Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/396 E. 2021/323 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/396
KARAR NO : 2021/323

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … ….
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin 1840 yılında kurulduğunu, 180 yıllık tarihleri ile Türkiye’nin en tanınmış kurumlarının başında olduğunu, ticari ve kurumsal olarak Türkiye’de ve dünya çapında tanınan ve bilinen marka olduğunu, …markasının Türk Patent nezdinde tescilli olduğunu, …ibaresinin aynı zamanda …tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkiline ait …ibaresinin davalı tarafça sendika adı olarak kullanıldığını, bu nedenle müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, taraf ibarelerin halk tarafından karıştırmaya ya da davalı sendika ile müvekkil arasında bir bağ olduğunun düşünme risklerinin olacağını, müvekkili ile davalının ilişkisinin olacağının düşünüleceğini, …markasının 200 yıla yaklaşmış bir markanın halk tarafından bıraktığı izlenimi çağrıştıran bir ibareyi kullanması ile iltibas suretiyle tecavüz oluşturacağını, davalının …markasını hukuka aykırı bir şekilde kullandığını, davalı tarafından kullanılan sendika adının müvekkilinin tanınmışlık düzeyinden haksız bir yarar sonucunu doğuracağını, haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğini, davalının müvekkilinin gözetim ve denetiminde olduğu yönünde yanlış algılamaya sebep verme durumunun oluşacağını, davalı tarafın … ibaresini kullanmadığına ilişkin iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı sendika adının “…” olduğunu, … olmadığını iddia etmiş ise de dilekçesinde yer verdiği logosuna bakıldığında da açıkça “…” ibarelerini kullandığını, logosunda “…” ibaresini kullanmakta olan sendikanın ismindeki …ibaresinin neyin kısaltması olduğunun herhangi bir önemi bulunmadığını, davalı tarafın logosunda kullanmakta olduğu … ibaresinin müvekkilinin ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte olduğunu, meslek ve işyeri esasına göre sendika kurulamayacağı yasa ile sabit olduğunu belirterek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve men’ine …markasının davalıya ait sendika adından, tabelalardan, davalı bünyesindeki tüm tanıtım ve reklam ürünlerinden, her türlü yazılı ve görsel belgelerden ve meteryallerden (broşür, katalog, ilan) internet ortamı ve tüm sosyal medya hesaplarından ve logoların yer aldığı her türlü içeriğin kaldırılmasına ve toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı sendika vekili dilekçeleriyle özetle; sendika üyelerinin tamamının müvekkil …A.Ş. nezdinde çalışan alt işverenlere bağlı çalışan işçiler olduğunu, sendikanın ticari faaliyette bulunmadığını bu nedenle marka hakkını ihlal etmediğini, müvekkilinin …A.Ş.’nin marka hakkının sağladığı hukuki korumadan faydalanmaktan ziyade sendikal faaliyetlerini engellemek olduğunu, sendikanın ticari faaliyette bulunmadığı gibi logosunda farklı renklere yer verdiği gerekçesi ile iltibasa sebep olmadığını, marka korumasının tescil edildiği mal veya hizmet sınıfı ile sınırlı olduğundan bahisle davalı sendikanın mal veya hizmet üretmediği gerekçesi ile iltibas ve iktibas iddiasını kabul etmediğini, müvekkil sendika herhangi bir ticari kazanç elde etmediğini, herhangi bir mal ve hizmet üretmediğini, sendika üyelerinin dayanışması ve aidatları ile ayakta durduğunu, tek amacının Posta, Telefon ve Telekomünikasyon alanında çalışan işçilerin haklarını savunmak olduğunu, Posta, Telefon ve Telekomünikasyon alanında çalışan işçilerin bu alanda çalıştıklarını belirtmek için kullandıklarını, hiçbir vatandaşın müvekkili sendikayı …şubesi sanıp mektup veya kargo yollamak için ziyaret etmeyi düşünmeyeceğini, …markasının görünüş özellikleri değerlendirildiğinde kullanılan renklerin, fontun ve karakter şekillerinin müvekkili sendikanın logosuna benzemediğini ifade ederek açılan davanın reddini karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz edilip edilmediği, davalı itirazları değerlendirildiğinde davacının men ve diğer taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı tarafın sendika olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu uyarınca kurulmuş olduğu, Kanun kapsamında sendikaların, işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar şeklinde tanımlandığı, Kanunun amacının işçi ve işveren sendikaları ile konfederasyonların kuruluşu, yönetimi, işleyişi, denetlenmesi, çalışma ve örgütlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirlemek üzere toplu iş sözleşmesi yapmalarına, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerine, grev ve lokavta başvurmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tespit edildiği, sendikalarının kuruluşlarının usulü şartlara bağlandığı, bu şartların (m.7 uyarınca);
(1)Kuruluşlar, kurucularının kuruluşun merkezinin bulunacağı ilin valiliğine dilekçelerine ekli olarak kuruluş tüzüğünü vermeleriyle tüzel kişilik kazanır. Sendikalar için kurucuların kurucu olabilme şartlarına sahip olduklarını ifade eden yazılı beyanları; üst kuruluşlar için ilgili kuruluşların genel kurul kararları dilekçeye eklenir.
(2)Vali, tüzük ve kurucuların listesini on beş gün içerisinde Bakanlığa gönderir. Bakanlık; kuruluşun adını, merkezini ve tüzüğünü on beş gün içinde resmî internet sitesinde ilan eder.
(3)Tüzüğün veya bu maddede sayılan belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da bu Kanunda öngörülen kuruluş şartlarının sağlanmadığının anlaşılması hâlinde ilgili valilik kanuna aykırılık veya eksikliklerin bir ay içinde giderilmesini ister. Bu süre içinde kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmemesi hâlinde, Bakanlığın veya ilgili valiliğin başvurusu üzerine mahkeme, gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek üç iş günü içinde kuruluşun faaliyetinin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir süre verir.
(4)Tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmesi üzerine mahkeme durdurma kararını kaldırır. Verilen süre sonunda tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmemesi hâlinde ise mahkeme kuruluşun kapatılmasına karar verir.
(5)Tüzük değişiklikleri ikinci fıkra hükmüne göre ilan edilir. Tüzük değişikliği ve kanuna aykırılık veya eksikliğin bulunduğu diğer işlemlerde de yukarıdaki hükümler uygulanır.
Şeklinde olduğu, kuruluş tüzüğü içerisinde, sendikanın adının yer aldığı, faaliyetleri içerisinde (m.26);
(1) Kuruluşlar, tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunur.
(2) Kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Yargılama sürecinde üyeliğin sona ermesi üyenin yazılı onay vermesi kaydıyla bu yetkiyi etkilemez.
(3) Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir.
(4) Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, bu Kanunun yedinci ila on ikinci bölümlerinde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla yazılı onaylarına bağlıdır.
(5) Kuruluşlar, tüzükleriyle belirlenen amaçları dışında faaliyette bulunamaz.
(6) İşçiler ve işçi kuruluşları işveren kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz.
(7) Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz.
(8) Kuruluşlar ticaretle uğraşamaz. Ancak, kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilir.
(9) Kuruluşlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamaz. Ancak sendikaların grev ve lokavt süresince tüzüklerine göre üyelerine yapacakları yardımlar ile kuruluşların eğitim amaçlı yardımları bu hükmün dışındadır.
(10) İşveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm bulunmak veşartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde yirmi beşini aşmamak üzere karşılıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturabilir.
Başlıklarınn sayıldığı tespit edilmiştir.
Sendikaların kuruluş ve diğer bildirimlerine ait iş ve işlemler, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İl Emniyet Müdürlükleri tarafından yürütülmekteyken, İçişleri Bakanlığının 10.10.2013 tarihli ve 2013/47 sayılı Genelgesi ile Dernekler Dairesi Başkanlığı merkez ve taşra birimlerince yürütülmeye başlanmış, Dernekler Dairesi Başkanlığı, 13.09.2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür. Söz konusu düzenleme 10/07/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 256’ncı maddesine işlenmiştir.
Kanun ve tüzüklerden anlaşıldığı üzere davacı ve davalı birer sivil toplum örgütüdür. Tüzükte yer alan faaliyetleri dışında başka bir faaliyetle meşgul olamazlar ve Kanun uyarınca ticaret ile uğraşamazlar.
Davalının tüzüklerinden anlaşıldığı üzere, davalının adının “…. ” olduğu, kısa adının “…. ” olarak tespit edildiği, davacı yanın tüzel kişiliğe konu adının “… (…A.Ş.)” olduğu, kısa adının “…A.Ş.” olduğu,
Dosya kapsamında davacı taraf, davalının markasal kullanımlarının, ticari hayat içerisinde, ticari bir faaliyete konu olarak kullanıldığına ilişkin ilişkin bir delili dosyaya sunmadığı, davalının … ibareli kullanımının, davacı şirketin markasal anlamdaki kullanımları ile bir karıştırılma, iltibas yaşandığı hususuna ilişkin olarak bir tespit de bulunulmasının mümkün olmadığı,
6769 sayılı SMK ve 6102 sayılı TTK kapsamında taleplerin, ancak markasal kullanım hallerinde ve söz konusu kullanımların ticari olmaları halinde dinlenebileceği ,
Bu kapsamda davalının “…” isminin iltibasa neden olduğu iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, marka hakkına tecavüz , kullanımın engellenmesi iddiasının, markasal kullanım olmaması, davalı sendika kullanımların ticari ve ekonomik faaliyet alanı içerisinde yer almaması, taraflar arasındaki rekabetin ekonomik nitelikte olmaması, esasen sendikaların ticari faaliyetler içinde yer almalarının da yasak olması nedenleri ile 6769 sayılı SMK ve 6102 sayılı TTK kapsamında marka hakkının ihlali ve haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği ,
Netice itibariyle, davalı sendikanın tüzüğünde yer alan kısa adı “…. ” ibaresinin; Davacının adına tescilli markalarından kaynaklı olarak, 6769 sayılı SMK kapsamında marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, davalı…. na ait kullanımın, 6102 sayılı TTK kapsamında haksız rekabete konu eylemler içinde sayılamayacağı,

Davalı bir sendika olduğundan ne ürettiği mal ve hizmet ne de bunları pazarladığı bir tüketici kitlesinin bulunmadığı, ticari fayda amaçlı hareket etmediği, davacı şirket vekili dilekçesinde her ne kadar davalı sendika ile müvekkili şirketin halk tarafından karıştırılabilme ihtimaline değinmiş ise de böyle bir durumun sendikaların doğası ile uyuşması mümkün olan bir durum olmadığı,
Davalı sendikanın iddia edildiği gibi ticari uygulamalarda bulunmadığı, bu durumun dosya kapsamı ve davalı sendikanın tüzüğü ile sabit olduğu bu nedenlerle davacı şirket ile rakip olmadığı , davalının kullanımından dolayı iltibasın söz konusu olmadığı sonuçlarına ulaşılmış açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı sendikanın yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı sendika vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07.10.2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır