Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/152 E. 2022/28 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/152 Esas – 2022/28

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/152
KARAR NO : 2022/28

HAKİM :…
KATİP …
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin, aralarında … Pazarlama A.Ş., … Air Havacılık A.Ş. gibi şirketlerin de bulunduğu, … Holding A.Ş.ye ait olan, yaklaşık 50 adet Grup Şirketin arasında yer almakta olup; 1980li yıllarda başlayan faaliyeti ile Türkiye’de dokuma iplik ve kumaş üretiminde lider kuruluşlar arasında yerini almış olduğunu, davacı müvekkilinin, 2005/29151 sayılı “… …” markasının sahibi olduğunu, davacı müvekkilinin, “… …” markasının, müvekkilinin faaliyetleri ve hitap ettiği geniş halk kesimi göz önüne alındığında herkes tarafından gayet iyi bilinen, “Tanınmış” bir marka olduğunu, davalılardan “…”in, davacı müvekkilinin tescilli markasında esas unsur durumunda bulunduğu tartışmasız olan “… …” ibarelerinin markasının kullanımı ile açıkça iltibas oluşturacak şekilde, birebir aynı olan “… …” ibaresini belirgin esaslı unsur olarak ihtiva eden markanın 24. ve 35. sınıflara giren emtialarda kullanılmak üzere tescili için, diğer davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’nda … sayı ile işlem gören marka tescil başvurusunda bulunmuş olduğunu, davalı tarafın bu marka tescil başvurusunun emtia listesinden hiçbir sınıf çıkarılmadan tescil edilmek üzere ilanı karşısında, davacı müvekkili tarafından, diğer davalı Kurum nezdinde itiraz olunmuş; bu itirazın, davalı Kurumun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmiş olduğunu, bunun üzerine, davalı Kurumun “Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu” nezdinde yeniden itiraz olunmuş ise de, bu itirazın, Kurum adına nihai olarak reddedilmiş olduğunu, davaya konu marka tescili başvurusunun esas unsuru konumunda olduğu tartışmasız olan “…” ibaresinin, davacının marka hakkı sahibi bulunduğu “…” esas unsurlu markası ile çok yakın derecede benzer olduğunu, markaların bütün itibariyle bıraktığı genel görünümünün iltibas oluşturacağını, davaya konu markada yer alan … kelimesi, İngilizce kökenli ve Türkçede “…” anlamına gelen, özellikle tesktil sektöründe herkes tarafından kullanılan tanımlayıcı bir ibare olup, bu sınıfa giren emtialar bakımından ayırt edici nitelik taşımadığı için, markanın yan unsuru konumunda olduğunu, markadaki kullanım yeri itibari ile de … İbaresini niteleyen ve vurguyu o ibareye yönlendiren bir kelime konumunda olduğunu, … ibaresi de dokunuş anlamına geldiğinden, … ibaresi, markada esaslı unsur konumunda olan … yani dokunuş kelimesini niteleyerek ibareye pamuksu dokunuş anlamını verdiğini, hal böyle iken, dava konusu … … markasında yer alan … kelimesinin kullanıldığı yer ve markaya kattığı anlam itibariyle sıfat konumunda olduğu gerçeği karşısında, markada yer alan … ibaresinin esaslı unsur olduğunu, müvekkili adına tescilli bulunan “… …” markasında yer alan … kelimesi ile birebir aynı olduğunu, davalı taraf adına … numara ile başvurusu yapılan “… …” ibareli markanın, 24. ve 35. sınıfları kapsadığını, davacı müvekkiline ait “… …” İbareli markanın da 24. ve 35. sınıfı kapsadığı düşünüldüğünde, davacı müvekkilinin tescilli markasında yer alan ürünleri, çok benzer bir markada gören tüketicilerin, bu markanın da, davacı müvekkilinin reklam ve promosyon çalışmaları ile tanınır hale gelen ve gerek kalitesi gerekse dayanıklılığı ile aranılan “… …” markaları ile ilişkili olduğunu, “… …” markasının sahibinin de davacı müvekkili sanmalarının kaçınılmaz bir gerçek olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli markanın, tanınmış marka niteliğinde olduğunu, anılan mal ve hizmetlerde … ibaresinin görülmesinin, duyulmasının, müvekkilinin tanınmış … … unsurlu markalarını çağrıştıracağı ve onların tanınmışlık düzeyine ve ayırt edicilik niteliğine zarar vereceği, başvuru sahibinin de başkasına ait markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlamasına neden olabileceğini ifade ederek, davalılardan TÜRKPATENT YİDK’nın sayılı kararının iptali ile … sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalının markası ile davacının redde mesnet markaları karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işaretleri yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intiba, davacıya ait markaların bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneği, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi, markaların karıştırılma ihtimallerinin asla bulunmadığını, başvuru konusu markada yer alan ” … ” ibaresinin başvuru konusu markada tek başına ve ön planda yer almayıp ” … ” ibaresi ile birlikte kavramsal bir bütün oluşturacak şekilde kullanılmış olması ve başvuru konusu işaretin de tüketiciler tarafından bu bütün dahilinde okunup algılanacak olması, markaların ” … ” ibareleri dışında ihtiva ettiği diğer unsurlar ve tertip tarzları/yazım biçimleri bakımından herhangi bir benzerlik taşımaması gibi hususlar birlikte göz önüne alındığında, sadece ” … ” ibarelerinden kaynaklanan benzerliğin somut olayda markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, diğer unsurlar arasındaki belirgin farklılıkların karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yeterli olduğunu, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından tanınmışlık gerekçesine dayalı itirazın haklı görülmediğini, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalıya ait dosya kapsamında herhangi bir dilekçe bulunmamaktadır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Emtia ve Marka İşaretleri Bakımından Benzerlik; Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verileceği,
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman,
kriterleri ele alınması gerektiği,
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlandığı, sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali olduğu, dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği,
Tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise karıştırılma ihtimalinin varlığının “halk” nezdinde olması gerektiği, bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılması gerektiği, dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği, “Halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakıldığı,
Makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı olduğu varsayılan ortalama tüketicinin dikkat seviyesinin, inceleme konusu malların niteliğine göre değişeceği karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla “ortalama tüketici”nin seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunduğu, bu tüketiciler satın aldığı mal/hizmet üzerinde daha önceden bildiği işarete benzer işaretler varsa, satılan mal/hizmetlerin ticari kaynağının aynı ya da ilişkili olduğunu düşünebileceği ve doğrudan ya da dolaylı olarak bir karışıklığa maruz kalabileceği, ortalama alıcı kitlesinin tamamı karıştırma tehlikesine maruz kalmasa bile, bir kısmının bu risk altında bulunması, karıştırılma ihtimalinin gerçekleştiğinin kabulü için yeterli sayıldığı,
24 Sınıfa giren emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen/bilgi/algı/seçicilik seviyesi incelendiğinde; çoğunlukla farklı gelir gruplarından gençler ve yetişkinlerden oluşan daha makul, sıradan düzeyde bilinç/dikkat/özen/bilgi/algı/seçicilik seviyesine sahip olduğu , 35. Sınıftaki 01 alt grubundaki hizmet ise tüketicinin gündelik rutininin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sık sık satın alınan emtialardan olmadığı değerlendirildiğinden ve görece daha profesyonel kişilere hitap ettiğinden, ortalama düzeydeki tüketicinin bilinç/dikkat/bilgi ve özen seviyesinin daha yüksek olduğu,
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı; Dava konusu markanın kapsamında yer alan malların tamamı yani “24: Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları.
35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” malları/hizmetlerinin davacıya ait redde mesnet markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı,
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı; Dava konusu “… … ” ibareli marka, beyaz zemin üzerine, siyah renkte, ilk harfleri büyük “…” ve “…” ibarelerinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markası olduğu,
Davacının redde gerekçe “ … …” ibareli marka, siyah renkte, kalın, büyük harflerle “…” ve “…” ibarelerinin ve bu ibarelerinin üstünde mavi ve siyah renkte, simetrik olarak sağa ve sola doğru konumlandırılmış ok şeklinde figürlerin yer aldığı kelime+şekil markası olduğu,
Markalarda yer alan kelimeler İngilizce olup, dava konusu markada yer alan “…” ibaresi “…, pamuklu”, davacı markasında yer alan “…” ibaresi “kuru”, her iki markada ortak olarak yer alan “…” ibaresi ise “dokunuş” anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla dava konusu markada yer alan “… …” ibaresi “pamuklu dokunuş”, davacı markasındaki “… …” ibaresi “kuru dokunuş” anlamına geldiği,
Hem dava konusu markada hem de davacı markasında yer alan “…” ve “…” ibareleri her iki markada da yer alan “…” ibaresini niteleyen sıfat niteliğinde olduğu,
İşaretlerin karşılaştırılması yapılırken, önceki markanın ayırt edicilik seviyesi, kapsamında yer alan emtia bakımından tanımlayıcılık düzeyi ve bunun neticesinde zayıf bir ibare olup olmadığı veya kullanım neticesinde ayırt edicilik seviyesinin artıp artmadığı veya tüketici nezdinde tanınmış bir marka haline gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, işaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirilmesinin gerektiği, ayrıca markayı oluşturan baskın veya ayırt edici unsurların etkisi dikkate alınmasının gerektiği, işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etkinin esas alınması gerektiği,
Davacı markası ile dava konusu marka, marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak karşılaştırıldığında, dava konusu markanın “…” ve “…” kelimelerinin yan yana getirilmesi ile oluşturulduğu, Başvurudaki “…” ibaresi İngilizce “…, pamuklu” anlamlarına gelen, dava konusu özellikle tekstil sektöründeki malların yer aldığı 24. Sınıftaki mallar bakımından tanımlayıcı, ayırt edici niteliği olmayan, diğer emtia bakımından ayırt edici niteliği düşük bir kelimedir. Davacı yana ait “… …+şekil” markasında yer alan “…” ibaresi İngilizce “kuru” anlamına gelen ayırt edici niteliği yüksek olmayan bir ibaredir. Açıklanan bu nedenlerle, hem davacı hem dava konusu markalarda ön plana çıkan unsurun “…” kelimesi olduğu,
Dava konusu marka ile davacının redde gerekçe markası bütüncül olarak incelendiğinde, dava konusu markada yer alan tali unsur konumundaki “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin olmaması veya çok düşük olması, “…” ve “…” kelimelerinin “…” ibaresini niteleyen sıfat olmaları nedeniyle dava konusu markanın tüketici nezdinde davacıya ait bir seri marka izlenimi oluşturacağı, dava konusu markanın davacı markasındaki ayırt edici niteliği olan “…” ibaresini aynen içermesi ve markalardaki vurgunun bu ibare üzerinde olması, markalardaki bu aynılığın iltibasa yol açacağı, somut uyuşmazlıkta dava konusu marka ile davacının markasında yer alan tali unsurların görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olmadığı dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açmayacağı, hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının markası arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak belirli düzeyde bir benzerlik bulunduğu,
Öyle ki, yukarıda ilgili tüketici kitlesine ilişkin yapılan değerlendirmelerden de hareketle; her ne kadar bir kısım mal ve hizmet açısından hitap edilen hedef kitle diğerlerine göre daha yüksek seviyede dikkate sahip olsa da “…” ibaresini niteleyen “…” kelimesinin tali konumda olması ve bir seri marka izlenimi oluşturması nedenleriyle daha yüksek seviyede dikkate sahip olan tüketicilerin de yanılgı yaşamasının mümkün olacağı,
Sonuç olarak, hem dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin tamamının redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer alması, hem dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu,
Tanınmışlık İddiaları Bakımından İnceleme
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini,
Bu bağlamda, tanınmışlığa kanıt olarak ek klasör ile, marka tescil belgeleri, kullanımlarına ilişkin belgeler, tanıtımlar, mağaza şube listesi, DVD, sosyal medya ve dergi görselleri, çıkan haberler, tanıtım giderleri, yargı kararları, sair belgeler sunmuştur. Ancak tanınmışlık nedeni ile bir marka başvurusunun reddedilmesi için;
Öncelikle, markalar arasında işaret benzerliği ve;
• Sonraki başvuru sahibi ile tanınmış marka sahibi arasında bağlantı olma ihtimali,
• Tanınmış marka sahibinin bu markanın tescilinden zarar görme ihtimali,
• Haksız yarar sağlama,
• Tanınmış markanın itibarına zarar verme,
• Tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme,
gibi unsurlar arandığı,
Tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması halinde, tanınmış markanın toplumda yarattığı isimden yararlanma ve bu şekilde haksız avantaj sağlanması ihtimali varsa, tanınmış markanın farklı mallarda kullanılmasının dahi önlenmesi gerektiği,
Aynı mallarda kullanılmasa da, tanınmış markanın garanti ve reklam gücünden yararlanılması halinde tanınmış markanın itibarına zarar verilebileceği,
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus, tanınmış markaların korunması için konulmuş olan hükümlerin amaçları dikkate alınmak suretiyle benzer olmayan mal ve hizmet alanının tespit edilmesidir. Her somut olayda tanınmış markanın aynısı veya benzerinin başka mal ve hizmetlerde kullanılmasının haksız avantaj sağlayıp sağlamayacağının, tanınmış markanın itibarının zarar görüp görmeyeceğinin ve ayırt edici karakterinin zedelenip zedelenmeyeceğinin incelenmesi zorunluluğu bulunduğu,
Öte yandan; üçüncü kişilerin aynı ve/veya farklı konuda üretmiş olduğu ürünlerin kalitesinde meydana gelebilecek herhangi bir düşüklük, orijinalliğinde olabilecek değişiklik, üretimden kaynaklanacak hatalar, pazarlama taktik ve hataları, fiyat farkı ve damping uygulamaları, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği gibi markanın yaygınlaşan kullanımı onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar da doğurabileceği,
Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanmasının esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal ve hizmetler arasında bir bağlantı kurulması şartı arandığı,
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, davacıya ait redde gerekçe markanın tanınmış olduğuna dair yeterli bilgi ve belge bulunmadığı, ayrıca 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanabilmesi için bir markanın tanınmışlığının tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda dava konusu edilen markanın, tanınmış markanın ayırt edicilik karakterini zedelemesi, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi veya tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinden birinin gerçekleşmesinin gerekli olduğu, davalı başvurusunun davacıya ait “… …” markasının sahip olduğu imaj ve prestijden faydalanma amacı taşıdığına yönelik somut bir kanaat oluşmadığı, sonuç olarak davalıya ait “… …” ibareli markanın tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/5 hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açmayacağı ve dava konusu başvuru bakımından 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanamayacağı,
Netice itibariyle, Dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin davacının markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, TÜRKPATENT … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olmadığı sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
Davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.544,1‬0.-TL

yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.27.01.2022
Katip….
✍e-imzalıdır

Hakim….
✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 167,00.-TL
TOPLAM :2.544,1‬0.-TL