Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/81 E. 2021/29 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/81 Esas – 2021/29
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/81
KARAR NO : 2021/29

HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : ….
DAVALI :…..
VEKİLİ : …..
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali ile Tescil
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan YİDK Kararının İptali ve Tescil istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı şirket yetkilisi dilekçeleriyle özetle, … sayı ile marka tescil başvurusunda bulunduklarını, marka yayınlarına itiraz geldiğini ancak bu itirazdan haberdar olmadıklarını, sonrasında sayılı YİDK kararı ile başvurularının reddedildiğini, kararın iptal edilerek tescil işlemlerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının başvurusuna ilişkin yayına diğer davalının itiraz ettiğini, bu itirazın reddedildiğini, bu karara yaptığı itirazın ise YİDK kararı ile kabul edilip, davacı başvurusunun iptal edildiğini, başvuruya gelen itirazın kurumun çevrimiçi evrak sisteminden görüntülünebileceğini, davacı markasının 4 harf ve iki heceden oluştuğunu, markada yer alan 4 harften 3’ünün aynı olduğunu, soldan sağa okuma kuralı gereğince ilk seslendirilen hecenin de aynı olduğunu, tek harf farkla “…” ibaresinin de davacı markasında (…) geçtiğini, davacının davalı markasına yakınlaşma çabası içinde olduğunu, davalının … markasının devamı olarak algılanabileceğini, bu markanın akılda bıraktığı imajdan haksız yarar sağlanabileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, “…” ibaresinin tanınmış bir marka olduğunu, bu sebeple aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından reddedilmesi gerektiğini, dava konusu markanın, tescilli markaları ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu, esas unsurlar bakımından aralarında fark bulunmadığını, tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık; davacının marka tescil başvurusunun reddinin hukuka uygun olup olmadığı, reddine yönelik YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İşlem dosyasının tetkikinde, dava konusu başvurunun davalının mesnet markaları sebebi ile SMK m6 uyarınca reddedilmesine dair yapılan itirazın incelendiği, inceleme sonucunda, gerekçe gösterilen markaların benzer oldukları, aynı veya aynı türdeki ya da benzer malları / hizmetleri kapsadıkları, başvurunun tescili halinde, tüketiciler nezdinde sayılan markalar arasında ilişkilendirme / karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, itiraza mesnet markaların piyasadaki bilinirliği de göz önüne alındığında itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Marka ve işaretlerin benzer olup olmadığı;
İki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkate alınmalıdır.
Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir. Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.

Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Dava konusu “…” ibareli marka, beyaz zemin üzerine siyah harfler ile oluşturulmuş bir kelime markasıdır. Herhangi bir figüratif ibare içermeyen markada, bütün olarak “…” kelimesinin ana unsur olduğu,
Davalının mesnet tescillerinin “…” hariç tamamı; “süper soft, sports, parabolic, elit line” gibi ürün cins vasıf veya kullanım alanına dair tanımlayıcı kelimeler ve figüratif unsurlar içermekte olsa da, ana unsurun “…” ibaresi olduğu, mesnet tescillerin, “…” ana ibaresi altında zincir markalar oluşturulduğu görülmektedir.
Kelime markalarındaki benzerlik değerlendirmesinde, kelimenin ilk kısmındaki benzerlik büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan “…” ve “…” ibareleri arasında yakınlaşma bulunduğu,
Görsel benzerlik değerlendirmesinde; davacı ve davalı markalarının bütün olarak ortak bir kelime veya şekil ibaresi içermediği, ancak ana unsurlar “…” ve “…” bakımından çağrışım doğabilecek düzeyde benzerlik bulunduğu,
İşitsel benzerlik değerlendirmesinde, dava konusu “…” ile davalı markalarındaki ana unsur olan “…” ibaresi 4 harf ve iki heceden oluşup, yazıldıkları gibi seslendirilmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere, kelimelerin baş kısımlarındaki ortak “mu” hecesi, aynı sesli harflerin (2 ve 4. Harf) konumlandırılışı, marka bütününde sadece tek harf farkı bulunması sebepleri ile, kulakta bırakılan izlenim bakımından benzerlik mevcuttur.
Kavramsal benzerlik değerlendirmesinde, dava konusu marka “…” şeklinde olup, bilinen herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. Davacının bu markayı “Mustafa Pazarlama” kelimelerinin birleşiminden türettiğini iddia etmesine rağmen, ilgili tüketici kitlesinin, “…” kelimesini belirtilen şekilde anlamlandırması, kişisel yorumlara bağlıdır. Davacıya ait “…” ibaresinin de bilinen bir anlamı bulunmamakta olup, ihtilaflı kelimeler arasında kavramsal açıdan benzerliğin söz konusu olmadığı,
Dava konusu markaları pazarlama iletişimi açısından değerlendirmeyi iki alanda yapmak gerekir.
a- Görsel İletişim: Hedef kitlenin marka ile karşılaştığı mecraya bağlı algılama düzeyi büyükten küçüğe / küçükten büyüğe, parçadan bütüne /bütünden parça doğru akar. Bu akışın hedef kitlede bıraktığı izlenimin hangi düzeyde satışa dönüşeceği ise bir çok parametreye bağlı olsa da buradaki temel etkenlenden biri de karşılaşmışlık/tanınmışlık düzeyidir. Bu bağlamda davalı markalarının davacı markasına karşı bir üstünlüğü olduğu açıktır.
b- Sözel İletişim: Hedef kitlenin dava konusu markalarla karşılaşma durumunda ise davacı ‘…’ ile davalı ‘…’ markalarının fonetik vurgu ve ses kaymalarında benzeşiklik ve benzerlik oluşturacağı,
Somut olay kapsamında, dava konusu marka başvurusu ile davalının tescilli markaları arasında, görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu,
2. Emtiaların Aynı Veya Benzer Olup Olmadığı
Benzer mal veya hizmetler belirlenirken, Nice Anlaşması ile buna dair diğer mevzuat hükümlerinden ve markanın tescil edilmesi istenen işaret ile kapsadığı mal ve hizmet listesinden yararlanılabilir. Ancak, mülga SMK hükümlerinin marka sahiplerini koruyucu fonksiyonu göz önünde bulundurulunca “benzer mal veya hizmet” kavramının geniş bir tarzda yorumlanması ve müşterilerinin gözünde bir mal veya hizmete benzer fonksiyon gören tüm diğer mal veya hizmetlere karşı bu korumanın sağlanması uygun olur . Böylece Nice Anlaşması esas sistem olarak kabul edilmekle beraber, bazı durumlarda farklı alt gruplarda veya sınıflarda yer alan mal veya hizmetlerin de “benzer” olarak değerlendirilebileceği kabul edilmelidir. Birbirine benzer olan mal veya hizmetlerin sırf farklı alt gruplarda veya sınıflarda yer almalarından dolayı “benzer” olarak kabul edilmemesi, “halk tarafından karıştırılma ihtimalinin” göz ardı edilmesi olur. Oysa halkın davranışları, markalar arasında ilişki olduğu ihtimali dâhil karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde, temel şarttır. Bu nedenle halk tarafından karıştırma ihtimalinin varlığı durumunda, mal ve hizmetler farklı sınıflarda yer alsalar dahi, önceki marka hakkı sahibi sonraki marka tescil başvurusuna itiraz edebilmelidir .
Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır. Bu faktörler göz önüne alıanarak değerlendirme yapıldığında; dava konusu markanın malları/hizmetleri ile davalıya ait markaların kapsamlarındaki mallar İhtilaflı marka başvurusu emtia kapsamının tamamı bakımından, davalının tescilli markaları ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Dava Konusu Marka İle Davalı Markaları Arasında Karıştırılma İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı;
Güncel mevzuat gereğince iltibastan söz edilebilmesi için işaret aynılığı / benzerliği ile mal veya hizmet aynılığı / benzerliği bir arada bulunmak zorundadır. Bunun yanı sıra halk (ilgili tüketici kitlesi) tarafından markaların karıştırılma ihtimali ve karıştırılma ihtimalinin markalar arasında ilişki olduğu ihtimalini kapsaması gerekmektedir.
Dava konusu marka ile davalı markaları arasında, yukarıda açıklanan nedenler ile, emtia kapsamları dahilinde, marka işaretleri bakımından görsel ve işitsel benzerliğin mevcudiyeti, ayrıca davalıya ait T/02171 sayı ile, ilgili emtia bakımından Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da kabul edilen “…” ibaresinin bilinirliği hususları dikkate alındığında, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu,
Netice itibariyle, dava konusu marka ile davalı markaları arasında marka işaretlerinin görsel, işitsel, anlamsal benzerlik bulunduğu, dava konusu markanın kapsamındaki mallar ile davalı markalarının kapsamındaki mallar/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, yine dava konusu marka ile davalı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonuçlarına ulaşılmış davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu eksik kalan 4,90.-TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı şirket yetkilisi ile davalı Türk Patent ile şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11.02.2021

Kâtip Hâkim …. ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır