Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/121 E. 2022/73 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/121 Esas – 2022/73

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/121
KARAR NO : 2022/73

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI :…

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin … sayısı ile gerçekleştirdiği başvurunun … sayılı marka nedeniyle 5/1-ç maddesi uyarınca reddolunduğunu, taraf markalarının aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıklarını, bütün olarak aralarındaki farklılıkların yeterli olduğunu, kurumun 5/1-ç maddesini oldukça dar yorumlayarak uygulaması gerekirken bunu yapmadığını, müvekkilinin hizmet verdiği tüketicilerin estetik operasyon olmak isteyen kimseler olduklarını, redde gerekçe markanın ise hitap ettiği tüketici grubunun tamamen farklı olduğunu, kargo taşımacılığı ile iştigal eden bir firma olduklarını, iptale konu markadaki şekil unsurunun akılda kalıcı ve ayırt edici nitelikte olduğunu, büyük ve kırmızı “h” harfi ve bu harfin ortasından çıkan saçlar, İngilizce “hair-saç” kelimesini çağrıştırdığını, ret gerekçesi markada ise Arapça yazılar bulunduğunu, dolayısıyla bütün olarak taraf markalarının birbirlerinden farklılaştıklarını, müvekkilinin ayrıca 2016/33190 sayılı markasının da bulunduğunu, bugüne değin aynı ibareden türettiği 13 ayrı markasının bulunduğunu, iddia ederek… sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle;verilen kurum kararının yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
BAŞVURUNUN 6769 s. SMK 5/1-Ç MADDESİ UYARINCA REDDİ YÖNÜNDE VERİLEN KARARA KARŞI İTİRAZLARININ İNCELENMESİ
Mevzuatımızda sınırlı sayıda düzenlenen mutlak ret nedenlerinden biri de “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilemez düzenlemesidir.
İlgili düzenleme amacı itibariyle, sicile kayıtlı marka sahiplerinin menfaatini re’sen gözeten ve başvurunun tıpatıp aynısının ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin farklı başvuru sahiplerince aynı/aynı tür mal veya hizmetlerde tescil edilmesini engelleme amacı taşıyan bir düzenlemedir.
Ayniyet olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesi, başka bir ifadeyle karşılaştırılan işaretlerin özdeş, farksız, tıpa tıp, aynen veya bire bir kopya olmaları kastedilirken; “ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” olgusuyla ise başvuru konusu markanın, önceki tarihli tescilli markanın veya başvurunun birebir aynısı olmasa dahi ilgili tüketicide bıraktığı genel izlenimin “hemen hemen aynı” olması kastedilmektedir.
Bu düzenleme kapsamındaki ilişki öyle sıkı olmalıdır ki; nispi ret sebepleri kapsamında aranılan benzerlik ve iltibas ihtimalinde olduğu gibi ayrıca bir araştırma yapılmasına gerek duyulmamalıdır. Nitekim doktrin ve yargı kararları ile benimsenen görüş de tüketicinin, markalar arasında ayniyet değil de bir idari ekonomik bağlantı olduğu yönünde algıya kapılmış olması ve ancak bu algı neticesinde karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmış olması durumunda, markanın mutlak ret nedeni uyarınca reddedilmesinin doğru olmayacağı şeklindedir. (bkz. Yargıtay … HD’nin 2016/13312 E. , 2018/4358 K.)
Bu açıklamalar çerçevesinde söz konusu düzenleme uyarınca temelde aranılan, iki koşulun birlikte varlığıdır:
a) Mal ve/veya hizmetlerin aynı/ aynı tür olması,
b) Markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması.
Her iki koşulun birlikte sağlanması halinde, sonraki tarihli başvuru, önceki markanın/başvurunun varlığı nedeniyle reddedilebilir.
EMTİALARIN KARŞILAŞTIRILMASI : taraf markaları 35. Sınıftaki hizmetleri birebir kapsadıkları gibi 35.05 alt grubundaki satış hizmetlerinde de yine 1-34 mal grubunda yer alan emtiaların tamamını kapsadığı, dolayısıyla taraf markalarının kapsamları birebir aynı olup emtialar arasındaki ayniyet – ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik kriterinin somut olayda meydana geldiği,
İŞARETLERİN KARŞILAŞTIRILMASI ;
“aynı” markalar, birbirleri ile tamamen aynı unsurları içermektedir. Aynı olan markalar arasında herhangi bir tali unsur açısından dahi fark bulunmadığını, markaların tüm unsurları ve bunların konumlandırma biçimleri tıpa tıp aynıdır. Normal şartlarda işaretlerin farklı yazı karakterleri veya farklı renklere sahip olmalarının, markaların “ayniyet” kavramını değiştirmeyeceği, ancak sonraki markada asgari ayırt edicilik düzeyindeki ek sözcük ya da grafik unsurlarının bulunması ayniyet kriterini ortadan kaldırmaya yeter nitelikte olacak ve artık ayırt edilemeyecek kadar benzerliğin var olup olmadığının tartışılması gerektiği,
Burada ne tür farklılıkların ayniyet ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olma kriterlerini ortadan kaldırdığı tartışması ortaya çıkmaktadır. Örneğin hiçbir figüratif unsur içermeyen ve sadece tek bir sözcükten oluşan markaların harflerinin, sonraki başvuruda büyük ya da küçük harfle yazılması ya da standart harf karakterlerinin (times new roman, arial, calibri vb.) değiştirilerek yazılmasının ayniyet kriterini pek tabii ortadan kaldırmayacağı,
Ancak, markanın ek bir harf, hece ya da asgari ayırt edici bir kelime içermesi, işaretler arasında figüratif unsurlar açısından farklılıklar bulunması, sonraki markanın farklı kavramsal algı oluşturma ihtimali olan şekillerde yazılması gibi durumlarda markalar arasındaki ayniyet kriteri ortadan kalkabileceği, bu noktada renk unsurlarında yaratılan farklılıkların dahi ayniyet/ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olma kriterini ortadan kaldırabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiği, örneğin salt ana renklerden birinde değişiklik yapılması (önceki marka siyahken sonraki markanın kırmızı, yeşil, mavi ya da gri yazılması gibi) doğal olarak ayniyeti ortadan kaldırmaya yeterli olmayacağı, ancak, sonraki markayı oluşturan sözcüğün karakteristik bir renk kompozisyonu içermesi (ki bu durum markada figüratif bir algı yaratabilecektir) halinde yine ayniyet kriterinin var olmadığından bahsedilme ihtimali doğabileceği, çünkü artık ortaya yeni bir kurumsal kimlik çıkmış olup esas unsuru oluşturan sözcükler her ne kadar ortak ise de tüketici, markalar arasında doğrudan ve hiç tereddüt yaşamadan ayniyet düzeyinde bir ilişki kurmayacak, sonraki markayı önceden bildiği marka ile sadece ilişkilendirme eğilimi içerisinde olabileceği ki bu durum nispi ret sebeplerinin konusu olduğu,
Dolayısıyla karşılaştırılan iki işaret arasında görsel, anlamsal ya da fonetik algılardan birinde farklılık yaratan ek bir unsurun ortaya çıkması halinde artık mutlak ret nedeni kapsamında bir ret kararı verilmesinin doğru ve yerinde olmayacağı,
Örneğin Yargıtay … HD.’nin 2015/5821E.,  2015/13282 K. sayılı içtihadında; “TAURUS+ŞEKİL” ile “TAURUS” şeklinde aynı sınıfları kapsayan markalar arasında bir ayniyet olmadığını, başvurucu markasının özel bir kaligrafiyle hazırlanan yazı unsuru ile yazının üstünde, dikkat çekici şekilde mavi, kırmızı ve sarı renklerde “üç adet boynuz” şeklinin bulunduğu, KHK’nın 7/1-b maddesindeki benzerlik olgusunu dar yorumlamak gerektiğini, oysa davalı enstitünün KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamına girecek bir inceleme yaptığı, KHK’nın 7/1-b maddesinde ilk bakışta fark edilemeyecek ölçüde benzerlik şartı aranırken, KHK 8/1-b maddesinde bağlantı kurdurtacak ölçüde benzerlik araştırmasına gidilmesi gerektiği, bu açıdan bakıldığında, markalar arasında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten söz edilmesinin mümkün olmadığı” yönünde hüküm kurulduğu,
