Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/46 E. 2021/4 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/46 Esas – 2021/4
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/46
Karar No : 2021/4

Hakim : …..
Katip :…..

Davacı : …..
…..
Davalılar : …..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 11/02/2020
Karar Tarihi : 06/01/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 07/01/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; dava konusu … sayılı markanın, 35. sınıfta düzenlenen emtialar için tescil edilmek istendiğini, itiraza dayanak müvekkili şirkete ait … markalarının da 35. sınıfta tescilli olduğunu, müvekkili şirkete ait … markasının “mağazacılık hizmetleri” bakımından tanınmış marka olduğunu, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetlerin müvekkili şirketin itiraza/davaya dayanak gösterilen markaları kapsamında koruma altında olduğunu, taraf markalarının “aynı” ve “aynı tür” mal ve hizmetleri kapsadığını, davalı markasının emtia listesinin tümünün müvekkili şirket markaları kapsamında koruma altında bulunduğundan, işaretlerin de benzer olması dolayısıyla taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin kaçınılmaz olduğunu, müvekkili şirket kurulduğu tarihten bu yana … markası için büyük yatırımlar, tanıtım ve reklam faaliyetleri yaptığını ve bu faaliyetler neticesinde, markaya yüksek kalite ve güvence sembolü olan meşhur ve maruf bir marka haline getirdiğini, müvekkili şirketin “…” markasının tanıtımı için harcadığı reklam giderleri, yaptığı tanıtım kampanyaları, markanın daha kaliteli hale getirilmesi için yürütülen araştırma-geliştirme faaliyetlerinin … markasının ticaret hayatında büyük bir tanınmışlık elde etmesini sağladığını, bu tanınmışlığın ülke geneline yayılan güçlü bir tanınmışlık olduğunu, ülke genelinde açılan 7438 adet mağaza dahi bu tanınmışlığın ne derece yaygın ve güçlü olduğunu gösterdiğini, bu tanıtım faaliyetleri ve açılan mağazalar sayesinde müvekkilin “…” markası sadece o markayı taşıyan mallar ya da hizmetlerin ilgili çevresi bakımından değil bu çevre dışında o hizmet ve malla ilgisi olmayan kişilerce de tanınmış olduğunu, müvekkili şirketin markaya ilişkin farklı promosyon çalışmalarını her yıl uyguladığını, kurulduğu tarihten itibaren marka bilinirliğini arttırmak üzere çok yüksek meblağlar ödenerek; TV reklamı ve gazete ve dergi ilan ve reklamları, internet ilan ve reklamları ve sair tanıtım harcamaları yapıldığını, … markasına ilişkin basında çıkan birçok haber bulunduğunu, müvekkili şirkete ait … markasının TÜRKPATENT tarafından özel/01577 kod numarası ile de tanınmış marka olarak tescil edildiğini, … markasının müvekkili şirket tarafından yaratılmış ve yüksek bir ekonomik değer kazandırıldığını, markaların tanınmışlık düzeyi arttıkça bu markalara tanınan korumanın kapsamının da genişlemesi gerektiğini, ancak YİDK kararında tanınmış marka kavramının ruhuna aykırı olarak, başvuru kapsamında spesifik nitelikli ve muterizin temel faaliyet alanına girmeyen ürünlerin yer almasının red kararına gerekçe gösterildiğini, tanınmış markanın birden çok farklı markada kullanılmasının tanınmış markanın gücünün azalmasına ve etkileme alanının azalmasına sebebiyet vereceğini, tanınmış markanın tüketicinin gözünde malın veya hizmetin kaynağını belirtiğini, tanınmış markanın farklı mallarda kullanılması halinde, tüketicinin bildiği ve güvendiği markayı üreten-hizmeti sunan firmanın farklı alanlarda da üretim veya pazarlama yaptığını düşüneceğini, müvekkilinin tanınmış olan ve her sınıf bakımından koruma sağlanan … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan limak bims markasının farklı sınıflarda dahi tesciline olanak verilmez iken, müvekkilimiz markaları ile