Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/74 E. 2021/179 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/74 Esas – 2021/179
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/74
Karar No : 2021/179

Hakim : …..
Katip : ….

Davacı : …..
Davalılar : …..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 28/02/2020
Karar Tarihi : 28/04/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 05/05/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin 2019/17489 sayısı ile gerçekleştirdiği “…” ibareli marka başvurusuna karşı, davalılardan… firması tarafından “…” markasına dayalı olarak itiraz edildiğini, bu itirazın kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddedildiğini, her ne kadar anılan karara bu defa kendileri itiraz etmişlerse de kurum tarafından itirazların reddine karar verildiğini, “…” markası ile redde gerekçe marka arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markalarında herhangi bir şekil unsuru yer almadığını, davalı markalarında ise hakim unsurun ambalaj olduğunu, diğer davalı … firmasına ait markanın ise “…” ibaresinden oluştuğunu, müvekkili markasının ilk hecesinde “…” sesinin yer aldığını, ayrıca “…” ve “…” kelimelerini arasında … görsel ve işitsel farklılık bulunduğunu, müvekkilinin “…” markası altında İtalyan mutfağı hizmeti sunduğunu, … firmasının ise çikolata, bisküvi, kek gibi malların satışını gerçekleştirdiğini, markaların 30. Sınıfta kesişmelerinin yeterli olmadığını, aynı şekilde “…” markasının … geçici konaklama hizmeti sunduğunu, yine müvekkili ile aynı sınıfı kapsıyor olmasının yeterli olmadığını, taraf markalarının hitap ettikleri tüketici kitlelerinin farklı olduklarını ifade ederek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… A.Ş. vekili cevaplarında özetle; müvekkilinin “…” ve “… …” markaları ile dava konusu markanın ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, “…” ibaresinin müvekkili markalarının hem çatı unsuru hem de müvekkili ticaret unvanı olduğunu, bu nedenle karşılaştırmanın “…” ve “…” ibareleri üzerinden yapılması gerektiğini, bu kapsamda taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, markalar arasında tek bir harf farkın bulunduğunu, davacı markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin dilimizde bir algı yaratmadığını, yine markalar kapsamındaki emtiaların aynı olduğunu, müvekkilinin 30. Sınıftaki emtialar bakımından itirazlarının bulunduğunu, bu nedenle davacının faaliyet alanının farklı olmasına rağmen 30. Sınıfta tescil almasının bir zorunluluğu bulunmadığını¸ ortalama tüketicilerin taraf markalarını karıştıracaklarını, müvekkilinin “…” markalarının tanınmış hale geldiğini, gerek ülkemizde gerekse de pek çok ülkede tescilli olduğunu, müvekkili markalarının yaratılmış olduğunu, belli bir anlamı bulunmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevaplarında özetle; müvekkili markaları ile davacı markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, dava konusu markada ayırt edici unsurun “…” kelimesi olduğu, müvekkili markasının ise “…” kelimesinden oluştuğunu, sadece tek bir harf farkı bulunmasının markayı kendine özgü bir hale getirmediğini, bu nedenle verilen kurum kararının yerinde olduğunu, markaların aynı alanda kullanılmadığı iddiasının yerinde olmadığını, markaların 41 ve 43. Sınıf hizmetlerde tescilli olduğunu, müvekkili otelin bünyesinde faaliyet gösteren İtalyan Restoranı mevcut olduğunu, tarafların aynı alanda faaliyet göstermediği iddiasının bu nedenle gerçek dışı olduğunu, 30 ve 43. Sınıflar farklı gibi görünse de birbiri ile benzer mal ve hizmet sınıfları olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, sektördeki bilinilirliğini arttırmak için çok emek ve çaba harcadığını, yine www.lujohotel.com alan adının … sahibi olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının gücünden yararlanmak istediğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının 2019/17489 sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu 2019/17489 sayılı “…” ibareli marka için davacı tarafından 21/02/2019 tarihinde 30, 41 ve 43.sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davalıların birtakım markalarına dayanarak ayrı ayrı itirazda bulundukları, itirazın kabulüne karar verildiği, kabul kararına karşı davacının itirazda bulunduğu, …. sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu başvuru kapsamında reddine karar verilen 41 ve 43. Sınıf hizmetler, davalı … firmasına ait önceki tarihli markalar kapsamında aynı sınıflarda yer alan hizmetler ile aynı, aynı tür; yine 30 ve 43. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler ise davalı… firmasına ait önceki tarihli markalar kapsamında aynı sınıflarda yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür hizmetler olduğu;
30 ve 43. Sınıf mal ve hizmet sınıfları açısından ve bu sınıflar arasında … yine taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu, her ne kadar markaların korunmasında hususiyetle sınıflandırma sistemine göre bir değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilen görüş ise de Türkiye’nin de taraf olduğu Nice Anlaşması’nda birlik ülkeleri tarafından sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edilmesi zorunluluğu getirilmediği, bu nedenle gerek ülkemizde gerekse de yurtdışında görülen pek çok uyuşmazlıkta Nice sınıflandırması kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin bağlayıcı olmadığı açıkça kabul edilmiş olup benzerlik ihtimalinin mal ve hizmetler arasındaki ilişki gözetilerek ele alınması gerektiği kabul edildiği;
Zira günümüzde 43. Sınıftaki ““yiyecek ve içecek sağlanması” hizmeti kapsamında faaliyet gösteren işletmeler, kendi bünyelerinde kendi markalarını taşıyan ya … taşımayan pek çok ürünün de satışını gerçekleştirebildiği, özellikle fırıncılık mamulleri, kahve-kakao veya çikolata esaslı sıcak / soğuk içecekler, et, tavuk ve balık ürünleri, çikolata – şekerleme ürünleri gibi gıda ürünlerinin satışını yapan işletmelerinde aynı zamanda bu ürünlere dair yiyecek ve içecek sağlama hizmeti de veriyor oluşu günümüzde sıklıkla rastlanan bir ticari faaliyet olarak karşımıza çıktığı;
Başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler, ret gerekçesi davalılar markaları kapsamındaki mal ve hizmetler ile benzerlik gösterdiği;
Marka kapsamında benzerliği tespit olunan 30. Sınıftaki gıda ürünlerinin ilgili tüketicilerinin de hemen her yaş, eğitim, meslek, gelir grubundan tüketiciler olabilecekleri, karıştırılma ihtimalinin ortalama dikkat ve özen seviyesinde sahip tüketiciler nezdinde ele alınması gerektiği, keza yine 43. Sınıftaki hizmetlerin de genel anlamdaki alıcıları/tüketicilerinin benzer bir kitle olabileceği, bununla birilkte “gündüz bakım (kreş) hizmetleri” açısından tüketicinin dikkat ve özen düzeyinin nispeten yükselebileceği, zira küçük çocuk/bebeklere yönelik olarak verilen bu hizmetin yararlanıcılarının ebeveynler olacakları ve ebeveynlerin de kendi çocuklarını, gün içerisinde, birkaç saatliğine teslim edecekleri işletmeler ile ilgili pek çok detayı dikkatlice araştırdığı düşünüldüğünde, işletmenin ticari adı açısından … dikkat düzeyinin nispeten yükselebileceği, 41. sınıf hizmetler ise doğrudan nitelikli tüketici grubuna hitap ettiği kabul edilen hizmetler olduğu, 41. sınıf hizmetler; eğitim – öğretim hizmetleri, yayıncılık hizmetleri, seminer, kongre vb organizasyonların hazırlanması hizmetleri, tercüme hizmetleri, film – televizyon yapım hizmetleri, fotoğrafçılık hizmetleri gibi nitelikli/profesyonel meslek grupları ve hizmet sektörlerine ilişkin olan hizmetler olduğu, bu itibarla 41. sınıf hizmetlerin ilgili tüketici kitlelerinin dikkat ve bilinç düzeyinin de yüksek olacağından bahsedilebileceği, örneğin “eğitim ve öğretim hizmetlerinin” ilgili tüketici kitlesi incelendiğinde, tüketicinin ortalamanın daha üstü bir düzeyde dikkat ve özen seviyesine sahip tüketiciler olarak yorumlanabileceği, zira bu hizmet grubu anaokulundan üniversite öğretimine kadar olan eğitim süreci ve hatta farklı eğitim alanlarını … kapsamakta olup tüketicinin bu hizmetlerden yararlanırken okullara/işletmelere olan kayıtlarında, özellikle çocukları için bu hizmetten yararlanmak isterlerken sarf edeceği dikkat ve özen üst düzey olacağı, dolayısıyla bu hizmetten yararlanacak olan tüketici bu alanda çok araştıran algı düzeyi daha yüksek bir kitle olup, her koşulda aldanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle iltibas değerlendirmesinin makul düzeyde bilgili, dikkatli ve özenli nitelikteki bu kitle gözetilerek yapılması gerektiği, ancak bu nitelikteki tüketicinin hiçbir koşulda işaretler arasında yanılgıya düşmeyeceği yorumunda bulunulması mümkün olmadığı gibi önceki ve sonraki markalar arasında bağlantı kurma, aralarındaki idari ilişkiyi sorgulama ve buna bağlı olarak markaları birbirleri ile eşleştirme ihtimallerinin daha yüksek dahi olabileceği;
Dava konusu marka stilize yazılmış bir kelime grubu markası olduğu, ön seste somut bir anlam ifade etmeyen “…” hecesine yer verildiği, devamında ise yine ülkemiz tüketicisi açısından bilinen bir anlamı bulunmayan “…” kelimesine yer verildiği, bu haliyle markanın bir bütün olarak ele alındığı bir durumda “…” ibaresinin vurguyu daha çok yüklendiği, zira anılan ibarenin bir kelime algısı yarattığı, “…” sesinin ise yalnızca bir ön ses olarak algılanacağı, tüketicinin markayı bütün olarak yabancı bir kelime markası şeklinde algılayacağı;
Davalı… firmasına ait bilirkişi raporunda … tabloda örneklerine yer verilen markalara bakıldığında ise davalı markalarının tamamında “…” kelimesinin esas unsur olarak kullanıldığı, anılan kelimenin bilinen bir anlamının bulunmadığı;
Dava konusu markada yer alan “…” ibaresi ile davalı… firmasına “…” markası arasında yalnızca tekrarlayan “…” harfi bakımından bir farklılık mevcut olmakla birlikte bu durumun anılan ibarelerin birbirlerinden görsel ve işitsel açıdan uzaklaşmaları için yeterli olmadığı, kavramsal açıdan zaten işaretlerin karşılaştırılabilir olmadıkları, ancak tüketicinin birbiri ile aynı harflerden oluşan bu ibareleri kavram olarak aynı kökenden algılayabilecekleri, “…” ibaresinin yaratılmış, özgün ve ayırt ediciliği yüksek bir işaret oluşu karşısında, anılan ibare ile yüksek düzeyde benzerlik taşıyan “…” ibaresinin dava konusu markada “…” ön sesi ile birlikte kullanımı … taraf markaları arasındaki benzerliği ortadan kaldırmadığı, zira her ne kadar dava konusu markanın başlangıç sesi farklı ise de “…” ibaresinin kullanım biçimi itibariyle başvuru içerisinde bağımsız ayırt edici karakterini ve bütünlüğünü korumakta olduğu, başka bir ifadeyle karşılaştırmada göz ardı edilmemesi gereken husus, dava konusu markanın, davalıya ait gerekçe markayı … kapsayacak şekilde başvuru konusu edilmiş olduğu;
Dava konusu markada, davalı yanın ret gerekçesi markası bir bütün olarak, başvuru konsu marka içerisinde de konumlandırılmış olduğundan taraf markaları arasında ilgili tüketici kitlesi nezdinde karıştırılma ihtimalinin mevcut olabileceği, zira her iki markanın … 30 ve 43. Sınıf mal ve hizmet gruplarını kapsamakta oldukları;
Dava konusu marka ile … firmasına ait … markaları karşılaştırıldıklarında taraf markaları arasında bir kez daha ilgili tüketici kitleleri nezdinde bir inceleme yapılması gerektiği;
Dava konusu … markasında her ne kadar “…” ibaresi marka içerisinde bağımsız bir şekilde yazılmış ise de neticesinde başvuru bir bütün olarak “…” şeklinde olduğu;
Davalı yanın itiraza dayanak markaları olan “…” markası, dört harf ve iki heceden oluşmakta olup “…” harflerinden meydana geldiği, başvuruda yer alan “…” ibaresi “…” ön sesinden bağımsız ele alındığında yine dört harf ve iki heceden oluşmakta olup “…” harflerinden meydana geldiği;
Her iki markayı … oluştan ibarelerin, ilgili tüketici nezdinde kavramsal bir karşılıkları bulunmadığı, bununla birlikte markaların başlangıç sesleri ile son harfleri ise ortak olduğu, ancak her iki marka … yalnızca dört harften oluşan kısa harf markaları olduğu;
Taraf markaları karşılaştırıldıklarında markaların baskın unsurlarında ”…” harflerinin yarattığı gerek görsel gerekse de işitsel farklılığın, dört harften oluşlan kelimelerin birbirlerinden uzaklaşmaları açısından yeterli olduğu, zira “j” harfinin kullanımı bulunan kelimelerde fonetik açıdan ciddi farklılaşma sağlamayı başardığı, kaldı ki dava konusu markanın tek başına “…” kelimesinden oluşmadığı “…” şeklinde olduğu, her ne kadar “…” sesinin bütüne olan etkisi zayıf ise de karşılaştırılan taraf markalarının birbirlerinden uzaklaşmaları bakımından ek bir katkıyı … yine sağladığı, kaldı ki işbu davalıya ait markaların 41 ve 43. Sınıf hizmet gruplarını kapsadığı, 41. Sınıf hizmetlerin ilgili tüketici kitlelerinin niteliğinin daha yüksek olduğu yönündeki değerlendirmeye istinaden, taraf markaları arasındaki farklılıkların zaten yeterli olduğu, bununla birlikte 43. Sınıf hizmetler bakımından … yine markaların bütünsel algıları itibariyle birbirleri ile ilişkilendirilebilir nitelikte bir benzerlik taşımadıkları, 3-4 harfli markalarda, ortak harf unsurlarının yer almasının işaretlerin benzer görülmeleri için yeterli olmadığı;
Dava konusu marka başvurusunun, davalılardan… firmasına ait “…” markaları ile taraf markaları kapsamında ortak olarak yer alan ve benzerlik gösteren 30. Ve 43. Sınıf mal ve hizmetlerin tamamı bakımından ilgili tüketici kitlesi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek düzeyde benzerlik taşıdığı, markaların ortak olarak “…-…” kelimelerini taşımalarından kaynaklı olarak, dava konusu markanın …, davalı yana ait olan ve seri marka ailesi bulunduğu görülen “…” markalarının yeni bir versiyonu, yeni bir ürünü için yapılan isimlendirmesi algısını doğurabileceği; bununla birlikte davalılardan … firmasına ait “…” markaları ile dava konusu marka başvurusu arasında, yarattıkları bütünsel algılar itibariyle, ilgili tüketici kitleleri nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin bulunmadığı, tüketicinin söz konusu markalar ile karşı karşıya kaldığında iki ayrı marka karşısında olduğunu derhal algılayabileceği, markalar arasında iktisadi – idari anlamda bir benzerlik kurmayacağı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu 2019/17489 sayılı marka başvurusu ile davalılardan … firmasına ait önceki tarihli “…” esas unsurlu markalar arasında 41 ve 43. Sınıf hizmetler bakımından emtia benzerliği bulunmakla birlikte markaların bütünsel anlamda ilgili tüketici kitlelerinde yarattıkları algının, tüketicinin taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali yaşamasına neden olacak nitelikte olmadığı, dava konusu 2019/17489 sayılı marka başvurusu ile davalılardan… firmasına ait önceki tarihli “…” esas unsurlu markaların, 30 ve 43. Sınıf mal ve hizmetler bakımından aralarında emtia benzerliği bulunduğu, yine taraf markalarını oluşturan işaretlerin bir bütün olarak tüketici nezdinde yanılgı doğurabilecek, markaların birbirlerinin devamı – serisi niteliğinde algılanmasına yol açabilecek bir benzerlik taşıdıkları, bu benzerliğin taraf markaları arasında 30 ve 43. Sınıf mal ve hizmetlerin tamamı bakımından karıştırılma ihtimaline neden olabileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı… Çikolata tarafından yapılan itiraz yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Davanın davalı… çikolata tarafından yapılan itiraz yönünden reddine,
2-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kurum ve davalı… Çikolata kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılar… Çikolata ve davalı kuruma verilmesine,
5-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdı