Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/161 E. 2022/3 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/161
KARAR NO : 2022/3

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
T.C. …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili … tarafından 19.09.2020 tarihinde 2020/111289 başvuru numarası ile “… ” ibareli marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, TÜRKPATENT tarafından başvurunun kısmen kabul edildiğini, TÜRKPATENT 6769 s. SMK’nın 5/1-(b,c) bentleri uyarınca “Sınıf 41:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Sınıf 44:Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri.” bakımından kısmen reddedildiğini, müvekkilinin itirazlarını sunduğunu, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından itirazların incelenmesi neticesinde başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(b) bendi uyarınca kısmen reddi kararının yerinde görülmediği kanaatine varıldığını, “…” markasının ilgili sektörde tanımlayıcı bir terim olmamakla beraber günümüzde “…” ibaresi ve “…” markasının özellikle Türkçe kaynaklı sitelerde, televizyon programlarında vb. haber ağlarında ve diyete ilişkin bilgilerin tercümesinin bulunduğu yabancı dil kaynaklı sitelerde esasen müvekkili Dr. … ile özdeşleştiğinden, YİDK kararının somut olay ve şartlara uygun olmadığını, eksik inceleme neticesinde hatalı karara varıldığını, “…” ibaresinin tanımlayıcı olmadığını, talep edilen emtialar bakımından “…” ibaresinin tanımlayıcı ifade olarak değerlendirilemeyeceğini, “…” ile “DİYET” kavramlarının ilk kez müvekkili tarafından bir arada kullanıldığını, müvekkilinin işbu diyet türünü ve markayı oluşturması öncesinde tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri alanlarında yayınlanan hiçbir makalede “…” terimine yer verilmediğini, “…” ibaresinin tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri alanlarında bilinir hale gelmesinde müvekkili Dr. …’ın faaliyet gösterdiği tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri alanlarında 2016 yılından itibaren “…” ibaresini içeren markasını tanıtmasından kaynaklandığını, tamamen müvekkilinin uzun yıllardır verdiği emeğin sonucu olduğunu, müvekkilinin mesleki bilgisi ve tecrübelerine dayanarak yıllar içerisinde emeği ile sistematikleştirdiği, kusursuzlaştığı süreç ve besin listesini diğer bir ifadeyle yazılış, söyleyiş, tabela kullanımı, işletme konsepti de dâhil müvekkiline ait “…” markası ve “… ile Yeni Yaşam” eserinin sahibi olduğunu, 2016/79200 numaralı başvuru ile “… ” markasının müvekkili adına tescil edildiğini, “….com.tr” domain ve internet adresine dair tescilin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin “… İLE YENİ YAŞAM” adlı kitabı bulunduğunu, müvekkili tarafından 2016 yılında “…” markasının tescilinin yapılmasının ardından müvekkilinin farklı haber sitelerinde ve röportajlarda “…”ne dair bilgilendirmede bulunduğunu, birçok Türkçe kaynaklı sitede “…” hakkında bilgiye yer verilmesinin, müvekkilin yapmış olduğu iş ve tanıtımlardan kaynaklandığını beyanla; Türk Patent ve Marka Kurumu, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı, 30.03.2021 tarihli kararının iptalini, Tescil başvurusunda bulunulan “…” ibareli 2020/111289 başvuru numaralı marka başvurusunun “Sınıf 41:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Sınıf 44: Sıhhi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri.” bakımından kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; 6769 s. SMK 5/1 (c) hükmünde aranan şartların somut olayda gerçekleştiğini, davacının 2020/111289 sayılı marka başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğunu, YİDK kararında da isabetle belirtildiği üzere, başvurunun ihtiva ettiği “…” ibaresinin, çiğ sebze-meyve tüketme üzerine kurulu bir diyet türünün adı olduğunu, internet üzerinde yapılan araştırmada