Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/207 E. 2022/111 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/207 Esas – 2022/111
T.C.

2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/207
Karar No : 2022/111

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 02/08/2021
Karar Tarihi : 31/03/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 01/04/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilleri şirketin 1960’lı yılların başlarından bu yana faaliyet gösteren ve “… ” geçen müvekkillerine ait markaların ayırt edilemez durumda olduklarını, davaya konu markanın müvekkilleri markasının serisi olarak algılandığını, iltibas ihtimalinin benzerlik için yeterli olduğunu, ortalama tüketicinin işbu dava konusu marka ile müvekkilleri şirket markalarını benzer olarak algılayacağını, müvekkilleri şirketin “… ibareli markalarını tescil tarihinden bu yana aralıksız olarak kullandığı düşünüldüğünde bahse konu markanın güçlü bir marka imajına sahip olduğunun anlaşılacağını, hal böyleyken “…” markasını gören ortalama tüketicinin doğrudan bu ürünün müvekkilleri şirketin ürünleri ile bağlantılı olduğunu düşüneceğini ve tercih hakkını buna göre kullanacağını, davalının müvekkillerine ait tanınmış “sagun” markalarına benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu ifade ederek,… ibareli markanın 5. sınıflara ilişkin emtiaları yönünden iptaline, tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; davacının dava dilekçesinde,… ibareli markalarının tanınmış olduğunu, markasının tanınmış olmasından dolayı iltibas ihtimalinin artacağını, başvuru konusu markanın davacı markalarının serisi olarak düşünülebileceği başvuru konusu markanın davacı markalarına benzer olduğunu ve iltibas tehlikesinin bulunduğunu diğer davalının kötüniyetli olduğunu iddia ettiğini, bu iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, başvuru konusu markanın yayınından sonra davacı tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesince kısmen kabul edilerek tescil kapsamında bulunan davacı markasının hizmetlerine benzer hizmetlerin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiğini, tescil kapsamında bulunan kalan mal/hizmetlerin davacı markaları ile aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsamadıklarını, ilintili ya da ilişkili olmadıklarının ortada olduğunu, eğer işaretler arasında veya mallar arasında benzerlik yoksa, önceki markanın tanınmışlığı ne olursa olsun karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceğini, somut olayda bu şartların gerçekleşmemiş, davacı tarafından da ispatlanamamış olduğunu, davacının, davalının başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs cevaplarında özetle; markasının “…” olduğunu, bitkisel ilaç üretiminin konu edinildiğini, bu nedenden dolayı da tüketiciler nezdinde yanıltıcı bir etki oluşturmadığını, davacının markasının, “… AQUA” olarak geçtiğini, davacının da dava dilekçesinde beyan ettiği gibi markasının mal ve hizmetinin su ürünlerini kapsadığını, bitkisel ürünlerle ilgili yapacağı iş ile ilgili kendisi şifacı olan eşinin büyük dedesinin memleketteki lakabı olan “…” (orta Asya Türklerinde şaman hekimlere verilen isim) markasını kendi markası yapmak amacıyla herhangi bir danışmanlık almadan vatandaş olarak ilk olarak 15.03.2010 tarihinde 05 ve 29 sınıflarında tescil için başvurduğunu, marka adını, kasıtlı olarak taklit etmediğini, “…” markasının tamamen organik bağı olan özgün, türetme olmayan bir kelime olmasına rağmen o güne kadar adını markasını ve ne iş yaptığını bilmediği bir firma olan “Kemal Balıkçılık” firmasının “Sagun” markalarının taklit edildiği gerekçesi ile TÜRKPATENT’e 05.08.20210 tarihinde itiraz edildiğini, şu an kendisini dava etmelerine gerekçe gösterdikleri saik ile itiraz etseydi, o markayı belki de alamayacaklarını, davacı firmanın “…” markasını 35. sınıftan kendi adına tescil ettirmek için başvurmalarından önceki tarihlerde “… Sağlıklı yaşam ürünleri” adına düzenlenmiş matbu evraklarının bulunduğunu, TÜRKPATENT kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere firmanın tüm marka tescillerinin kendisinin “…” marka başvuru ve tescil tarihinden önce tekabül ettiğini, ticari faaliyetlerinin küçük çapta da olsa sürdüğünü, hiçbir şekilde hiçbir surette kimsenin markasını taklit etmediklerini, kendi halinde öz kaynakları ile markasına sahip çıkmaya çalışan doğru dürüst ve ilkeli çalışan bir çekirdek aile firması olduğunu, davacı firmanın maddi gücünü imtiyaz haline çevirme arzu ve isteği ile açtığı bu davanın tüm gerekçelerinin geçersiz olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının 2020/73631 sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu, davalının 2020/73631 sayı ve “…” ibareli marka için 02/07/2020 tarihinde 05.(01-07) ve 35.