Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/95 E. 2021/135 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/95
KARAR NO : 2021/135

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … -… …
DAVA : Marka İptali
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin turizm, 2004 yılından buyana otel konaklama hizmetleri, rezervasyon, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri, yiyecek içecek sağlama hizmetleri, otelde düzen düğün organizasyonları hizmetli ile uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 27.11.2017 tarihinde … ibareli markanın 3, 35, 36, 39, 41, 43, 44. Sınıflarda tescili için marka tescil başvurusunda bulunduğunu, …kod numarası verilen başvuruya davalının itiraz ettiğini, davalı itirazının kurum tarafından 43. Sınıfa ilişkin kabul edildiğini, müvekkilinin … ibareli markayı uzun yıllardır kulladığı ve tanınmış bir marka olduğunun kuşkusuz olduğunu, oysa davalı adına kayıtlı … ibareli markanın hiç kullanılmadığını, Almanya’da yaşadığını ve Türkiye’de herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, davalı markasının 18.08.2015 yılında tescil edildiğini ancak hiç kullanmadığını, müvekkilinin ise markasını büyük bir çaba ve emek harcamak suretiyle maruf hale getirdiğini, davalının markasını tescil ettirdiği tarihten itibaren beş yıl içinde kullanmadığını, kullanılmayan markanın sicilde gereksiz yer işgal ettiğini ve iptalinin gerektiğini, sadece tescil tarihinden itibaren beş yıl içerisinde davalının hiç kullanımının olmamasının bile markanın iptali için tek başına yeterli sebep oluşturduğunu, davalının herhangi bir işletmeye sahip olmamasına rağmen çok sayıda markayı keyfi olarak adına tescil ettirmesi eyleminin kötü niyetli tescil kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek davalı adına… sayı ile kayıtlı bulunan … ibareli markanın tescil tarihinden buyana kullanılmadığından iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılımı olmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip dava dilekçesi ve ön inceleme günü davalıya tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, davalı markasının kullanmama nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya incelediğinde kullanmama nedeniyle iptali talep edilen… sayılı … ibareli markanın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) 9. Maddesine göre: “(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. (2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması. (3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.”
Maddeye göre markanın iptal edilebilmesi için;
• Markanın tescil edilmiş olması,
• Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması,
• Ya da beş yıl kesintisiz kullanımına ara verilmesi gerekir.
10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda da, markasal kullanım ile ilgili düzenlemelere, 9. madde ve ilgili diğer maddelerde yer verildiği görülmektedir.
6769 Sayılı Kanun md.9’un gerekçesi incelendiğinde, kanun maddesinin mehazı olarak, 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 15. ve 2015/2436 sayılı AB Marka Direktifinin 16.maddeleri işaret edilmektedir. Yine, 2017/1001 sayılı Avrupa Birliği Markası Tüzüğünün 18.maddesinde de benzer hükümlerin yer aldığı gözlemlenmektedir.
6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinin 1.fıkrasında, markanın, sahibi tarafından, tescil edildiği mal ve hizmetler kapsamında ve ciddi şekilde kullanımından bahsedilmektedir.
Aynı hüküm çerçevesinde değerlendirildiğinde, bu kullanımın, Türkiye’de gerçekleştirilmesinin gerektiği ayrıca belirtilmektedir.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde, 6769 Sayılı Kanun kapsamında markasal bir kullanımdan bahsedebilmek için, markanın tescil edildiği amaç dahilinde, işlevine uygun, yani ticari hayatın içinde, markanın fonksiyonlarının yerine getirilmesi için Türkiye’de bir kullanımın gerçekleşmesi gerekmektedir.
6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinin 2. ve 3.fıkralarında, hangi durumların markasal kullanım olarak addedileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler çerçevesinde,
-Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması;
-Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması;
-Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından
Kullanım olarak kabul edilir.
Yine, bu konu ile doğrudan alakalı olan ve esasen markasal kullanımların ne şekilde yapılabileceğine işaret eden bir diğer hüküm, marka tescilinden doğan hakkın kapsamı ve istisnaları hususunun düzenlendiği 7.maddede yer almaktadır. Bu maddede, ticaret alanında kullanılması koşuluyla, hangi hallerde kullanımların yasaklanabileceği belirtilmiş ve esasen bu kullanımların da markasal kullanım kavramı içerisinde mütalaa edilebileceği öngörülmüştür.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.7/3’e göre, “işaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması”; “işareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi”; “işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi”; “işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”; “işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması”; “işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması”; “işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması” da markasal kullanım kavramı içerisinde değerlendirilebilecektir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, markanın kullanıldığının kabulü için kullanımın ciddi olması da gerekmektedir. “Markayı ciddi bir şekilde kullanma, markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani onun malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukla piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması demektir.” (Tekinalp, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2004, s.424).
Kullanımın ciddi olup olmadığı, objektif kıstaslara göre tayin edilir ve özellikle mal/hizmetin türü, marka kullanımının şekli, kapsamı ve süresi üzerinde durulur. Örneğin pahalı ve gelişmiş teknolojiye sahip bir malın, az sayıda alıcıya hitap edeceği düşünülerek, satışının fazla olmaması, kullanmanın ciddi olmadığını göstermez. Buna karşılık bisküvi, sigara, kalem gibi mallarda cironun ve satış sayısının yüksek olması koşulu aranabilir.
Markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken, markanın ve marka sahibi işletmenin bir takım özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin telaffuzu, akılda kalıcılığı, dikkat çekiciliği, mal ya da hizmeti karakterize edici yanları zayıf olan bir marka için kullanımın oldukça yoğun olması gerekebilir. Bunun yanında marka sahibinin faaliyet alanının genişliği veya darlığı, ürettiği mal veya hizmetlere duyulan gereksinimin derecesi, işletmenin hacmi ve benzeri durumlar, kullanımın biçim ve şartlarına etki edebilir.
Paris Sözleşmesinin 1934 tarihli Londra Metni’nin 5/c, 1. maddesinde “Tescil edilen markanın kullanılması bir ülkede mecburi ise bu tescil ancak makul bir müddetten sonra ve ilgilinin faaliyete geçmemesi sebeplerinin haklı olduğunu ispat edememesi halinde iptal edilebilir” denilmektedir. Bu makul süre, Türk Hukukunda olduğu gibi Sözleşmeye taraf olan diğer ülkelerin kanunlarında da genellikle beş yıl olarak kabul edilmiştir. Tescil ettirilen markanın tescilden sonra hemen kullanılması mecburi değildir. Ancak tescil tarihinden itibaren kural olarak 5 yılın sonunda kullanılması gerekir. Kullanmama kesintisiz olmalıdır.
Tüm dosya kapsamına bakıldığında, davalının yargılama konusu markanın kullanımına dair hiçbir delil sunmadığı, Türkiye’de ikamet etmediği anlaşılmıştır.
Netice itibariyle, davalının 2014/73021 sayılı … ibareli markayı tescil tarihinden bu yana kullanmadığı anlaşıldığından 2014/73021 sayılı … ibareli markanın 6769 sayılı kanunun 9. Maddesi gereğince kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
Davalı adına kayıtlı 18.08.2015 tarihli… sayılı markanın kullanmama nedeniyle iptaline,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 212,40.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07.04.2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 206,20.-TL
P.P : 6,20.-TL
TOPLAM : 212,40.-TL