çok sayıda Türkçe kaynaklı sitede hakkında bilgiye rastlandığını, yaygın biçimde kullanılmakta olduğunu, bunun yanında yabancı kaynaklı sitelerde “aristotle diet/menu” ibaresi kullanmak suretiyle söz konusu diyet veya menü hakkında bilgiye rastlanmakta olduğunu, piyasada, tasviri olarak yaygın kullanımı olan bir ibare olduğunu, YİDK kararının tüm yönleriyle hukuka uygun olduğunu, davacı tarafça “…” ibareli 2020/111289 başvuru numaralı marka başvurusunun “Sınıf 41:Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Sınıf 44:Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri.” bakımından kabulüne karar verilmesinin talep edilemeyeceğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu Kapsamında, Ticaret Alanında Cins, Çeşit, Vasıf, Kalite, Miktar, Amaç, Değer, Coğrafi Kaynak Belirten veya Malların Üretildiği, Hizmetlerin Yapıldığı Zamanı Gösteren veya Malların ve Hizmetlerin Diğer Karakteristik Özelliklerini Belirten İşaret ve Adlandırma Kavramları;
6769 sayılı SMK 5/(1). maddesinin (c) bendi ;
Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
Söz konusu kapsam dâhilinde kalan başvuruların mutlak nedenle reddedileceği hüküm altına alınmıştır. Marka nitelik olarak sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için tüketiciler nezdinde ayırt edicilik şartını sağlamıyorsa tecil edilmeyeceği ,
Başvurusu yapılan mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan marka, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek işaretlerin tescil edilemeyeceği 5. madde hükmü ile düzenlenmiştir. Marka olamayacak işaretlerin, münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların ret nedeni olarak yasalaşmasındaki temel amaç, rekabetin bozulmasının önüne geçilmesi ve diğer üreticiler ile tüketicilerin bundan zarar görmesinin önlenmesi olacağı,
Mülga 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin, 1. fıkrasının (c) bendi de “(c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar…” ifadelerine yer verilmiş, mutlak red nedeni sayılacağı,
Mal veya hizmetlerin cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç ve değerini tanımlayan işaretlerin marka olarak tescilleri, bu tür işaretler doğrudan doğruya ve özel bir zihni çaba harcamadan mal ve/veya hizmetin kendisini veya malı ifade ettiği takdirde yasaklanacağı, bu bağlamda, sigara için “Hafif Türk Tütünü” ibaresinin, otomobil için “oto” sözcüğünün ve ilacı oluşturan bileşenlerden, yani ham maddelerden birinin adının o ilaç için marka olmaları söz konusu olamayacağı, ancak bu tür sözcüklerin başka mallar için marka olarak tescil edilmelerinin mümkün olduğu, Örneğin sigara için “oto” sözcüğünün marka olarak seçilebileceği, buna karşılık, vasıf gösteren hafif anlamındaki “ultra light”, miktar gösteren “düzine” ve “gram” sözcüklerinin marka olarak tescil edilmeleri mümkün olmadığı, tüm bu ve benzer işaretlerin ortak yönü çoğu zaman kamu malı haline gelmiş, ilgili oldukları mal veya hizmetin mahiyetini, kendini ve imal tarzını gösteren serbest işaretler olmaları olacağı,
Kısaca, ayırt edicilik, “Alameti Farika Nizamnamesine” adını veren, günümüzde marka olarak anılan “alameti farika”; temelinde ticaret hukuku terimi olup, ticari bir malı diğer benzerlerinden ayırmaya yarayan işaret, özellik anlamına gelmektedir. Diğer bir ifade ile “ayırt edici” demektir. Ayırt edicilik, işaretin kullanılacağı mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı olup olmadığına ilişkin yapılacak inceleme ile de ortaya çıkacağı,
Bir işaret, tescil edileceği mal/hizmet sınıfını tanımlamaktan ne kadar uzaklaşır, ona ne kadar yabancı olursa, o kadar ayırt edici nitelik kazanmış olur. Örneğin “diesel”, araçlar için bir yakıt türü olduğundan, bu kapsamda tescil edilmek istendiğinde, ilgili piyasada ayırt edicilik sağlayamaz. Buna karşılık, giyim eşyaları için tescili olanaklıdır.
ABAD, bir işaretin tanımlayıcı olup olmadığı incelenirken; öncelikle bu işaretin, tescil istenen mal/hizmetleri diğer firmaların mal/hizmetlerinden ayırt edip etmediğine, daha sonra markanın tescilinin istendiği mal/hizmet ile işaret arasındaki bağlantıyı hitap edilen ortalama tüketicinin ne şekilde algılayacağına bakılması gerektiğini belirtmektedir. Bu doğrultuda verdiği ABAD’ın bir kararında belirttiği üzere, tanımlayıcılık; somut, doğrudan ve başka bir çağrışım yapmadan söz konusu olması gerektiği,
6769 s. SMK m. 5/1-(c) uyarınca, ticaret alanında coğrafi kaynak belirten işaretler de markada münhasıran veya esas unsur olarak yer alamazlar. Bunun sebebi, kamuya ait olan bir yer adının kullanımının tek bir kişinin tekeline verilememesi ve o yerde yetişen ürünlerin şöhretinden tek bir kişinin istifade etmesinin önlenmesidir. Coğrafi yer adı konusunda herhangi bir sınırlayıcılık bulunmadığından; bir ülke, bölge, şehir, göl ya da dağ ismi dahi olabilir. Başvuruya ayırt edicilik katan başka bir unsur olmaması hâlinde, markayı oluşturan coğrafi yer adı, tescil talep edilen mallar ve hizmetler için bilinir, ünlü ya da o mal ve hizmeti doğrudan anımsatıyorsa ve ürün için menşei bildiriyorsa başvurunun reddedileceği,
6769 s. SMK 5. maddenin ikinci fıkrasında ise kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmış markaların birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilememe hali düzenlenmiş olup, hüküm ile temelde ayırt edici niteliği bulunmayan bir işarete kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandıran ve onu marka haline getiren müteşebbis korunmuştur.
Ayırt Edicilik ve Tanımlayıcılık Açısından ;
Davaya konu hizmetler incelendiğinde, birbirinden farklı olacak şekilde eğitim ve öğretim hizmetleri ile sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri ve tıbbi ve güzellik bakımı hizmetlerini içerdiği, birbirleri ile bağlantılı olsalar da genel olarak farklı hizmetler olduğu,
Davaya konu işaret incelendiğinde; “…+ŞEKİL” İbarelerinden oluştuğu, marka kompozisyonu içinde, şekil unsurunun da yer aldığı, beyaz fon üzerine tek satıra gelecek şekilde, önce mavi ve yeşil tonlarda şekil, devamında birleşik şekilde yeşil renkte “…”, mavi tonda “diyeti” ibaresinin yer aldığı, Türkçe olan kelimelerin anlamlarına bakıldığında; “…” ibaresinin, “Aristoteles” isminin kısaltması olduğu, Antik Yunanistan’da Klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof ve bilge olarak tanımlanabileceği, “diyet” ibaresinin ise sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz, rejim veya kefaret anlamlarına geldiği, Kurum kararından ve savunmalarından anlaşıldığı üzere “…” olarak anlamından farklı olarak çiğ sebze-meyve tüketme üzerine kurulu bir diyet türünün adı olduğu, çok sayıda Türkçe kaynaklı sitede hakkında bilgiye rastlandığı, yaygın biçimde kullanılmakta olduğu, bunun yanında yabancı kaynaklı sitelerde de “aristotle diet/menu” ibaresi kullanmak suretiyle söz konusu diyet veya menü hakkında bilgiye rastlanmakta olduğu hususlarının gerekçe gösterildiği, “…” ibaresinin anlamsal olarak bu hali ile markanın reddedilen hizmetler karşısında kavramsal bir bağının bulunmadığı, tescili reddedilen hizmetlerin özelliklerini doğrudan belirtmediği, internet üzerinden yapılan araştırmada da, çok sayıda habere rastlandığı, bu haberlerden bir bölümünde davacıya veya davacının yazmış olduğu “… ile Yeni Yaşam” başlıklı kitaba atıf yapıldığı, ISBN sorgulamasından kitabın ilk basımının 2019 yılında yapıldığı, internet sitelerinde yer alan haberlerin büyük bölümünün 2019 yılı ve sonrasına ait olduğu, kararda referans gösterilen yabancı siteler incelendiğinde de söz konusu haberlerin yeni tarihli olduğu, direkt olarak bir diyet türünü anlatmadığı, “Ancient Greek cuisine” başlıklı sayfa üzerinden yapılan incelemede “Aristoteles” veya “…” diyeti ile ilgili bir bilgiye rastlanmadığı, bu yönde herhangi bir bilimsel çalışma bulunmadığı, kitap içinde geçmediği, davacının kitabı dışında başka bir kitaba konu edilmediği, derinlemesine yapılan araştırma neticesinde, çok eski kaynaklarda tek bir yerde geçtiği, bunların;
PRODROMUS JURISPRUDENTIAE GENTIUM COMMUNIS, (David Mevius yazarı, yazım tarihi 1671)
OPUSCULORUM D. THOMAE AQUİNATİS, (Saint Thomas d’Aquin yazarı, yazım tarihi 1849) İsimli iki eser olduğu, ilgili tüketici kesiminin, söz konusu hizmetlerin makul düzeyde bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı ortalama tüketicilerinin algısında ayırt edilebilme işlevini yerine getirebileceği, herhangi bir bilgilendirme algısı yaratmadığı, tüketici tarafından davaya konu işaret görüldüğünde refleks olarak mal ve hizmet ile işaret arasında bağlantı kurulamayacağı, davaya konu işaretin tanımlayıcı olup olmadığı araştırılırken işaretin ihtiva ettiği tüm unsurlar ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, kelime ve şekil unsurları içeren “…” ibaresinin tescili talep edilen hizmet olan eğitim ve öğretim hizmetleri ile sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri ve tıbbi ve güzellik bakımı hizmetleri açısından ortalama tüketicilerin tescili talep edilen işaret ile hizmet arasında bir ilişki kurma tehlikesinin bulunmadığı, tersine internette yer alan söz konusu haberlerin davacı ile ilişkili olduğu, bu hali ile markanın tanımlayıcı olmadığı, markada yer alan ibarelerin kabul edildiği kombinasyon içinde cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirtmediği, hizmetlerin yapıldığı zamanı göstermediği, diğer karakteristik özelliklerine atıf yapılmadığı , davaya konu markanın 6769 s. SMK m.5/1-(c) kapsamında sayılmayacağı,
Kullanım Sonucu Ayırt Edicilik Kazanma Açısından Değerlendirme;
6769 s. SMK 5. maddenin ikinci fıkrasında ise kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmış markaların birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre istisnai halleri düzenlenmiştir.
Kullanım sonucu ayırt edicilik kazanabilmesi için; markanın/markasal kullanımın piyasada kendisini kabul ettirmiş olması arandığı gibi, bu halin mevcudiyeti için gerekli kullanım, tanıtım ve harcanan emeğin m.5/1-(c) düzenlemesini aşması gerekmektedir. Söz konusu kullanım öyle yoğun olmalıdır ki, tanımlayıcı işaret, tanımlayıcı özelliğinden uzaklaşmalıdır (örneği, “çarşı” sözcüğü ticaret alanında herkes tarafından kullanılan bir isim olduğu halde, 1985 yılından itibaren Türkiye’nin değişik yerlerinde mağaza hizmetleri için tescilsiz olarak fiilen kullanıldığı ve tanıtımının yapıldığı, ilgili çevreler tarafından hizmeti sağlayan işletmeye bağlı olarak algılanmak sureti ile bilinir olduğu kabul edilmektedir). Gene ayırt edicilik kazanmasında yapılan tanıtım, ilanların ve reklamların da yoğun ve yaygın bir şekilde yapılması, bu doğrultuda belli bir emek harcanması, markasal kullanımın makul bir sürede, kesintisiz devam etmesi aranmaktadır. Bu şartları taşımayan, tüketicide belli bir benimsenme oranına ulaşmayan markasal kullanımın, kullanım yolu ile ayırt edicilik kazanamadığı,
Somut olay açısından yapılan değerlendirme, davacı marka başvurusunun reddedilen sınıflar açısından tanımlayıcı olmadığı, davacıya ait 2016/79200 başvuru numaralı marka tescilinin tek başına yoğun bir kullanım olduğunu göstermeyeceği, davaya konu markasal kullanımın çoğunlukla 2018 yılından itibaren günümüze doğru olduğu, bu hali ile geçmişten gelen kesintisiz bir kullanımdan söz edilemeyeceği, tanıtım ve reklam kampanyalarına delil niteliğinde bilgi ve belgenin veya piyasa araştırmasının dosya kapsamında bulunmadığı, bu hali ile davacının 6769 s. SMK 5/2. maddesindeki istisnadan yararlanamayacağı,
2020/111289 numaralı davacı şahıs markasının, reddedilen 41. sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” İle 44. sınıftaki “Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri.” açısından 6769 sayılı SMK 5/1-(c) maddesi kapsamında, tescil engeli içinde kalmadığı, davacı yanın 6769 s. SMK 5/2. maddesindeki istisnadan yararlanamayacağı, farklı nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 30.03.2021 tarih ve 2021-M-1950 sayılı kararının iptaline karar verilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK nın 30.03.2021 tarih … sayılı kararının iptaline,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.429,1‬0.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13.01.2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 52,00.-TL-
TOPLAM :2.429,1‬0.-TL