Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/163 E. 2022/103 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/163 Esas – 2022/103

T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/163
KARAR NO : 2022/103

ASIL VE KARŞI DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
ASIL DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARŞI DAVA TARİHİ : 11.08.2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2022
Asıl davada davacı-karşı davalı vekili tarafından davalı-karşı davacı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü istemli, karşı davada davalı-karşı davacı vekili tarafından açılan marka hükümsüzlüğü istemli davaların mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin 1996 yılından beri … ithalatı ve satışı alanında faaliyet göstermekte ve gerek bir çok kamu kurumu ihalesinde en yüksek teklif vererek ihaleler almakta, gerekse Türkiye’nin neredeyse her noktasında bulunan yetkili satıcıları aracılığıyla ülke genelinde … satışı yapmakta olduğunu, birçok müşterinin davacı müvekkili şirketin ismini ve müvekkili şirkete ait markaları ve sembolleri tanımakta olduğunu, bunlara güven duyarak katı yakıt satın aldığını, müvekkili şirket adına … sayılı “… + Şekil” markası bulunduğunu, müvekkili şirketin tüketiciler nezdinde güven uyandıran ve 14 yıldır kendi adına tescilli olan bir markası olduğunu, davacı müvekkili şirketçe satışı gerçekleştirilen katı yakıt satın alınmak istendiğinde gerek müvekkili şirketten gerekse müvekkili şirketin ürünlerinin satışını gerçekleştiren üçüncü kişilerden “…” veya “… …” sipariş edildiğini, davalı tarafça 11.09.2020 tarihinde “SK … …” adında markanın tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu’na 2020/106968 başvuru numarası ile başvuruda bulunulduğunu, ilgili markanın tescil edildiğini, davalı tarafça tescil edilen bu markanın “… …” şeklinde olmasının açık bir şekilde piyasada “…” ve “… …” şeklinde tanınan ve “…” markası altında katı yakıt satışı gerçekleştiren müvekkilin marka hakkının ihlali olduğunu, “…” markasının … piyasasında müvekkili tarafından 2006 yılından bu güne yaklaşık 15 yıldır kullanıldığını, davalı tarafın henüz yeni tescil edilen ve müvekkiline ait marka ile aynı faaliyet alanında birebir aynı “…” terimini içeren markasının tüketiciler nezdinde ciddi bir karışıklık/ayırt edilemezlik sorunu doğuracağını beyan ederek davalı taraf adına tescilli 2020/106968 başvuru ve aynı tescil numaralı ve 11.09.2020 başvuru ve 07.03.2021 tescil tarihli “sk … …” isimli markanın 6769 sayılı kanunun 25. maddesinden atıfla 5. ve 6. maddesi uyarınca iptaline / hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ASIL DAVA CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket tarafından 11.09.2020 tarihinde “SK … …” isimli markanın tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu’na 2020/106968 başvuru numarası ile başvuruda bulunulduğunu, 07.03.2021 tarihinde tescil işleminin tamamlandığını, “SK … …” isimli markanın tesciliyle birlikte anılan markanın henüz fiili olarak kullanılmasına başlanmaksızın işbu davanın ikame edilerek davalı firma tarafından markanın hükümsüzlüğünün talep edildiğini, müvekkili tasarımı ile karşı taraf adına tescilli tasarımlar arasında bir benzerlik ve buna bağlı olarak karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, karşı taraf tasarımlarının ayırt edilemeyecek ölçüde benzerinin, işbu markanın tescilinden daha önce kamuya sunulduğunu, bu nedenle karşı taraf adına tescilli markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi “…” markasının davacıyla özdeşleştirilemeyeceğini, asıl davacı tarafın “…” markasının, 2004/45087 tescil numaralı, dava dışı … Un Gıda Tarım Nakl. Petrol Ürünleri San. ve Tic. LTD. ŞTİ. tarafından tescil ettirilen “… …” markası ile benzer olduğunu, … Un Gıda Tarım Nakl. Petrol Ürünleri San. ve Tic. LTD. ŞTİ.’nin marka hakkına tecavüz edildiğini, müvekkili firma ile davacı/karşı davalı firma arasında davaya konu edilen markalar karşılaştırıldığında tüketici nezdinde iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili firmanın tescil ettirdiği markanın içerisinde “…” ibaresi ve “sk” ibaresinin yer aldığını, ancak davacı firmanın tescil ettirdiği markada yalnızca “…” kelimesinin yer alması nedeniyle … faaliyetinde olduğu dahi anlaşılamadığını, taraf markaları incelendiğinde “…” ibaresinin ve “sk” ibaresinin yer almasının tüketiciler nezdinde ayırt edici bir özellik olarak değerlendirileceğini, ayrıca davacı firmaca tescil edilen markada vurgulanan hususun değerli bir taş manasına gelen … ismi olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVA :
Davalı Karşı Davacı vekili dava ve diğer dilekçeleri ile özetle; Karşı davalı firma tarafından tescil ettirilen “…” markasının daha önceden … Un Gıda Tarım Nakl. Petrol Ltd. Şti. firmasınca “… …” isimli marka olarak tescil ettirildiğini, bu itibarla; kötü niyetli olan davacı firmanın daha önce başka firmalar tarafından benzer olarak tescil ettirilen markayı kullanması nedeniyle … tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, “SK … …” ile “…” markasının ayırt edilebilir nitelikte olduğunu, önceki yıllarda farklı şirketler tarafından 2005 yılında “…” markası ve 2004 yılında “… …” markalarının tescil edildiğini, asıl davanın davacısı taraf da önceden tescil edilen ve faaliyetleri itibariyle aynı olan (04 kodlu) markalarla aynı olan bir markayı kullandığını, davacı-karşı davalı adına tescilli markadan kaynaklı fikri mülkiyet hakkını içermesi sebebi ile iptaline / hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek 04.07.2006 başvuru ve 06.04.2007 tescil tarihli, …tescil numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVA CEVAP :
Davacı- Karşı Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde kısaca; markanın hükümsüzlüğü davasını zarar gören şahıslar, savcılar ve resmi kurumların açabileceğini, bu kişiler dışında birisi tarafından açılacak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı karşı davacı tarafın her ne kadar dava dışı üçüncü kişiye ait marka ile iltibas oluşturacak derecede benzer olduğu iddiasıyla “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de “… …” markasının davalı / karşı davacı adına tescilli olmadığı gibi bu markanın adına tescili yönünde bir talebi ile talebin reddi gibi bir iddianın da bulunmayışı dikkate alındığında davacı / karşı davalı müvekkiline ait “Satir + Şekil” markasının iptalini talep etme hakkının davalı / karşı davacıda olmadığını, “… …” markasının davalı / karşı davacı taraf adına tescilli bir marka olsaydı dahi davacı / karşı davalı müvekkili adına tescilli “… + Şekil” markasıyla gerek yazı tipi, gerek ayırt edici unsur açısından farklı olması, “… …” markası ile “… + Şekil” markası arasında ilk bakışta dahi tüketiciler nezdinde ayırt edici unsurların görülmesi ve hatta iki markanın sadece “…” kelimesinin ortak bulunması dışında benzer başka hiçbir yönü olmaması nedeniyle 6769 sayılı Kanunda belirtilen markanın mutlak ve nispi hükümsüzlüğüne ilişkin şartları taşımadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

GEREKÇE :
Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı arasındaki uyuşmazlık, davacı-karşı davalı iddiaları karşısında asıl ve karşı davadaki markaların hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Kurum kayıtları incelendiğinde, karşı davacının davasına esas teşkil eden “… … ” markasının sahibinin “… UN GIDA TARIM NAKLİYAT PETROL ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” olduğu, koruma tarihinin 30.12.2004 olduğu ve uzatılmadığı, bu hali ile markanın hükümden düştüğü anlaşılmıştır.
6769 s. SMK m. 6/(1) kapsamında hükümsüzlüğü isteminde bulunma ancak ilgilisi tarafından yapılabileceği, karşı davanın davacısı tarafın, davasına esas teşkil eden dava dışı üçüncü kişi adına tescilli marka üzerinde Kanundan kaynaklı bir hakka sahip olduğuna dair bilgi ve belgenin bulunmamadığı, aynı şekilde … tescil numaralı üçüncü kişiye ait markanın koruma süresinin dolması ve bu nedenle hükümden düşmüş olduğu, 6769 s. SMK m. 28/(1)-(a) uyarınca koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi nedeni ile marka hakkının sona erdiği, davaya konu markanın 5 yıldan uzun bir süredir tescilli olduğu görülmekle, karşı davacının hükümsüzlük talebinde bulunamayacağı,
Asıl dava yönünden,
İnceleme Konusu Markaların Mal/Hizmet Listelerinin Karşılaştırılması;
Mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesi, son kullanıcıları, malın satın alınmasına ayrılan zaman, satışa sunulma kanalları ve biçimi, birinin diğerini ikame etmesi gibi faktörler etkili olacağı kabul edilmelidir.
