Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/125 E. 2022/75 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/125 Esas – 2022/75
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/125
KARAR NO : 2022/75

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI : ….
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali ile Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 23/04/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali ile Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, “…” marka başvurusunun ilanı üzerine, müvekkili şirkete ait “…” ve “…” markaları ile benzer olması, karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5. ve 6. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu haksız rekabete ilişkin hükümleri uyarınca itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, anılan karara karşı, müvekkili şirket tarafından YİDK nezdinde itiraz dosyalandığını, yapılan değerlendirme sonucunda işbu itirazın da reddine karar verildiğini, “…” ibareli marka başvurusunun müvekkili adına tescilli başta “…” markası olmak üzere “…” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve tescili halinde halk nezdinde iltibas yaratacağını, müvekkili şirketin sektörün en eski aktörlerinden biri olarak 1998 yılında online alışveriş pazarına artı değer katmak ve internet kullanıcılarının her sektördeki ihtiyaçlarını en geniş ürün yelpazesi ve en iyi hizmet kalitesiyle karşılamak için yola çıktığını, bugün Türkiye’de 48 milyon ziyaretçinin gerçekleştirdiği 200 milyon ziyaret ve 32 milyon kayıtlı üye sayısı ile online alışveriş sektöründe lider konuma ulaştığını, “…” markasının, müvekkili adına tescilli “…” ve “…” markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, dava konusu “…” markasındaki “…” ibaresinin markada “…” ibaresinden önce yer alması ve tüketici tarafından öncelikli olarak algılanacak ve akılda kalacak unsur olması nedeni ile dava konusu markanın, esas ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin ise markada tamamlayıcı unsur olarak yer aldığını ve zihinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak ayırt edici bir etkisi bulunmadığını, markalar bütünü itibarıyla değerlendirildiğinde, içerdikleri “…” ibaresinin birebir aynı olması ve bu ibarenin markaların başlangıç kısmında bulunması nedeni ile görsel ve işitsel olarak bıraktıkları izlenimin benzerliği sonucu iltibasa mahal verdiğini, dava konusu “…” markasının müvekkilinin “…” ve “…” markalarının kapsamında bulunan ürün ve hizmetler ile benzer olan 35. sınıf hizmetler için tescil edilmek istendiğini, söz konusu mal ve hizmetlerin ikame imkanı olup, aynı zamanlarda satışa sunulmakta ve aynı amaca yönelik kullanılmakta olduğunu, dava konusu markanın müvekkili şirketin “…” ve “…” markalarının seri markası niteliğinde olduğunu, mesnet olarak gösterilen markalar incelendiğinde müvekkili adına 150 ye yakın “…” ibareli marka olduğunun anlaşıldığını, müvekkili şirkete ait “…” markalarının tanınmış markalar olduğunu ve yoğun kullanım sonucu yüksek ayırt edicilik vasfına haiz olduğunu, müvekkili şirketin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, “…” markasının T/02598 sayı ile TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka statüsünde korunduğunu, “…” ve “…” markası için yapılan reklam ve promosyon çalışmalarının, yapılan yatırımlarla sunulan hizmetin sürekli olarak geliştirilmesi sonucunda halkın zihninde kaliteli ve güvenilir bir marka imajı oluşturduğunu, “…” ve “…” markasının, online alışveriş sektöründe tanınmış bir marka haline getirdiğini, “…” ve “…” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan “…” markasının tesciline izin verilmesinin, müvekkilinin emek ve zaman harcayarak itibar edindirdiği markalarının ayırt edici vasfının zedelenmesine neden olacağını, davalı yana ait “…” ibareli marka başvurusunun Türk Ticaret Kanunu anlamında haksız rekabet oluşturduğunu beyanla;
-Türk Patent ve Marka Kurumu, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 25.02.2021 tarih ve … sayılı itirazın reddi kararının iptali ile …sayılı “…” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru markası ile bazı davacı markalarının karşılaştırılması halinde markaların anlam, şekil, fonetik ve bıraktıkları genel izlenim (toplu intiba) yönünden de benzer olmadığının açık olarak görüldüğünü, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markaların tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı şekil, renk ve kelime unsurları, markalar arasında karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmakta olduğunu, markalar bütünsel algılamada ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal anlamda benzerlik taşımadığını, somut olayda davacı markaları ile davalı markasında ortak unsurun “…” ibaresi olduğunu, söz konusu ibarenin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, itiraza mesnet davacı markaları ile davalı markası karşılaştırıldığında davalı markasında ibarenin sonuna “…” ibaresi eklenerek farklı bir sözcük oluşturulduğunu ve farklı yazı stili kullanılmak suretiyle ayırt edici değişiklikler yapıldığını, bir bütün olarak okunup algılanacak davalı markası ile davacı markaları arasında, ilgili tüketicilerin ilişki kurması ve davalı markasının davacının seri markası olarak algılaması ve aynı ticaret işletmeye ait oldukların sanmasının söz konusu olmadığını, davacı vekilinin hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin kabulü mümkün olmadığından, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahsın yargılamaya katılımı olmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, YİDK Kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER;
Dava konusu … ibare ve …sayılı markanın henüz tescil edilmediği anlaşılmıştır.
İnceleme Konusu Markaların Mal/Hizmet Listelerinin Karşılaştırılması;
Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken kullanılan inceleme yöntemi;
Mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesi, son kullanıcıları, malın satın alınmasına ayrılan zaman, satışa sunulma kanalları ve biçimi, birinin diğerini ikame etmesi gibi faktörler etkili olur.
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edilecektir.

Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girmektedir.
Mal / hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği şu durumlarda ortaya çıkabilir:
− Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği,
− Malların fiziksel görünümünün benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği,
− Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik,
− Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik,
− Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Davaya konu markanın 35. sınıfta tescile konu edildiği, 35. sınıfın 05. alt sınıfı ise perakendeciliğe ilişkindir. Davaya konu markanın 05. sınıfında, perakendecilik hizmeti ile ilgili 01 ile 34. sınıfta yer alan malların tamamı eklenmiştir. Genel olarak kapsayıcı bir tescilin benzerlik değerlendirmesinde dar yorumlanması kural olarak kabul edilmiş olsa da davacının ana faaliyet alanı internet sitesi üzerinden e-ticaret olmakla, bu açıdan taraf markaları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Diğer taraftan, davacı şirkete ait olan markalardan 2000/20142, 2009/30250, 2010/16160, 2010/ 16161, 2010/48306, 2011/37279 tescil numaralı markaların kapsamında, yer alan 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri açısından “(Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).)” ifadelerine yer verildiği görülmekle, genel nitelikte oldukları, söz konusu markanın başvurusunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan Sınıflandırma Tebliğ açısından da böyle bir belirleme yapılması zorunluluğu bulunmadığı, fakat genel olarak, Yargıtay’ın çeşitli kararlarına da konu olduğu üzere 35. son sınıftaki genel nitelikteki perakendecilik hizmetlerinin tek başına Mal Hizmet Sınıflandırmasına konu malların tamamı için hak oluşturmasının mümkün olmayacağı kabul edilmiştir. Bu kapsamda, söz konusu markalarında 35. sınıfında yer alan perakendecilik hizmetleri açısından, davaya konu markanın benzer olmadığı,
Davaya konu marka ile davacıya ait markaların ortak mal ve hizmet içerip içermediğine bakıldığında, davacıya ait markalarda 35. sınıf hizmetlerin yer aldığı, 2011 yılından itibaren 35.05 sınıf kapsamında 01-34. sınıf arasındaki malların tamamına yer verildiği,
Somut olayda dava konusu marka ile davacı markalarının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın dava konusu edilen 35. sınıfta yer alan hizmetlerin, bir kısmının davacının markaları ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu,
Somut olayda, çekişmeli olan sınıfın farklı hizmetleri içerdiği, yapılan değerlendirmede de söz konusu mal ve hizmetler açısından bu mal ve hizmetlerin alıcılarının, her yaş ve eğitim seviyesinden ortalama seviyedeki tüketiciler olduğu,
Dikkat edilmesi gereken husus ise; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, “halk” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır”. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir. İlgili tüketici belirlenirken “ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır” (C -251/95 Sabel / Puma [1997]). Çekişmeli malın ortalama tüketicisinin zihnindeki marka algısı da bu nedenle değerlendirmede dikkate alınmıştır.
Bütün bu hususlar uyarınca, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, dava konusu edilen hizmetleri açısından sağlanmış olduğu,
İkinci şart ise markaların karşılaştırılması ile tespit edilecektir.

İnceleme Konusu Markaların Karşılaştırılması;
Hem davalı şirkete ait hem de davacı şirkete ait markalar karşılıklı olarak değerlendirildiğinde; İlk olarak benzer mal ve hizmet içermeyen,… sayılı markalar karşılaştırılmıştır.
Davaya konu markanın kelime markası olduğu ve “…” ibaresini içerdiği, davaya mesnet davacı şirket markalarının ise genel olarak kelime ve şekil unsuru içermekle bileşke marka olduğu ve bazı markalarda figüratif özelliklerin yer aldığı, davacı markasında ortak unsurun “…” ve “…” ibaresi olduğu, her iki taraf markalarında da yer alan “…” ibaresinin ise Türkçe bir ibare olduğu, bütünü, tamamı, tümü, cümlesi anlamlarına geldiği, davaya konu markanın “…” ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin tek başına bir anlamının olmadığı, “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, “…” ibaresinin ise sayıyı gösteren kelime olduğu,
Davalı şahıs başvurusunun “…” + “…” ibarelerinin birleşmesinden türetildiği, taraf markalarında ayırt edici olmayan veya ayırt edici gücü zayıf olan ibare / ibareler olup olmadığını tespitinde ilk olarak, ayırt edici gücü zayıf olsa da, minimum tescil edilebilirlik şartını yerine getiren kelime unsurlarının tescil edilmesinin olağan olduğu, buna karşın söz konusu durumun, bu markaların koruma kapsamlarının geniş olduğu anlamına gelmediğini, bu tip markaların sınırlı koruma kapsamından yararlanması gerektiği kabul edilmektedir. EUIPO Temyiz Kurulu, markaların ortak olarak içerdikleri unsurun ayırt edici niteliğinin düşük olması haline ilişkin ilkeleri saymış, bu kapsamda, eğer markalar ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığı değerlendirmesi, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanacağı, değerlendirmede, ortak olmayan unsurların benzerlikleri – farklılıkları ve ayırt edici niteliklerinin dikkate alınacağını kabul edilmiş, söz konusu değerlendirme yöntemlerini esas almıştır. Söz konusu genel kural ile birlikte, taraf markalarında yer alan ortak “…” ibaresinin, uyuşmazlık konusu sınıflar açısından, bir vasfı ya da karakteristik özelliği tasvir etmediği, diğer bir deyiş ile ayırt edici özelliğe sahip olduğu fakat söz konusu ayırt ediciliğin, anlamı kapsamında görece düşük düzeyde kaldığı, diğer taraftan, davacının “…” esas unsurlu markaları açısından, ayırt edicilik düzeyinin yüksek olduğu, fonetik açıdan yapılan karşılaştırmada ise, taraf markalarından yer alan “…” ibaresinin okunuşunun aynı olacağı, markalarda yer alan diğer ibarelerin ise aynılık derecesini düşüreceği, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah harflerle tek satıra gelecek şekilde “…” işaretini içerdiği, davacı markalarından…67 tescil numaralı markaların benzer nitelikte olduğu, beyaz zemin üzerine şekil ve altında kendine özgü yazı karakteri ile “…” ibaresini içerdiği, davacının “…” ibareli,… tescil numaralı markaların görüldüğü, “…” ibaresi ile birlikte sırası ile …” ibaresinin markaları görsel olarak da birbirlerine benzer hale getirdiği, markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik bulunduğu,
İşaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesinin bulunduğu,
Diğer bir deyiş ile; Taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür. Davalının “…” markasını gören bir tüketici, bu markayı, davacının “…” / “…” esas unsurlu/ibareli markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanılabileceği, Tüketicilerin bu bağlamda davacının, davalıya “…” ibaresini esas alan yeni bir marka türetme hakkı tanıdığını (davalıya bir hak ve/veya lisans verdiğini) ya da davalının davacının “…” markalı ürün yelpazesine katıldığını düşünebilirler. Marka sahiplerinin ilişkilendirilmesi ve/veya arada lisans vb. bir ticari ilişki olduğunun düşünülmesi de bağlantı kurma ihtimali kapsamındadır.
Somut olayda, markaların detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde, markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markasının, davacı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla iltibas ihtimali (karıştırılma tehlikesi) mevcut olduğu,
Kaldı ki; Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki malların aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmektedir. Marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir.
Somut olay açısından, ortalama tüketici açısından ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için yapılacak değerlendirmede, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süreyi de değerlendirmede dikkate almıştır.
Tanınmış Marka Değerlendirmesi;
Somut olayda, davacı şirket markalarının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları/faturaları, reklam faaliyetlerine ve medya görsellerine yer vermekle birlikte, davacıya ait T/02598 tescil numaralı “…+şekil” ibaleri tanınmış markasının bulunduğu, markanın elektronik ticaret sektörü içerisinde tanınmış olduğu,
Davalı şahıs başvurusu ile davacı şirkete ait “…” / “…” ibareli markaları arasında benzerlik olduğu, bu hali ile markalar arasında bağlantı kurulabilme ihtimalinin mevcudiyeti; tescili talep edilen sınıf ile davacı markalarının tescilli olduğu ve tanınmış kabul edildiği sektör açısından, davacı marka sahibinin dava konusu markanın tescilinden zarar görme, itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunduğu, davalının tescil talebi ile davacı şirket markalarına yanaşacağı, tanınmış marka olmanın sonuçlarından bir tanesi de o mala veya hizmete olan güvendir. Somut olayda da, tüketicide mevcut olan güven nedeniyle, üçüncü kişilerde, başvuruya konu marka ile tescili talep edilen sınıfta yer alan hizmetlerin de tanınmış marka sahibi tarafından sunulduğu hissinin uyanabileceği, bu nedenlerle, davalı şahıs başvurusu açısında haksız yararlanma ihtimalinin bulunduğu,
Kötü Niyet Değerlendirmesi;
Davacı tarafın, davalı marka başvurusunun kendi markasının itibarından yararlanmak üzere kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ettiği, önceki bölümlerde belirtilen içtihatlardan da anlaşıldığı üzere, kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerektiği, davalı şahsın kötü niyetinin ispatı külfetinin davacıya ait olduğu kabul edilmekle; Dosya kapsamında davalının, haksız kazanç, yedekleme, şantaj, spekülasyon vb. amaçlı tescil başvurusunda bulunduğunu gösterir her hangi bir belge bulunmadığından bahisle davalının kötü niyetli bir başvuruda bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı,
Haksız Rekabet Değerlendirmesi;
Taraf markaları / markasal kullanımları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmış olmakla birlikte, davalı şahsın davacı markasına yanaşma gayreti içinde olduğu yönünde bir delile rastlanmadığı , haksız rekabet iddiasının ispatlanamadığı,
Netice itibariyle,
Davaya konu …sayılı davalı şahıs markasının dava konusu edilen 35. sınıfta yer hizmetlerinin tamamının, davacı şirketin itiraza dayanak, yukarıdaki bölümde listelenen markalarında yer alan hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davalı şahıs markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacı markalarının, SMK’nun 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanacağı, dosya kapsamında kötü niyet ve haksız rekabet iddiasına dayanak bilgi ve belgeye rastlanamadığından davalının kötü niyetli olmadığı, dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 25.02.2021 tarih ve … sayılı kararının yerinde olmadığı iptal koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatlerine varılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK nın 25.02.2021 tarih … sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
Karar tarihi itibariyle davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.525,60.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.03.03.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
P.P : 148,50.-TL
TOPLAM :2.525,60.-TL