Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/167 E. 2022/22 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/167 Esas – 2022/22
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/167
Karar No : 2022/22

Hakim :….
Katip ….

Davacı :…
Davalılar :…
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 14/06/2021
Karar Tarihi : 20/01/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 01/02/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili şirketin, 26.12.1994 tarihinde … Koleksiyon Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ticaret unvanı ile kurulduğunu, tekstil alanında yaklaşık 25 yıldır faaliyet gösterdiğini, ticaret unvanında yer alan “…” kelimesini, tekstil alanında ürettiği emtialar üzerinde marka olarak kullandığını, meşhur ve maruf ettiğini, müvekkillerinin “…” asli unsurunu teşkil etmek suretiyle başkaca eklerle yapılan birçok markanın da sahibi olduğunu, müvekkilleri şirketin uzun yıllardır tekstil sektöründe harcadığı emek ve yatırımları sayesinde “…” markasının herkesçe tanınan ve bilinen bir marka haline geldiğini, buna karşılık davalı şahıs tarafından “…” ibareli marka için marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, markanın ilan edildiğini, akabinde müvekkilleri şirket tarafından … numaralı marka başvurusuna benzerlik, karıştırılma ihtimali, haksız rekabet, tanınmıştık ve kötü niyet gerekçeleriyle itiraz edildiğini, işbu itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu, Markalar Dairesi Başkanlığınca incelenerek reddedildiğini, red kararı üzerinde Kurum kararına itiraz edildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu inceleme soncunda itirazı reddettiğini, davalı yan tarafından tescil edilmek istenen “…” marka ibaresi ile müvekkilleri şirket adına tescilli olan “… …” marka ibaresi arasında ayırt edici herhangi bir unsur bulunmadığını, davaya konu edilen marka ibaresinde esaslı unsurun “…” ibaresinin olduğunun kabulü gerektiğini, davaya konu edilen marka ibaresi ile müvekkilleri şirket adına tescilli olan markalar arasında benzerliğin olduğunu, tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olacağının açıkça görüldüğünü, tüketiciler tarafından “…” ibaresi görüldüğü takdirde, ilk anda müvekkilleri şirket adına tescil edilmiş olan markaların akla geldiğini, müvekkilleri şirketin unvanının her ne kadar “…” olsa da ortalama tüketiciler nezdinde “Coton” veya “…” şeklindeki ibarelerin müvekkilleri ile bağdaştırılmasının olağanlaştığını, müvekkilleri şirkete ait markanın yabancı dildeki yazılışını içerir “…” ibaresinin davalı şahıs tarafından tescil ettirilmek istenen “…” gibi bir marka içerisinde kullanılmasının iltibasa yol açacağını, müvekkilleri şirketin “…” ibaresini standart kullanım dışına çıkartarak markalaştırdığını, müvekkilleri şirketin yıllardır tekstil ve perakende mağazacılık sektöründe harcadığı emek ve gösterdiği özen neticesinde “…” ibaresini standart kullanımın dışına çıkartarak herkes tarafından bilinen ve tanınan bir marka haline getirdiğini, müvekkilleri şirketin tanınmışlığını sağlayan ibare olan “…” ibaresini ve “…” ibaresinden türetilmiş ifadeleri kendi markalarında kullanan 3. kişilere karşı ikame edilen birçok davada, mahkeme tarafından müvekkilleri şirketin kendine has ayırt ediciliğini sağlayan “…” markası koruduğunu, marka ihlaline sebebiyet veren markaların ise sicilden terkinine karar verildiğini ifade ederek, YİDK kararının iptaline, … sayılı ve “…” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; dava konusu marka ile itiraza mesnet gösterilen markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Türkçe anlamı “pamuk/pamuklu” anlamına gelen “…” ibaresinin çekişme konusu mal ve hizmetler için tek başına ayırt ediciliği bulunmadığının açık olduğunu, söz konusu bu durum davacı markaları için de geçerli olduğunu, ayırt ediciliği düşük olan bir markayı tescil ettiren davacının bu markanın çeşitli unsurlarını ihtiva eden başkaca markaların tesciline de katlanması gerektiğini, … sayılı başvuru markasının mesnet markalara nazaran özgün bir yapıya sahip olduğunu, ibarenin “ARMA”, “…” ve “…” kelime unsurlarından oluştuğunu, ibarede bütün kelimelerin farklı büyüklükte yazı stilleriyle farklı şekillerde konumlandırılarak özgün ve farklı bir görünüm sağlanmaya çalışıldığını, davalı markası ile davaya mesnet olarak gösterilen davacıya ait markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde bir benzerliğin söz konusu olmadığını, başvuru konusu marka ile itiraza gerekçe gösterilen markalar arasında sadece ayırt ediciliği düşük olan “…” ibaresi ortak görülmekle birlikte, “…” kelimesinin “pamuk/pamuklu” anlamına gelmesi ve bu kelimenin anlamının herkesçe bilinir olması nedeniyle ayırt ediciliği bulunmayan bu kelimeden dolayı markaların benzer olduğunun iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, başvuru konusu markanın sadece “…” kelime ibaresinden de oluşmadığını, birden çok kelime unsurunu da içerdiğini, mevcut farklar karşısında markaların birbirinin serisi olarak algılanmayacağını, aralarında benzerlik bulunmayan davalı markasının davacıya ait markalara zarar vermeyeceğini ve sulandırmayacağını, Kurum uhdesinde yer alan kayıtların tetkikinden “…” ibareli çok sayıda markanın varlığının tespit edildiğini, bu bakımdan “…” yahut “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunun kabulü gerektiğini, zayıf bir ibareyi marka olarak seçen davacının bu ibareye yapılan eklemeler suretiyle türetilen markaların kullanımına da rıza göstermesi gerektiğini, başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca reddini gerektirecek haklı ve geçerli bir sebebin söz konusu olmadığını, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesi sunmayarak 27/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde; huzurdaki davada davacı tarafından hükümsüzlüğü istenen markaların müvekkili tarafından kullanılmadığını, dolayısı ile dava konusu marka hakkında hükümsüzlük kararı verilmesine bir itirazlarının bulunmadığını ifade ederek, gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının 6769 sayılı kanunun 6/1 ve 6/5 kapsamındaki itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının …sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 02/06/2020 tarihinde 25(01-03).Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, 25(01). Sınıf yönünden reddedildiği, başvurunun kısmen yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının … “… şekil”, … “… …”, … “…”, … “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 13/04/2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, bilirkişi raporunun aksine ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka ile bir kısım davacı markalarının kapsadığı mallar karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın dava konusu edilen 25. sınıfta yer alan mallarının, davacı yanın markaları ile aynı / aynı tür olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, çekişmeli olan sınıfların genel olarak giyim sektörüne ait olduğu, yapılan değerlendirmede de söz konusu mal ve hizmetler açısından bu mal ve hizmetlerin alıcılarının, her yaş, eğitim ve cinsiyetten oluşan ortalama seviyedeki tüketiciler olduğu kabul edilmiştir. Dikkat edilmesi gereken husus ise; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir. İlgili tüketici belirlenirken “ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır”. Çekişmeli malın ortalama tüketicisinin zihnindeki marka algısı da bu nedenle değerlendirmede dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Bütün bu hususlar uyarınca, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, dava konusu edilen malları açısından sağlanmış olduğu;
Davaya konu markanın kelime unsuru ile birlikte, çeşitli figüratif özellikler de içerdiği, markada sırası ile “… …” ibarelerinin bulunduğu, davacı yanın markalarında ortak unsurun “…” ibaresi olduğu, şekil unsurları içerdiği, taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, davaya konu markada Türkçe ve İngilizce ibarelerin yer aldığı, “arma” ibaresinin Türkçe olduğu, bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil ile denizcilikte geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı anlamlarına geldiği, “…” ibaresinin İngilizce olduğu, …, pamuk, pamuklu şeklinde Türkçeye çevrilebileceği, “…” ibaresinin de İngilizce olduğu ve “iç çamaşırı” şeklinde Türkçeye çevrilebileceği, davacı markalarında ortak olarak yer alan “…” kelimesinin ise Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlüğünde yer aldığı, anlamının pamuktan yapılan (kumaş vb.) şeklinde belirtildiği;
Fonetik açısından ise davaya konu markanın Türkçe ve İngilizce ibareler ile birlikte, İngilizce ibareler açısından markaların okunuşları için, IPA – International Phonetic Alphabet (Uluslararası Sesbilim Alfabesi) uyarınca, “…” ibaresi /ˈkɑt.n̩/, “…” ibaresi /ˈʌndɚˌwɛɹ/ şeklinde okunduğu, Türkçe ibare ile “arma kotton andırvear” şeklinde okunacağı, davacı yan markalarının ise Türkçe olacak şekilde “…” şeklinde okunduğu, ortak olan unsurların okunuşlarının benzer olduğu, davaya konu markada yer alan “arma” ibaresinin bu benzerliği düşürmediği, görsel açıdan, davaya konu markanın lacivert şekil ile birlikte beyaz zemin üzerine lacivert tonlarda kelime unsuru içerdiği, kompozisyon edilişine göre, yukarıdan aşağıya büyük harflerle “arma” ibaresi, sağında iki ayrı satıra gelecek şekilde üstte “arma” ile aynı büyüklükte “…” ibaresi, altında ise gri tonlarda daha küçük olacak şekilde “…” ibaresi içerdiği, davacı yan markalarından 2013/108895, 2014/08031, 2014/105646 ve 2013/59078 tescil numaralı markalarda yer alan “…” ibarelerinin benzer nitelikte olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda kendine özgü yazı karakteri ve şekli içerdiği, 2013/81561 tescil numaralı markanın ise beyaz zemin üzerine üstte “…” ibaresini, altta şekli, 2013/82673 tescil numaralı markanın ise siyah ve kahverengi fon üzerine kahverengi ve beyaz renklerle “…” ibarelerini içerdiği, … tescil numaralı markanın ise üstte pamuk çiçeği şekil ile birlikte “…” ibaresinden oluştuğu, bir bütün olarak yapılan karşılaştırma sonucunda itiraza mesnet davacı markası ile dava konusu marka arasında tescili talep edilen sınıf bakımından 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu, davaya konu markada yer alan “arma” ibaresinin belli bir oranda ayırt edicilik sağlamadığı, davacı yan markalarında yer alan “…” ibaresinin, davaya konu markada, “…” olarak yer adlığı, esas unsur olarak kullanıldığı, tescili talep edilen ürünler açısından tanımlayıcı özelliğe sahip olmadığı, görsel olarak da davacı yanın markalarında yer alan “…” ibaresinin kendine özgü yazı karakteri ve şekil ile kompozisyon edildiği, söz konusu özelliklerin davaya konu markada yer aldığı, aynı hususların ortak olan “…” ibaresi için de geçerliği olduğu, davaya konu markada yer alan “…” ve “…” ibarelerini gören tüketicilerin bu ibareleri marka olarak algılayacağı, sonuç olarak taraf markalarının halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu;
Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanın “…+şekil” ibareli markasının … sayı ile tanınmış marka siciline kaydetmiş olduğu, giyim sektörü açısından belli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığının kabul edilmesi gerektiği;
Davaya konu marka ile davacı yan markaları arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu tespit edilmiş bulunmakla, davacı marka sahibinin davaya konu markanın tescilinden zarar görme veya itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunduğu, davalı yanın tescil talebi ile davacı şirket markalarına yanaşacağı yönünde kanaat oluştuğu, davacı yanın tanınmış marka korumasından yararlanabileceği anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporunum aksine ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu … sayılı davalı şirket marka başvurusunun tescili talep edilen 25. sınıfta yer alan mallarının tamamının, davacı yanın 2… sayılı markalarında yer alan mallar ile aynı/aynı tür veya benzer nitelikte olduğu, davaya konu … sayılı davalı şahıs markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları arasında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali veya benzerlik bulunduğu, davacı yan markalarının, SMK’nun 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka koruma kapsamında olduğu, YİDK kararının yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluştuğu, davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunun aksine, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın 13.04.2021 tarih ve … sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
2-Davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 21,40-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.478,10.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şahıs vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.20.01.2022

Kâtip Hâkim…
✍eimzalıdır ✍eimzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.TL
P.P : 101,00.TL
TOPLAM : 2.478,10.TL