Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/143 E. 2023/14 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/143 Esas – 2023/14

T.C.

2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/143
Karar No : 2023/14

Hakim : …
Katip : …

Davacı : …

Vekili : …
Davalı : …

Vekili : …
Dava : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Kaldırılması,
Maddi ve Manevi Tazminat, İtibar tazminatı, Hükmün İlanı
Dava Tarihi : 24/05/2021
Karar Tarihi : 18/01/2023
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 18/01/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat, İtibar tazminatı, Hükmün İlanı istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin 2010 yılından beri “…” markası ile restoran – bar işletmeciliği sektöründe ülke çapında faaliyet verdiğini, … ve … sayılı markaların tescil hakkının kendilerinde olduğunu, müvekkilinin imzaladığı…sözleşmeleri ile üçüncü gerçek ve/veya tüzel kişilere markayı kullanma hakkı verdiğini, davalı ile müvekkili arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığı halde davalının … ilçesi … ilinde müvekkiline ait markalar ile iltibas yaratacak ve haksız rekabet oluşturacak şekilde “… …” ibaresini kullandığını, … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosyası aracılığıyla yapılan tespitlerde davalı yanın işletmesinde “…” ibaresini kullanmakta olduğunu tespit edildiğini ve davalının müvekkilinin bir şubesi gibi faaliyet gösterdiğini, bunun üzerine davalıya … … Noterliği’nin … yevmiye sayı ve 25.09.2020 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı yanın ise haksız kullanımlarını sürdürdüğünü, davalı yanın bu izinsiz kullanımlarının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, TBK m. 50/2 kapsamında fiili zararın hesaplanmasını talep ettiklerini, yine davalı yanın markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olsaydı ödemesi gereken lisans bedeline göre yoksun kaldıkları kazancı talep ettiklerini, bu doğrultuda maktu…giriş bedeli, aylık…bedeli ve aylık reklam bedellerinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ayrıca itibar tazminatı taleplerinin de bulunduğunu, davalının eylemleri nedeniyle tüketiciler tarafından yapılan olumsuz yorumların müvekkilinin marka hakkına zarar verdiğini ifade ederek, müvekkili şirket adına tescilli olan “…” markasına davalı şirketin tecavüz ve haksız rekabet oluşturan nitelikteki eylemlerin tespiti ile tecavüzün durdurulmasını ve kaldırılmasını, maddi tazminat yönünden HMK madde 107 gözetilerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak sureti ile davalının eylemi sonucunda müvekkilinin uğradığı zarar, kar kaybı, ileriye dönük elde edilecek faydalardaki azalmalar ve itibar kaybı göz önünde bulundurularak 20.000,00.-TL maddi, 100.000,00.-TL manevi ve 50.000,00.-TL itibar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ve 14/12/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 131.839,63.-TL’ye yükselterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacı yana ait şirket ortağı olarak bildiği … ve yine … Yazı İşleri Müdürü olarak bildiği … ile sözleşme imzalayarak kullanımlarını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin … ile yaptığı görüşmelerde…sözleşmesi imzalamak istediği halde, ilgili kişinin buna yanaşmadığını, …’a … … işletmesi için 2015 yılında 300.000,-TL ödendiğini, ayrıca sonraki tarihlerde de çeşitli miktarlarda paralar ödendiğini, Mart 2020 tarihinde işletmenin kapandığını, müvekkilinin iyi niyetinin kurbanı olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından davacının markalarına tecavüz edilip edilmediği, haksız rekabet şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarının ne olabileceği noktasında toplanmaktadır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yanın anılan dilekçeye cevap dilekçesinde müvekkili şirketin … isimli bir şirket ortağının hiçbir zaman olmadığını, böyle bir sorumlu kişinin dahi olmadığını, müvekkili şirketin…vermede tek yetkili olduğunu beyan ettiği ve buna ilişkin ticaret sicil kayıtlarını da dosyaya eklediği;
Dosya kapsamında davalı tarafça sunulmuş hiçbir bilgi – belge mevcut olmayıp davalı tarafça yapıldığı iddia olunan ödemelere ilişkin de bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın … sayılı markası kapsamında 43. Sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bulunmaktadır.
Dosya kapsamında davalıya ait olduğu belirtilen iş yerinde … Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla …D.iş sayılı dosya üzerinden delil tespiti yapıldığı; 26.06.2020 tarihli tespit işleminde davalı işletmesinin kapalı olduğu, bununla birlikte çilingir yardımı ile işyerine girilerek keşifte bulunulduğu;
Yine dosya kapsamında davacı yan tarafından emsal olarak sunulan 22.02.2016 tarihli bir…sözleşmesinin mevcut olduğu, anılan sözleşmenin … ilinde mukim dava dışı 3. bir kişi ile “…” markasının, yine … ili Alanya ilçesinde açılak bir işletmede 43. Sınıftaki hizmetlerde kullanımına yönelik bir sözleşme olduğu, sözleşme kapsamında…alanın bir defaya mahsus…giriş bedeli olarak 50.000 Euro+KDV, ayrıca aylık vergiden önceki brüt gelinin %6+%1’ini ödemeyi aylık olarak…verene ödemeyi kabul ettiği gibi yine sözleşme kapsamında pekçok cezai şart ve ek ücretlendirmenin de (örneğin kapalı devre yayın sistemi için 1.800 ABD Doları + KDV ödenmesi gibi) sözleşmede yer aldığı, ayrıca anılan sözleşmenin 5 yıllık bir süreyi kapsadığı anlaşılmıştır.
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka sahibi, marka üzerindeki bu münhasır hakkına dayanarak;
Kendisinin izni alınmadan, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılmasını,
Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını,
Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılmasını engelleyebileceği uygulama kabul edilmektedir.
Mevzuatımızdaki düzenlemeye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit etmek, ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir.
Dosya kapsamından davalı tarafın 43. Sınıf kapsamında kalan “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri”nde faaliyetlerinin bulunduğu; bu noktada taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcut olmayıp davalı faaliyetlerinin davacı tescilli markaları kapsamında kaldığı;
Keza yine davalı yanın fiili kullanımlarında “…” ve “… …” şeklinde kullanımlarının mevcut olduğu görülmekte olup mezkur kullanımın davacı adına tescilli … sayılı “…” markası ile ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik taşıdığı, bu benzerliğin 43. Sınıf hizmetlerin ilgili tüketicileri nezdinde davalı kullanımlarının, davacı adına tescilli markalara dayalı bir kullanımmış algısı yaratacak düzeyde olduğu, başka bir ifadeyle davalı işletmesinde sunulan hizmetlerden yararlanan tüketicilerin, davalı işletmesini, davacı yanın iktisadi bünyesi kapsamında faaliyet gösteren veyahut davacı tarafça verilmiş bir lisansa/davacı yan ile yapılmış bir…sözleşmesine dayalı olarak faaliyet gösteren bir işletme olarak algılayacağı; nitekim davalı taraf dahi, faaliyetlerinin, davacı yan markalarına dayalı olarak gösterildiği zannıyla hareket ettiğini dosya kapsamında açıkça kabul ettiği; dolayısıyla bu aşamada davalı yanın faaliyetlerinin, davacı tescilli markalarından doğan hakları ihlal eder mahiyette olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilgisayar Mühendisi … tarafından dosya sunulan 06.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; raporun sonuç bölümünde listesi yapılan 19 ayrı internet adresi linkinin davalı tarafın işlettiği … Kafe/Restoran ile ilgili bilgilerin (iletişim bilgileri, menü, yorumlar … vb.) yer aldığı ve bu bilgilerin davalı tarafından oluşturulmuş olabileceği kanatine varıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan dosya kapsamında yoksun kaldığı kazancını SMK m. 151/2-c maddesine dayandırmış, bu kapsamda bir hesaplama yapılmasına yardımcı olabilecek ticari kayıtların dosya içerisinde bulunmaması halinde TBK m. 50/2 uyarınca bir hesaplama yapılmasını talep etmiştir.
Uygulamada SMK m.151/2(c) bendine dayalı tercihlerde dosyaya emsal lisans sözleşmelerinin sunulması talep olunmaktadır. Zira marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin belirlenmesinde davacının, daha önce, dava konusu marka ile ilgili düzenlenmiş bir lisans sözleşmesinin bulunması önem teşkil etmektedir. Böyle bir sözleşmenin bulunmadığı hallerde ise varsayımsal lisans bedeli belirlenirken tarafların ciroları, karlılık oranları, sektör teamülleri, lisansa konu markanın ayırt edici gücü, lisans süresi, lisansın münhasır olup olmadığı gibi başka birçok etken olduğu göz önüne alınmalıdır.
Franchise sözleşmesi, hukuk sistemimizde doğrudan tanımlanmamış, muhteviyatında birçok sözleşmenin özelliğini barındıran, özel bir sözleşme türüdür. …, tanınmış, kendi alanlarında başarılı olmuş, kaliteli ürün veya hizmet üreten firmaların ürün veya hizmetinin ülke içinde ya da dışında ana firmayla tutarlı olarak, aynı görünümdeki mağazalarda üretilmesini, dağıtılmasını ve belirli standartlar dâhilinde kullandırılmasını sağlayan bir pazarlama ve dağıtım yöntemidir. Yargıtay, “…” kavramını “Franchisig, bir ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın belirli bir süre şart ve sınırlamalar dahilinde işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin bilgi ve destek sağlamak suretiyle imtiyaz hakkına konu ticari işleri yürütmek üzere ikinci tarafa verdiği imtiyazdan doğan uzun dönemli ve sürekli bir iş ilişkileri bütünü olup, birbirinden bağımsız iki taraf arasında meydana getirilen sözleşmesel ilişkidir.” şeklinde tanımlamaktadır.
Franchise sözleşmesinde, franchise veren, ücret karşılığında, bir başka tacire, ürettiği mal ve hizmetlerin sürekli şekilde dağıtımı ve pazarlanması hususunda imtiyaz tanır. Bu sürekli ilişki içinde…veren, franchise alana, kendi işletme adını, markasını, sair tanıtma işaretlerini, ticari teknik bilgi ve becerisini kullanma hakkını da devretmektedir. Buna karşılık, franchise alan, franchise verenin dağıtım pazarlama sistemine uyum sağlamayı, sözleşmede gösterilen mal ve hizmetleri kendisine bırakılan bölge içinde pazarlayarak tacirin sürümünü arttırmayı üstlenir. Franchise veren ise, franchise alanın personelini eğitmek, işin yürütümüne nezaret etmek, destek sağlamakla yükümlüdür. …; ana firma ile…alanın karşılıklı sorumluluk ve yükümlülüklerini belirten, her iki tarafı da kanunen bağlayan bir sözleşme ile yapılır. Anlaşma süresinin ne kadar olacağı, tarafların yükümlülükleri, franchise alanın faaliyetini sürdüreceği bölgenin sınırları sözleşmede belirtilmelidir. Franchise alan, ana firmanın sisteminin standartlarının korunması için ana firmanın belirlediği sözleşme şartlarına uyarak faaliyetlerini sürdürür.
… sözleşmesi, “ürün ve marka franchisingi” yahut “işletme sistemi…” olarak yapılabilmektedir. İlk halde sözleşme konusu, franchise verenin ad ve marka gibi sınaî haklarının kullanılarak, onun mallarının sürümünün yapılması olup esas olan belirli bir marka ya da ticari unvanın kullanılmasıdır. Bir bütün olarak işletme sistemi ile ilgili…sözleşmelerinde ise, sadece marka, mal tedariki değil üretim/pazarlama gibi faaliyetler de sözleşme konusuna dahildir.
Franchise sözleşmesi akdedilmesi ile…alan, franchise bedeli ödeme, sözleşme konusu mal veya hizmetlerle faaliyette bulunma, franchise verenin talimatlarına uyma ve kontrollerine katlanma, franchise verenin menfaatlerini koruma ve sadakat borcu, franchise verene karşı rekabet etmeme, sır saklama yükümlülükleri altına girmektedir. Sözleşme düzenlemesine göre ücret, tek seferlik bir ücret olabileceği gibi, sözleşme süresince royalty fee; bir başka anlatımla, periyodik olarak kâr vb. kıstaslar dahilinde ödeme şeklinde de olabilmektedir. Yine, taraflarca kararlaştırılmış olması halinde sözleşme kapsamında…verenin vermiş olduğu periyodik eğitimlerin masrafları, denetim hizmetleri ve diğer yardımlar için de ücret belirlenebilmektedir.
Görüleceği üzere…sözleşmeleri mahiyeti itibariyle doğrudan bir lisans sözleşmesi değildir.
Kaldı ki bu noktada önem teşkil eden bir diğer husus ise bu mahiyetteki…sözleşmelerinin dahi genel olarak sabit ücretler üzerinden akdedilmediği ve sözleşmeye konu işletmenin faaliyet göstereceği il – ilçe ve projenin mahiyeti başta olmak üzere (açılacak işletmenin m2’si, işletmenin açılacağı muhit, kapasite vs) pek çok etkene göre değişkenlik göstermektedir. Dolayısıyla söz gelimi turistik bir bölgede verilecek…ile turistik olmayan bir bölgede verilecek…bedelleri aynı olmayacağı gibi …, İstanbul veya İzmir gibi büyükşehirlerde dahi uygulanacak bedeller farklılaşabilecektir.
Franchise sözleşmeleri ile ilgili yapılan bu değerlendirmenin varsayımsal lisans bedeli belirlenirken de dikkate alınabileceği tereddütsüzdür.
Nitekim lisans bedelleri, miktar üzerinden (birim mamül/hizmet başına), elde edilen gelir, elde edilen kâr (satış gelirleri-satışların maliyeti), vergi öncesi kâr veya belli süreye (günlük/aylık/mevsimlik/yıllık) önceden kararlaştırılmış bedel olarak ayırmak mümkündür. Önceden kararlaştırılmış belli süreye bağlı durumlar dışındaki uygulamalar Lisans Alanın miktar/gelir/kârları üzerinden, tespit edilen makul oran(lar) matraha uygulanarak lisans bedeli hesaplanır. Makul oran(lar), sinai mülkiyet hakkının geçmişi, geçerlilik süresi, bilinirliliği, tüketiciler arasında sahip olduğu olumlu itibar, sektörü, pazarı, ekonomik değeri, alternatifleri vb. değişkenlerin bir fonksiyonudur. Standart bir lisans bedeli/oranı tespiti mümkün değildir. Bu anlamda emsal lisans sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda varsayımsal lisans bedelinin her somut olayda ayrıca incelenmesi gerekir.
Davalı şirketin adresinde bulunan ticari defter ve belgeleri üzerinde üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği ve hazırlanan bilirkişi raporunda; “davalı şirkete ait defter ve belgelerin S.M.M. POLAT PERÇİNOĞLU isimli mali bilirkişide olduğu, davalı vekilinin dilekçesinde bildirdiği 0542 628 06 08 irtibat numarasından şirketin mali müşaviri tarafımdan arandığı, defterlerin inceleme yapmak üzere hazır edilmesi ve inceleme günü kararlaştırılması hususu birkaç kez iletildiği ve olumlu geri dönüş sağlanmadığından davalı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından Maliye’ye verilen Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekindeki Bilanço ve Gelir Tablolarına göre, yıllık net satışlar ile bu satışlar üzerinden elde edilen kazancın ve karlılık oranlarının; (Faaliyet karı ve karlılık oranı hesaplanırken, değişken giderler maliyete dahil edilmiş, sabit giderler devre dışı bırakılmıştır.) 2014 yılındaki net satışlarının 8.403.308,86 TL olduğu, bu satışlarından %14 oranında kar elde ettiği, 2015 yılındaki net satışlarının 8.006.002,20 TL olduğu, bu satışlarından %15 oranında kar elde ettiği, 2016 yılındaki net satışlarının 8.726.359,44 TL olduğu, bu satışlarından %13 oranında kar elde ettiği, 2017 yılındaki net satışlarının 11.839.328,05 TL olduğu, bu satışlarından %15oranında kar elde ettiği, 2018 yılındaki net satışlarının 5.900.859,45 TL olduğu, bu satışlarından %27 oranında kar elde ettiği, 2019 yılındaki net satışlarının 8.692.027,15 TL olduğu, bu satışlarından %10 oranında kar elde ettiği, 2020 yılındaki net satışlarının 7.995.347,10 TL olduğu, bu satışlarından kar elde edemediği, zarar tespit edildiği;
Dosyaya sunulmuş olan davalı şirketi vergi levhasından işe başlama tarihinin 19.02.2014 olduğu;
Davalı şirketi tarafından Maliyeye verilen Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekindeki Bilanço ve Gelir Tablolarına göre, yıllık net satışlar ile bu satışlar üzerinden elde edilen kazancın ve karlılık oranlarının; 2014 yılındaki net satışlarının 155.164,13 TL tutarında olduğu, bu satışlarından %25 oranında kar elde ettiği, 2015 yılındaki net satışlarının 222.260,11 TL tutarında olduğu, bu satışlarından %13 oranında kar elde ettiği, 2016 yılındaki net satışlarının 445.861,57 TL tutarında olduğu, bu satışlarından %1 oranında kar elde ettiği, 2017 yılındaki net satışlarının 578.896,42 TL tutarında olduğu, bu satışlarından %2 oranında kar elde ettiği, 2018 yılındaki net satışlarının 552.128,48 TL tutarında olduğu, 2019 yılındaki net satışlarının 587.715,48 TL tutarında olduğu, 2020 yılındaki net satışlarının 94.766,45 TL tutarında olduğu, 2018, 2019 ve 2020 yılındaki satışlarından kar elde edemediği , zarar ettiği tespit edildiği anlaşılmıştır.
Gerek davacı gerekse davalının kazancının oluşumunu sağlayan tek faktör marka değildir. Gelirin oluşumunda rol oynayan marka dışı bir dizi unsurlar bulunmaktadır. Markanın satışa olan etkisi firmadan firmaya, markanın bilinirliğine, ürünün/hizmetin kalitesine, faaliyette bulunulan sektöre, marka sahibinin organizasyon yapısına, satış ve dağıtım ağına, reklam ve tanıtım faaliyetlerine, pazarlama tekniğine, sektördeki rekabetin yoğunluğuna, rakip firmaların satış politikalarına, pazardaki arz ve talep miktarlarına, ikame ürün çeşidine vb. unsurlara doğrudan veya dolaylı olarak bağlıdır. Satışın/kazancın gerçekleşmesinde rol oynayan yukarıda sayılan unsurlardan hangisinin ne oranda etkili olduğunun net olarak tespiti pek mümkün değildir. Ancak Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında özellikle markanın ekonomik önemi, markadan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında markaya ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenlerin gözetilmesi gerekmektedir.
Davacı delil dilekçesi ekinde Alanya …’e ait örnek…sözleşmesi sunulduğunu, Isparta ve Buca …’e ait…sözleşmelerinin sunulduğunu belirtmiş ise de, Franchise sözleşmesi ile ilgili gerekili bilgiler verilmiştir. Nitekim lisans bedelleri, miktar üzerinden (birim mamül/hizmet başına), elde edilen gelir, elde edilen kâr (satış gelirleri-satışların maliyeti), vergi öncesi kâr veya belli süreye (günlük/aylık/mevsimlik/yıllık) önceden kararlaştırılmış bedel olarak ayırmak mümkündür. Önceden kararlaştırılmış belli süreye bağlı durumlar dışındaki uygulamalar Lisans Alanın miktar/gelir/kârları üzerinden, tespit edilen makul oran(lar) matraha uygulanarak lisans bedeli hesaplanır. Makul oran(lar), sinai mülkiyet hakkının geçmişi, geçerlilik süresi, bilinirliliği, tüketiciler arasında sahip olduğu olumlu itibar, sektörü, pazarı, ekonomik değeri, alternatifleri vb. değişkenlerin bir fonksiyonudur. Somut uyuşmazlıkta davacı yan tarafından sunulan sözleşmeler kapsamı itibariyle salt marka hakkının kullanımına yönelik bir lisans sözleşmesinden ibaret olmayıp bir işletmenin bütünsel faaliyetleri ve bu faaliyetlerine yönelik birçok kalemi de kapsamaktadır. Nitekim ilgili sözleşmelerde de hem bir lisanstan bahsedilmekte hem de bir sistem içeren…sözleşmesinden bahsedilmekte olup sözleşmelerin karma nitelikte oldukları anlaşılmıştır.
Franchise Sözleşmeleri…verenin, belirlemiş olduğu ve altyapısını kurduğu sisteme, franchise alanı kattığı ve bu sistem dahilinde birçok yükümlülük yüklediği, bunun karşılığında ise…alandan ödeme aldığı sistemi ifade eder. Bu sayede…alan, halihazırda işlemekte olan bir sisteme dahil olarak “yeni girişim” riskini ortadan kaldırmaktayken…verenin markası, ticari bilinirliği, müşteri çevresi, ticari ortakları, ürün ve mamulleri ve birçok etkenden de yararlanması karşılığında bu ödemeyi gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla lisans sözleşmesi belirli bir markaya ilişkin iken…sözleşmesi hem üretimin ve ürünün sağlanması, sürümün yönlendirilmesi, teknik bilginin sağlanması ve bütünsel bir tanıtım planına ilişkin farklı edimleri içeren geniş kapsamlı bir sözleşmedir. Davacı yanın tarafından sunulan bu sözleşmelerin de standart olarak…alana yükletilen 50 000 Euro + KDV olarak belirlenen sisteme giriş bedeli (bir defaya mahsus), aylık vergiden önceki brüt gelirinin %6+1’ini “Franchise (İsim Hakkı) Bedeli” aylık brüt gelirinin %1’i reklam bedeli gibi gelir kalemlerini kapsadığı; Mezkur kalemlerden de görülebileceği salt marka hakkına özgülenmiş bir bedel bulunmamakta olup lisans sözleşmesinin en fazla ilk giriş bedeli kapsamında değerlendirilebilir olduğu düşünülmekte ise de bu bedel=lisans bedelidir yönünde bir tespitte bulunulması da mümkün olmadığı; dolayısıyla mevcut durumda emsal lisans bedelinin tespitinde incelenen taraf ticari kayıtları üzerinden bir denkleştirme yapılması gerektiği; bahsi geçen sözleşmelerden doğrudan bir lisans bedeli/oranı tespit edilmesi mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait marka kullanımının kapsamı ve yoğunluğu gözetilerek, davalının yaptığı tüm satışlar üzerinden elde ettiği kazancın tamamının marka kullanımına dayandığı; buna göre davalının faaliyete başladığı 2014 yılından itibaren dosyaya kazandırılmış olan 2020 yılı arasındaki toplam cirosunun hesaplamada dikkate alınması gerektiği; buna göre toplam ciro olan 2.636.792,64.-TL’nin, davalının faaliyetlerinin ekonomik çapı, yıllara sair karlılık oranları gözetildiğinde toplam cirosunun %5’nin emsal lisas bedeli olabileceği, buna göre maddi tazminatın minimum 131.839,63.-TL tutarında olacağı kanaatine varılmıştır.
Olayın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal süresi, dikkate alınarak 10.000,00.-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı,
Marka sahibinin uzun yıllar boyunca çabalayarak elde etmiş olduğu imaj ve güvenin zarar görmüş olması nedeni ile 5.000,00.-TL itibar tazminatının hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Neticede, dosya incelendiğinde bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından;
Davalı yanca gerçekleştirilen kullanımların, davacı adına tescilli … sayılı markadan doğan hakları ihlal ettiği, davalı yan fiili kullanımlarının aynı zamanda TTK 54 vd maddeleri uyarınca haksız rekabete de sebebiyet verdiği anlaşıldığından, 131.839,63.-TL maddi, 10.000,00-TL manevi, 5.000,00.-TL itibar tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
Davacı şirket markasına tecavüzün durdurulmasına ve kaldırılmasına,
131.839,63 TL maddi tazminat, 26/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
10.000,00 TL manevi tazminatın 26/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,
5.000,00 TL itibar tazminatının 26/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,
Mahkeme karar özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere ulusal çapta yayın yapan 3 gazeteden birinde ilanına,
Alınması gereken 10.030,63.-TL peşin harçtan peşin alınan 2.903,18.-TL’nin mahsubu ile (10.030,63.-2.903,18.=) kalan 7.127,43.-TL nispi ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00.-TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat için hesap olunan takdiren 20.775,94.-TL nispi, kabul edilen manevi tazminat için hesap olunan takdiren 10.000,00.-TL nispi, kabul edilen itibar tazminatı için hesap olunan takdiren 5.000,00.-TL nispi, kabul edilen diğer istemler için hesap olunan 15.000,00.-TL maktu olmak üzere dört ayrı ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat ve İtibar tazminat yönünden davanın kısmen reddolunması, davalının kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 10.000,00.-TL nispi, kabul edilen itibar tazminatı için hesap olunan takdiren 5.000,00.-TL nispi iki ayrı ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %77 olarak belirlenmesine,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 2.903,18.-TL ilâm harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 8.516,68.-TL yargılama giderinin %77’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18.01.2023

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 2.911,68.-TL
Islah Harcı : 1.910,00.-TL
Bilirkişi Ücreti : 3.500,00.-TL P.P : 195,00.-TL
TOPLAM : 8.516,68.-TL