(01-05) Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacı…, 197664, 2005/29015, 2010/60225, 2011/116367, 2011/116376, 2011/116392, 2011/116398, 2017/37045, 2017/37087 sayılı “…”, “sagun s”, “marinesagun s şekil”, “sagun su ürünleri şekil”, “marinesagun”, “saguns”, “sagun”, “sagun su ürünleri”, “group sagun”, “sagun aqua şekil” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunulduğu, itirazın kısmen reddine karar verildiği, kısmen red kararına karşı davacının tekrar itirazda bulunduğu, bu defa TÜRKPATENT YİDK’nın 02/06/2021 tarih ve 2021/M-3998 sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka ile davacı markasının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın dava konusu edilen 05. sınıfta yer alan bütün malların, davacı yanın markası ile benzer nitelikte hizmetler içerdiği, genel olarak mallar ile bu malların satışı hizmetini içeren perakendecilik hizmeti arasında, üretilen malların satışının da beklenmesi gerektiği kabul edilmekle benzerlik bulunduğu;
Davaya konu markanın tescili talep edilen / tescil edilen sınıfta yer alan malların, genel olarak ilaçlar, tıbbi tüketime konu maddeler, kozmetik, hijyen ürünleri ile birlikte çeşitli medikal ürünleri içerdiği, söz konusu mallar açısından bu yönde bir sektör sınırlaması yapılabilecek olup bu mal ve hizmetlerin büyük bir bölümünün belli bir yaş ve eğitim seviyesindeki alıcıya hitap ettiği; bilindiği gibi ortalama tüketicinin seviyesinin tespit edilmesi markaların karıştırılması ihtimalinin değerlendirilmesinde önem arz ettiği, ortalama tüketicinin dikkat düzeyi, mal ve/veya hizmetlerin türüne göre de değişebileceği, dolayısıyla bu noktadan hareketle, “ortalama tüketicinin” seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunabileceği, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 05. sınıftaki emtiaların ortalama tüketici / alıcı kitlesinin bilinç / dikkat / özen seviyesine bakıldığında; ilgili emtiaların bir kısmının teknik, medikal nitelikteki emtialardan oluşması ve günlük hayatta herkesin her zaman ihtiyaç duyacağı türden emtialar olmaması nedeniyle hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilinç / dikkat / özen / bilgi seviyesinin yüksek olduğu; öte yandan ilgili emtiaların diğer bir kısmının ise günlük hayatta daha sıklıkla kullanıma konu olabilecek türden emtialar olması nedeniyle hitap ettiği ortalama tüketici / alıcı kitlesinin bilinç / dikkat / özen / bilgi seviyesinin görece daha düşük, gene de makul derecede olduğu, dikkat seviyesinin düşük olduğun kabul edilmeyeceği, satın alma aşamasında, araştırma ve karar vermede geçen sürenin hızlı tüketim ürünlerine göre yüksek olduğu anlaşılmıştır.
Dikkat edilmesi gereken husus ise; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır”. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
Bütün bu hususlar uyarınca, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların/hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, bir kısım davacı markası açısından sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu markanın kelime markası olduğu, figüratif öğeler içerdiği, “…” ibaresinden oluştuğu, davacı yanın markalarının “…” ve “sagun” ortak öğeler içerdiği, “…” markası hariç şekil unsurları barındırdığı, taraf marklarında yer alan ortak unsurlar ile benzer olduğu iddia olunan “sagun” ibarelerinin anlamlarına bakıldığında, “…” ve “sagun” ibaresinin Türk Dil Kurumu sözlüklerinde yer almadığı, Türkçe olan her iki ibarenin de erkek adı olduğu, davaya konu markada yer alan “vital” ibaresinin de Türk Dil Kurumu sözlüklerinde yer almadığı, çeşitli dillerde “hayat ile ilgili” anlamlarına geldiği, davacı yanın bir kısım “sagun” ibareli markalarında “marine”, “su ürünleri”, “group” ve “aqua” gibi ibarelerin yer aldığı, markaların okunuşları itibari ile taraf markalarında ortak “…” ibaresi ile benzer olduğu, iddia olunan “sagun” ibarelerinin Türkçe okunacağı, “…” ibaresinin “sagun” ibaresini de içerdiği bu hali ile taraf markalarında ortak olan ibarelerin okunuşlarının belli ölçüde benzer olduğu, bir kısım davacı markasında yer alan diğer ibarelerin ise bu benzerlik derecesini düşürdüğü, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın renkli zemin üzerine siyah – beyaz tonlarda iki ayrı satıra gelecek şekilde, kendine özgü yazı karakteri ile üstte “…” ibaresini, altında daha küçük harflerle “vital” ibaresini içerdiği, görsel olarak ön plana “…” ibaresinin çıktığı, davacı yanın… numaralı markasının kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde “…” ibaresini içerdiği, markanın bu hali ile davaya konu markada ön plana çıkan “…” ortak ibaresi taşıması nedeni ile belli bir oranda benzerlik taşıdığı, davacı yanın diğer markalarında ise ortak unsurun “sagun” ibaresi olduğu, … numaralı markalar hariç davacı markalarında +şeklin de yer verildiği, davacı markalarında kurumsal kimlik özelliğine sahip logo kullanımlarına rastlandığı, bu hali ile markaların figüratif özelliklerinin de ön plana çıktığı, “s” ibareli şekil ile birlikte, “sagun” ibarelerinin markalarda ortak olduğu, … numaralı markada “group” ibaresinin,… numaralı