Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/141 E. 2022/360 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/141 Esas – 2022/360
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/141
Karar No : 2022/360

Hakim : ….
Katip : …

Davacı …
Vekili : Av. …
Davalılar : 1….
Vekili : Av. …
2-….
Vekili : Av. ..
Dava : Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 18/05/2021
Karar Tarihi : 09/11/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 09/11/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili …. Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalının “…” markası ile ilgili… numaralı başvurusuna müvekkilleri şirketçe itiraz edildiğini, kurumun bir kısım sınıflar açısından itirazlarını kabul ettiğini, fakat 19. ve 35. sınıflardaki ürünler açısından itirazın reddine karar verildiğini, bu karara karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na itiraz edildiğini ve … tarafından müvekkilin itirazının reddedildiğini, 27.02.2017 tarihinde “…” markası için başvuru yapıldığını, …. tarafından yapılan inceleme neticesinde 24.12.2018 tarihinde tanınmış marka başvurusunun kabulüne karar verildiğini, “…” ifadesinin müvekkilleri şirket açısından ayırt edici niteliğe haiz olduğunu, davalı tarafın bu ifadenin kullanımı neticesinde iltibasa neden olduğunu ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirketin “…” markasının, müvekkillerinin başarı dolu yükselişiyle iyi bir yere gelen ender Türk markalarından biri olan “….” ve “…” markalarının sektördeki tanınmışlığından haksız olarak yararlanmaya çalışmakta ve haksız kazanç elde etmekte olduğunu, davalının tescil başvurusunda bulunduğu “…” markası ve müvekkillerine ait markalar ve özellikle tanınmış markası olan “…..şekil” markası arasında iltibas ve karıştırılma tehlikesi bulunmakta olduğunu, markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik gösterdiğini, davalı markasını, müvekkilleri şirketin tescilli markaları ile aynı sınıftaki ürün ve hizmetler için tescil etmek istediğini, müvekkilleri şirketin “…”, “…” ve “…. şekil” markası ile inşaat, geçici konaklama ve altyapı sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilleri şirketin, “…” markalı ürün grubunun yanı sıra, 40’a yakın tescilli markasıyla inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilleri şirketin “…” ibareli markası ile inşaat, konut inşaatı, inşaatı tamamlanan projelerin işletilmesi, menkul ve gayrimenkul hizmetleri ve benzeri alanlarda hizmet verdiğini, davalı şirketin tescil talep ettiği markasında bulunan “…” ibaresinin doğrudan müvekkilleri şirkete ait tanınmış markası olduğunu, “…” ibaresinin ise doğrudan müvekkilleri şirketin hizmet verdiği konut inşaatı sektörünü çağrıştırdığını, müvekkilleri şirkete ait “…”, “………., “…… şekil” ve “… şekil” markaları ile dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun kavramsal açıdan iltibas oluşturacak nitelikte benzer olduğunu, davalının markasının, müvekkillerinin tanınmış markasının itibarına zarar verecek bir marka olduğunu, “…” ibareli marka adına açılan “…..tr” adresinin internet erişimine açık olmasının, müvekkilleri markalar ile haksız rekabet oluşturduğunu, bahse konu alan adresinin TTK haksız rekabet hükümlerince kısıtlanması gerektiğini, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun, kötü niyetli olarak yapıldığını, bahse konu internet alan adresinin, davalı şirket markasının tescil edilmediği emtia sınıfları ürünlerin satışını yaptığını, giyim sektöründeki emtiasına dair yapılan satış işlemlerinin, “…” markasının tescil edilmediği alanlarda faaliyet gösterdiğini, davalı şirket markasının tescil edilmediği her bir emtia sınıfında tescil edilmiş olan “…” markasının emtia sınıflarına müdahil olunduğunu, bahse konu emtia sınıflarında tescil edilen “…” markası kullanılarak müvekkilleri markanın tanınırlığı üzerinden haksız rekabete dair ihlaller gerçekleştirildiğini, bahse konu ihlallerin internet alan adresi tarafından gerçekleştirilmekte ve müvekkilleri marka adına zararlar ortaya çıkardığını, “www…..com.tr” alan adresinin kısıtlanmasıyla haksız rekabetin durdurulması gerektiğini ifade ederek, …..sayılı kısmı red kararının iptaline, davalı şirketin “…” markası hakkında müvekkilleri aleyhine oluşabilecek zararların önüne geçilmesi için “…” markası adına kullanılan ve tescil edilmediği emtia sınıflarında faaliyet gösteren “www…..com.tr” internet alan adresine haksız rekabet hükümleri gereği erişimin kısıtlanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı vekili 21/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı şirketin…. başvuru numaralı ve ….” ibareli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …. vekili cevaplarında özetle; somut olayda da başvuru konusu marka ile itiraz gerekçesi markaların Markalar Dairesi Başkanlığınca benzer bulunarak, başvurunun kapsamından itiraz gerekçesi markanın kapsadığı mallarla/hizmetlerle aynı ve aynı tür 36., 37. ve 42. sınıflarda yer alan …. kararında belirtilen mal/hizmetlerin çıkarıldığını, davacı yanın …. aşamasındaki itirazında tüm mal/hizmetler açısından başvurunun reddedilmesinin talep edildiğini, …. tarafından yapılan inceleme sonucunda davacı şirketin inşaat sektöründeki bilinirliği ve…. sayılı “….” ibareli markasının Kurum sicilinde kayıtlı tanınmış markalar arasında yer aldığı da dikkate alınarak 19. sınıf ve 35. sınıfa dahil 19. sınıf perakendeciliği hizmetleri bakımından da karıştırılma, ilişkilendirilme veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimallerinin ortaya çıkabilecek, mallar/hizmetlerin de başvuru kapsamından çıkarıldığını, sonuç olarak kalan mal/hizmetler açısından 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi şartlarının taşınmadığının açık olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca tanınmışlık iddiasında bulunabilmek için markaların 6769 sayılı kanunun 6/1 maddesi anlamında benzer olması koşulunun bulunduğunu, somut olayda ise başvuru markasının kapsamından itiraza mesnet markaların kapsamında yer alan aynı/aynı tür/benzer mal/hizmetler çıkarılarak iltibas tehlikesinin önlendiğini, itiraz gerekçesinin davacı markalarının tanınmışlığı, markaların benzer olmadığı yönünde varılan tespiti değiştirmeyecek olması nedeniyle tanınmışlık iddiasının da haksız ve yersiz kaldığını, davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılmadığını, davacı yanın, davalının başvurusunun 6769 sayılı Kanunun 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; müvekkilleri şirketin, özellikle kadın giyim alanında son yıllarda yapmış olduğu tasarım ve üretimlerle oldukça dikkat çektiğini, müvekkilleri şirketin, günümüzde yaygın satış yapan e-ticaret sitelerinden “morhipo” ve ….” ile doğrudan anlaşmalar gerçekleştirerek satış yapmakta olduğunu, diğer yaygın kullanılan “n11”, “hepsiburada” gibi internet sitelerinde ise farklı satıcılar tarafından müvekkillerine ait ürünlerin satışa sunulduğunu, müvekkilleri şirketin kendi ürünlerinin satışını gerçekleştirdiği “…..” uzantılı bir internet sitesinin mevcut olduğunu, müvekkilleri şirkete ait daha evvel tescil edilmiş “…” markalı ürünlerin perakende satışının büyük bir kısmının Boyner ile yapılan anlaşmalar gereği, Boyner tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilleri şirketin, yoğunlukla tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, dava konusu marka başvurusuna ilişkin verilmiş olan …kararlarının, usul ve hukuka uygun olduğunu, davaya konu markanın, yukarıda açıklandığı üzere kalan mal/hizmet listesi açısından davacı markaları ile benzememekle beraber davacı markalarının tanınmış olduğu sektörde ilişkilendirilebilecek bir mal ya da hizmet de ihtiva etmediğini, itiraza mesnet markaların kapsamında yer alan aynı/aynı tür/benzer mal/hizmetler çıkarılarak iltibas tehlikesinin önlendiğini, bu bakımdan, itiraz gerekçesinin davacı markalarının tanınmışlığı, markaların benzer olmadığı yönünde varılan tespiti değiştirmeyecek olması nedeniyle tanınmıştık iddiasının da haksız ve yersiz kaldığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiş; davacı tarafça ıslah dilekçesi verilmesi üzerine davalı şirket vekili 28/01/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı sunduğu cevaplarında kullanmama def’i ileri sürerek davacının ıslah taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, …. kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık itirazının yerinde olup olmadığı, davacının erişimin kısıtlanması talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu…. sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 02/09/2019 tarihinde 01-45. Sınıf mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının…. sayılı “….. ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, kısmen kabul kararına karşı davacının tekrar itirazda bulunduğu, ….’nın 18/03/2021 tarih ve …. sayılı kararı ile davacı itirazlarının reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Aynılık veya benzerlik incelemesinde, inceleme yöntemi, birinci olarak, ikinci markanın, birinci markanın kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılıyor olup olmadığının tespiti, İkinci olarak; sonraki markanın, önceki marka ile tamamen aynı veya benzer olup olmadığının tespiti şeklindedir.
Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken kullanılan inceleme yöntemi;
Mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesi, son kullanıcıları, malın satın alınmasına ayrılan zaman, satışa sunulma kanalları ve biçimi, birinin diğerini ikame etmesi gibi faktörler etkili olur.
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edilecektir.
Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girmektedir.
Mal / hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği şu durumlarda ortaya çıkabilir: Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği, Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği, Malların fiziksel görünümünün benzerliği, Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği, Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik, Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik, Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Diğer taraftan yüksek mahkemenin kabulüne göre de; markalara ait mal ve hizmet listelerinde yer alan mal ve hizmetlerin “aynı veya benzer” olup olmadığının değerlendirmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelerin bağlayıcı kurallar içermediği dikkate alındığında, karşılaştırma konusu mal ve hizmetlerin ait oldukları sınıf numaraları ile bağlı kalınmamalıdır. Karşılaştırmaya konu mal veya hizmet farklı sınıflarda yer almakla birlikte, hammadde-mamul ilişkisi, pazarlama koşulları, amaçları, satış sonrası servis ve onarım süreçlerinde ortaya çıkan müşteri çevresindeki ayniyet, birinin diğeri yerine ikame edilebilmesi gibi birçok açıdan benzerlik içerebilmektedir. Bu itibarla karşılaştırmaya konu mal veya hizmet farklı sınıflarda olsa da “aynı veya benzer” olabilmektedir.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka ile davacı markalarının kapsadığı mal/hizmetler karşılaştırılmasında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar/hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın tescil talep edilen sınıflarında yer alan bir kısım mal ve hizmetlerinin, davacı markalarından …. sayılı markada yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür olduğu ve /veya benzer mallar / hizmetler içerdiği; tespit edilen mal ve hizmetler içerisinde ise “inşaat sektörü” kapsamında değerlendirilecek mal ve hizmetler bulunmadığı; somut olayda, çekişmeli olan sınıflar açısından söz konusu mal ve hizmetlerin fazlalığı göz önünde bulundurulduğu, bu mal ve hizmetlerin alıcılarının, genel olarak ortalama tüketiciler olduğu; davaya konu markanın mal listesi içinde yer alan ve davacı şirketin malları ile aynı / aynı tür değerlendirilen malları, aynı şekilde üretilen malın satımının da doğal olacağı kabul edilmek sureti ile davaya konu markanın perakendecilik hizmeti (35.05 altı sınıfı) açısından da benzer olduğu anlaşılmıştır.
Dikkat edilmesi gereken husus; ortalama tüketici ile birlikte marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığının, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmasıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın veya hizmetin hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği; Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır”. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
Davacı vekili 21/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı şirketin …. başvuru numaralı ve ….” ibareli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği; davacı tarafça ıslah dilekçesi verilmesi üzerine davalı şirket vekili 28/01/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı sunduğu cevaplarında kullanmama def’i ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Davacı yanın hükümsüzlük talebi açısından iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin somut uyuşmazlık açısından bir kısım mal ve hizmetler açısından gerçekleştiği;
Davaya konu marka kelime markası olup “…” ibaresini içerdiği, davacı yan markalarının ise “…” ortak unsur olacak şekilde, ……” ibarelerini içeren kelime markası, kelime ve şekil unsurlu bileşke marka olduğu, anlamsal olarak, davaya konu markada yer alan “…” ibaresinin…….” anlamına geldiği, davacı yan markalarında yer alan “…” ibaresinin ise…, koyun yavrusu, bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze, argoda deneyimsiz, toy kimse anlamlarına geldiği, davacı yan markalarında yer alan diğer ibarelerden “grup” ibaresinin küme, ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü vb. anlamlara geldiği, ticari hayatta farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketler arasında organik bağın bulunduğunu ifade etmek için kullanılan bir ibare olduğu, “center” ibaresinin İngilizce olduğu, merkez anlamına geldiği, “park” ibaresinin ise halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe anlamlarına geldiği, davacı yan markalarında esas unsurun “…” ibaresi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, fonetik açıdan, davaya konu markada yer alan “q” harfinin “k” olarak okunacağı, bu hali markanın “…” şeklinde okunmasının muhtemel olduğu, bu hali ile davacı yanın markalarında yer alan ortak unsur olan “…” ibaresinin okunuşu ile aynı olduğu, davacı yanın markalarında yer alan diğer unsurların okunuşa dahil edilmesi ile aynılık derecesinin düştüğü, görsel açıdan, davaya konu markanın kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde “…” ibaresini içerdiği, davacı yan markalarından ….sayılı markaların kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde, büyük harf kullanmak sureti ile “… center” ve “… park” ibarelerini içerdiği, … tescil numaralı markaların kelime ve şekil unsurlarından oluştuğu, beyaz zemin üzerine lacivert tonlarda, üstte “k” harfi ve harfin çevresinde şekil, ….ibaresini içerdiği, …. sayılı markanın ise kelime ve şekil unsurundan oluştuğu, beyaz zemin üzerine lacivert tonlarda, üstte “k” harfi ve harfin çevresinde şekil, altta iki ayır satırda “…” ve “grup” ibaresini içerir şekilde kompozisyon edildiği, görsel olarak da davacı yanın markalarında yer alan “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında benzerliğin bulunduğunun kabul edildiği, bir bütün olarak anlamsal, sesçil ve görsel olarak, taraf markalarında yer alan unsurların markları birbirlerine yaklaştırdığı, ….” ibarelerinin görsel olarak benzer olduğunun kabul edilmesi gerektiği, okunuşlarının benzerlik derecesini arttırdığı, davacı yanın markalarında yer alan diğer ibareler ile şeklin taraf markalarındaki söz konusu yakınlığı düşürmeye yetmediği, taraf markalarının (işaretlerinin) bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları;
….kararının iptali talebi açısından, taraf markaları (işaretleri) arasında benzerlik tespit edilmişse de, 6769 sayılı SMK m.6/1, m.19/2 kapsamında, malların / hizmetlerin aynılığı / benzerliği kriteri gerçekleşmemekle, .. kararının iptali talebinin yerinde olmadığı;
Hükümsüzlük talebi açısından ise aynı /aynı tür veya benzer mal ve hizmetler tespit edilen …. sayılı davacı markası ile davaya konu….sayılı davalı şirket markası arasında, 6769 sayılı SMK m.6/1 kapsamında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu;
Yukarıdaki bölümde de belirtildiği gibi, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebildiği; benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebildiği; somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunduğu;
Somut olay açısından, ortalama tüketici açısından ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süreyi de dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Tanınmışlık Açısından; Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu deliller içerisinde, markasının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları, yurt içi ve yurtdışı satış ağı vb. delillere rastlanmadığı, dosyada yer alan faturaların ise markanın tanınmışlığı açısından çok markanın kullanımını gösterir nitelikte deliller olduğu, diğer taraftan …. tarafından, davacı yanın …. ibareli markasının…. sayı ile tanınmış marka siciline kaydetmiş olduğu, inşaat sektörü açısından belli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığının kabul edilmesi gerektiği, davaya konu markanın tescili talep edilen mal ve hizmetleri ile inşaat sektörü arasında bir bağlantı olmadığı, tescili talep edilen sınıflar ile davacı markasının tanınmış kabul edildiği sektör açısından, davacı marka sahibinin davaya konu markanın tescilinden zarar görme veya itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunmadığı, davalı yanın tescil talebi ile davacı şirket markalarına yanaşacağı yönünde bir kanaat oluşmadığı, 6769 sayılı SMK m.6/1 kapsamındaki değerlendirmeden farklı davacı yanın tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Erişimin Engellenmesi Talebi Açısından; Davacı yan, Türk Ticaret Kanunu uyarınca, davalı şirket eyleminin haksız fiil olduğu ve internet sitesine erişimin engellenmesini talep etmiştir.
Yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 55. maddesinde objektif iyiniyet kurallarına aykırı davranışların neler olduğu madde madde sayılmıştır. Söz konusu eylemler sınırlı olmayıp, kanunda sadece başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiş olmakla birlikte, kanunun ifade şeklinden başkaca haksız rekabet hallerinin de bulunabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Uygulamada, haksız rekabetin en çok rastlanan şekli iltibasa meydan vermek suretiyle başkalarının emek ve masrafıyla elde ettiği haklı şöhrete ortak olmaktır. İltibasın varlığı için, genel olarak normal ve orta seviyedeki bir alıcının piyasaya sürülmüş malı alırken aldanıp aldanmayacağının tespiti gerekir. Diğer taraftan, haksız rekabet için iltibas tehlikesinin bulunması bile yeterli kabul edilmektedir. Diğer bir deyiş ile iltibas sebebiyle, haksız rekabetin mevcut olması için, muayyen ve müşahhas bir durumda, muhakkak bir zararın olmasına bağlı değildir. Mevcut iltibasın ileride bir zarar doğurabilecek vasıfta olması yeterlidir. Önemli olan iltibasa hedef olan ve aldatılmak istenen müşterilerin anlayışıdır.
SMK’da düzenlenen hükümler haricinde, genel kabule göre iki tarafın markası tescil edildiği takdirde, her iki marka da kanunun himayesinde görülmektedir. Bundan dolayı, marka sahipleri serbestçe markalarını kullanabilirler. Ancak, bu kullanma şekil, renk, ebat, ambalaj kompozisyonu bakımından iltibasa meydan vermeyecek şekilde olmalıdır.
Somut olay açısından, marka hakkına tecavüz oluşturacak şekilde markanın kullanımı aynı zamanda haksız rekabet anlamına gelmekle, fiilin haksız olup olmadığının tespiti, haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası, kusur varsa zarar ve zıyanın tazmini ve Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesi talep edilebilmektedir.
Rekabet ekonomik hayatta müşteri çekmek için yapılan mücadele olmakla birlikte, mücadelede kullanılan vasıtaların meşru olması gerektiği tartışmasızdır. Bundan dolayı, herkes rekabet hakkını kullanırken iyiniyet kurallarına uymakla yükümlüdür. Kabul edildiği üzere de; bir tüccarın, rakip değer bir tüccarın şöhretini, ticaret unvanının, mahsulatının alametlerini müşterileri zehaba götürecek şekilde kullanması halinde de iltibas mevzubahis olur. Bu durumda, rekabetin suistimali mevzubahistir.
Davalı şirketin…. isimli internet sitesi üzerindeki kullanımlarının “…” şeklinde, tescil edildiği şekilde yer aldığı, diğer sayfalara bakıldığında; kullanımların markanın tescil edildiği şekilde, giyim sektörü ile ilgili malların satıma ilişkin hizmetler açısından olduğu, davalı şirketin markasının tescil edildiği mal ve hizmetlerden farklı olarak, davacı şirketin markasına yanaşma gayreti içinde hareket ettiğine dair, iyi niyet kurallarına aykırı, kullanımdan farklı bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu hali ile davacı yanın TTK haksız rekabet hükümlerinden yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Kullanım ispatı; Hükümsüzlük talebi açısından, 6769 sayılı SMK m.25/7’e göre “…6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.” Hükmü düzenlenmiş olup; Aynı Kanunun m.19/2’de ise; “….6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından ….’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması halinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.…”
“Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması”, “kullanmamaya dair haklı sebepleri” ifadeleri Kanunun çeşitli yerlerinde geçmektedir.
Somut olayda, kullanmamaya dair haklı bir sebep ileri sürülmemekle, ciddi kullanım niteliği önemlidir. …kararlarına göre, ciddî kullanımın tespitinde, marka sahibinin niyeti veya plânlarından hareket edilmemelidir. Değerlendirmenin somut, objektif ölçütlere göre yapılması gerekmektedir. Marka sahibinin amacı markasını gerçekten ticarî hayatta kullanmak olsa bile, marka piyasaya etkin şeklide sunulamamış, yeterli zaman geçmesine rağmen işaretin tüketici nezdinde kalıcı hâle gelmesi sağlanamamış, bunun sonucu olarak da işaret mal veya hizmetlerin kaynağını gösterme işlevini yerine getirememişse, ciddî kullanım bulunmamaktadır. Kullanmanın ciddî olup olmadığı; kullanmanın süresi, şekli, işletmenin büyüklüğü, mal veya hizmetin türü, satış miktarı, rakip işletmelerin tutumu gibi çeşitli objektif ölçütlere göre yapılacak bir değerlendirme sonucunda belirlenmektedir. Bu ölçütlere göre kullanmanın görünüşte kaldığı durumlarda, markanın kullanılmadığı kabul edilmektedir. Ciddî biçimde kullanma koşulu, somut olaya özgü değerlendirme yapılmasını gerektiren, esnek bir ölçütü belirtmektedir. Diğer taraftan, bir markanın faturalarda kullanılması, arama motorlarında yer alması, işletmenin kataloglarında görünmesi gibi hususlar tek başına o markanın ciddî biçimde kullanıldığı anlamına da gelmemektedir. Özellikle tarih içermeyen ve markaya göndermede bulunmayan belgeler sadece yol gösterici olup ancak diğer delillerle desteklenmeleri hâlinde dikkate alınabileceği kabul edilmektedir. Faturalardaki satış bilgilerinin, ürünler üzerindeki etiketlerle desteklenmesi durumunda bu bilgiler markanın kullanıldığını gösterebilmektedir. Aynı doğrultuda, inceleme kapsamında değerlendirilebilecek, …, Kullanım İspatı Kılavuzunda da, faturalar, katalog, fiyat listesi ve ürün kodları, ürün, ambalaj ve tabela örnekleri (mal veya hizmetin sunumuna ilişkin A4 boyutunda taranmış ambalaj ve tabela görselleri), reklam, tanıtım, promosyon, pazar araştırması, kamuoyu araştırması, ticari faaliyete ilişkin bilgiler, anketler, araştırmalar, gözlemleri şeklindeki bilgi ve belgeleri kullanım ispatı için yeterli görmüştür.