birebir aynı sınıfta tescilinin düşünülmesi imkansız olduğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 13/12/2019 tarih ve … sayılı kararının iptaline, … sayılı “… …” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; davaya konu edilen marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markalarda kullanılan renk ve yazı karakteri itibariyle markaların farklılık arz ettiğini, davacı markalarında genel olarak renkli bir yazım tercih edilmişken davalı markasının standart karakter ve siyah renkle beyaz zemin üzerine konumlandırıldığını, davacı markalarında esas olarak “…” ibaresi hakimken davalı markası “…-bi …” ibaresinden oluştuğunu ve bir bütün olarak algılanıp telaffuz edildiğini, algının “…” ibaresi üzerinde değil bütün olarak tüm ibare üzerinde yoğunlaştığını, dava konusu marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, dolayısıyla dava konusu olayda tanınmış markadan kaynaklı bir tescil engelinin bulunmadığının açık olduğunu, bu sebeple davacı iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetten bahsedebilmek için pekçok koşulun bir araya gelmesinin gerekli olduğunu, bu hususlar ispatlanmadan yapılacak her türlü kötü niyet iddiasının redde mahkum olduğunu ifade ederek, davanın süresi içinde açılıp açılmadığının tespiti ile süre aşımı halinde usulden reddine, esasa ilişkin olarak ise davacı tarafın tüm talepleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, dosyada mevcut bir cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “… …” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “… …” ibareli marka için davalı tarafından 12/12/2018 tarihinde 25,35.sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının “……” ibareli bir takım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 13/12/2019 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı taraf markaları ile davalı markası sınıf 35’te bulunan hizmetler bakımından çakıştığı, davalı tarafa ait hizmetlerin davacı tarafa ait markaların emtia listesinde birebir yer aldığı, dolayısıyla taraf markalarının aynı veya benzer hizmetleri kapsadığı, somut olayda, çekişmeli olan sınıf açısından yapılan değerlendirmede söz konusu hizmetler açısından bu hizmetlerin alıcılarının, genel olarak ortalama tüketiciler olduğu;
Davalının davaya mesnet olan markası … …, beyaz zemin üzerine siyah standart düz büyük harf karakteri ile arasında boşluk bırakılarak yazılan … ve … ibarelerinden oluştuğu, iki kelimeden oluşan davalı markası bir bütün olarak algılandığı ve markanın esaslı unsurunu bir bütün olarak … … ibaresi oluştuğu;
Davacı tarafa ait markanın kırmızı dikdörtgen zemin üzerine stilize büyük harf karakteri ile beyaz renkte … ibaresinin yazılmasından oluştuğu, kombinasyon markası şeklinde oluşturulan davacı markasının esaslı unsuru … ibaresi oluşturduğu, davacı taraf aynı kompozisyon markasına “ekstra, bilgi işlem, actuel” ibareleri ekleyerek seri markalar oluşturmuş, gerek eklenilen ibarelerin ayırt ediciliğinin düşük ibareler olması, gerekse marka kompozisyonunda oldukça küçük punto ile görsel algıda dikkat çekmeyecek şekilde yerleştirilmesinden dolayı markanın esaslı unsurunu … ibaresi oluşturduğu, davacı tarafın standart düz yazı karakteri ile yazılan iki kelimeden oluşan seri markalarının bulunduğu, … ibaresine “Yazılım, Digital, Medya, Bilişim, Bilgisayar, Teknoloji, Aktüel” ibareleri eklenerek oluşturulan bileşik markalarda eklenen ibarelerin ayırt ediciliği düşük, tanımlayıcı ibareler olmasından dolayı markaların esaslı unsurunu … ibaresi oluşturduğu, davacı taraf … esaslı unsuruna S harfi ekleyerek marka versiyonu da oluşturulduğu, davacı tarafa ait … S, …’s ve Bi şeklinde oluşturulan ibarelerin davalı taraf markası ile bir bütün olarak oldukça farklı olduğu ve taraf markaların ayırt ediciliğinin oldukça yüksek olduğu, davacı tarafa ait … Bileşik Mağazalar A.Ş. şeklinde ticaret unvanı oluşturulan markasının da davalı taraf markası ile farklı olduğu ve ayırt edilebildiği;
Davacı tarafa ait markaların esaslı unsurunu … ibaresinin oluşturduğu, davalı tarafa ait markanın iki kelimeden oluşan bileşik kelime markası olduğu ve … … şeklinde oluşan davalı markasının bir bütün olarak algılandığı, … ibaresine eklenen bi ibaresi ile kelimenin farklılaştığı ve … ibaresinden farklı bir ibare haline geldiği, eklenen … ibaresinin farklılığı artırdığı, netice itibariyle taraf markaları arasında görsel olarak benzerlik bulunmadığı;
Taraf markalarının yazıldığı gibi okunacağı, davacı tarafa ait markanın “…” şeklinde okunacağı, bileşik marka şeklinde oluşturulan markalarda “…” sesinden sonra okunan sesin kulakta kalacağı ancak vurgunun markanın esaslı unsurunda olacağı, davalı tarafa ait markanın yazıldığı şekilde “…-bi-e-ge” şeklinde okunacağı, … ibaresinden sonra kulakta “bi” ibaresinin kalacağı, kulağa son gelen sesin “…” sesi olacağı, davalı taraf markasında … ibaresinden sonra eklenen ek hece ve ilave kelime unsurundan dolayı taraf markalarının “…” sesi ile başlayan işitsel benzerliğin dağılacağı ve taraf markaları arasında işitsel benzerlik oluşmayacağı;
Davacı tarafa ait … ibaresinin davacı ticaret unvanın kısaltmasından oluşan hiçbir sözlük manası olmayan ayırt ediciliği yüksek fantezi bir ibare olduğu, davalı tarafa ait markada bulunan … ibaresinin İtalyanca bir ibare olduğu ve “çocuklar” manasına geldiği, … ibaresinin Türkiye’de coğrafi bir bölge adı olduğu, ayrıca … ibaresinin www.tdk.sozluk adresinde “1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse, veli. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip ” manalarına geldiği, taraf markalarının aynı ya da benzer kavramları çağrıştırmadığı ve taraf markalarının kavramsal olarak benzer olmadığı;
Maruf yer adlarıyla birlikte ürün, hizmet veya sektör bildiren veya şirketin unvanını gösteren ibarelerin kullanılması durumunda, ilgili coğrafi yer adının tescili talep edilen mal/hizmetlerle ilişkisi, bu ürünler için cins, nitelik, kalite veya coğrafi kaynak bildirme fonksiyonuna sahip olup olmadığı, başvurunun bir bütün olarak ortalama tüketiciler tarafından ticari kaynak belirtir biçimde algılanıp algılanmayacağı gibi hususlara özellikle dikkat edilerek somut olayın koşullarına göre değerlendirme yapılması gerektiği;
Somut olayda, … ibaresinin manalarından birinin coğrafi yer adı olmasına karşın birlikte kullanıldığı … ibaresi ile birlikte, dava konusu malların vasfını, cinsini, kalitesini veya coğrafi kaynağını bildirir nitelikte olmadığı, … … ibaresini gören veya duyan tüketicinin doğrudan dava konusu ürünler ile o yöreyi ilişkilendirmeyeceği, dolayısıyla dava konusu ibare ile çekişmeli mallar arasında doğrudan ve somut bir ilişki kurulamayacağı için, … ibaresinin ayırt edici bir niteliğe sahip olduğu, üstelik … ibaresinin de ayırt edici yeni bir ibare oluşturduğu, bir bütün olarak davacı markasından kolaylıkla ayırt edilebildiği;
Dava konusu markaların kapsamlarında aynı/benzer mal veya hizmetler bulunsa da iltibas tehlikesinden söz edebilmek için yalnızca aynı ya da benzer mal/hizmet olması yeterli olmadığı, marka işaretleri bakımından da aynılık ya da benzerlik şartının gerçekleşmesi ve bu aynılık ya da benzerliğin halk nezdinde markalar arasında karışıklık doğurma ihtimalinin bulunacağının tespiti gerektiği, dava konusu marka ile davacı markalarının bütünsel anlamda yapılan karşılaştırmada, taraf markalarının; birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları, “… …” ibaresi ile karşı karşıya kalan tüketicinin bu ibareyi davacının markası olarak algılama yoluna gitmeyeceği, taraf markaları arasında bütünsel olarak benzerlik bulunmadığı, dava konusu yapılan davalı şirket markası ile davacının marka işlem dosyası kapsamında ve işbu davaya dayanak yaptığı markalarının genel izlenim yönünden benzer olmadığı, aralarında ilişkilendirme ve karıştırma olasılığının olmayacağı, sonuç olarak taraf markaları arasında SMK m. 6/1 anlamında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı;
Dava konusu olayda davacıya ait “…” markasının TÜRKPATENT nezdinde T/01577 sayı ile tanınmış marka olarak kayıtlı olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulan bir klasör içinde 2008-2015 yılarına ait gazete haberleri, farklı yıllara ait reklam giderlerini gösteren faturalar olduğu, “…” markasının özellikle ulusal televizyon ve gazetelerde yapılan reklamlar sayesinde tüketicilerin büyük bir kesimince bilinen bir marka olması ve bu markaları taşıyan ürünlerin Türkiye genelinde satıldığının bilinmesi birlikte değerlendirildiğinde davacı markasının tanınmış olduğu;
Ancak, her marka için SMK 6(5) maddesinde belirtilen risklerin mutlaka oluşacağı kanaatine doğrudan varılamayacağı, dosya içinde (marka işlem dosyası dâhil) tanınmışlık ve tanınmışlıktan haksız yarar sağlanması veya tanınmışlığa zarar verilmesi risklerinin oluşacağına ilişkin iddiaları ispat edecek nitelikte bir delil sunulmadığı, tanınmışlık düzeyinden kaynaklı bir tescil engelinden söz edilebilmesi için karşılaştırma konusu markalar arasında bir şekilde ilişki kurulması gerekmektedir ki; belirtilen imaj transferi ortaya çıkabilsin. Markaların ilişkilendirilmesi söz konusu olmadığından somut uyuşmazlık açısından tanınmışlıktan kaynaklı bir tescil engelinden de söz edilemeyeceği, bu nedenle, SMK m. 6/5’den kaynaklı bir tescil engelinin somut uyuşmazlık kapsamında oluşmayacağı;
6769 sayılı SMK’nin 6/6 maddesindeki koşulların varlığı halinde, aynı veya benzer sınıflarda markasal bir kullanım olup olmadığına bakılmaksızın, fikri veya sınai hak sahiplerinin kendilerinden izinsiz olarak başkaları tarafından yapılan marka başvurusuna itiraz etme ya da dava açma hakları mevcuttur. Ancak, şirketlerin ticaret unvanları Ticaret Siciline kaydedilirken, faaliyet (iştigal) alanına her türlü mal ve hizmeti yazabildikleri ve ticaret unvanını bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülüklerinin bulunmadığı dikkate alındığında, ticaret unvanının fiilen (markasal olarak) kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulü gerektiği;
Somut olayda davacı taraf ticaret unvanın … BİLEŞİK MAĞAZALAR A.Ş. Olduğu, davacı tarafın dayanak yaptığı markalarında da esas unsurun … olduğu, davalı tarafın … … ibareli marka başvurusunun davacının ticaret unvanıyla da benzerlik taşımadığı, bu durum karşısında davacının ticaret unvanı nedeniyle dava konusu markanın tescil engeli bulunmadığı, başka bir ifadeyle SMK m. 6/6’dan kaynaklanan bir tescil engelinden söz edilemeyeceği;
Kötüniyet iddiasının kanaat oluşturmaya yeterli olacak bilgi ve belgelerin gerek marka işlem dosyasında gerek dava dosyasında mevcut olmadığından kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu … sayılı “… …” ibareli marka tescil başvurusu ile davacının dayanak yaptığı markaları arasında SMK m. 6/1 anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, somut uyuşmazlık açısından SMK m. 6/5’in uygulanma imkânı bulunmadığı, somut uyuşmazlık açısından SMK m. 6/6’in uygulanma imkânı bulunmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 13/12/2019 tarih ve … sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum ve davalı şahıs kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06/01/2021

Kâtip Hâkim
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır