Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/165 E. 2022/43 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/165
KARAR NO : 2022/43

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin “…” ibareli markasını 10. sınıf bakımından Türkiye’de tescili için … numaralı başvuruda bulunduğunu, başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı kanunun 5/1-ç maddesi uyarınca … sayılı marka gerekçe gösterilerek reddedildiğini, karara itiraz edildiğini, itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkili markası ile redde mesnet markanın birebir aynı olmaması ve kapsamlarında yer alan malların farklı olması nedeniyle SMK m. 5/1-ç ret koşullarının oluşmadığını, müvekkili şirket ile önceki tarihli marka sahibinin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkili markasının tescil edilmek istendiği mallar ile redde gerekçe markaların tescilli olduğu mallar arasında çakışma ve benzerlik bulunmadığını, müvekkili şirket marka başvurusu kapsamında yer alan ürünlerin tamamının spesifik olarak yalnızca diş teli tedavisinde kullanılan ürünler olduğunu, redde gerekçe olan marka sahibi firmanın mobilya ve hasta yatak üretimi yaptığını ve markasının yalnızca “mobilyalar” bakımından tescilli olduğunu, malların aynı veya aynı tür olmadığını, birbirinden tamamen farklı olduğunu, farklı alıcı çevresine hitap ettiğini, farklı ihtiyaçları giderdiğini, malların birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının bulunmadığını, markaların görsel olarak birebir aynı olmadıklarını, markalarda yer alan görsel kompozisyonlar, farklı figüratif ve renk unsurlarından kaynaklanan görsel farklılıkların markaları farklılaştırdığını, 5/1-ç maddesi uyarınca aranılan aynı, ayniyet derecesinde benzer olma kriterinin sağlanmadığını, tüketici nezdinde redde gerekçe markalar ve müvekkili markasının karıştırılması gibi bir ihtimalin mevcut olmadığını, markaların tüketici tarafından aynı algılanmayacağını, aralarında küçük de olsa farklılık bulunan markaların aynı sayılamayacağını beyanla 2021-M-2481 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle;başvuru markası ile redde mesnet marka olan 2007/64767 sayılı markanın birebir aynı olduklarını, markalar arasındaki renk farkının markaları ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten kurtarmadığını, redde mesnet markanın hasta yatakları, hasta ve hastane mobilyaları alanında tescilli olduğunu, diş tedavilerinde de ameliyatların gerekebildiğini, diş hastanelerinde ya da diş polikliniklerinde de hasta yatağının bulunabileceğini ve birebir aynı markanın kullanılabileceğini, markaların kapsamlarında 10. sınıfta yer alan aynı tür malların bulunduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesinde düzenlenen mutlak tescil engelinin söz konusu olduğunu, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, YİDK Kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRME
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun mutlak ret nedenlerini düzenleyen 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca; “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilemez. Madde metninde de belirtildiği üzere, bir marka başvurusunun 5/1(ç) kapsamında reddedilebilmesi için aşağıdaki koşulların ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Bunlar; 
1. Önceki tarihli bir marka tescilinin ya da başvurusunun bulunması, 
2. Karşılaştırılan markaların aynı olması veya  
3. Karşılaştırılan markaların aynı olmasa da ayırt edilemeyecek kadar benzer olması, 
4. Karşılaştırılan markalara ait mal veya hizmetlerin aynı veya aynı türdeki mal veya hizmet olması şeklindedir. 
Emtiaların Aynı veya Aynı Tür Mal ve Hizmetler Olup Olmadığı
Davacıya ait dava konusu marka başvurusu, 10. Sınıfta tescil edilmek istenmektedir. Redde mesnet kabul edilen 2007 64767 sayılı marka da 10. Sınıfta tescillidir.
Sınıf 10, esas olarak, insanların ve hayvanların işlevlerinin veya durumlarının teşhisi, tedavisi veya iyileştirilmesi için kullanılan cerrahi, tıbbi, dişçilik ve veterinerlik cihazlarını, aletlerini ve eşyalarını içerir.
İşbu davaya konu markanın başvuru tarihi itibariyle yürürlükte olan, 30.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Marka Tesci̇l Başvurularına Ai̇t Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İli̇şki̇n Tebliğ’de ilgili alt sınıf aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir;
“10/01 sınıf: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar.”
10. sınıfın 01. alt sınıfında hem aletler hem cihazlar hem de mobilyalar yer almaktadır. Davacıya ait marka başvurusu kapsamında yer alan ürünler, “diş hekimliği için aletler” kısmında yer almakta iken, redde mesnet marka kapsamında yer alan ürünler “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için mobilyalar” kısmında yer almaktadır. Bir diğer deyişle, karşılaştırılan markalar, spesifik ürünleri kapsamaktadır. İlgili ürünler, aynı/aynı tür değildir. Zira bir tarafta yer alan ürünler birer alet iken, diğer tarafta yer alan ürünler, özel olarak mobilya olarak belirtilmiştir. Bu mallar, aynı/aynı tür mallar olmadığı gibi, esasen aynı üretici ya da satıcı tarafından piyasaya sunulması beklenen benzer ürünler de değildir. Bununla birlikte, yürürlükteki Tebliğ’de bu ürünler, aynı alt sınıf kapsamında düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK madde 11/4 uyarınca “Mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almaları benzer olduklarına, farklı sınıflarda yer almaları da benzer olmadıklarına karine teşkil etmez.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2009/13909 K. 2011/6568, T. 30.5.2011 tarihli kararında ifade edildiği üzere “Her ne kadar davacıya ait marka tescil başvurusundaki ibare ile redde mesnet markanın mal ve hizmetler bakımından aynı alt grupta oldukları anlaşılmış ise de iltibasta, söz konusu markanın üzerinde kullanılacağı hizmetin tüketicileri nezdinde karışıklık yaratıp yaratmayacağının tespiti önem arz etmektedir…. esasen mahkemeler için bağlayıcı olmayan mal ve hizmet sınıflandırmasına ilişkin NİCE Sözleşmesi ve Tebliğ hükümleri dikkate alınarak her iki hizmetin de aynı alt grupta ve aynı hizmet sınıfında oldukları gerekçesiyle davanın reddine kararı verilmesi doğru görülmemiş”tir.
Sonuç olarak, davacıya ait marka kapsamında yer alan emtialar, redde mesnet kabul edilen emtialar ile aynı/aynı tür/benzer emtialar değildir. Dolayısıyla somut olayda redde konu olan emtialar yönünden ayniyet şartının gerçekleşmediği,

Dava Konusu Marka Başvurusu ile Redde Mesnet Markanın Aynı veya Ayırt Edilemeyecek Derecede Benzer Olup Olmadığı;
6769 sayılı SMK’nun 5/1-ç bendi ile aynı doğrultuda düzenlenen mülga 556 Sayılı KHK’nin 7/1-(b) bendi ile ilgili olarak Yargıtay …. Hukuk Dairesi E. 2012/2796 K. 2012/4986, 30.3.2012 tarihli kararında; “aynı olma” kavramını; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit vb. olmaları şeklinde tanımlamış, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipini farklılaştırılması gibi değişikliklerin de “aynı” olma durumunu etkilemeyeceğini ifade etmiştir. Aynı kararda “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, “karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması sebebiyle aynı işaret gibi algılanmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır. Karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırt edilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan fıkra uyarınca ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından re’sen başvurunun reddine karar verilebilecektir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi 07.02.2011 tarih ve 2009/7924 E. ve 2011/1228 K. Sayılı kararında; “Aynı markadan kasıt, bir markada kullanılan işaretlerin diğerine tıpa tıp benzemesi ve müşteriler nezdinde tamamen aynı şeyi ifade etmesidir. Aynı marka, diğerinin aynen kopyası, tıpa tıp taklididir. Aralarında küçük de olsa farklılıklar olan markalar aynı sayılmazlar. Ancak, markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin veya tipinin farklılaştırılması ayniyeti etkilemez. Ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ise, karşılaştırılan markaların aynı olmamakla birlikte, orta düzeyde alıcıda bıraktığı genel izlenimin hemen hemen aynı olmasıdır” şeklinde belirtilmiştir. Kararın devamında; “somut olaya gelince, redde dayanak alınan 2003/32133 nolu marka, ‘LRG’ harfleri yanında ayrıca şekil işaretinden oluşmaktadır. Bu durumda, dava dışı şirket adına daha önceki tarihte tescil olunan markanın kelime ve şekil esaslı unsurlarından oluşan karma nitelikli bir işaret olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu başvuru ise ‘LRG’ harflerinden ibarettir. Önceki tarihli tescilli marka şekil unsuruyla birlikte değerlendirildiğinde, işaretlerin 556 KHK 7/1-b maddesi anlamında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer nitelikte olduklarından söz edilemez.” şeklinde hüküm kurularak, sadece kelime unsurundan oluşan marka ile kelime ve şekil unsurlarını birlikte barındıran markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı ifade edilmiştir.
Bu doğrultuda huzurdaki davaya konu marka başvurusu ile ret gerekçesi markanın karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, dava konusu marka başvurusu beyaz arka plan üzerine siyah renk ile büyük harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. Dava konusu marka başvurusu düz yazı ile yazılmış, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markasıdır.
Redde mesnet marka ise kırmızı arka plan üzerine beyaz renk ile yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. Markada sadece “N” harfi küçük harf ile yazılmış, diğer harfler büyük harf şeklinde oluşturulmuştur. Markada yer alan ilk ve son harflerin uçları, dışarıya doğru uzatılmıştır.
Markalar, aynı kelime unsurundan oluşmakta olup, markalar kapsamında farklı bir kelime bulunmamaktadır. Her iki markanın da kelime unsuru “…” ibaresidir. Kelimeler benzer şekilde büyük harf ile yazılmıştır. Bununla birlikte, benzer şekilde markalarda herhangi bir şekil unsuru da bulunmamaktadır.
Markalar arasındaki tek fark, dava konusu markanın siyah-beyaz renkler kullanılarak, redde mesnet markanın ise kırmızı-beyaz renkler kullanılarak oluşturulmuş olmasıdır. Bu farklılık karşısında, markalarda aynılık bulunmadığı aşikardır.
Bir işaretin diğerine ayırt edilemeyecek derecede benzer kabul edilebilmesi için markalar arasındaki farkların ilk bakışta görülemeyecek derecede önemsiz/küçük olması gerekir. “Karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırt edilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan KHK’nin 7/1- (b) bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır.” (YHGK 2012/11-154 E. 2012/659 K. 05.10.2012 T.)
Karşılaştırılan markalar ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bakımından değerlendirildiğinde ise, redde mesnet kabul edilen marka ile dava konusu marka başvurusu, “…” ibaresini aynen içermektedir. Aralarındaki tek fark, renk unsurudur. Bu farklılık, markaları görsel olarak ayırt edilebilir hale getirmemektedir. Markalar arasında, kelimelerin aynılığı, büyük harf kullanımı, şekil unsurunun bulunmaması gibi hususlar benzerlik taşırken, markalar arasındaki tek farklılık, renk unsuru olarak tespit edilmiştir. Bu husus, markaları aynı olmaktan çıkarmakta, fakat markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak değerlendirilmesinin önüne geçememektedir.
Açıklanan nedenler çerçevesinde, markaların işaretsel bazda ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu,
Netice itibariyle,
-Dava konusu marka başvurusu ile redde gerekçe olarak kabul edilen marka kapsamında yer alan emtiaların aynı/aynı tür/benzer olmadığı,
-Dava konusu marka başvurusu ile redde gerekçe olarak kabul edilen markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, emtia benzerliği şartı gerçekleşmediğinden açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın 12.04.2021 tarih … sayılı kararının iptaline,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.423,10.-TL
yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10.02.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
P.P : 46,00.-TL
TOPLAM :2.423,10.-TL