Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/99 E. 2022/91 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/99
Karar No : 2022/91

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : …

Davalılar : …
Dava : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi
Tazminat, İlan
Dava Tarihi : 17/03/2020
Karar Tarihi : 10/03/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 15/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat, İlan istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkili şirketin, uzun yıllardır Ankara’ da yayıncılık ve dershanecilik alanında faaliyet göstermekte olup Türkiye’nin birçok yerinde şubeleri olan bir kuruluş olduğunu, müvekkili şirketin, 23.07.2001 tarihinde “…” ibaresini marka olarak 2001-14565 numara ile önce “… Yay. Kağ. Trz. Day. Tük. Mal. Tıb. Malzm. Otom. Gıd. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. adına tescil ettirmiş olduğunu, daha sonra mevcut (aynı ortaklar) “… Dergisi Yay. San. Tic. Ltd. Şti.” unvanı ile yeni bir şirket kurmuş olduklarını, müvekkili şirketin …” ibaresini 12.12.2005 tarihinde 2005-53885 numara ile yeniden tescil ettirmiş olduğunu, her iki tescil belgesinde de görülen ‘‘…’’ ibaresinin müvekkilinin tescilli markası olduğunu, müvekkili şirketin, söz konusu markasını üretmiş olduğu kitap, dergi ve sair dokümanlarda, dershanelerinde, işyerlerinde, reklâm panolarında, tabela ve reklâm vasıtalarında kullandığını, söz konusu markaların, hizmet kalitesi haklı bir üne kavuşmuş, bilinen ve aranan bir marka haline gelmiş olduğunu, müvekkili şirketin bu marka ile halen hem üretim ve hem de pazarlama faaliyetlerine devam etmekte olup kendisine iyi bir pazar payı oluşturmuş olduğunu, müvekkili şirket ile davalılar arasında 30.03.2019 tarihinde … Koleji Franchise Sözleşmesi imzalanmış olup bu Sözleşme uyarınca müvekkil şirketin adına tescilli olan … markası ve bununla ilgili işaret, unvan, şekil, resim, slogan ve her türlü tanıtım materyalleri davalılarca sözleşmede belirtilen şartlar dâhilinde kullanılabileceğini,
Bu kapsamda davalı tarafların gerek Sözleşmede belirtilen yükümlülükler kapsamında gerekse de müvekkili şirketin uğradığı diğer tüm zararları tazmin etmesinin gerektiğini, davalıların “…” ibaresini bu şekilde kullanmasının müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, davalının bu suretle haksız rekabete yol açtığını, davalının, müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini tescilli marka ile aynı ibareyi müvekkilin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, davalının, böylelikle müvekkil şirket adına tescilli olan markayı kullanarak haksız ve hukuka aykırı bir şekilde öğrenci kaydı yaptırdığını, müvekkilinin zarara uğradığını, davalının iltibasa yol açabilecek derecede benzer ve aynı hizmete ilişkin olarak müvekkilinin tescilli markasını kullanması sonucu müvekkilinin markası ve tanınmışlık düzeyinin haksız olarak ihlal edildiğini, ayırt edicilik özelliğinin zedelenmiş olduğunu, müvekkili davacının emek ve para harcamak suretiyle piyasada oluşturduğu ün, güven ve kaliteyi zedeleyerek, tüketicileri yanlış yönlendiren ve bundan haksız kazanç elde eden davalının söz konusu sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete ait tescilli markanın haksız olarak kullanılması sonucunda müvekkili şirketin maddi ve manevi haklarının ağır bir şekilde zedelendiğini ve ticari itibarının zarar gördüğünü, hizmet kalitesi haklı bir üne kavuşmuş, bilinen ve aranan bir marka haline gelmiş olan müvekkiline ait markaya davalının haksız eylem niteliği taşıyan tecavüzü sonucunda müvekkili marka sahibinin piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında kayıp ve zararlar meydana geldiğinden ve yine bu tecavüz sonucunda davalının kendisine haksız bir kazanç sağladığı görüleceğinden müvekkili şirket lehine markanın haksız kullanımı nedeniyle bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin yasa gereği olduğunu ifade ederek, davalının dershanesinde, yayınlarında, reklâm ve ürünlerinde kullandığı “…” ibaresini kullanmakta olduğunun, müvekkilin tescilli markası ile tamamen aynı olduğunun, bu durumun 556 sayılı KHK ve haksız rekabet nedeniyle müvekkilin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunun tespitine, davalı tarafın müvekkilin marka hakkına yapmış olduğu bu haksız tecavüz fiillerinin durdurulmasına, söz konusu tecavüzün giderilmesi ile birlikte, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın tecavüz niteliğindeki bu eylemlerinden dolayı müvekkil lehine 1.000,00.-TL maddi ve yine davalı tarafın söz konusu marka ihlalinden dolayı 30.000,00.-TL manevi tazminatın tecavüz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesine, davalı aleyhine marka hakkına tecavüz etmesinden dolayı karar verilecek olursa söz konusu mahkeme kararının masrafları davalı tarafından karşılanarak kamuya yayın yoluyla duyurulmasına, her türlü yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete ilanına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, 07/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 40.000,00.-TL’ye yükselterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılara usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımları olmadığından cevaplarına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davalıların eylemlerinin, davacının marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği, sözleşmeye aykırı olup olmadığı, marka hakkına tecavüz ve sözleşmeye aykırılık var ise davacının alabileceği tazminat miktarının ne olabileceği noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının 2005/53885, 2001/14565 sayılı; “…+şekil, …+şekil” ibareli marka sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/60 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda; “Davalı … Özel Eğitim A.Ş’nin markayı sözleşme ile anlaşılan adreste değil başka bir adreste kullanmasını, markayı bu adreste değil; tespit yapılan adreste kullanmasının marka ihlali olduğu, markanın sözleşmede anlaşıldığı şekli olan … KOLEJİ türü yerine anaokulu türü için kullanmasının sözleşmeye aykırı kullanım ve marka hakkının ihlali olduğu, davalının sözleşmeye göre marka lisanslarını kullanabileceği okul binasını 15 Ağustos 2019 tarihine kadar eğitim ve öğretime hazır hale getireceği ve 30 Ağustos 2019 tarihine kadar eğitim öğretime başlama iznini resmi makamlardan alacağı hükmü olduğu halde bunu yapmamasının marka sözleşmesinin ihlali olduğu ve buna aykırı marka kullanımının marka ihlali teşkil edeceği, sözleşmeye uyulmadığı tespit edilerek marka sözleşmesinin feshine rağmen markanın kullanımının sözleşmeye aykırı olarak başka adreste kullanımının marka ihlali oluşturacağı, SMK’ya aykırılık oluşturduğu, bedel konusunda tarafların iddia ve beyanlarının bulunmadığı, diğer davalının adres ile ilgisinin olmadığının beyan edildiği, davacının 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu 7. ve 29. maddelerinde belirtilen marka haklarına tecavüz oluşturacağı, marka haklarının ihlal edilmiş olduğu, aynı Kanunun 30/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği, davalı eyleminin ayrıca 6102 sayılı TTK kapsamında Haksız Rekabet oluşturacağı, davacının dayanak markalar yönü ile 6769 sayılı SMK ve mevzuat kapsamında dava hakkı bulunduğu” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında sunulan sözleşmenin taraflarının davacı ile …Özel Eğitim A.Ş. olduğu, sözleşmenin konusunun davacının sözleşmenin diğer tarafına tescilli “… Koleji” markasının ve bununla ilgili işaret, unvan, şekil, resim, slogan ve her türlü tanıtım materyallerinin kullanılmasına ilişkin olduğu, franchise alan tarafından kullanılacak okul binasının 15.08.2019 tarihine kadar eğitim öğretime hazır hale getirileceği, sözleşmenin 30.03.2019 tarihinden itibaren 10 yıl süreli olduğu, eğitim ve öğretim verilecek bina adresinin belirlendiği, sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesine rağmen franchise alanın “…” ibaresinin kullanması durumunda her ay için 150.000,-TL cezai şartın davacı tarafa ödenmesine, sözleşmede yer alan “sözleşme sonrası rekabet yasağı” başlıklı bölümde belirtilen şartlara uymadığı takdirde 2.000.000.-TL +KDV tutarında cezai tazminatın yer aldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında ve Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 D.İş ve Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/62 D.İş sayılı dosyalarında yer alan bilgi, belge ve bilirkişi raporlarının incelenmesi neticesinde, davalının sözleşmede belirtilen adresten farklı bir adreste hizmet sunduğu, sözleşmede belirtilen süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediği kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. maddede düzenlenmektedir. Kanunun 29/1(a) bendinde 7. maddeye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 7. maddeyle 29. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir.
SMK’nın 29/1(a) maddesi marifetiyle 7/2(a) maddesinde, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması”, 7/2(b) maddesinde ise, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sıralanmıştır.
SMK’nın 7/2(c) maddesine göre, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” 29/1(a) maddesi marifetiyle marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir.
6769 sayılı SMK’da düzenlenen marka ise, ticaret unvanı ve işletme adından farklı bir amaca hizmet eden tanıtıcı bir işarettir. Marka, taciri ya da ticari işletmeyi değil, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmek için kullanılır. Buna göre fonksiyonu tümüyle ticari işletmenin ürettiği, pazarladığı mal veya hizmetleri ayırt etmektir.
Marka hakkına tecavüz olgusu açısından belirtilmesi gereken temel husus, marka hukuku açısından tecavüzün söz konusu olabilmesi için tescilli marka ile kullanılan işaret arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik veya ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerliğin bulunmasının gerekli olduğudur.
Bu bağlamda markalar arasındaki benzerlik incelenirken, Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik, Çağrıştırma, Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat, Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman kriterleri ele alınmalıdır.
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. Dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise Türk Hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 Maddesi uyarınca “halk” nezdinde olmasıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakılır.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerektiğidir. Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılmasıdır.
Marka lisansı sözleşmesi, marka sahibi, yani lisans verenin sahip olduğu marka hakkından lisans alanın yararlanmasını yükümlendiği ve buna karşılık, lisans alanında marka sahibinin bu hakkını kullanması karşılığında bir ücret ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir.
Lisans sözleşmelerinin işlevlerinden birisi tazminatın belirlenmesinde ölçüt olma işlevidir. Eğer sınai bir hakkın izinsiz kullanımı söz konusu ise, ödenecek tazminatın miktarı, taraflar arasında lisans sözleşmesi olsaydı ödenecek olan lisans bedeli dikkate alınarak belirlenebilmektedir. Gayri maddi malın sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca gayri maddi hakka tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar (SMK 151/1). Bu kazanç marka sahibinin seçimine bağlı olarak, ya tecavüzcünün rekabeti olmasaydı elde edebileceği muhtemel gelire göre, ya tecavüz edenin markayı kullanmak yolu ile elde ettiği kazanca göre, ya da marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre hesap edilir. (SMK 151/2-(c))
6769 sayılı SMK Madde 149/1’de “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
… ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. hükmüne amirdir.
SMK 150/1’de “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Yoksun kalınan kazanç, zarar gören marka sahibinin seçimine bağlı olarak, üç farklı şekilde hesaplanabilir. Bu hesaplama türleri 6769 sayılı SMK’nın 150/2. maddesinde; “ Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. şeklinde ifade edilmiştir.
