Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/372 E. 2021/425 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/372 Esas – 2021/425

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/372
KARAR NO : 2021/425

HAKİM :…..
KATİP : ….

DAVACI :…..
DAVALI : ….
DAVALI :…..
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkiline ait RINOMİL markasının burun spreyi olarak kullanıldığını, markada yer alan… ibaresinin markanın etken maddesi yahut etken madde ile ilgili olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun…. sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, markaların tescilli olduğu sınıfta yer alan malların bilinçli tüketiciye hitap ettiğini, karıştırılma ihtimalinin diğer markalara göre farklı şekilde yapıldığını, markaların 05.sınıf dışında değerlendirildiğinde benzerlik teşkil etmeyeceğini, markaların işitsel olarak farklılık teşkil ettiğini, iki markanın da sadece son harfinin farklılık teşkil etmekte ise de işitsel olarak kulakta oldukça farklılık teşkil ettiğini, markaların ilaç markası olmasa dahi, hem 05.sınıfta yer alan tüm malların bilinçli tüketiciye hitap etmesi sebebiyle karıştırılmayacağını hem de sonda yer alan harflerin markaları birbirinden kolayca ayırdığını, müvekkiline ait markanın ri-no-mil, davalı markasının ise …. şeklinde okunduğunu, sonda yer alan x harfinin miks şeklinde okunduğunu ve markaları işitsel olarak birbirinden farklı kıldığını, kurum nezdinde marka araştırması yapıldığında 05.sınıfta … ibaresi ile başlayan 73 markanın bulunduğunu, …. ibaresinin 05.sınıfta sıkça kullanılan bir ibare olduğunu ve işbu ibarenin sonuna eklemeler yapılarak birçok marka yaratıldığını, “…. ”, “r” harfinin yanında yer alan “h” harfinin İngilizcede okunmayacağı için Türkçe’ye “rin” burun, burun şeklinde organ anlamına geldiğini … ibaresinin burun spreylerinde yoğun şekilde kullanıldığını, müvekkili markası ile davalı yana ait marka arasında iltibas ihtimalinin yaşanmayacağını, 05.sınıfta yer alan malların markette rafta seçilip alınan bir ürün olmadığını, müvekkiline ait markanın ilaç emtiasında tescil edilmek istendiğini, eczacılar aracılığıyla ve doktorlar tarafından düzenlenen reçete uyarınca ilaç verileceğini, doğrudan tüketicinin ulaşacağı bir yerde bulunmadığını, müvekkiline ait marka ile davalı markasının benzerlik teşkil etmeyeceğine yönelik emsal kararların da bulunduğunu, her iki markanın farklı olduğunu ve bilinçli tüketicinin markaları kolaylıkla ayırt edebileceğini iddia ederek; 2020-M-8392 sayılı YİDK kararının iptali ile … başvuru numaralı “…” ibareli markanın tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; başvuruya konu “…. sayılı “…” ibareli markanın özellikle görsel olmak üzere bütün olarak ortaya çıkan izlenim itibariyle benzer olduğunu, söz konusu markaların aynı veya aynı türdeki ya da benzer malları/hizmetleri kapsadığını, bu nedenle dava konusu başvurunun tescili halinde tüketici nezdinde sayılan markalar arasında ilişkilendirme/karıştırma ihtimalinin oluşacağından YİDK’nın vermiş olduğu itirazın kabulü kararının hukuka uygun olduğunu, davacı yanın, daha önceki tescilli markaları örnek göstererek ileri sürdüğü mezkur kurul kararının yanlış olduğu yönündeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, her markanın özgünlük derecesinin, tasarımının, tescile konu mal/hizmetlerinin ve bu mal/hizmetlerin tüketici grubunun özelliklerinin, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikleri taşıdığını, marka başvurularının incelenirken tüm bu unsurların birlikte değerlendirildiğini ileri sürerek; …. sayılı YİDK kararının iptali isteminin reddini ve … numaralı marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesine ilişkin istemlerin ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; davacı yanın dava konusu tescil başvurusunda bulunduğu “RINOMIL” markası ile müvekkilinin 2016 58248 tescil numaralı müvekkili adına tescilli “…” markası ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve aynı sınıftaki malları kapsaması nedeniyle müşteriler ve tüketiciler nezdinde iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin “…” markasına “L” harfinin eklenerek aynı faaliyet alanında “…” ibaresinin yeni bir marka oluşturmadığını, markaların, aynı tüketici grubuna hitap edecek olmalarının, birbirini tamamlayan, aynı tedarikçiler tarafından sağlanabilen, dağıtım kanallarının aynı hizmetler olması nedeniyle orta ve her düzeyde tüketicinin zihninde markalar arasında bağlantı kurularak karıştırılma durumunu ortaya çıkaracağını ileri sürerek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun …. sayılı başvurunun reddi kararının yasa ve mevzuata uygun olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
6769 Sayılı SMK’nun 6/1 Maddesi (İltibas) Kapsamında Değerlendirme:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” Bu madde ile getirilen düzenleme kapsamında, önceki markanın benzeri olan işaretler, sadece “aynı tür” mal ve hizmetler için değil, farklı sınıf ve alt gruplarda yer almakla beraber “benzer” mal ve hizmetler için de tescil edilemeyecek, tescil edilmişse hükümsüz kılınacaktır.
“Benzerlik” kavramı 6769 sayılı yasada tanımlanmamıştır. Ancak “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7/2(b) bendinde; “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.” yasaklanmış ve benzerlik olduğunun kabulü için gereken kıstas burada açıklanmıştır.
İşbu hükümler mülga 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 9/b maddelerine karşılık gelmektedir. Dolayısıyla mülga mevzuat döneminde verilen Yargıtay kararları ile doktrin görüşleri, 6769 sayılı SMK m. 6/1 bakımından da geçerlidir.
Karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Nitekim; Yargıtay …. HD’nin 13.11.2003 tarih ve …. K. sayılı kararında “Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise bu işin ilgilisi veya uzmanı değil tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir” denilerek, halk tarafından karıştırılma ihtimalinden anlaşılması gereken açıklanmış bulunmaktadır.
Yine, Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 13.01.2003 tarihli ve …. Sayılı kararında da belirtildiği gibi “iki marka arasında iltibas oluşup oluşmadığının tespiti yapılırken, bu markanın hitap ettiği kesimi ve bu kesimin özelliklerini ve formasyonunu dikkate almak” gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/11-338 E. sayılı kararında; “Davalı işaretini gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir.” denilmektedir. Dolayısıyla; benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin kabulü için, tüketicilerin iki markayı “aynı” zannetmesi gerekmemekte, aralarında bağlantı kurulması, birinin diğerini çağrıştırması, seri marka olarak algılanabilmesi de karıştırılma ihtimali kapsamında değerlendirildiği,
Ulusal yargı kararlarımızda olduğu gibi ATAD kararlarında da somut olayın özelliğine göre değerlendirme yapılması gerekliliği, mal ve hizmetler arasındaki benzerlik ile markalar arasındaki benzerliğin birlikte göz önüne alınması gerekliliği ifade edilmektedir.
SMK’nun 6/1 hükmünün uygulanabilmesi, eski ve yeni marka arasındaki benzerliğin markaların kapsadıkları mal/hizmetlerin yakınlık derecesi de dikkate alındığında iltibas tehlikesi yaratması koşuluna bağlıdır. Burada iltibasın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek yoktur, sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterlidir. Dolayısıyla markalar arasındaki benzerliğin, alıcıları, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine bir başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları/hizmetleri üreten/yapan işletmeler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas tehlikesi içine alınmalıdır. Zira bu yolla, iltibasa yol açan markayı taşıyan mallar/hizmetler de, marka sahibine atfolunmaktadır.
İltibas ihtimalinin araştırılmasında, markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı hususunda markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. Marka farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabilir. Tam tersine, unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etki bırakabilirler. Markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılması ve özellikle markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tasviri işaretlerden oluşan kısımlarının aynı veya benzer olup olmadıkları üzerinde durulmasına da gerek yoktur. Ancak bunlar, markanın genel görünümüne etkileri ölçüsünde incelemede dikkate alınabilirler. Buna karşılık markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabileceği,
Markaların emtia listeleri 05. sınıfın tüm alt grupları bakımından aynı ve aynı tür mallardan oluşmaktadır. Bu aşamada belirlenmesi gereken; marka işaretlerinin benzer olup olmadığı ve kapsadıkları mallar itibariyle markaların tüketici kesiminin markaları karıştırıp karıştırmayacağıdır.
Dava konusu marka ….. ; redde mesnet alınan davalı markası …. şeklindedir. Görüldüğü üzere karşılaştırılan işaretlerde baştaki …. ibaresi aynıdır. Markalarda sadece sonda yer alan L ve X harfleri farklıdır. Markalar benzer harf dizilimini haizdirler.
