Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/149 Esas – 2021/306
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/149
Karar No : 2021/306
Hakim :….
Katip :….
Davacı ….
….
Vekili : Av….
Davalılar : 1….
….
….
Vekili : …..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 08/12/2011
Karar Tarihi : 23/09/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 24/09/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü ve Terkini istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; davalının başvurusunun “… pişirme makineleri ve çaydanlıklar” emtiaları bakımından YİDK kararında davalının … emtiası bakımından yapmış olduğu başvuruda “elektrikli olduğu hususunda bir açıklama yapılmamış olması sebebiyle bu emtianın tebliğin 21. sınıfına dahil emtialar olarak kabul edilmesi gerektiğinin kabulüyle bu emtia yönünden itirazlarının kabul edildiğini, ancak aynı kapsamda “elektrikli olduğu” hususunda ayrıca bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen davalının “…” emtiasının tebliğin 11. sınıfındaki emtialar olduğu kabul etmiş olmasının tamamen hatalı olduğunu, Davalının tescil başvurusundaki emtiasının elektrikli olduğu yazılı olmadığı müddetçe emtianın tebliğin 21. sınıfında yer alan “Elektrikli olmayan pişirme ve ısıtma gereçleri” emtiası olarak kabulünün zorunlu olduğunu, tebliğin 11. sınıfındaki emtia tanımlanırken “Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar” şeklinde bir tanımlama yapıldığını, bu madde kapsamındaki emtiaların özelliğinin elektrikle veya gazla çalışabilir olmasının gösterildiğini, tebliğin 21. sınıfındaki emtialar tanımlanırken “Elektriksiz temizlik aletleri gereçleri” ve “bu sınıfa dahil elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri” şeklinde tanımlama yapıldığını, davalının emtiasının elektrik veya gazla çalıştığının “ayrı ve açıkça” belirtilmemiş olduğundan bu emtianın elektrikle veya gazla çalıştığı kabul edilemeceğini, müvekkilinin 1927 yılından beri “Temizlik, Kişisel Bakım ve Hijyenik Ürünler” ile “Kimyasal Maddeler” alanında faaliyet gösteren ülkenin en büyük ve önde gelen şirketlerinden birisi olduğunu, Türkiye sabun ihracatının %70’i gerçekleştirdiğini, …” markasının 556 Sayılı KHK’nin 7/1-i maddesi gereğince Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesine göre ve 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi uyanınca tanınmış bir marka olduğunu, Davalının … markasıyla tescil altında almak istediği emtianın … pişirme makinesi olduğunu, bu emtia fonksiyonu gereği … pişirme ve … yapma makinesi olduğunu, bu makinenin sadece … yapmak ve pişirmede kullanılacak olması sebebiyle … emtiası ile sıkı sıkıya bağlı bir alet olduğunu iddia ederek YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili savunmasında özetle; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu markaların değerlendirilmesinde anılan maddelerin hukuken korudu hallerin mevcut olmadığını, davacının markası ile başvuru markasının tamamı ile farklı mallarda kullanılacağı hususu dikkate alındığında iltibas ihtimalinin mevcut olmadığını, telaffuzlarının farklı olduğunu, farklı şekilde dizayn edildiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın, davalı şirketin yargılamaya katılımı olmadığından herhangi bir cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Mahkememizce, 23/09/2021 tarih ve 2011/209E. 2012/104K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. .Hukuk Dairesi 19/01/2021 gün ve E:2020/7981, K.2021/169 sayılı kararıyla mahkememiz kararını; “(…) Somut olayda mahkemece başvuru markası ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında benzerlik bulunmadığı, ayrıca davalının müktesep hakkının bulunduğu ve tanınmış markaya zarar verecek şekilde bir kullanımında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının müktesep hakkını oluşturduğu belirtilen 2004/32651 sayılı marka kayıtlarının incelenmesinde ”…” ibareli 11. sınıftaki markanın hükümsüz kılındığı, ayrıca davacının ”…” ibareli markasının tescilli olduğu 21. sınıftaki mallar ile davalının başvuru markasının bulunduğu 11. sınıftaki mal ve/veya hizmetler yönünden aynı ve/veya benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, başvuru markasının kapsamındaki mal veya hizmetler arasındaki kapsadığı mal ve hizmetler ile davacının redde mesnet markalarının benzerlik hususu değerlendirilmeden müktesep hakka dayanak teşkil eden davalı markasının hükümsüz kılınması ile davacının ”…” ibareli markasının tanınmışlığından yararlanma durumunun bulunup bulunmadığı da değerlendirilip tartışılmadan eksik incelemeye dayalı davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar vermiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
YİDK kararında geçen 2003/09045 sayılı müddet, 181647 sayılı marka, 158036 sayılı marka, 83158 sayılı markanın “müddet” olduğu;
Dosya içeriğinde yer alan İstanbul …. . FSHHM’nin 10.05.2012 tarihli, 2010/174 E. ve 2012/125 K. sayılı ve 12.06.2013 tarihli kesinleşme şerhi bulunan kararda davalı adına tescilli 2004/32651 nolu … ibareli markasının hükümsüzlüğüne ve TÜRKPATENT sicilinden terkinine karar verildiği;
Davaya konu olan markanın 11. Sınıfında yer alan mallar davacının davaya mesnet olan markasının tescil kapsamında yer alan mallar kapsamında yer almadığı, ancak davacının markasının 21. Sınıfta yer alan Elektrikli olmayan pişirme ve ısıtma gereçleri aslında günlük hayatta kullandığımız elektriksiz çaydanlıkları kapsadığı, bu nedenle davaya konu olan “… pişirme makineleri” mallar ile davaya mesnet olan “Elektrikli olmayan pişirme ve ısıtma gereçleri” malları birbirleriyle bağlantılı emtialar olduğu, söz konusu emtialar benzer alıcı çevresine hitap ettiği, benzer ihtiyaçları giderdiği, son kullanıcıları ve tüketici profillerinin aynı olduğu, kullanım amaçlarının aynı olduğu ve birbirleri yerine ikame edileceği ve rekabet etme olanakları, dağıtım kanallarının ortak olduğu ve hedeflenen tüketici kesimini de aynı olması nedeniyle taraf markaların emtiaları olup markaların aynı teşebbüse ait olacağı ya da ekonomik bağlantılı teşebbüslerin malları olacağı;
Dava konusu marka başvurusu, kelime ve şekil ibaresinden oluşan karma bir marka olduğu, itiraz gerekçesi markalar ise kelime markaları ya da kelime ile şekilden oluşan karma markalar olduğu;
Taraf markalarında, ortak olarak … kelimesi bulunduğu, bununla birlikte dava konusu marka başvurusunun üstünde konumlandırılan … ibaresi yer aldığı, davacının itiraza mesnet markalarının bir kısmı kelime markası bir kısmı ise kelime ve şekilden oluşan karma markalar olduğu, davacının özellikle şekil unsuru içermeyen kelimelerden oluşan …. ibareli markaları ile dava konusu markanın ilk kelimelerinin aynı olması markaya ayırt edicilik kazandıracak figüratif unsur ya da renk unsuru bulunmaması nedeniyle markaların görsel açıdan benzer olduğu;
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik hali olduğu, özellikle, siparişle veya sözlü olarak temin edilen mal ve hizmetlerde işitsel benzerlik daha büyük öneme sahip olduğu, kelimenin işitsel karakteri analiz edilirken, sesli harflere ve dizilim biçimlerine, sessiz harflere göre daha büyük önem atfedilmesi gerektiği, taraf markalarında ortak ibare olarak … kelimesi yer aldığı, dava mesnet olan markalarda yer alan “…. ……. kelimenin sonunda yer aldığından işitsel olarak esaslı unsur … ibaresi üzerinde olduğu, markalarda “…” ibaresinden sonra gelen ikinci ibareler “…” ibaresini tanımlamakta olup, vurgu ilk duyulan “…” ibaresinde olacağı, bu doğrultuda taraf markalarında ortak ibare bulunduğundan, markaların işitsel olarak benzerlik taşıdığı;
Somut olayda taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı gören ortalama bir tüketicinin bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanması kuvvetle muhtemel olduğu, markanın hitap ettiği tüketici kesimi bu iki markanın farklı markalar olduğunu anlasa bile aynı kişiye ait seri markalar olduğunu düşünebileceği, davalı markası ile karşılaşan tüketici, bu markayı davacının “…” esas unsurlu markalarının türevi olduğu zannına kapılabileceği, ortalama tüketici ise sözcüklerin başlangıcına daha çok dikkat ettiği, sözcüklerin ilk hecesinde veya sözcük grubu söz konusu ise ilk sözcükteki ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabileceği, taraf markalarında yer alan esas unsur “…” ibaresi olduğundan ve telaffuzu aynı olduğundan, markalar arasında işitsel açıdan da benzerlik bulunduğu;
Önceki markanın hafızada bıraktığı iz, tüketici tercihlerinin belirlenmesinde önemli bir etken olup, tüketici kitlesinin büyük bir kısmının her ikisinin aynı tür emtialarda kullanılması halinde ikisi arasında bir yakınlık ve bağlantı kurabileceği, dava konusu marka kapsamında yer alan mallar sıklıkla tüketilen ucuz ürünler olup; ilgili tüketiciler satin alma sırasında hızlı hareket edeceği, başvuru kapsamında bulunan çeşitli ürünlerin perakendecilik hizmetini satın alacak kişiler bakımından işaretin vasıf bildirici halinin derhal ve hiç düşünmeden ilk anda algılanacağı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “…” ibaresini gördüğünde davacı markasıyla karşılaştığı şeklinde yanılgıya düşebileceği;
Bilindiği üzere potansiyel müşteriler daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak (imperfect collection) tekrar marka tercihi yapacaklarından markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları, dolayısıyla davacının davasına dayanak markalarının esaslı unsuru ile davalının dava konusu marka başvurusunun esaslı unsurunun aynı olduğu, bir kısım alıcıların/yararlanıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idari ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunmalarının muhtemel olduğu, dolayısıyla, davaya konu uyuşmazlığa, “seri marka” açından bakıldığında, davacı başvurusunun, davalı markalarının serisi içerisine sızmış bulunması ve her iki işaretin göz ve kulakta bıraktığı bu izin bu kabulü zorunlu kıldığı, markaların benzer olduğu, uyuşmazlığa konu markalar arasında, 8/1-b maddesinde aranan birinci şart olan karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede görsel benzerlik şartının gerçekleştiği;
Dosya içerisinde yer alan İstanbul 4. FSHHM’nin 10.05.2012 tarihli, 2010/174 E. ve 2012/125 K. sayılı ve 12.06.2013 tarihli kesinleşme şerhi bulunan kararda özetle; (…) Davacıya ait markalar her ne kadar başlangıçta sabun ve temizlik emtiası bakımından tescil ettiriliş ise de, daha sonraki yıllarda davacının markasının çok geniş bir mal ve hizmet listesini kapsayacak şekilde tescil ettirildiği, davalının marka tescilini 1980′ li yıllara kadar geri gittiği. fiili kullanımın ise daha eski olduğu, davacının yurtdışında da marka tescillerinin bulunduğu markanın ağırlıklı olarak kullanıldığı sabun ve temizlik mamüllerinin günlük hayattaki kullanım sıklığı, yaygın kullanım alanı, kullanımın kapsadığı coğrafi bölgenin genişliği, yapılan reklam ve tanıtım harcamaları, tescil tarihi, … markasının tanınmış marka olduğuna dair mahkeme kararları ve tüm dosya içeriğine göre, mevcut bilirkişi raporuna itibar edilerek davacıya ait … markasının, dava konusu markanın tescil tarihi olan 07/10/2004 tarihi itibariyle tanınmış marka olduğunun kabulü gerekmiştir. … markası sadece sabun ve temizlik sektöründe değil bu sektörlerin dışında da kuvvetli tanınmışlık derecesine sahiptir. Gerçekten de davacıya ait … markası toplumun hemen her kesimince bilinen tanınan bir marka olup tanınmışlık derecesi oldukça yüksektir. … markası toplumun büyük bölümü tarafından her ne kadar sabun, şampuan ve benzeri temizlik mamülleri markası olarak biliniyor ise de, markanın sahip olduğu yüksek tanınmışlık düzeyi ve ayırt edicilik gücü nedeniyle bu markanın davalıya ait marka kapsamında yer alan 7, 9 ve 11. Sınıflardaki emtia üzerinde kullanılması durumunda, bu malların dahi davacı şirkete ait mallar olduğu biçiminde algılanabileceği, davacının markasının tanınmışlığından davalının haksız bir yarar sağlayabileceği, markanın ayırt ediciliğinin zedeleneceği ve marka itibarının zarar göreceği” ilişkin karar verildiği, davacıya ait … markasının tanınmışlık düzeyine ulaşmış bir marka olduğu anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, usul ve yasaya uygun Yargıtay ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davalı markasında yer alan 11. Sınıftaki “… pişirme makineleri” ile davacının 2005/40489 tescil numaralı markası kapsamında yer alan 21. Sınıftaki “Elektrikli olmayan pişirme ve ısıtma gereçleri: Pişiriciler, ısıtıcılar, ızgaralar, griller, mangallar, barbeküler, metal pişirme şişleri” emtialarının birbirini tamamlayan, ilişkili, benzer olduğu, davalı markası ile davacının 2005/40489 tescil numaralı redde mesnet markası arasında sözcükler ve işaretler arasında ilişkilendirme de dâhil olmak üzere karıştırılma/benzerlik ihtimali bulunduğu, dava konusu markanın davacının dayanak markasının tanınmışlık düzeyinden haksız yarar elde edebileceği, davaya konu markanın hükümsüzlük koşullarınında oluştuğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 2011/M-4074 sayılı kararının yerinde olmadığı ve YİDK kararının iptali şartlarının oluştuğu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın 2011/M-4074 sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
2-Davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 18,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 40,90.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.879,10.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2021
Kâtip Hâkim 41072
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 39,70.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
Temyiz vb. Ücretler : 262,90.-TL
P.P : 326,50.-TL
TOPLAM : 2.879,10.-TL