Marka sahibi bunlardan birini seçmek durumundadır. Bu hesaplama türlerinden davacının talep ettiği üçüncü yöntem “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli”ne göre yapılan hesaplamadır. Kullanılan üçüncü yöntem uygulamada, “lisans örneksemesi” adı altında yer alır. Bu uygulamada, emsal araştırması yapılması ve objektif bir lisans bedelinin belirlenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesinde yer alan lisans bedeli hesaplamamıza emsal teşkil edebilecek bedeller aşağıdaki gibidir:
Franchise alanın maddi yükümlülükleri;
– Sözleşme Başlangıç Tarihi ve Süresi: 30.03.2019 tarihinden itibaren 10 yıl
– Sözleşme Başlangıç Bedeli ( Madde 5.1) : 1.000.000 TL ( Bir kereye mahsus)
Franchise sözleşmesinin sonuna eklenen değişiklik bölümünün 1. Maddesinde : 5.1 maddesinde belirtilen 1.000.000 TL lik başlangıç bedeli ödenmesi hükmü iptal edilmiş franchise alanın …’e 10.000 TL ajans bedeli ödeyeceği, aynı eğitim alanında ilave olarak açılacak olan her okul türü için de 5.000 TL yine ajans bedeli ödeneceği belirtilmiştir.
– Sözleşme Bedeli (Madde 5.2): Yıllık eğitim cirosunun %5 i ( Her yıl Ödenecek)
– Merkezi Yönetim Payı (Madde 5.2): Yıllık eğitim cirosunun % 1’i ( Her yıl Ödenecek)
-Tanıtım ve Reklamlara katılım Payı (Madde 5.2, Madde 17.4) :Yıllık eğitim cirosunun % 1’i ( Her yıl Ödenecek)
Olmak üzere cironun %7’si olarak bir toplam oran belirlenmiş (Sözleşme Bedeli %5 + Merkezi Yönetim Payı %1 + Tanıtım ve Reklamlara Katılım Payı %1 olmak üzere toplam %7) ancak Franchise sözleşmesinin sonuna eklenen değişiklik bölümünün 2. ve 3. Maddelerinde: sözleşmenin 5.2 maddesinde belirtilen %7 olan franchise bedeli bu sözleşmeye münhasıran %3 olarak değiştirilmiş, madde 17.4 te belirtilen %1 tanıtım ve reklamlara katılım payından muaf tutularak toplam cironun %3’ü şeklinde belirlenmiştir.
-Sözleşme hükümlerine göre okul kapasitesinin alt sınırı: (Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise) her halükarda taraflarca sözleşme bedeli ve katılım payları hesaplanırken en az 150 öğrenci temel alınarak hesaplama yapıldığı;
-Sözleşmeye göre ilk yıl için taban kayıt ücreti : Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise her biri için 10.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
… Dergisi Yayıncılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin bulunduğu yer olarak bildirilen Fatih Sultan Mah. 2720 Sok. 4/B Etimesgut/ANKARA adresine 30.11.2021 tarihinde bilirkişilerce gidilmiş olup Ek Bilirkişi Raporu’nun hazırlanmasına dayanak teşkil etmek üzere davalı ile daha önce düzenlenmiş franchise sözleşmesi ve şirketin taraf olduğu örnek franchise sözleşmeleri ile ilgili bilgi, belge ve kayıtların incelenmiş olduğu; ( Ek-1: Yerinde İnceleme Tutanağı, Ek-2: Örnek Franchise Sözleşmeleri )
Davacı şirketin ticari hesap ve kayıtlarında davalı şirketle ilgili herhangi bir cari hesap kaydının bulunmadığı;
İncelenen örnek franchise sözleşmelerinin de davacı şirketin davalı ile yapmış olduğu feshedilen sözleşme ile benzer hükümleri içerdiği, aynı şekilde sözleşmenin ilk maddelerinde belirlenen 1.000.000 TL lik ‘sözleşme başlangıç bedeli’nin sözleşme sonuna eklenen ‘değişiklik maddeleri’yle iptal edilerek 10.000 TL ajans bedeline çevrildiği yine sözleşmenin ilk hükümlerinde yer alan sözleşme bedeli + merkezi yönetim payı + tanıtım ve reklamlara katılım payından oluşan ve yıllık eğitim cirosuna uygulanacak olan toplam %7’lik rakamın da ‘Franchise Bedeli’ olarak ifade edilerek %3’e düşürüldüğü;
İncelenen örnek lisans sözleşmelerinde (tarafların daha önce aralarında imzaladığı feshedilmiş sözleşmeden farklı olarak) okul kapasitesinin alt sınırı 150 olarak değil “en az 300 öğrenci” olarak belirlendiği;
Taban kayıt ücretlerinin anaokulu için sözleşmeler itibariyle farklılıklar gösterdiği 7.000 TL – 15.000 TL aralığında fiyatların belirlendiği anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı adına tescilli olan 2001/14565 sayılı markanın kapsamında “Eğitim ve öğretim hizmetleri: Okul hizmetleri, yatılı okul hizmetleri, anaokulu hizmetleri, akademi hizmetleri (eğitim), öğretim kurslarının sağlanması hizmetleri, öğretim (özellikle küçük gruplar halinde) hizmetleri, mektupla öğrenim (açık öğretim) hizmetleri, bilgisayar eğitim hizmetleri, iletişim kursları hizmetleri, sürücü eğitim hizmetleri, eğitim ile ilgili sınav hizmetleri, hizmet içi eğitim hizmetleri, öğretim kulübü hizmetleri, eğitim amaçlı yarışma organizasyonları hizmetleri, eğitim tesislerinin sağlanması hizmetleri, eğitim hakkında bilgilendirme hizmetleri, dersanecilik hizmetleri. Yayıncılık hizmetleri: Dergi yayımlama hizmetleri, kitap yayımlama hizmetleri, gazete yayımlama hizmetleri” ve 2005/53885 sayılı markanın kapsamındaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri, eğitim ile ilgili sınav hizmetleri, eğitim amaçlı yarışma organizasyonları hizmetleri, eğitim hakkında bilgilendirme hizmetleri, dershanecilik hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri.” hizmetleri bulunmakta iken dosya kapsamındaki bilgi, belgelerden davalı tarafın da “eğitim ve öğretim hizmetleri”ni sunduğu; dacıya ait markanın kapsamındaki hizmetler ile davalının sunduğu hizmetler birbiriyle aynı/aynı tür/benzer olduğu anlaşılmıştır.
Davacı markasında ve davalı kullanımında “…” ibaresi marka olarak algılanacak asli esas unsur olarak bulunduğu; taraf markalarında yer alan şekiller arasında farklılık bulunmakla bu farklılık markaları birbirinden ayırt etmeye yetmediği; ortalama tüketicilerin şekilden ziyade ibareye ağırlık verecekleri hususu da dikkate alındığında taraf markaları arasında işitsel, görsel ve anlamsal açıdan yüksek oranda benzerlik olduğu;
Davacının markasındaki hizmetlerin ve davalının sunduğu hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olması ve taraf markaları arasındaki ayniyet derecesindeki benzerlik nedeniyle davacı markası ile davalı kullanımı arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu ve davalının eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından mahkemeye sunulan beyanda; Maddi tazminat hesabında taleplerinin 6769 sayılı SMK’nın 151/2 maddesinin “c” bendinde belirtilen “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli” şeklinde olduğu ifade edilmiştir.
Davalı şirketin defter/belgelerinin ve ticari kayıtlarının sayın mahkemenin verdiği süre içerisinde davalı tarafından ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davalının defter/belge ve hesaplarına ilişkin dava dosyasında herhangi bir bilgi/belge bulunmadığı; davacının işyerinde yapılan yerinde incelemede de cari hesaplarda davalının hesap hareketlerine rastlanmadığı; dolayısıyla lisans bedeli hesaplamalarında taraflar arasındaki feshedilen sözleşme ve incelenen örnek sözleşmeler dikkate alındığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 30.03.2019 tarihinde … Koleji Franchise Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme uyarınca davacı şirketin adına tescilli olan … markası ve bununla ilgili işaret, unvan, şekil, resim, slogan ve her türlü tanıtım materyalleri davalılarca Sözleşmede belirtilen şartlar dâhilinde kullanılabileceği kayıt altına alınmıştır.
Ancak davalı tarafın, sözleşmenin ilgili maddesi kapsamında marka lisanslarının kullanılacağı okul binasını, belirtilen sürelerde hazır hale getirmemesi ve eğitim-öğretime başlama iznini resmi makamlardan almamış olması nedeniyle davacı şirket tarafından lisans sözleşmesi feshedilmiş ve yayıncıya ait marka, işaret, unvan, şekil, slogan, resim ve materyallerin özellikle “…” ibaresinin derhal kaldırılması, özellikle okul isim ve işaretlerinde sözleşme konusunun (Özellikle … isminin) İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ve ilgili kurumlar ile diğer resmi ve özel kurumlardaki kayıtlardan çıkartılması, kaldırılmasının sağlanması, teslim edilen her türlü destek materyali ile reklam tanıtım materyalinin davacı şirkete iadesinin sağlanması davalı taraflardan istenilmiş ancak davalı taraf söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediği gibi başka bir adreste (Esenyurt mah. Yavuz Caddesi B Blok No:17/A Melikgazi/KAYSERİ) bulunan anaokulunda “…” ismini kullandığı, davalının anaokulunda davacı şirket markasını kullanımına ilişkin olarak imzalanan bir sözleşme bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda taraflar arasında imzalanmış ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafından feshedilmiş 30.03.2019 tarihli … Koleji Franchise Sözleşmesinde yer alan bedellerin lisans bedeli hesaplarında bir kriter olarak dikkate alındığı anlaşılmıştır.
Yine yerinde inceleme ile davacının işyerinde bilirkişilerce yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler neticesinde davacı … DERGİSİ YAYINCILIK SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ’nin başka kişi ve kurumlarla yapmış olduğu franchise anlaşmalarının da lisans bedeli hesaplamalarında dikkate alınmasının uygun olacağı anlaşılmıştır.
Davalının, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin 40.000,-TL olduğu, manevi haklarının ihlal edildiği bu ihlal nedeniyle ihlalin ağırlığı, kapsamı dikkate alınarak taktiren 10.000,-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmıştır.
Neticede, dosya incelendiğinde ve tüm dosya kapsamından;
Davacı adına markalar ile davalının kullandığı markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacının markası kapsamındaki hizmetler ile davalının “…” ibaresini kullandığı hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olduğu, dolayısıyla davacı markası ile davalı kullanımı arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davalının bu kullanımlar için, “işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olduğu” yönünde bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı, davacının markasındaki hizmetlerin ve davalının sunduğu hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olması ve taraf markaları arasındaki benzerlik nedeniyle davacı markası ile davalı kullanımı arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu ve davalının eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olduğu, 40.000,00.-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
Davalıların dershanesinde, yayınlarında, reklam ve ürünlerinde “…” ibaresini kullanmak suretiyle yaptığı tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına,
40.000,00.-TL maddi tazminatın 06.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,
10.000,00.-TL manevi tazminatın 06.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,
Kararın kesinleşmesini müteakip mahkeme karar özetinin masrafı davalılardan alınmak kaydıyla Türkiye çapında yayın yapan üç gazeteden birinde ilanına,
Alınması gereken 3.415,50.-TL peşin harçtan peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile (3.415,50.-54,40.=) kalan 3.361,10.-TL nispi ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat için hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL nispi, kabul edilen maddi tazminat için hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL nispi, kabul edilen diğer istemler için hesap olunan 7.375,00.-TL maktu olmak üzere üç ayrı ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %84 olarak belirlenmesine,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 5.466,50.-TL yargılama giderinin %84’inin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10.03.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

HMK 304 MD.’Sİ GEREĞİ DÜZELTME
Mahkememizin 10.03.2022 günlü duruşmasında tesis edilen kısa kararda “davalılar” şeklinde tefhim edilmesi gerekirken, tapaj hatasıyla “davalı” olarak yazılmıştır. Maddi hata tutanağın imzalanmasından sonra fark edilmiş ve “davalılar” şeklinde HMK 304 maddesi gereğince düzeltilmiştir.10/03/2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 62,20.-TL
Tespit Gideri : 901,60.-TL
Islah Harcı : 667,00.-TL
Bilirkişi Ücreti : 3.250,00.-TL P.P : 585,70.-TL
TOPLAM : 5.466,50.-TL