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edilecektir.
Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girmektedir.
Mal / hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği aşağıdaki durumlarda ortaya çıkabilir:
− Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği,
− Malların fiziksel görünümünün benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik,
− Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik,
− Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Bu kapsamda;
Dava konusu marka ile davacı markasının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın dava konusu edilen 04. sınıfta yer alan bir kısım mallar ile davacı yanın tescilli markasında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu,
Somut olayda, çekişmeli olan sınıflar, katı yakıta ilişkin mallardır. Bu mallar ile birlikte bu mallara ait hammaddenin teminine ilişkin madencilik hizmeti de benzer hizmetler olarak kabul edilmiştir. Diğer taraftan 04. sınıfta yer alan diğer malların ise, yakıt cinsi olduğu halde, üretim ve temin ediliş şekillerinin farklı olması, farklı dağıtım kanalları üzerinden tüketici veya alıcılara arz edilmesi nedeni ile benzer kabul edilmemiştir. … ve odun şeklindeki yakıtlar, geniş bir kesime, tüketiciye veya alıcıya hitap eden günlük hayatta herkesin düşünmeden alacağı temel ihtiyaç malzemeleri olmaktan çok kullanım şekline ve zamanına göre ihtiyaç duyulan mallardan olduğu, gene de ortalama tüketici/alıcı kitlesine hitap ettiği, bu tarz tüketicilerin bilinç / dikkat / özen seviyesi incelendiğinde, hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilinç / dikkat / özen / bilgi seviyesinin görece yüksek olduğunun kabul edilmesi gerektiği, diğer taraftan dikkat edilmesi gereken hususun ise; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığının, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmalı gerektiği, bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimalinin malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılması gerektiği kabul edilmiş, dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği esas alınmıştır. Bütün bu hususlar uyarınca, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı / benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, 4. sınıfta yer alan “Katı yakıtlar: kömürler, odun.” ile 37. sınıfta yer alan “Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” açısından sağlanmış olduğu,
İnceleme Konusu Markaların Karşılaştırılması;
Davaya konu marka ve davacı yan markası, kelime ve şekil unsuruna birlikte sahip olup, bileşke markalardır. Davacı yan markasında “…”, davaya konu markada ise “sk … …” ibaresi yer almaktadır.
Taraf markalarının anlamlarına ilişkin olarak yapılan karşılaştırmada, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin Türkçe olduğu, Türk Dili Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğünde, mavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut anlamına geldiği, “…” ibaresinin ise karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt anlamında geldiği, her ne kadar “…” de bir tür doğal taş olup özellikle madencilik açısından zayıf ayırt ediciliğe sahip olduğu, tescili talep edilen sınıf açısından “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin olmadığı, davaya konu markada “sk” ve “…” ibareleri üzerinde ayırt ediciliğin kaldığı, davacı yan markasında yer alan “…” ibaresinin ise esas unsur olduğu, Türkçe olan ibarelerin okunuşlarının da Türkçe olacağının kabul edilmesi gerektiği, bu hali ile fonetik açıdan da markaların birbirlerine yakın oldukları, görsel anlamda yapılan karşılaştırmada ise davaya konu markanın beyaz zemin üzerine üç ayrı satıra gelecek şekilde en üstte şekil ve şekil ile bütünleşik “sk” ibaresinin yer aldığı, altında kendine özgü yazı tonu ile siyah renklerde “…” ibaresinin, en altta ise siyah tonlarda “…” ibaresinin yer aldığı, davacı yanın markasında ise beyaz fon üzerine tek satıra gelecek şekilde önce şekil, devamında siyah tonlarda “…” ibaresinin bulunduğu, her iki taraf markasında yer alan alev desenlerinin belli oranda benzerlik kattığı, diğer taraftan “…” malları açısından söz konusu şeklin ayırt ediciliğinin bulunmadığı, markaların bu hali aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı, diğer bir deyiş ile 6769 s. SMK m.5 kapsamındaki mutlak red nedenleri içerisinde sayılamayacağı, 6769 s. SMK m.6 kapsamında ise taraf markalarının, anlamsal, fonetik ve görsel olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi esas olacağından markaların bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları, davaya konu marka ile davacının markasında yer alan esas unsurun benzer olduğu, her ne kadar davaya konu markada şekil içinde “sk” ibaresinin yer aldığı görülmüşse de, söz konusu ibarenin “… …” ibaresinin kısaltması şeklinde algılanacağı, markanın kompozisyon edilişinin de bu şekilde olduğu,
Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan ve yukarıdaki bentte tanımı yapılan gerçek veya tüzel kişi tüketici açısından, taraf markalarının aynı anda ya da ayrı ayrı görülmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmaktadır. Diğer bir deyiş ile; Taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür. Davalının “SK … …” markasını gören bir tüketici, bu markayı, davacının “…” esas unsurlu/ibareli markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabilirler. Tüketiciler bu bağlamda davacının, davalıya “…” ibaresini esas alan yeni bir marka türetme hakkı tanıdığını (davalıya bir hak ve/veya lisans verdiğini) ya da davalının davacının “…” markalı ürün yelpazesine katıldığını düşünebilirler. Marka sahiplerinin ilişkilendirilmesi ve/veya arada lisans vb. bir ticari ilişki olduğunun düşünülmesi de bağlantı kurma ihtimali kapsamındadır.
Somut olayda, markaların detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan tüketiciler nezdinde, markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markasının, davacı markası ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla iltibas ihtimalinin (karıştırılma tehlikesi) bulunduğu,
Kaldı ki; Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki malların aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmektedir. Marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir.
Somut olay açısından, ortalama tüketici açısından ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için yapılacak değerlendirmede, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süreyi de değerlendirmesinde dikkate almıştır.
Netice itibariyle, Asıl davada dava konusu …sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen 4. sınıfta yer alan “Katı yakıtlar: kömürler, odun.” ile 37. sınıfta yer alan “Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” açısından, davacı şirketin hükümsüzlük talebine konu markasında yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu,
Davaya konu …sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin hükümsüzlük istemine dayanak markasının aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzer olmaması nedeni ile 6769 s. SMK m.5 kapsamındaki mutlak red nedenleri içinde kalmadığı,
Davaya konu …sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin hükümsüzlük istemine dayanak markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde 6769 s. SMK m.6/(1) kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
Davaya konu …sayılı davalı şirket markasının 4. sınıfta yer alan “Katı yakıtlar: kömürler, odun.” ile 37. sınıfta yer alan “Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” açısından hükümsüzlük nedenlerinin oluştuğu,
Karşı dava açısından; karşı davacının davasına mesnet olarak göstermiş olduğu … tescil numaralı markanın dava dışı üçüncü kişiye ait olduğu, karşı davacı ile dava dışı üçüncü kişi arasında bir sözleşme veya bir devrin/lisansın bulunmadığı, bu hali ile karşı davacının üstün hakkının bulunmadığı, … tescil numaralı üçüncü kişiye ait markanın koruma süresinin dolduğu, 6769 s. SMK m. 28/(1)-(a) uyarınca koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi nedeni ile marka hakkının sona erdiği, davaya konu …sayılı markanın 5 yıldan uzun bir süredir tescili olduğu birlikte değerlendirilmekle davaya konu marka hakkında hükümsüzlük talebinde bulunamayacağı, sonuçlarına ulaşılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Asıl davanın kısmen kabulüne
Davaya konu markanın 4. Sınıf “katı yakıtlar; kömerler, odun” ile 37. Sınıfta yer alan “madencilik, maden çıkarma hizmetleri bakımından” hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalı- karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30.-TL ilâm harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.386,3‬0.-TL

yargılama giderinin %50’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,   
Davacı vekilinin yapmış olduğu yargılama giderlerinin asıl dava dosyası bakımından yapmış olduğunun tespitine,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
2-Karşı davanın reddine,
Alınması gerekip, karşı dava açılırken ödenmeyen 80,70.-TL karşı dava başvuru ve 80,70.-TL karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Davalı-karşı davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı-karşı davalının yapmış olduğu giderleri asıl dava dosyası bakımından yapmış olduğunun tespitine karar verildiğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davalı-karşı davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24.03.2022

MASRAF DÖKÜMÜ İlk Masraf : 67,80.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.TL
G.A : 68,50-TL
TOPLAM : 2.386,3‬0.-TL