Somut olay bakımından ise, dava tarihinin 18.05.2021 olduğu; dava tarihinden itibaren 5 yıl ve daha eski markalar açısından tescil talep edilebilmektedir. Davacı yanın, davasına mesnet …. sayılı markası 20.04.2015 tarihinde, …. sayılı markası 22.04.2015 tarihinde, …. sayılı markası 7.12.2005 tarihinde,…. sayılı markası 3.04.2017 tarihinde tescil edilmekle, kullanım ispatının sadece … sayılı markalar için talep edilebileceği,… sayılı marka açısından kullanmama def’inin ileri sürülemeyeceği;
Davacı yanın, işlem dosyasından farklı olarak hükümsüzlük istemine karşı markasını ciddi olarak kullandığına dair sunmuş olduğu sabit bellekten;
6 ayrı klasör altında başlıklara toplandığı, tanıtımlar klasörü içerisinde, kurum markalarının görsellerine ait bilgilerin yer aldığı, video klasörünün içerisinde reklam ve haber görsellerinin olduğu, tarih içermeyen reklamlarda bilirkişi raporundaki şekilde kullanımların olduğu;
Söz konusu görseller üzerinde tarihe rastlanmadığı, içeriğinin inşaat sektörüne ait olduğu;
Reklam faaliyetleri klasörü içerisinde, çeşitli dokümanların yer aldığı, reklam çalışmalarını içeren görsellerin bulunduğu, örnek olarak bilirkişi raporunda görselerin yer aldığı, hazırlanan reklam faaliyetlerine konu kopyalar üzerinde tarihin bulunmadığı;
İlanlar klasörü içerisinde de çeşitli basılı yayına verilen ilanlara ait görselleri sunmuş olduğu, söz konusu görsellerde, ilanın yer alıp almadığının anlaşılamadığı, sadece görsele yer verildiği bazı görseller üzerinde tarihe atıfların bulunduğu;(örnek bilirkişi raporu 6.syf)
Diğer taraftan, tarih atfı içeren … yıllarına ait reklam görsellerinin bulunduğu, üstlenmiş oldukları inşaat projelerine ilişkin olduğu, bununla birlikte, müteahitlik faaliyeterleri nedeni ile almış olunan ödüller ile 2014 ile 2020 yıllarına ait haberlerin ve haberle ait bilgilern listelendiği excel dokümanının bulunduğu, söz konusu liste içerisinde, davacı yanın “…” markası altında vermiş olduğu müteahitlik ve gayrimenkul komisyonculuğu hizmetlerine ait haberlerin yer aldığı, 2017 – 2022 reklam faturalarının bulunduğu, hangi reklam ile bağlantılandırılamadığı fakat ilan klasöründe yer alan görsellerin kullanılmış olma ihtimalinin bulunduğu, faturalar klasörü içerisinde ise davacı yanın satışlarına ait faturaların yer aldığı, 2017 ile 2022 yıllarına ait faturaların, genel olarak daire satışı, taşeron giderleri, sıhhi tesisat gideri, demir gideri, kira bedeli, arıtma tesisi işletme bedeli, tesis yapım işi hak edişi şeklinde olduğu;(faturalarda bilirkişi raporunun 6. syf … ibareli görsellerin kullanıldığı;)
Bu hali ile davacı yanın markasal kullanımlarının, inşaat, inşaatı tamamlanan projelerin işletilmesi, gayrimenkul kiralanması ve komisyonculuğu üzerine hizmetlerini içerdiği diğer bir deyiş ile davacı yanın, itiraz aşamasından farklı olarak dava dosyasına sunmuş olduğu deliler kapsamında, davaya konu markalarının ciddi olarak kullanıldığı sektörün inşaat, gayrimenkul ve arıtma sektörü ile sınırlı olduğu, diğer mal ve hizmetler açısından son 5 yıl içerisinde kullanıma ve/veya ciddi kullanıma konu edilmediği sunmuş olduğu deliller kapsamında tespit edildiği anlaşılmıştır.
….sayılı Topluluk Marka Tüzüğü’nün 15. maddesi gereği markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması markanın kullanımı anlamına gelmektedir. Ticarette kullanılan işaret, tescil edilen markadan yalnızca göz ardı edilebilir unsurlar bakımından farklılaşıyor ve iki işaret geniş ölçüde eşdeğer kabul edilebiliyorsa, tescilli markanın ticaret sırasında kullanıldığı haline ait deliller sicildeki kayıtlı markanın kullanıldığını ispatlamak için kullanılabilir. “…” esas unsurlu markalarını tescil edildiği şekilde veya markaların asli unsurunu değiştirmeyecek şekilde yukarıda tespit edilen hizmetler kapsamında kullanıldığı;
Davacı yan tarafından hükümsüzlük istemine konu deliller içerisinde sunulan ciddi kullanımı tespit edilen hizmetler açısından, davaya konu markada yer alan sınıflar ile inşaat, inşaatı tamamlanan projelerin işletilmesi, gayrimenkul kiralanması hizmetleri arasında aynı / aynı tür ve /veya benzer mallar / hizmetlerin yer almadığı, buna karşın “Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.”nin bulunduğu, davacı yanın sunmuş olduğu görseller, dokümanlar ve faturalardan atık tesisi yönetimi hizmeti verdiği;
Somut olayda, davacı yanın …. sayılı markasında yer alan “Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri, Dalgıç hücresi kiralanması hizmetleri, dalgıç elbisesi kiralanması hizmetleri.” İle davaya konu markada yer alan “Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” hizmetlerinin aynı olduğu, davacı yanın hükümsüzlük talebi açısından söz konusu hizmetler kapsamında kullanım ispat ettiği, kullanmama def’inin ileri sürülemeyeceği…. sayılı marka ile davaya konu markanın kapsadığı mal/hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar/hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, aynı, aynı tür veya benzer mal ve hizmetlere rastlanamadığı;
Davacı yanın …. kararının iptali istemi açısından, sunmuş olduğu deliller ve yapılan tespitler uyarınca, kullanım ispatı talebi üzerine ciddi kullanımı ispat edilen hizmetler ile davalı şirketin tescili talep edilen mal ve hizmetleri arasında aynı / aynı tür ve /veya benzer mallar / hizmetlerin yer almadığı; bu kapsamda benzerlik ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin somut uyuşmazlık açısından gerçekleşmediği;
Davacı yanın hükümsüzlük talebi açısından; İltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, kullanmama def’i üzerine ciddi kullanımı ispat edilen hizmetler ile sınırlı kaldığı; bu kapsamda, davaya konu markanın 39. sınıfında yer alan “Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” açısından, davacı yanın … sayılı markasında yer alan hizmetler ile aynı olduğu; hükümsüzlük talebi açısından, davaya konu … sayılı davalı şirket markası ile…. sayılı davacı markası ile arasında, tespit edilen aynı hizmetler açısından, 6769 sayılı SMK m.6/1 kapsamında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu anlaşılmıştır.
Neticede; dosya incelendiğinde ve tüm dosya kapsamından;
Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali açısından;
Davaya konu…. sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları arasında, kullanım ispatı talep edilen ve ciddi kullanımı ispat edilen hizmetler ile davalı şirketin tescili talep edilen mal ve hizmetleri arasında aynı / aynı tür ve /veya benzer mallar / hizmetlerin bulunmadığı, Davaya konu…. sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları (işaretleri) arasında benzerlik bulunduğu fakat malların / hizmetlerin aynılığı / benzerliği kriteri gerçekleşmemekle, 6769 s. SMK’nun 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunmadığı,
Hükümsüzlük talebi açısından;
Davaya konu … sayılı davalı şirket markasının, tescilli 39. Sınıfta yer alan “Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri”nin, davacı yanın …. sayılı markasında yer alan ve kullanımı ispat edilen hizmetler ile aynı / aynı tür olduğu, Davaya konu … sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin davaya dayanak …. sayılı markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu,
İhtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, … kararının yerinde olduğu, hükümsüzlük ve terkin koşullarının kısmen oluştuğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
TÜRKPATENT …’nın 2021/M-2102 sayılı kararının iptali talebinin reddine,
Davaya konu …. sayılı markanın 39. Sınıf “çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri” bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
Alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21.40-TL’nin davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması, davalı kurum ve davalı şirket kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30.-TL ilâm harcının tamamının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kabul red oranının takdiren %50 olarak belirlenmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.466,30.-TL yargılama giderlerinin %50’sinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2022

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 67,80.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 148,50.-TL
TOPLAM : 2.466,30.-TL