Markaların aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olma kriterinden bütünsel algı itibariyle kısmen dahi uzaklaşmış olmaları mutlak ret gerekçesinin varlığını ortadan kaldıracağını, bu uzaklaşmanın genel anlamda ya görsel bütünlüklerindeki farklılaşmadan ya da ek sözcüklerdeki ayırt edicilikten kaynaklı da olabileceğini,
Dava konusu başvuruya baktığımızda “…” şeklindeki başvurunun “…” sözcük unsurundan oluşmakla birlikte sözcüğün ön kısmında “H” harfi şeklinde stilize bir logo ve logo üzerinde saç kesitleri yer aldığı,
Ret gerekçesi davalı markası ise “…+ŞEKİL” şeklinde yine “…” kelime unsurunu taşımakta olup bu kelimenin sağ alt kısmında Arapça birtakım harflerle oluşturulmuş bir görsel yer aldığı gibi yine markanın da genel olarak türkuaz renkte kavisli yapısı olan dikdörtgen şeklinde bir çerçeve logo ile “Y” harfinin karakterize şekilde yazımı ile birlikte oluşturulmuş olunduğu,
Bu çerçevede başvuru ile mutlak ret gerekçesine konu marka “…” ibaresini taşımakla birlikte, 5/1-ç maddesinin uygulanabilirliğinde salt kelime unsurlarının ortaklığının yeterli bir kriter olmadığı, taraf markalarının özellikle görsel anlamda birbirlerinden somut bir şekilde uzaklaştıkları, her iki logonun birbirini çağrıştırır hiçbir ortak özelliğinin dahi olmadığını, bu haliyle markaların 5/1-ç bendi anlamında Yüksek Yargı kararları ışığında aranılan aynı ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olma kriterinden özellikle görsel anlamda ciddi şekilde uzaklaştığı, markaların tereddütsüz bir şekilde birbirlerinin devamı, serisi ya da aynı iktisadi kaynağa ait olduklarına kanaat getirilmesini mümkün kılan başkaca bir unsur taşımadıkları, markaların esas unsurları itibariyle taraf markaları arasında bir benzerliğin var olduğu şüphesiz olmakla birlikte var olan bu benzerliğin, karıştırılma ihtimaline dayalı nispi ret gerekçeleri çerçevesinde değerlendirilmesinin yerleşik yargı kararları gözetildiğinde de daha isabetli olacağı, zira dava konusu markalar pazarlama iletişimi bağlamında değerlendirildiğinde davaya konu markanın kurumsal kimliğinin, ret gerekçesi markadan ayrıştığı, görsel tasarım algısının belirleyici olduğu pazarlama iletişiminde davacı markasının diğer markaların kurumsal kimlik unsurlarıyla asgari düzeyde farklı olduğu,
Dava konusu … sayılı “…” ibareli marka ile redde gerekçe … sayılı “…+ŞEKİL” markası 35. Sınıfta birebir aynı emtiaları taşımakla birlikte, işaretlerin bütünsel algılarında özellikle görsel unsurlar açısından oluşan farklılığın, işaretlerin 5/1-ç maddesi kapsamında aranılan kriterler çerçevesinde değerlendirilmesinin önüne geçtiği, bu haliyle işaretlerin aynı ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduklarından bahsedilemeyeceği, bu haliyle YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Kabulüne
TÜRKPATENT YİDK nın 02.02.2021 tarih 2021/M-709 sayılı kararının iptaline,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 934,60.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.03.03.2022

Katip…
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti : 750,00.-TL
G.A : 57,5‬0.-TL-
TOPLAM : 934,60.-TL