Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/192 E. 2022/25 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/192 Esas – 2022/25
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/192
KARAR NO : 2022/25

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI :….
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, davalı…’in “…” markası için yapmış olduğu başvurunun “…” esas unsuruna sahip müvekkilinin markaları ile birebir aynı olduğunu, müvekkili tarafından, davalının marka tesciline ilişkin talebine itiraz edilmiş olduğunu, söz konusu itirazın reddedilmiş ve akabinde YİDK’ya başvurulmuş olduğunu, YİDK’nın …sayılı kararı ile müvekkili tarafından yapılan itirazın reddedilmiş olduğunu, müvekkiline ait “…” ve “…” ibareli tescilli markaları ile davalı…’in “…” ibareli markası birbirlerine ayniyet derecesinde benzer olup (birebir aynı), taraf markaları ile verilen mal-hizmetler arasında kısmi de olsa benzerlik bulunduğunu, davalı, müvekkilinin tanınmış marka tesciline de sahip (“…” markasının ve tescilli “…” markasının yurt içinde ve yurtdışında sahip olduğu itibarından haksız olarak faydalanmak maksadıyla binlerce farklı seçenek arasından müvekkilinin markasına neredeyse ayniyet derecesinde benzer (birebir aynı) “…” markasını hiçbir haklı gerekçe olmaksızın tescil ettirmiş olduğunu, bunun yanında müvekkiline ait “…” ve “…” markası, yapılan ciddi yatırımlar, müşteri memnuniyetine verilen yüksek değer sonucu ve sektörde elde edilen önemli tecrübelerin bir yansıması olarak tüketiciler nezdinde kaliteli hizmet algısına da sahip olup, davalı tarafından kullanılacak “…” markasının bu algıya zarar verebileceğini, aynı zamanda birebir aynı harfler kullanılarak oluşturulan marka adı ve ayniyet derecesinde benzerlik ihtiva eden logonun, müvekkiline ait markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi tehlikesini doğurduğunu, davalının, müvekkiline ait markalara ayniyet derecesinde benzer “…” işaretini tescil ettirmek suretiyle tüketiciler nezdinde karıştırılmaya yol açtığını, aynı zamanda müvekkilinin hem turizm sektöründeki tanınmışlığından hem de tanınmış marka tesciline sahip “…” markasının itibarından haksız bir şekilde yararlanmak suretiyle haksız rekabet fiilinde bulunmuş olduğunu ifade ederek, YİDK’nın…sayılı kararının iptalini, dava konusu 2019/87931 sayılı “…” ibareli markasının hükümsüzlüğünü, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; YİDK tarafından yapılan incelemede başvuru konusu markanın 17. Sınıfta yer alan mal/hizmetlerle davacının “…” markalarının kapsadığı mal/hizmetler arasında benzerlik görülmemiş olduğunu, taraf markaları arasındaki düşük düzeyli işaret benzerliğinin 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi anlamında benzerliği tek başına sağlamadığını, davaya konu markanın, mal/hizmet listesi açısından davacı markaları ile benzememekle beraber davacı markalarının tanınmış olduğu sektörde ilişkilendirilebilecek bir mal ya da hizmeti de ihtiva etmediğini, 6769 sayılı SMK Kanununun 6/5. maddesi kapsamında belirtilen şartların, yani markanın tanınmışlığından haksız bir yarar sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi hususlarının değerlendirilmesi, bu değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini, davacının tanınmış olduğu sektörde başvuru konusu markanın bu şartları taşımadığını, davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılmamış olduğunu, davacının, davalının başvurusunun 6769 sayılı kanunun 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edememiş olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; karıştırma ihtimaline ilişkin olarak markalar arasındaki faaliyet alanları, görsel ve işitsel nitelikleri, renk, koku vb alanlardan her birinin değerlendirilmesinin yapılması gerektiğini, söz konusu davada her iki firmanın farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini, isimleri ve markalarının bir parçası olan firma için kullandıkları renklerin farklılığı, yazı tipi ve simgelerinin farklılığı, hitap ettikleri tüketici kitlesinin farklılığı gibi nedenlerden dolayı bu iki firmanın karıştırılmasına imkan ve ihtimalin bulunmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Emtia ve Marka İşaretleri Bakımından Benzerlik; Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman,
kriterleri ele alınması gerektiği,
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. Dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği, tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise karıştırılma ihtimalinin varlığı “…” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, … nezdinde araştırılmalıdır. Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. “…” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesi olduğu,
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakıldığı,
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı; Dava konusu 2019/87931 sayılı ve “…+ŞEKİL” ibareli markanın malalrı ile davacıya ait redde mesnet markaların kapsamlarındaki ilişkili hizmetler,
Dava konusu markanın kapsamında yer alan;
“17. Sınıf: Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç). Taşıtlar için sentetik malzemelerden mamul profil çıtalar (dekorasyon amaçlı).” mallarının 2017 118752, 2018 12975, 2018 12957, 2018 22376, 2018 22368, 2018 25188, 2019 05682, 2019 05734 sayılı davacıya ait redde mesnet markaların kapsamındaki 35. Sınıfta yer alan dava konusu malların satış hizmeti olarak yer aldığı tespit edilmiş, dolayısıyla dava konusu mallar davacının belirtilen markalarında satış hizmetine konu olduğu için dava konusu mallarla, bu malların satışı hizmeti ilişkili olduğu,
Redde gerekçe diğer markalardaki 35. sınıftaki satış hizmetleri için genel ifade kullanıldığı, yani spesifik olarak hangi malların satışının yapılacağı belirtilmediği için söz konusu markalardaki satış hizmetleri dava konusu mallarla ilişkili görülmemiştir.
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı; Dava konusu “…+ŞEKİL ” ibareli marka, mavi renkte, eşkenar dörtgen içinde büyük kalın harflerle “…” ibaresinin yer aldığı, başka bir şekil unsuru içermeyen kelime markası olduğu, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu,
Davacının emtia benzerliği olan markalarından “…”, “… …”, “…”, “…”, “… …”, “…+” ibaresi ile tali unsurlardan (“+” işareti, “miceware”, “group) oluşturulmuş, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markalarıdır. Söz konusu markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacının diğer markaları “e” ve “e” ibareli markaları, stilize edilmiş “e” harfi ve “e” harfine kıyasla çok daha küçük puntolarla “…” ibaresinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markalarıdır. Söz konusu markalarda stilize edilmiş “e” harfi görsel olarak çok daha ön planda olması nedeniyle bu markaların esas unsurlarının “e” harfi olduğu, “…” ibaresinin ise çatı marka konumunda olduğu,
Bu açıklamalar kapsamında; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak incelendiğinde; davacının …” ibareli markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru görselindeki “…” ibaresinin davalının belirtilen markaları ile çok yakın düzeyde birbirine benzer ve bağlantılı bir marka olduğunun görüleceği, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde, derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “…” markalarından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, her iki markanın aynı işletmenin markası veya idari-mali anlamda bağlantılı işletme markaları olarak algılayabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davalı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu,
Sonuç olarak, hem dava konusu markanın kapsamında yer alan malların redde gerekçe markalardan…” ibareli markaların kapsamlarında ilişkili olarak yer alması, hem de dava konusu marka ile redde gerekçe belirtilen markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe belirtilen markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu,
Tanınmışlık İddiaları Bakımından;
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ifade etmektedir.
Bu bağlamda, tanınmışlığa kanıt olarak ek klasör ile, marka tescil belgeleri, kullanımlarına ilişkin belgeler, tanıtımlar, mağaza şube listesi, DVD, sosyal medya ve dergi görselleri, çıkan haberler, tanıtım giderleri, yargı kararları, sair belgeler sunmuştur. Ancak tanınmışlık nedeni ile bir marka başvurusunun reddedilmesi için;
Öncelikle, markalar arasında işaret benzerliği ve;
• Sonraki başvuru sahibi ile tanınmış marka sahibi arasında bağlantı olma ihtimali,
• Tanınmış marka sahibinin bu markanın tescilinden zarar görme ihtimali,
• Haksız yarar sağlama,
• Tanınmış markanın itibarına zarar verme,
• Tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme gibi unsurlar aranmaktadır.
Tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması halinde, tanınmış markanın toplumda yarattığı isimden yararlanma ve bu şekilde haksız avantaj sağlanması ihtimali varsa, tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması dahi önlenmelidir.
Aynı mallarda kullanılmasa da, tanınmış markanın garanti ve reklam gücünden yararlanılması halinde tanınmış markanın itibarına zarar verilebileceği,
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus, tanınmış markaların korunması için konulmuş olan hükümlerin amaçları dikkate alınmak suretiyle benzer olmayan mal ve hizmet alanının tespit edilmesidir. Her somut olayda tanınmış markanın aynısı veya benzerinin başka mal ve hizmetlerde kullanılmasının haksız avantaj sağlayıp sağlamayacağının, tanınmış markanın itibarının zarar görüp görmeyeceğinin ve ayırt edici karakterinin zedelenip zedelenmeyeceğinin incelenmesi zorunluluğu bulunduğu,
Öte yandan; üçüncü kişilerin aynı ve/veya farklı konuda üretmiş olduğu ürünlerin kalitesinde meydana gelebilecek herhangi bir düşüklük, orijinalliğinde olabilecek değişiklik, üretimden kaynaklanacak hatalar, pazarlama taktik ve hataları, fiyat farkı ve damping uygulamaları, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği gibi markanın yaygınlaşan kullanımı onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar da doğurabileceği,
Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanmasının esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal ve hizmetler arasında bir bağlantı kurulması şartı arandığı,
Somut olayda, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından davacı tarafın … ibarelerini … sayılar ile tanınmış marka statüsüne alındığı, yapılan araştırmalar neticesinde, davacıya ait “…”, “…” ibarelerinin turizm sektöründe tanınmış olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacının markasının tanınmış olduğu turizm sektörü ile dava konusu markanın kapsamındaki 17. Sınıfa ait mallar arasında herhangi bir benzerlik, ilişki bulunmadığı, dolayısıyla davacının “…” ve “…” ibareli markalarının yıllardır turizm sektöründe kullanılmış ve tüketici nezdinde belli bir bilinirliğe ulaşmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği, dava konusu markanın davacıya ait bilinirliği olan markanın itibarından haksız yarar sağlayabileceğinin düşünülemeyeceği, davalının davacı markasının bilinirliğinden istifade etmek suretiyle markanın itibarına zarar verme, ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususların mümkün olmadığı,
Kötü Niyet İddiaları;
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabileceği,
Markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığının bilinmesi halinde marka tescil başvurusunda bulunulması, markanın köken gösterme amacı dışında bir amaçla tescil edilmesi, örneğin esasen kullanılması planlanmayan bir markanın sırf bir başka işletmenin piyasaya girmesinin engellenmesi amacıyla tescil ettirilmesi ya da tescil başvurusunda bulunanın rakipleri ile haksız rekabete girişme amacı gibi kriterler dikkate alınabileceği,
Marka tescil başvurusunun kötü niyetli olup olmadığı hususunun belirlenmesinde genel geçer kriterler bulunmamakta, konunun her somut olay bazında değerlendirilmesi gerekmektedir. Doktrine ve yerleşik içtihatlara göre; kötü niyetli tescilden söz edilebilmesi için başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp, yedekleme, marka ticareti yapmak amacına yönelik bir davranışta bulunmak kötü niyet göstergesi kabul edilebileceği, tüm dosya kapsamına göre davalının kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceği,
Netice itibariyle,
Dava konusu markanın kapsamındaki malların tamamının, davacının … ” ibareli markaların kapsamında ilişkili olarak yer aldığı,
Dava konusu marka başvurusu ile davacının… ibareli markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu,
Dava konusu marka ile davacının… ibareli markaları arasında dava konusu mallar bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı,
TÜRKPATENT…sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olmadığı sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın…sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
Davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.478,1‬0.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı, davalı kurum ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.27.01.2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 101,00.-TL-
TOPLAM :2.478,1‬0.-TL