markada ise “aqua” ibaresinin yer aldığı, markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; davacı yanın … numaralı markası ile davaya konu markaların benzer unsurlar içerdiği, anlamsal, görsel ve fonetik açıdan taraf markalarında yer alan işaretlerin benzer olduğunun kabul edilmesi gerektiği, diğer taraftan, davaya konu markanın, davacı yanın “sagun” esas unsurlu markalardan uzaklaşmış olduğu, davacı yanın markalarında yer alan figüratif özelliklerin de söz konusu farklılığı arttırdığı, tek başına “…” ibaresi içerisinde “sagun” ibaresinin yer almasının markaları benzer hale getirmediği, bu hali ile iki ayrı ibare ve esas unsur olarak ön plana çıktığı, söz konusu markaların (işaretlerin) benzer marka olarak kabul edilemeyeceği;
İşaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından, davacı yanın… numaralı markası hariç, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesinin bulunmadığı;
Somut olayda, davaya konu “…” ile davacı yanın … markaları açısından ise işaretler arasında benzerlik bulunmamakla birlikte 6769 sayılı SMK m. 6/(1) kapsamda tescil engelinin bulunmadığı;
Davacı yanın benzer kabul edilen 116354 numaralı “…” markası ile itirazlarına mesnet diğer markalarına ait tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları, reklam harcamaları vb. delillere rastlanmadığı, davacı markasının bir kişiye veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine sahip, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım yapacak seviyeye ulaşmadığı, davacı lehine 6769 sayılı SMK’nun 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı;
Davacı tarafın, davalı marka başvurusunun kendi markasının itibarından yararlanmak üzere kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ettiği, kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerektiği, davalı şahsın kötü niyetinin ispatı külfetinin davacıya ait olduğu; dosya kapsamında davalının, haksız kazanç, yedekleme, şantaj, spekülasyon vb. amaçlı tescil başvurusunda bulunduğunu gösterir her hangi bir belge bulunmadığından bahisle davalının kötü niyetli bir başvuruda bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Davalı şahıs savunmasında ve davaya konu TÜRKPATENT YİDK kararında,… numaralı markanın sahibi olduğunu beyan etmiştir.
Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Diğer taraftan, marka hakkının iki şekilde elde edildiği kabul edilmektedir. Buna göre, ilk olarak marka üzerindeki öncelik hakkı, o markayı ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir. Bu kişi adına yapılan tescilin açıklayıcı olduğu kabul edilmiştir. Tescil bu markanın daha özel hükümlerle korunmasını temin eder . İkinci olarak marka hakkı, bir markayı daha önce ihdas ve istimal etmeksizin, seçilip tescil ettirilmesi ile de elde edilebilir. Buna göre, marka sahibinin yaptırdığı tescil kurucu etkiye haiz olmaktadır.
…numaralı markanın, başvuru ve tescil tarihinin 2010 ve 2012 yılları olduğu, bu hali ile markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçtiği, dosya içeriğinde söz konu markanın kullanıldığına dair bir ibareye rastlanmadığı, davalı yanın sunmuş olduğu bir adet sipariş fişinin davacı yanın markasının, tescil edildiği sınıf kapsamında ciddi şekilde kullanıma ispat edecek nitelikte olmadığı,
Her iki markada da “…” ibaresinin yer aldığı, davaya konu markada “…” ibaresi ile birlikte “vital” ibaresinin de eklenmiş olduğu, markada yer alan figüratif özelliklerin, kullanılan yazı karakterlerinin aynı olduğu, eski tarihli markada şekil unsurunun da yer aldığı, önceki tarihli markaya ait tescilli sınıflar ile davaya konu markanın tescilli sınıflarına bakıldığında;
Önceki markanın kapsadığı mallar ile tescili talep edilen malların aynı olduğu, davalı şahsın önceki tarihli markasında yer alan özelliklerin ve kullanılan unsurların davaya konu markada da yer aldığı, davalının ciddi bir şekilde kullanımı ispatlanamadığından bilirkişi raporunun aksine davalı şahsın önceki tarihli markasından kaynaklı bir müktesep hakka sahip olamayacağı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu … sayılı markaları (işaretleri) arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı şirketin… sayılı markası (işareti) arasında benzerlik bulunduğu fakat malların/hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin taraf markaları arasında gerçekleşmediğinden, 6769 s. SMK’nun 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacı yan markalarının, SMK’nun 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, dosya kapsamında kötü niyet iddiasına dayanak bilgi ve belgeye rastlanamadığından kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, davalı şahsın, …sayılı markasından kaynaklı ciddi kullanım ispatlanamadığından kazanılmış hakkı olmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şahsın yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Kâtip Hâkim 41072
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır