ROĞLU ibaresini içeren alan adı ve internet sitesine, tespit edilecek sosyal medya hesaplarının bulunduğu internet sayfalarına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu ibarenin müvekkilleri adına 43. Sınıfta … sayısı ile tescilli olduğunu, tarafların 43. Sınıfta ortak hizmetleri kapsamalarının tek başına yeterli bir kriter olmadığını, markaların da aynı şekilde benzer olmaları gerektiğini, müvekkilleri markasının “…” ibaresinden oluştuğunu, anılan ibare ile “…” ibaresi üzerinden bir inceleme yapılması gerektiğini, müvekkilleri markasındaki “@” işaretinin önemsiz bir unsur olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, taraf markalarının soldan sağa okuma ilkesi uyarınca birbirlerinden farklılaştıklarını, müvekkilleri markasında siyah zemin üzerinde altın renkli karakterler ve “@” işaretinin aynı boyutta konumlandırılarak kullanıldığını, bu nedenlerle müvekkilleri markasının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, “…” ibaresinin tarihi bir karaktere işaret etmesi nedeniyle kimsenin tekeline bırakılabilir bir ibare olarak değerlendirilemeyeceğini, bu ibareyi taşıyan yüzlerce marka bulunduğunu, taraf markaları arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı …RESİDENCE RESTAURANT GIDA İNŞ. TAAHHÜT TURİZM TİC. L.T.D Ş.T.İ yasal süresi içerisinde davanın esasına cevap vermediği gibi dava dosyasına bilahare herhangi bir savunma da sunmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında davalılar tarafından davacının marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ve kaldırılması istemlerinin yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir.
Mevzuatımızdaki düzenlemeye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit etmek, ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir.
Bu bağlamda öncelikle dosya içerisindeki deliller incelenerek, davalı yanca gerçekleştirildiği iddia edilen kullanımların, davacı yanın tescilli markaları kapsamında değerlendirilebilecek kullanımlar olup olmadığıdır.
Davalı tarafın 43. Sınıf kapsamında kalan “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri” nde faaliyetlerinin bulunduğu,
Davacı yana ait markalara bakıldığında, 43. Sınıf hizmetlerde tescilli markalarının yalnızca… “… … RESTAURANT” sayılı şeklindeki markalar olduğu, davacının sair markalarının ise 43. Sınıf hizmetlerde herhangi bir tescilinin bulunmadığı, Davacının … sayılı “… ” markalarının ise 05, 29, 32 ve 35. Sınıf mal ve hizmetleri kapsadığı,
Doktrin ve yerleşik yargı kararları ile de kabul edildiği üzere her ne kadar 43.01. Sınıftaki hizmetler yönünden amaç tüketiciye bir mal değil hizmet sunulması olup tüketicinin de bu yerlere gittiğindeki beklentisi, arzu ettiği markaya ilişkin bir ürünü satın almak değil, hizmet görmek ise de günümüzde başta pastanecilik sektörüne ait ürünler olmak üzere et ürünleri, içecek ürünleri, çorbalar gibi ürünler açısından, yiyecek ve içecek sağlanması hizmeti veren işletmelerce verilen hizmetin bir parçası olarak kendi ürettikleri ürünlerin satışı da gerçekleştirilmekte ve bu işletmeler kendi hizmet markalarını taşıyan ambalajları, karton kutuları, karton bardakları kullanmak suretiyle tüketiciye al-götür servis şeklinde sunum sağlayabilmektedir. Bu bağlamda tüketiciler 43.01. gruptaki yiyecek ve içecek sağlanması hizmetinin bir parçası olarak aynı işletmece aynı marka altında sunulan paketli ürünleri de satın alabilmektedir. Bu çerçevede davacı markasının kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri”, 43. Sınıfta yer alan “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri”nin sunumu esnasında tüketime hazır halde olanlarının satışına/ sunumuna/servisine ilişkin olabileceğinden bu hizmetin sunumu ile davacının emtiaları birbiri ile hem bağlantı, hem de rekabet halindedir.
Bu nedenle davacı yanın 29. Sınıfta tescilli markaları kapsamındaki emtialar ile 43. Sınıftaki “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri” açısından da benzerlik bir bulunmakta olup iltibas ihtimali açısından karşılaştırılan işaretlerin birbirlerine olan yakınlık/benzerlik düzeyi itibariyle bu durumun ilgili mal ve hizmetin aynı iktisadi kaynakça verildiği yönünde bir sonuç ortaya koyması kuvvetle muhtemeldir.
“Karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde 8/1-b hükmündeki markaların ayniyeti veya benzerliği ile mal ve hizmetlerin ayniyeti veya benzerliğine ilişkin hususların karşılıklı bir bağımlılık ve dengeleme ilişkisi içinde olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü kimi zaman karşılaştırılan mal ve hizmetler arasındaki düşük düzeyli benzerlik, markalar arasında var olan yüksek düzeyde benzerlik ile ikame edilebilir.”
Bu kapsamda tespiti gereken bir diğer husus davacı yana ait yukarıda bahsi geçen bu markalar ile tespite konu iş yerinde gerçekleştirilen kullanımların, yiyecek – içecek sağlanması hizmetlerinin ilgili tüketicileri olan ortalama dikkat, özen ve algı seviyesine sahip tüketiciler nezdinde, iltibas riski doğurup doğurmayacağıdır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davalı yanın ihlale konu kullanımlarının “…” şeklindeki kullanımlar olduğu görülmüş, davalı yanın ise mezkur kullanımlarını … sayılı “…” markası kapsamında gerçekleştirdiğini iddia ettiği,
Öncelikle davalı tarafın tescilli markası siyah fon üzerine altın sarı renklerle yazılmış “…” ibarelerinden oluşmakla birlikte davalı yanın fiili kullanımlarında siyah fon üzerine kırmızı renk ile “K@ROĞLU” ve beyaz renk ile “…” ibarelerinin kullanıldığı, davalı yanın bu kullanımlarının, davacı yanın dosya içerisine ve yine … sayılı dosyasına sunduğu görülen;
• -2016, 2017, 2018, 2019 yıllarına dair “… …” logosunu taşıyan çok sayıda fatura,
• www.korogluiskembecisi.com web sayfasına ilişkin eski tarihli webarchieve kayıtları ve sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar,
• 2013 tarihli birtakım faturalar (faturalar davacı şirkete, işletme malzemeler için kesilmiştir)
• Davacı kullanımlarına ilişkin tarihsiz görseller, broşürler, davacı şubelerinde çekilmiş fotoğraflar,
• Davacı şubelerinin işletme evraklarına dair muhtelif tarihli işyeri açma ve çalışma ruhsatı evrakları
• Yazılı ve görsel basında davacı şirket işletmeleri ile ilgili çıkan haberler,
• A… E sayılı dosyası üzerinde verilen ihtiyati tedbir kararı
• 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait davacı şirkete ait vergi levhası,
• Muhtelif tarihlere ait ticaret sicil kayıtları, (Hisse devirleri, ortaklık değişikleri vs. bilgileri gösterir.), kapsamındaki kullanım delillerinden, davacı yanın mezkur kullanımlarına konu “… …”, “… …” gibi kullanımlarındaki yazım biçimine, bir başka ifadeyle kırmızı renklerle yazılmış “…” ibaresi ve hemen altında beyaz renklerle yazılmış “…” ibarelerinin siyah bir fon üzerinde kullanımına son derece yakın bir kullanım biçimi olduğu,
Davacı yanın bu kullanımlarını ve “… …” ibarelerini içerir şekilde gerçekleştirdiği … markalarındaki marka örnekleri ile de davalı yanın mezkur kullanım biçiminin, ilgili tüketicileri yanılgıya düşürebilecek mahiyette kullanımlar olduğu,
Her ne kadar davalı yanın ilgili kullanımlarındaki “…” ibaresi davalı şirketin ticaret unvanının da kılavuz unsuru olan “…” sözcüğünü taşımakta ise de bu kullanımda “A” harfinin “@” şeklinde tasarlanmış olması ve bu şekildeki kullanımda “@” işaretinin simgesel bir kullanımı temsil ediyor oluşu, yine bu ibarenin “…” şeklindeki ibare ile birlikte kullanımı ile oluşturulduğu görülen tamlamanın, davacı adına tescilli “… …” markaları ile doğrudan karıştırılabilir düzeyde benzer bir algı yaratması sonucunu doğuracağı, başka bir ifadeyle her ne kadar “…” sözcüğü tek başına 43. Sınıf hizmetler bakımından ayırt edici vasfı bulunan bir ibare olarak değerlendirilebilir değil ise de “… …” ve “… …” şeklindeki markalar, bütünsel algıları itibariyle gerek görsel gerek işitsel gerekse de tüketici üzerinde bıraktıkları ilk izlenimler itibariyle oldukça yüksek düzeyli benzer algılar yarattığı,
Zira her iki taraf markası da bu haliyle 2 kelime ve 18 harften oluşurken, taraf markaları arasındaki tek fark ilk kelimelerininin ikinci sıralarında yer alan “A” ve “Ö” harflerinden ibaret olup kalan tüm yapısal unsurlar itibariyle taraf markaları arasında güçlü bir benzerlik bulunduğu noktasında hiçbir tereddüt bulunmadığı,
Her ne kadar davalı taraf “…” ibaresinin tarihi bir kişilik olduğundan bahisle kimsenin tekeline bırakılabilir bir işaret olmadığını ileri sürmüş ise de anılan ibarenin 43. Sınıftaki hizmetler açısından bu kapsamda değerlendirilebilir bir işaret olmadığı, tüketicinin bu işareti taşıyan bir işletme adıyla karşı karşıya kaldığında, anılan ibare markasal bir algıyı şüphesiz ki yükleyeceği, bir ibareyi içerir benzer markaların birden fazla hak sahibi adına marka başvurusuna konu edilmiş olması veyahut fiili olarak kullanılıyor olması hususu, tek başına bir işaretin zayıf karakterli olduğunu göstermeye elverişli bir kriter olmadığı, bu noktada önemli olan tüketici algısının niteliği olup tüketici algısının da karşı karşıya kaldığı bu işareti doğrudan sektörel bir kavram olarak algılaması gerektiği,
Sonuç olarak davalı tarafın mezkur kullanımlarının, her ne kadar davalı adına tescilli … sayılı “…” markası mevcut ise de, anılan marka kapsamında kalan kullanımlar olmadığı, dolayısıyla davalı yanın tescilli markasının, davacı yana ait markalardan daha evvelki tarihte tescil edilmiş olunmasından kaynaklı korunması gereken hakkının, davalı fiili kullanımlarında tescil kapsamının uzaklaşılarak davacı tescilli markaları ve fiili kullanımlarına yanaşılmış olunmasından ötürü davalı eylemlerinin artık tescillli bir hakka dayanıyor olduğundan bahsedilemeyeceği, davalının fiili kullanımına konu “…” şeklindeki kullanımın, davacı yanın evvelden beri kullanageldiği görülen,”… …”,”… …” şeklindeki kullanımlardan ve yine 2019/29921 sayılı “… …” , 2019/29925 sayılı “… …” , … sayılı “1988’DEN BERİ … …” , 2019/29976 sayılı “www.korogluiskembecisi.com” markaları ile güçlü bir benzerlik taşıdığı, anılan ürün ve hizmetlerin alıcısı ve yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici kitlesinin taraf markalarının asıl ve ayırt edici unsurlarının aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olması da göz önüne alındığında bu iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğu, tüketicinin önceden beri ürün ve hizmetlerini bildiği ve deneyimlediği davacı markaları varken, dava konusu markayı taşıyan bir işletme ile “yiyecek – içecek sağlanması” sektöründe karşı karşıya kaldığında, ilk anda bu işletmenin de davacı tarafça açılmış bir işletme olduğunu düşünerek hareket edebileceği, bir an için karşı karşıya kaldığı markayı yeni bir marka olarak algılasa dahi, markanın oluşturuluş sistematiği çerçevesinde bu markayı da davacı yanın iktisadi işletmesi bünyesinde yaratılmış bir marka olarak algılayabileceği, dolayısıyla mezkur kullanımların davacı yana ait markalardan doğan hakları ihlal eder nitelikte kullanımlar olduğu,
Bununla birlikte davacı yanın “… …” ve “… … RESTAURANT” şeklindeki tescilleri ile davalı yanın “…” şeklindeki kullanımları arasında doğrudan bir bağlantının ise mevcut olmadığı, davacı markalarının bu haliyle “… …” isimli bir kişi markasını çağrıştırdığı, bu markaların yazım biçimlerinde anılan ibarelerin altlı – üstlü konumlandırılmış olmasının bir önemi bulunmadığı, tüketicinin dava konusu marka ile karşılaştırıldığında bu markayı davacı yanın anılan markaları ile ilişkilendirmesini gerektirecek hiçbir ortak unsurun yer almadığı, “…” ve “…” ibarelerindeki benzerlik düzeyinin, işbu markalar açısından oluşan bütünsel algılarda nihai olarak karıştırılma ihtimaline yol açacak mahiyette olmadığı,
HAKSIZ REKABET İDDİALARINA İLİŞKİN :
Bu bağlamda davacı yanın tescilsiz şekildeki kullanımları ile iltibas yarattığı iddia olunan kullanımların TTK 54 vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümleri çerçevesinde de incelenmesi gerektiği,
TTK’ nın 54 ve devamında düzenlenen haksız rekabete ilişkin maddeler, haksız rekabet oluşturan eylemleri genel olarak belirleyen hüküm, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturan hallere örnekler ve haksız rekabette bulunmaya bağlanan hukukî ve cezaî yaptırımlardan oluşmaktadır.
Nitekim TTK’ nın 54. maddesi haksız rekabeti: “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” olarak tanımlamaktadır.
Doktrindeki görüşe göre de haksız rekabet, olağan yarışın normal rekabetin kötü ve onaylanmayan biçimde, hukuka aykırı olarak yapılması şeklinde tanımlanması mümkün bir kavramdır. Haksız rekabet hukukuna ilişkin hükümlerin konuluş amacında piyasada rekabetin, doğruluk ve dürüstlük kuralları çerçevesinde, haklı yöntemlerle gerçekleştirilmesi yer almaktadır. Bu kurallarla önlenmek istenen, rekabetin sınırlanması değil, tam tersi rekabet hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçilmesidir. Bu davranış kuralları, haksız rekabet hükümlerinin uygulama alanına sınır çizen kurallar olup, bunların belirlenmesinde hangi kriterlere dayanılacağı sorusu, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır. Dolayısıyla tekelci hakları korumaya yönelik kuralların aksine haksız rekabet hukukunun özünü oluşturan soru, rekabet hakkının nasıl kullanıldığıdır. Elbet burada da marka hukukunda olduğu şekilde bir benzerlik şartı esas olmakla birlikte, benzerlik yaratmaya neden olacak eylemlerde bulunulması yasaklanmaktadır. Öğretideki ağırlıklı görüş de haksız rekabetin oluşması bakımından iltibas şartı aranması gerektiği yönündedir. Buradaki iltibas kavramı kavramsal açıdan marka hukukunda kullanılan kavram ile aynı olduğundan karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde marka hukukunda uygulanan ilkelerin dikkate alınması gerektiği,
Genel kabul gören görüşe göre, serbest piyasa ekonomisinin özünü rekabet serbestisi oluşturduğu için, esas olan, özel olarak koruma altına alınmış bir ürün söz konusu olmadığı sürece önceki ürünlerden yararlanma ve bunlara benzetme özgürlüğüdür. Buradaki istisna hal “dürüstlük kuralına aykırı” olmama halidir. Yargıtay da bu ilkeyi benimsediğini açıkça belli etmiştir;
“… Serbest yararlanma ve benzetmenin, taklit ve halkı aldatıcı düzeydeki benzerlik boyutuna ulaşması ve bir işletmenin yıllar suren yatırımını ve özenli çalışması sonucunda oluşturduğu imajı simgeleştiren bir ürünün taklidi halinde haksız rekabet vardır. Dürüstlük kurallarına aykırı olmamak koşuluyla herkes başkasının emeğinin sonuçlarından yararlanarak daha iyisini gerçekleştirmek ve rekabete katılmak hakkına sahiptir. Ancak dürüstlük kuralının ihlal edildiği noktada koruma başlar…”,
Bununla birlikte TTK m. 55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Madde düzenlemesinde belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak olarak belirtilmiştir. Uyuşmazlık ile ilgili olan düzenleme ise 55/1-a bendinin dördüncü alt bendi olup, hüküm: “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” fiilini haksız rekabet olarak düzenlemiştir.
Davalı işyerinde yukarıda yer verilen kayıtlardan da görülebileceği gerçekleştirilen kullanım biçimi, davacı yanın “… …” şeklinde işletme adı olarak uzun yıllardır gerçekleştirdiği kullanımlar yanaşır bir kullanım biçimidir.
Görüleceği üzere her iki kullanım biçiminde de “… – …” kelimeleri kırmızı renklerde üstte, “…” ibaresi ise beyaz renklerde altta yazılmış ve fonda siyah bir tabela kullanılmıştır.
Söz konusu kullanımlar karşılaştırıldığında, daha evvel yukarıda da belirtildiği üzere, taraf markalarının faaliyet gösterdiği sektör itibariyle ortalama bir tüketicin her iki taraf markasını ilk anda ayırt etmesinin dahi mümkün olamayabileceği, tüketicinin davalı kullanımlarındaki “@” işaretini davacı markalarındaki “Ö” harfini temsilen kullanılmış bir işaret olarak algılayarak, davacı yanca sunulan hizmetlerden yararlanmak isterken, davalı taraf işletmesince sunulan hizmetleri tercih edebileceği, hal böyleyken davalı tarafça gerçekleştirilen mezkur kullanım biçiminin davacının ticari faaliyetleri ile karıştırılabilecek sonuçlara sebep olma, ticari çevresini doğrudan etkileme, ticari itibarından ve müşteri çevresinden faydalanma gibi haksız rekabete sebebiyet verecek nitelikte sonuçlar doğurabileceği,
• … sayılı “… …” , 2019/29925 sayılı “… …” , … sayılı “1988’DEN BERİ … …” , … sayılı “www…. ” markaları kapsamında 29. Sınıfta yer alan mallar ile davalı yanın fiili kullanımlarına konu 43. Sınıftaki “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri” arasında ilgili pazarda kabul edilen bir işletmesel benzerlik ilişkisi bulunduğu,
• Bununla birlikte davalı yanın fiili kullanım biçimi olduğu görülen “…” şeklindeki kullanımların, davalı yanın … sayılı markası kapsamında yer alan hizmetlerde kalan bir kullanım olarak değil, davacı yanın tescilli markaları ve fiili kullanımlarına yanaşan bir kullanım biçimi olarak değerlendirilebileceği,
• Davalı yanın bu kullanımları ile davacı adına tescilli markalar arasında görsel, işitsel ve bütünsel algılar itibariyle meydana gelen güçlü düzeydeki benzerlik ilişki ile birlikte taraf markalarının kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasındaki benzerlik ilişkisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı taraf kullanımlarının, davacı adına tescilli markalardan doğan hakları ihlal ettiği,
• Davalı yanın … sayılı marka tescili, her ne kadar davacı yanın anılan markalarından daha evvelki tarihli ise de davalı taraf fiili kullanımlarının bu tescil kapsamından uzaklaştığı ve davacı yan tescilli markalarına ve fiili kullanımlarına yanaşır nitelikte olduğu,
• Davacı yanın, davalı tarafın fiili faaliyetlerini içerir 43. Sınıftaki hizmetleri kapsayan “… ” şeklindeki markaları ile davalı taraf kullanımlarının, nihai anlamda iltibasa neden olabilecek düzeyde bir benzerlik ilişkisi içerisinde olmadıkları, dolayısıyla davalı kullanımları nedeniyle anılan markalardan doğan hakların ihlal edilmiş olunduğundan bahsedilemeyeceği,
• Davalı yanın fiili kullanımlarının, davacı yanın evvelden beri süregelen tescilsiz kullanımları ile olan benzerliğinin davacının ticari faaliyetleri ile karıştırılabilecek sonuçlara sebep olma, ticari çevresini doğrudan etkileme, ticari itibarından ve müşteri çevresinden faydalanma gibi sonuçlar doğurabileceği, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet vereceği, sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
Davalılar … ile …Residence Restaurant Gıda İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret Limited Şirketi’ne ait “.adresindeki işletmede ve sair işletmeleriyle fiziki ve dijital ortamlardaki iş ve tanıtım evrakında,
Davalılar … … … Restoran İnşaat Otomotiv San. Ve Tic. Ltd Şti’nin “… Mamak/Ankara adresindeki işletmede ve sair işletmeleri ile fiziki ve dijital ortamlardaki iş ve tanıtım evrakında davacının marka, ticaret unvanı, işletme adı, fiili kullanım konusu işaret ve alan adı tescilinden doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine,
Tecavüz ve haksız rekabet konusu tüm fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına,
Davalıların işletmelerinde bulunan, davacıya ait tescilli markalar ve fiili kullanımlarına yanaşan …, … … ibare ve tanıtım işaretini içeren sabit veya taşınır tabelaların öncelikle silinmesine, mümkün değilse kaldırılmasına,
Söz konusu ibare ve tanıtım işaretlerini içeren kartvizit, fatura, irsaliye, afiş, broşür, tanıtım dergileri ile fiziki ve dijital ortamlardaki tüm iş ve tanıtım evrakı ile tanıtıcı tüm metaryallere el konulmasına, üzerlerinden tecavüz konusu ibare ve işaretlerin silinmesine, mümkün değil ise imhasına,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.828,73.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, davalı …Residence Restaurant Gıda İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret Limited Şirketi’nin vekil veya temsilcisinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14.04.2022

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 451,63.-TL-
TOPLAM :2.828,73.-TL