Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/14 E. 2021/261 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/14
Karar No : 2021/261

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : …

Vekili : Av….
..
Davalı : …
Vekili : …
Dava : Patent İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 15/01/2021
Karar Tarihi : 30/06/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 01/07/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Patent İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin EP 2819623 işlem numaralı Avrupa patentinin başvuru sahibi olduğunu, 11/10/2017 tarihinde ilgili bültende yayınlanan işbu Avrupa patentinin, ilgili yasal sürenin bitim tarihinden önce Türkiye’de validasyon işlemini gerçekleştirmesi yönünde aracı şirket olan Park IP’ye açık bir şekilde talimat verildiğini, bazı sebeplerle, bu validasyon işlemi 13/02/2018 tarihinde yasal süre bitiminden bir ay sonra gecikmeli olarak gerçekleştirildiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu Patent Dairesi Başkanlığı’nın 14.02.2018 tarihli ve …sayılı yazısı ile, Avrupa Patentlerinin Verilmesi İle İlgili Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 12. maddesi uyarınca söz konusu Avrupa Patentinin Türkiye’de başından beri geçersiz olduğunun kabul edildiğini, bunun üzerine 21.03.2018 tarihinde … sayılı dilekçe ile SMK’nın 107/2. maddesi uyarınca “hakların yeniden tesis edilmesi” talep edildiğini, ilgili Avrupa Patenti’nin Türkiye’de geçerliliğin talep edilmesine (validasyonuna) ilişkin gecikmenin, gösterilen tüm özene rağmen ortaya çıktığı belirtilerek müvekkili aleyhine telafisi imkansız herhangi bir hak kaybının ortaya çıkmasına engel olmak bakımından, 13/02/2018 tarihinde gerçekleştirilen validasyon işleminin kabul edilmesinin talep edildiğini, Patent Dairesi Başkanlığı’nın bu kararına karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde 26.04.2018 tarihli ve 2018-GE-185079 sayılı dilekçe ile itiraz edildiğini, geçersiz sayılan başvuruya ilişkin hakların yeniden tesis edilmesinin talep edildiğini, ancak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 09/11/2020 tarihli ve … sayılı kararı ile itirazlarının reddedildiğini, TÜRKPATENT tarafından verilen bu nihai kararın yerinde olmadığını ve hukuka aykırı söz konusu kararın iptalini talep etme gereği hâsıl olduğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında özetle; davacının Avrupa Patenti’nin Türkiye’ye validasyon işlemini yasal süresi içerisinde gerçekleştirmediğini, söz konusu gecikmenin davacı taraftan kaynaklandığını, süresi içerisinde validasyon işleminin yapılmamasının sonucu patent başvurusunun Türkiye açısından başında beri geçersiz sayılması, yapılmamış olması ve yok hükmünde olması anlamına geldiğini, davacı tarafından, Sözleşmenin 66. maddesi gereği Avrupa başvurusu ile ulusal başvurunun eşdeğer olduğunu ve taleplerinin reddedilemeyeceğini iddia edildiğini, bu iddianın da hukuka aykırı olduğunu, somut olayda uygulanması gereken düzenlemelerin Yönetmeliğin 12. ve Sözleşmenin 65. Maddeleri olduğunu, zira uyuşmazlığın ulusal faza geçişte çevirilerin sunulmaması ve bunun hukuki sonuçlarına ilişkin olduğunu, bu nedenle, somut olayda Sözleşmenin 66. maddesinin uygulama alanı oluşmayacağını, Yönetmeliğin 12 ve Sözleşmenin 65. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak ulusal aşamaya giriş yapmış bir patentin olmadığını, söz konusu başvuru Türkiye’de baştan itibaren geçersiz olduğunu, böyle bir başvurunun olmadığını, ortada olmayan bir başvurunun ulusal bir başvuru ile eşit olup olmamasının da söz konusu olmadığını, davacı tarafın aracı şirkete talimat verdiğini ancak aracı şirketin süresi içerisinde validasyon işlemini gerçekleştirmediğini ifade ettiğini, validasyon işleminin süresinde yapılmamasının hukuki sonuçları ortada olduğunu, eksikliğin aracı şirketten veya vekilden kaynaklanması durumunun, özel hukuktan doğan bir tazminat sorumluluğu olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve tazminat sorumluluğunun somut olayda varılan sonucu değiştirebilecek nitelikte olmadığını, Kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davacının tescil başvurusunun reddinin yerinde olup olmadığı, YİDK’nın Avrupa patentinin başından beri geçersiz kabul edildiğine ilişkin gerekçesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının 2019/09182 sayılı; “adana disleksi” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava; EP 2 819 623 B numaralı patent için Belge yayını EPO nezdinde 11.10.2017 tarihinde yapıldığı, Türkiye’de validasyon işlemlerinin yapılması yani Avrupa Patent Fasiküllerinin Türkiye’de geçerli kılınması için talebin 13.02.2018 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapıldığı, 14.02.2018 tarihli Türk Patent ve Marka Kurumu bildiriminde yapılan talebin süresi içinde yapılmadığı gerekçe gösterilerek söz konusu Avrupa Patentinin başından beri geçersiz sayıldığının bildirildiği, 21.03.2018 tarihli dilekçe ile başvuru sahibi vekili SMK madde 107 kapsamında hakların yenden tesisi talep ettiği, ancak bu talebin Kurum Kararı ile aynı gerekçe ile reddedildiği, başvuru sahibi vekilinin 21.09.2018 tarihinde Yeniden İnceleme ve Değerlendirme talebinde bulunduğu ve Dava konusu YİDK kararı 09.11.2020 tarihi ile oluşturulduğu TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararında, ilgili talebin SMK Madde 107, “Hakların Yeniden tesisi” kapsamına girmediği belirtildiği ve bu talebin işleme alınamayacağına karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
6769 sayılı sınai mülkiyet kanunun 107. Maddesi ve Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 114. Ve 115 Maddeleri, bir patent başvurusuna ilişkin işlemlere dair sürelere uyulamaması hâlinde başvuru sahibine, süreye uyulmamanın sonucunun bildirildiği Türkpatent bildiriminin bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde, ücretini ödeyerek “işlemlere devam edilmesini” talep etme hakkı ve uyulamamış olan sürenin bitiminden itibaren bir yılı geçmemek üzere, süreye uyulamama nedeninin ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde ücretini ödeyerek “hakların yeniden tesisini” talep etme hakkı sunduğu;
Sınai Mülkiyet Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, Avrupa Patentlerinin Türkiye’de geçerli kılınması (validasyon) işlemlerine ilişkin sessizdir ve hiçbir hüküm içermediği, ancak ne sınai Mülkiyet Kanunda ne de uygulama yönetmeliğindeki ilgili maddelerde işlemlerin devam ettirilmesi talebi veya hakların yeniden tesisi talepleri açısından istisna olan sürelerde (SMK Madde: 107 ve Uyg. Yönet.: Madde 114-115) Avrupa patent’inin Türkiye’de geçerli kılınması (validasyon) süresi yer aldığı;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90 (5) maddesi yarınca Usulüne uygun yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar Kanun hükmünde sayıldığından Avrupa Patent Sözleşmesi’nin de dikkate alınması gerektiği, bu bağlamda Avrupa Patent Sözleşmesinin 64 (1), 66 ve 67. maddelerinin göz önünde bulundurulması gerektiği;
Özellikle 64. madde bir Avrupa Patentinin, patent belge yayımı tarihinden itibaren, patentin verildiği üye ülkelerde patent sahibine, o ülkede verilmiş olan bir ulusal patentin verdiği hakları sağlar hükmünün amir olduğu;
66. Maddeye göre ise, başvuru tarihi almaya hak kazanmış bir Avrupa patent başvurusu seçilmiş ülkelerde ulusal bir başvuru statüsü kazandığı;
Avrupa Patentlerinin Verilmesi İle İlgili Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’ de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik’in 12. Maddesi Avrupa patentlerinin Türkçe tercüme sunumunu düzenleyen bir madde olduğu, “Türkçe çevirinin, Enstitüye öngörülen süre içerisinde verilmemesi veya ücretinin ödenmemesi halinde, Avrupa patenti Türkiye’de başından beri geçersiz kabul edilir.” hükmü Avrupa patent sözleşmesinin 64. Madde hükmü ile uyuşmazlık gösteremeyeceği ve bir Avrupa Patentinin yok hükmünde sayılmasının mümkün olmayacağı için aşağıdaki şekilde yorumlanması gerektiği;
Türkiye’de geçerli kılınmak istenen bir Avrupa patenti, patentin verildiğine dair Avrupa Patent bülteninde yayımlandıktan sonra bir Türkiye patenti olduğu, dolayısı ile SMK madde 107 de 2. Paragrafta belirtilen “Patent başvurusu veya patent sahibi tarafından, patent başvurusu veya patentle ilgili işlemlerde şartların gerektirdiği özen gösterilmesine rağmen, uyulması gereken bir süreye uyulamamasının patent başvurusunun reddine, geri çekilmiş sayılmasına, 99 uncu madde uyarınca patentin hükümsüz kılınmasına veya diğer herhangi bir hakkın kaybına yol açması hâlinde, hakların yeniden tesisi talep edilebilir. Bu talep, uyulamamış olan sürenin bitiminden itibaren bir yılı geçmemek üzere, süreye uyulamama nedeninin ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde ücreti ödenerek yapılır. Aksi takdirde bu talep reddedilir. Talebin kabul edilmesi hâlinde süreye uyulmamış olmanın getirdiği hukuki sonuçlar doğmamış sayılır.” ifadesindeki hakka da sahip olduğu;
Yukarıdaki paragraftaki gibi yorumlanmaması uygulamalar arasında da çelişkiler yaratacağı, zira bugünkü uygulamada, bir Avrupa Patentinin Kanunun 130. Maddesinde bahsi geçen kullanım zorunluluğunda dikkate alınan maddenin 2. Paragrafında bahsi geçen “Patentin verilmesi kararının Bültende yayımlanmasından itibaren üç yıllık” süre Avrupa Patentinin Avrupa Patent Ofisi (EPO) bülteninde yayınlanma, diğer bir değişle B1 yayınının EPO bülteninde yayınlanma tarihinden itibaren hesaplanmakta ve Türk Patent ve Marka Kurumu bu süre dolduğunda kullanma kullanmama beyanı sunulmadığı takdirde beyanın sunulmadığına dair yayın yaptığı, bu uygulama da göstermektedir ki Avrupa Patent Sözleşmesinin 64. Maddesine uygun olarak bir Avrupa Patenti için EPO da yapılan bülten yayını ile o patent Türkiye’de bir ulusal patent olarak kabul edildiği;
Türkiye’nin seçilmiş (designate edilmiş) ülkeler arasında olduğu Avrupa Patentlerinin validasyon süresinin de hakların yeniden tesisi talep hakkına haiz olmaması uygulamada çelişkili durumların yaratılmasına sebep olduğu;
Farklı bir bakış açısı ile değerlendirerek bu hakkın sağlanması durumunda üçüncü kişiler için ortaya çıkacak belirsizlik, yani bir Avrupa patentinin validasyon işlemi için hakların yeniden tesisi hakkının sağlanması Avrupa Patentinin Türkiye’de valide edilip edilmeyeceğinin belli bir süre için belirsiz olması anlamına geleceği, ancak bu durum hem rüçhan hakkı hem de PCT uluslararası patent başvurusu için de geçerli olduğu, fakat bu iki durum için hakların yeniden tesisi hakkı sağlanırken Avrupa Patentinin Türkiye’de geçerli kılınması için sağlanmıyor olması çelişkili bir durum ortaya çıkardığı;
İlgili YİDK kararında görülmektedir ki uluslararası mevzuat ve uluslararası mevzuatın ulusal uygulamaya etkisi hiçbir şekilde değerlendirilmediği, dolayısı ile alınan kararın eksik değerlendirme ile alındığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu YİDK kararının, uluslararası mevzuat açısından eksik değerlendirme içerdiği, ve uluslararası mevzuat ve ulusal uygulama çerçevesinde validasyon süresi için hakların yeniden tesisi talebinin geçerli bir talep olarak değerlendirilmesinin yasal dayanaklarının mevcut olduğu, YİDK kararının yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluştuğu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptaline,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.429,10.-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 52,00.-TL
TOPLAM : 2.429,10.-TL