Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/194 E. 2022/33 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/194
KARAR NO : 2022/33

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : …
DAVALI : …
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali ile Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali İle Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu birçok seri markanın maliki olduğunu, markaları uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi surette kullandığını, davalı şirketin müvekkiline ait markaların aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan … sayılı “…” ibaresini kötü niyetli olarak aynı ve türdeş mal ve hizmetlerde başvuruya konu ettiğini, müvekkili şirketin dava konusu markalarını dava dışı …’den satın aldığını, davalı şirket yetkililerinin …’nün akrabaları olduğunu, müvekkili şirketin koyduğu emek ve sermaye ile yaptığı yatırımlar sonucu tanınmışlık düzeyi artan markaların bilinirliğinden haksız şekilde yararlanmak amacıyla davalı tarafça kötü niyetli marka başvuruları yapıldığını, müvekkili şirketin “… …” ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğunu, davalı şirketin “… …” ibaresi ile herhangi bir markasal kullanımı bulunmadığını, davalı şirketin yalnızca inşaat alanında faaliyet gösterdiğini, sırf müvekkilinin tescilini engellemek için tekstil sektöründe faaliyet göstermediği halde kötü niyetli marka başvurusunu yaptığını, müvekkili şirketin … Holding’i kuracağını sosyal medyada duyurmasından sonra davalı şirket tarafından holding olmamalarına rağmen “… holding” ibaresi ile marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin müvekkiline zarar vermek maksadıyla marka depoladığını, müvekkili şirketin “… …” ve “…” esas unsurlu markalar yönünden tescil ve koruma bakımından öncelik hakkına sahip olduğunu, müvekkili adına tescilli “…” markalarının 1994 yılından bu yana tescil edilerek kullanıldığını ve ayırt edicilik kazandırıldığını, müvekkili şirketin seri markalar oluşturduğunu, davalı şirket markasının ortalama tüketici tarafından müvekkili şirketin seri markalarının devamı niteliğinde algılanabileceğini, davalı şirket tarafından yasal marka hakları bulunduğunu bilmesine rağmen müvekkili şirketin sahibinden.com satış sitesine şikayet edilerek ticari faaliyetlerinin engellenmeye çalışıldığını, davalı şirket markası ile müvekkili şirket markalarının tescilli olduğu emtiaların aynı ve/veya türdeş olduğunu, tüketicilerin markaların farklı firmalara ait olduğunu anlayabilmelerinin mümkün olmadığını, davalı şirket markasının müvekkili markası ile benzer şekilde oluşturulduğunu, eklentinin benzerliği kaldırmaya yeterli olmadığını, markaların kelime markası olduğunu ve markalarda kullanılan tüm harflerin büyük yazı karakterleri ile yazıldığını, davalı markasındaki “…” ibaresinin Türkçe karşılığının “mağaza” olduğunu, bu ibarenin ayırt ediciliği düşük ve sektöründe tanımlayıcı bir ibare olduğunu, markaların esas unsuru olan “…” ibarelerinin birebir aynı olduğunu, müvekkili adına tescilli markalar ile aynı denilecek kadar benzer olan dava konusu markanın tescilli olduğu 35. sınıftaki hizmetlerin müvekkili markalarının uzun yıllardır tescilli olarak kullanıldığı hizmetler ile aynı olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği sınıftaki emtiaların teknik bilgi gerektirmeyen, her düzeyde kişiye hitap eden mallar olduğunu, günlük tüketim mallarının satın alımı sırasında ortalama tüketicinin dikkatli davranmayacağını ve özenle araştırma yapmayacağını, tüketicilerin markaların aynı firmaya ait olduğu veya firmalar arasında ekonomik bağ olduğunu zannetmelerinin kuvvetle muhtemel olduğunu, dava konusu markanın kullanımı halinde müvekkili markaları ile iltibas yaratacağını, davalı tarafın markasında 09, 12 ve 25. sınıfta yer alan emtiaların 35. sınıf içine alınarak müvekkili markası ile benzerlik yaratıldığını, davalı kurumun başka bir YİDK kararında müvekkili şirketin davalı yana ait … sayılı “…” ibareli markasına itirazı üzerine 35. sınıftaki emtialar arasında bulunan 25. sınıfa ait emtialar bakımından müvekkili şirketin öncelikli hak sahibi olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu değerlendirilmesinin yapıldığını, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu markaları önceki asıl ve tescilli sahibi olan …’den devraldığını, markanın tüm hakları ile devredildiğini, müvekkili şirkete ait “… jeans” markasının 2005 tarihinde Show Tv’de yayınlanan ünlü bir gündüz kuşağı programında yer alan defilede kullanıldığını, o tarihte dahi müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalının hukuki yarar ve dava ehliyetine ilişkin beyanlarının dayanaksız olduğunu, müvekkili şirket markasının “geko” şeklinde okunmadığını, davalı tarafın ilk markasının 2012 tarihli olduğunu, müvekkili şirketin en eski markasının ise 1994 tarihli olduğunu, davalı yana ait 7 adet marka tescilinin 5’inin müvekkili şirketin kuruluşundan ve markalarının tanınmışlığını arttırmasından sonra olduğunu, davalının eski markaları hakkında açılan kullanmama nedeniyle iptal davasında davalının markalarını kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket markasının orijinal ve özgün bir marka olduğunu, davalı tarafın savunmalarında müvekkiline ait seri markalar ile “… …” markasının aynı esas unsuru kullandığı konusunda ikrarda bulunulduğunu, davalının markaları kullandığını ispat eder bir delil bulunmadığını, müvekkili şirket markasının devralınmasından önce de kullanımına dair delillerin dosyaya sunulduğunu, müvekkili şirketin markanın üçüncü şahıslar tarafından kullanımına ilişkin izin/onay veren hiçbir açık/örtülü anlaşmanın olmadığını, davalı şirket savunmalarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirket aleyhine açılan Bakırköy …. FSHHM 2020/120 E. sayılı dosyasında davalı adına tescilli “…” ibareli markaların “inşaat sektörü” dışında kalan tüm emtialar bakımından SMK m. 9 anlamında ciddi surette kullanılmaması nedeniyle iptaline karar verildiğini, mezkur dosyada verilen kısmen ret kararına karşı da istinaf kanun yoluna başvurulacağını beyanla Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; … sayılı “…” ibareli 35. sınıfta tescilli markaların varlığı dikkate alındığında markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, ilgili tüketicilerin taraf markalarını bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen farklı markalar olarak algılayabileceğini, markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyet iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir kanıt sunmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyeti ve davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, davacı şirketin 2016 yılı sonunda kurulduğunu, müvekkili şirketin kuruluşu ve tescilli markalarının tescil tarihinin davacı şirket kuruluşundan önce olduğunu, müvekkili şirketin 2011 yılında kurulduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketi yakından tanıdığını, marka ve unvan sahibi olduğunu, fiilen kullandığını bildiğini, “…” ibaresine tanınmışlık kazandıranın müvekkili şirket olduğunu, müvekkili şirketin kullandığı “…” ibaresi ile davacı kullanımının farklı anlamlar içerdiğini, müvekkili şirket markasında yer alan “…” ibaresinin şirket ortaklarının soyadlarının yerel söylenişi ve doğdukları köyün ismi olduğunu, davacı markalarının tanınırlığı olmadığını ve daha önce fiilen kullanılmadığını, davacı şirketin müvekkili şirkete ait sınıflarda tescilli markası bulunmadığını, dürüstlük kuralını ihlal edenin ve kötü niyetle hareket edenin davacı olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde içinde “…” ibaresi geçen birçok marka bulunduğunu, davacının diğer markalara karşı hiçbir hukuki girişimde bulunmamış olmasının kötü niyetli ve haksız olduğunu gösterdiğini, taraf markalarının benzer olmadığını, davacı markalarının tamamında kertenkele resmi bulunduğunu, markaları oluşturan kelimeler, yazı karakteri, telaffuzları, anlam, şekil, ses ve görsel olarak markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davacı markalarının kertenkele nedeniyle “geko” olarak okunduğunu, müvekkili şirket markasının ise “…” şeklinde okunduğunu, ortalama tüketicilerin markaları karıştırması ve firmalar arasında bağlantı olabileceğini düşünmelerinin imkansız olduğunu, taraf markalarının sınıfsal olarak da tamamen farklı olduklarını, müvekkili şirketin tüm iş ve işlemlerinde markalarını kullandığını, müvekkili şirketin “…” ibaresini öncelikli kullanma hakkına sahip olduğunu, davacı markalarının taklit markalar olduğunu, orijinalliği bulunmadığını, uluslararası tanınmış bir markanın birebir taklidi olduğunu, davacının “…” markası üzerinde öncelik hakkı olmadığını, markanın devralındığı …’nün de yıllarca markayı fiilen kullanmadığını ve markanın ilk ve tek sahibi olmadığını, “…” markasının kamuya mal olacak kadar eski bir çok firma tarafından alındığını ve kullanıldığını, müvekkili şirket markasına … de dahil olmak üzere hiç kimsenin bugüne kadar itiraz etmediğini, marka sahiplerinin birbirlerine örtülü izin verdiklerini ve markayı birlikte kullandıklarını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, TÜRKPATENT YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER;
Dava Konusu Marka ile Davacının İtiraza Dayanak Markaları Arasında İlişkilendirilme İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı
Marka tescilinde nispi ret nedenleri arasında düzenlenen karıştırılma ihtimali uyarınca; tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.   
Markaların, karıştırılma ihtimaline dayalı tescil engelinden veya hükümsüzlük nedeninden söz edebilmek için aşağıdaki unsurların tamamının kümülatif olarak varlığı gerekir. Bu koşullardan herhangi birinin sağlanmamış olması halinde diğerlerinin varlığı değerlendirme konusu nispi tescil engelinin varlığını kabul için yeterli olmayacaktır:   
• Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların kapsamında, aynı veya benzer mal ve hizmetler bulunuyor olması.   
• Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların aynı veya benzer olması.   
• Dava konusu markalar ile iddialara mesnet markalar arasında, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere, halk nezdinde karıştırılma (iltibas) ihtimali bulunması.
a) Emtiaların Aynı/Benzer Olup Olmadığı 
Markalar arasındaki iltibas değerlendirmesi, markaların kapsamında yer alan mallardan ve hizmetlerden bağımsız değildir. Markaların tescilli oldukları sınıflar veya hizmetler farklılaştıkça markalar arasındaki benzerliklerin iltibasa neden olma ihtimali azalacaktır. Bir başka anlatımla, markaların kapsadığı malların ve hizmetlerin farklılaşması neticesinde markayı oluşturan ibarelerin benzerliğine rağmen iltibas tehlikesi azalmakta; malların ve hizmetlerin aynı olması durumunda ise markaların arasındaki ortalama bir benzerlik dahi iltibasa neden olacaktır.   
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmasıdır. Benzer mal ve hizmetler ise, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriği, aynı tür mal ve hizmeti mutlak surette kapsamakla birlikte daha geniş bir yaklaşımla benzer oldukları öngörülebilecek, tüketicilerce ilişkilendirilerek aynı kaynaktan geldikleri varsayılabilecek, aynı/benzer ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak mal ve hizmetleri de kapsamaktadır.  
Mal ve hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği TÜRKPATENT Marka İnceleme Kılavuzu’na göre aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabilir:   
− Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği,  
− Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği,  
− Malların fiziksel görünümünün benzerliği,  
− Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği,  
− Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik,  
− Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik,  
− Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.  
İlgili sektördeki malların niteliği, piyasaya sunuluş şekli, tüketici alışkanlıkları gibi somut olayı etkileyen ek şartların varlığı halinde hizmetlerle mallar arasında ilişkilendirilme ihtimali ortaya çıkabilmektedir.  
Dava konusu marka başvurusu 35. Sınıfta tescil edilmek istenmektedir. Davacıya ait markalar ise 09, 12, 25, 36, 38, 39, 41, 42. Sınıflarda tescillidir. Davacı markaları kapsamında 35. Sınıf hizmetler bulunmamaktadır. Dolayısıyla taraf markaları kapsamında yer alan sınıflar bakımından aralarında ayniyet bulunmamaktadır.
Sınıflandırma tebliği idari amaçlı olduğundan, farklı sınıflarda yer alan mal ve/veya hizmetlerin benzer olmadığı doğrudan söylenemez. Benzerliğin kabulü için, mal ve/veya hizmetin doğası, kullanım amacı, satış ve dağıtım kanalları, tüketici kitlesi gibi birçok ayrıntının göz önünde bulundurulması gerekir.  
Dava konusu marka kapsamında yer alan ve bu davanın konusunu oluşturan 09 ve 12. Sınıf malların perakendeciliği hizmetine yönelik 35. Sınıf hizmetler ile davacıya ait 2018 54301 sayılı marka kapsamında yer alan 09 ve 12. Sınıf mallar, birbiri ile ilişkili mal ve hizmetlerdir. Zira bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın pazarlanmasıdır. Dolayısıyla bahsi geçen emtialar ile bunların perakendeciliği hizmetleri arasında tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olup, bu mal ve hizmetler tüketici nezdinde benzerdir. Dolayısıyla dava konusu marka kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisay ar la r, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” bakımından, taraf markalarının benzer olduğu, sayılan hizmetler haricinde, taraf markaları kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili mal ve hizmet bulunmadığı, neticede dava konusu marka kapsamında yer alan 9 ve 12. Sınıf emtianın satışına yönelik 35. Sınıf hizmetler bakımından taraf markaları arasında “emtiaların benzer olması” şartının sağlandığı,
b) İşaretlerin Benzer Olup Olmadığı ve İltibas/Karıştırılma İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı
Markaların emtia/hizmetlerinin aynı/benzer olduğu tespiti yapıldıktan sonra bakılması gereken ikinci kriter işaretlerin benzer olup olmadığıdır. İki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınmalıdır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkat edilmelidir. Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir.
Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimali telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında “bağlantı” kurma ihtimali bulunması, benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılmasıdır. Global değerlendirme gereği, markaların unsurlarına bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılmasıdır.
Yargıtay …. HD’nin 2002/12018 E. ve 2003/4432 K. Sayılı “PORT/INTERPORT” kararında belirlenen temel ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre; 
• Asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır.  
• Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir.  
• Son olarak başvuru sahibinin markasındaki eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.  
Davalı şirkete ait dava konusu marka başvurusu, sola eğik şekilde yazılmış ve üst satırda konumlandırılmış özel yazım ile “…” ibaresi ile alt satırda yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. Kelimelerin tamamı mavi renk ile yazılmış olup, ”…” ibaresi, “…” ibaresine nazaran daha kalın harflerle yazılmıştır. “…” ibaresi, İngilizce’de “mağaza, dükkan” anlamı taşımakta olup, dava konusu markanın sınıflarını oluşturan 35. Sınıf hizmetler bakımından tanımlayıcı bir ibaredir. “…” ibaresinin ise herhangi bir anlamı tespit edilememiştir. Dolayısıyla dava konusu markanın esas unsurunu “…” ibaresi oluşturmaktadır. “…” ibaresi yazıldığı gibi okunan bir ibare olup, tüketicilerce “ge-co” şeklinde telaffuz edilecektir.
Davacıya ait gerekçe olarak gösterilen markalar ise, ortak olarak “…” ibaresini içeren, kapsamlarında hem şekil hem kelime unsurunu barındıran karma nitelikte markalardır. “…” ibaresi haricinde markalar kapsamında “…” gibi marka vasfı taşımayan, tali unsur niteliğindeki kelimeler yer almaktadır. Davacı markalarında ayrıca kertenkeleyi tasvir eden bir şekil unsuru bulunmaktadır. Davacı markalarının esaslı unsurları “şekil” ve “…” ibareleridir.
Dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait markaların, ortak olarak “…” ibaresini içermelerinden kaynaklı olarak, markalar arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca “…” ibaresi, anlamlı bir kelime olmaması nedeniyle ayırt ediciliği yüksek bir ibaredir.
Taraflar markalarında, “…” ibaresi esas unsur olarak yer almaktadır. “…” ibaresini benzer şekilde esas unsur olarak içermeleri nedeniyle, taraf markaları arasında görsel benzerlik bulunmaktadır. “…” kelimesi, dava konusu markada esaslı unsur olarak, markada ilk dikkat çeken öğe olma özelliğini taşımaktadır. Zira dava konusu markada yer alan “…” ibaresi tanımlayıcı olması nedeniyle tali unsur görevi görmektedir.
Görsel açıdan ortaya çıkan bu yakın benzerlik, duysal/fonetik/işitsel ve anlamsal açılardan bakıldığında da aynı sonucu vermektedir. Tarafların markalarında ortak olan “…” ibaresinin aynı olan okunuşu, karşılaştırılan markaların işitsel açıdan benzer olmalarına sebebiyet vermektedir.
Bu bağlamda dava konusu markalar pazarlama iletişimi açısından değerlendirildiğinde de hedef kitlelerin zihin kütüphanesinde baskın olan/olacak olan kavram ‘…’ dur. Görsel iletişim bir yana sözel iletişim kanallarında (tele-marketing, sosyal mecralar, arama motorları, radyo reklamları vs.) karıştırılma ihtimali yükselmektedir.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacaktır.  
Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılmalıdır. İnceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynar.   
Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılmalıdır. 
Bunun yanı sıra değinilmesi gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Yukarıdaki hususlar dâhilinde somut uyuşmazlığa bakıldığında dava konusu marka kapsamında yer alan 35. Sınıf hizmetler, her sektörden emtianın satışına yönelik bir perakendecilik hizmetidir. Dolayısıyla, tek bir sektör belirlemesi yapılamadığı gibi, ilgili emtiaların satışı her kesimden her yaş grubundan satıcıya hitap etmektedir. Dolayısıyla dava konusu hizmetler yönünden, ortalama tüketici kitlesi baz alınmalıdır.
Sonuç olarak; taraf markalarının “…” ibaresini esas unsur olarak içermeleri nedeniyle, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, davacı markalarında yer alan kertenkele tasvirinden ibaret “şeklin” markaları birbirinden ayırt etmeye yetmediği, dava konusu markada yer alan 09 ve 12. Sınıf emtia satışına yönelik 35. Sınıf hizmetler ile davacıya ait “… bilişim şekil” markasında yer alan 09. ve 12. sınıf emtianın ilişkili emtialar olduğu, dolayısıyla bu hizmetler bakımından taraf markaları arasında ilişkilendirme ihtimali bulunduğu, somut olaydaki görsel benzerlik nedeniyle ilgili tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin söz konusu olacağı, davacının markalarında yer alan esas unsurun ayniyet derecesinde benzerinin dava konusu markada yer almasının, tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacağı, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ürünler üzerinde gördüğünde, önceden bildiği ve tanıdığı davacıya ait marka ile davalının dava konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunduğu, ortalama tüketicilerin davacı markasından edindiği izlenimi davalı markasına aktarabilecek olması, markaların birbiri ile karıştırılma tehlikesi bulunması nedeniyle somut olayda “benzerlik taşıyan hizmetler” bakımından markaların ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu,
Davacı Markasının Tanınmış Olup Olmadığı, Davalının Başvuruya Konu Markasının Davacının Tescilli Markasından Haksız Yararlanma Sağlayıp Sağlamadığı, Davacı Markasının İtibarına Zarar Verip Veremeyeceği, Ayırt Ediciliğini Zedeleyip Zedelemeyeceği Hususları Bakımından
6769 sayılı SMK 6/5 maddesi; “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” hükmünü amirdir. Bu madde kapsamında koruma elde edilebilmesi için önceki tarihli markanın tanınmış olması, önceki tarihli marka ile sonraki tarihli başvurunun aynı veya benzer olması ve maddede öngörülen üç şarttan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir.  
“Tanınmış marka” kavramı Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım” olarak tarif edilmiştir (Yargıtay ….H.D., Esas 2002/10575, Karar: 2003/02752 – Esas:1997/5647, Karar: 1998/1704 – Esas:1999/8859, Karar: 2000/2229). 
Bunun yanında tanınmış marka kavramı; bir markanın tanınmışlığının belirlenmesi için WIPO, 1999 yılında “WIPO Ortak Tavsiye Kararı” adı altında bazı ölçütler getirmiştir. Bu suretle bir markanın tanınmışlığında kendisinden yararlanılabilecek bazı kriterler oluşturulmuştur. Bağlayıcılığı olmamakla birlikte uygulamada da kabul gören bu kriterler şunlardır; 
• Toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi 
• Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu 
• Marka promosyonlarının hedef aldığı coğrafi alan, promosyon süresi ve yoğunluğu 
• Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü 
• Markanın resmi makamlarca tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları 
• Markanın ekonomik değeri 
Bu kıstaslardan birisinin, birkaçının veya tamamının varlığı tanınmışlığı gösterebilecektir. Yukarıda yapılan açıklamalardan çıkan sonuç; bir hizmet ya da ticaret markasının tanınmışlığından söz edilebilmesi için; toplumun ilgili sektöründe tanınmış olması, başka bir anlatımla o marka telaffuz edildiğinde ilgili sektördekilerin hiç düşünmeden refleks halinde hatırlamaları gerektiğidir. 
6769 sayılı SMK madde 6/5 hükmüne göre, toplumda belirli bir tanınmışlık düzeyine ulaşan önceki bir tarihte tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markadan, 
• Tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarara sağlayabilecek, 
• Markanın itibarına zarar verebilecek, 
• Markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilecek durumda olan sonraki başvuru, farklı mal ve hizmetlerde kullanılacak olsa bile reddedilecektir. 
Tanınmış markalar sadece tescil kapsamındaki aynı tür mal ve hizmetler yönünden değil, ayrıca farklı türden mal ve hizmetler yönünden de sahibine koruma sağlar. Tanınmış markalara sağlanan koruma önlemleri sayesinde, sonraki markanın tescili yoluyla marka sahibinin, tanınmış markanın itibarına ve ayırt edicilik düzeyine zarar verme, bu markadan imaj transfer etme ve böylelikle haksız yarar sağlama çabalarının önüne geçilmek istenmiştir. Böylece, önceki ve tanınmış nitelikteki markanın ayırt edicilik karakterine ve tanınmışlığına zarar verebilecek, tüketicinin daha önce tanınmış markayı gördüğünde, refleks halinde tek bir işletmeyi algısında canlandıracakken, yeni durum nedeniyle eskiden olduğu gibi kişilerin aklına sadece tek bir ticari işletme gelmeyecektir. Bunun sonucunda ise, büyük emek, çaba, zaman ve masrafla tanınmış hale getirilen markanın ayırt edicilik gücü zaafa uğratılmış olabilecektir. 
Davacı tarafça gerekçe gösterilen markaların tanınmışlığının ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin, itiraz aşamasında dosyaya herhangi bir belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, dava aşamasında ise 2005 yılında bir TV kanalında yayınlanan videonun dosyaya sunulduğu tespit edilmiş olup, bir adet videonun tanınmışlığın değerlendirilebilmesi için yeterli olmadığı, sonuç olarak tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı,
Davacının Gerçek Hak Sahipliğinin Bulunup Bulunmadığı Bakımından Değerlendirme 
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 6/3; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmünü amirdir. Bu hüküm, markanın gerçek sahibinin eskiye dayalı kullanımını tescilden üstün tutarak gerçek hak sahibinin korunmasını sağlamaktadır. Madde hükmünde yer alan iddiaların kabul edilebilmesi için, iddia sahibinin o işaret üzerinde tescil tarihinden önce hak sahibi olması ve bunları ispat etmesi gerekmektedir.
Yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere, öncelik hakkı iddia eden tarafın Türkiye’deki kullanımı yerelden daha geniş bir coğrafyada olmalı, ciddi surette bir markasal kullanım olmalı ve bu kullanım ile markaya belirli ölçüde ayırt edici nitelik kazandırılması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu kullanım, dava konusu markanın başvuru tarihinden önceki tarihe ilişkin olmalıdır.
Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde, davacının 35. Sınıf hizmetler bakımından markayı kullandığını gösterir herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, “eskiye dayalı kullanım” iddiasının değerlendirilebileceği herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, sonuç olarak davacının 6769 sayılı SMK madde 6/3 anlamında davacının önceki tarihli, markasal, ciddi kullanımının ve “geniş bir coğrafyada kullanım” koşullarını karşılayamadığı, bu bakımından gerçek hak sahipliğinden doğan haklarını ispatlanamadığı, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının Önceki Tarihli Tescilli Markalarına Binaen Müktesep Hakkının Bulunup Bulunmadığı 
Davalının iddiaları kapsamında davalı adına kayıtlı önceki tarihli markalarının, dava konusu başvuruya müktesep hak oluşturup oluşturmadığı,
Yargıtay kararlarında kazanılmış hak sağlayan önceki markaların belirlenmesi yönünden bazı ölçütler getirilmiş ve getirilen bu kriterler güncel kararlarda da geçerliliğini korumuştur. Buna göre;
• Öncelikle kazanılmış hak sağlayan markanın tescilli olması, bir başka deyişle kullanım ve tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, kabullenilmesi gerekir. (Bkz. aynı doğrultuda Yargıtay …. H.D. 2016/9248 E., 2018/2132 K.)
• İkinci olarak bu markaya dayalı olarak yapılan sonraki başvuruda kazanılmış hak sağlayan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması gerekmektedir. Zira önceki markanın asli unsuru dahi değişmiş ise bu artık yeni bir marka başvurusu olacağından önceki markanın zaman içindeki değişikliklere uyarlanması için yapılmış bir başvuru olduğu kabul edilemez. (Bkz. aynı doğrultuda Yargıtay …. H.D. 2016/11384 E., 2018/3260 K)
• Son olarak sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi, kapsamını genişletme yoluna gitmemesi zorunludur.
Davalının müktesep hak iddiasına konu markaların tescil tarihleri, 05.02.2015 ve 06.11.2018 olup, dava konusu edilen markanın başvuru tarihinde (28.04.2020) davalıya ait … sayılı marka yönünden hükümsüzlük davası açmak için tanınan 5 yıllık süre henüz dolmamıştır. Dolayısıyla, önceki tarihli markaların müktesep hak oluşturabilmesi için aranan “çekişme konusu olmaktan” çıkma şartının sağlanamadığı, dava konusu markanın başvuru tarihinde önceki tarihli markalardan … sayılı markanın halen hükümsüzlük davası tehdidi altında olduğu,
Davalıya ait … sayılı markanın tescil tarihi üzerinden 5 yıldan fazla süre geçmişse de, önceki tarihli tescilli markaların tescilli oldukları mal ve hizmetler bakımından fiilen kullanılmasının, eldeki davaya konu marka bakımından müktesep hakkın oluşumuna etki eden şartlardan biri olduğu da dikkate alındığında ve dosyada, davalının önceki tarihli markaları kullandığına dair bilgi/belge bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalının önceki tarihli markalarına binaen müktesep hakkının bulunmadığı,
Kötü Ni̇yet İddi̇ası Bakımından Değerlendirme
Kötü niyet SMK’nın 6. maddesinin 9. bendinde “Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” Biçiminde düzenlenmiştir. Aynı kanunun yine birinci kitabının beşinci kısmında 25. maddede; “Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” başlığı altında, 1. bentte; “5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” denilmektedir. SMK m.6/9 hükmü ile kötü niyetli bir başvuru sonucu tescile bağlanan markanın hükümsüz kılınabileceği açıkça düzenlenmiştir.
Davalının marka tescilinde bulunması eyleminin kötü niyetli bir eylem olarak değerelendirilemeyeceği,
Netice itibariyle,
1. Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisay ar la r, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin davacıya ait 2018 54301 sayılı markada yer alan mal/hizmetler ile benzer olduğu, 
2. Davalıya ait dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait gerekçe markanın benzer olduğu ve dava konusu marka başvurusunun, 1 nolu bentte sayılan hizmetler bakımından davacı markaları ile karıştırılma ihtimali bulunduğu,
3. Davacı markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı,
4. Davacının gerçek hak sahipliği iddiasının yerinde olmadığı,
5. Davalı yanın önceki tarihli markalarına binaen müktesep hakkının bulunmadığı,
6. Davalının kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatlerine ulaşılmış davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Kısmen Kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK ‘nın …sayılı kararının “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisay ar la r, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” bakımından iptaline,
Davaya konu markanın yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan59,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.454,80.-TL
yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı şirket vekilinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.27.01.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 67,80.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 137,00.-TL
TOPLAM : 2.454,80.-TL