Her ne kadar marka hukukuna egemen olan ilke gereği, işaretlerin bölünerek değil bir bütün olarak incelenmesi esassa da; anlamsız sözcüklerden oluşan kelime markalarının, çoğunlukla anlamlı sözcüklerin yahut bunların kısaltmalarının çağrışımsal etkisinden istifade edilerek oluşturuldukları bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan, fantezi sözcüklerden oluşan kelime markalarında, markanın ne şekilde oluşturulduğunu (kurgulandığını) ve çağrışım/sezdirme niyeti olup olmadığını anlamak maksadıyla, kelimenin unsurlarına ayrılıp incelenmesi gerekebilmektedir. Ancak değerlendirme her halükarda markanın bütününe egemen olan imaj esas alınarak yapılmalıdır. Belirtilen marka yaratma yöntemi, özellikle ilaç markalarında yaygındır. İlaç markaları genellikle, ilacın etken maddesini ve/veya tedavi ettiği hastalık türünü anımsatan bir kısaltma sözcüğü ile bu ibareye eklenen bir başka sözcüğün/hecenin kombine edilmesiyle oluşturulan fantezi kelimelerdir.
… markalı ilaca ait ilaç prospektüsü incelendiğinde ürünün, “….” olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu ilaç “ yıl boyunca devam eden nezle (…. Alerjik Rinit), saman nezlesi (Mevsimsel Alerjik Rinit)ve burun mukozasında görülen daimi akıntı ve tıkanıklığın (…. ) tedavisinde ve önlenmesinde” kullanılmaktadır.
“Burun” kelimesinin Latince karşılığı …. olup, tıp terimlerinin Türkçe okunma biçimi gereği … olarak okunmaktadır. Ayrıca “burun” ile ilgili tıbbi terimler … ya da NAZAL kökü ile türetilmektedir. Örneğin; rinoplasti, rinosünizit, …-orbitoserebral mukormikoz gibi. Bu kapsamda, burunla ilgili hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların isimleri/markaları da, çoğunlukla …. kelimesine yönelik çağrışım yaratmak maksadıyla … ibaresinden türetilmiştir. Aşağıda internet arama sonuçları verilen….. vb. markalar buna örnektir:
RINOMİX markasının ise halihazırda herhangi bir ilaç emtiası üzerinde kullanılmadığı anlaşılmış, ancak markanın “burun” anlamına gelen … kelimesi ile “karışmak, karışım meydana getirmek” anlamına gelen …. kelimesinden türetilmiş olduğu görülmüştür. Bu haliyle davalı markası da “burun” anlamındaki … kelimesinden türetilmiş bir ilaç markasıdır.
İlaç emtiası diğer mallar gibi tüketicinin rasyonel tercihleri sonucu satın aldığı mallardan değildir. Çünkü bu malın asıl tüketicisi nihai olarak ilacı kullanan kişiler değil tercihleri belirleyen doktor ve eczacılardır. Reçete ile satılan ilaçlar söz konusu olduğunda her hangi bir tüketicinin gidip eczane rafından istediği ilacı seçip alması mümkün değildir. Bu sebeple ilacın öncelikle onu reçeteye yazan doktor nezdinde karıştırılma ihtimali olmamalı, ardından ilacı nihai tüketiciye veren eczacı ilacı ayırt edebilmelidir. Doktor ve eczacılar için ilaç emtiası söz konusu olduğunda çok küçük ayrıntılar bile fark edilebilir nitelik taşır. İlaç markalarında ayırt edicilik kadar mühim olan bir diğer husus da etken maddeye yapılan çağrışımla doktor ve eczacıya ilacın içeriği konusunda verilen mesajdır.
Nitekim Yargıtay ….. HD.’nin 23.03.2004 tarih, 2004/140 E. 2004/46 K sayılı kararında; “…tescili istenen markanın ilaçlar için kullanılacağı, ilaçların ise nihai tüketicilerinin hastalar olmasına karşın, hastaların bunları reçetesiz satın alamayacakları, ancak doktorlar tarafından düzenlenen reçetelere göre eczacılar tarafından hastalara verilebileceği, doktor ve eczacıların ise bilinçli ve eğitimli kişiler olup tescili istenilen ‘LIPIDIL’ markası ile tescile engel olarak kabul edilen ‘LIPIDROL’ markası altında yeterli ve iltibası önleyecek derecede fark bulunduğunun …” kabulü gerektiği belirtilmektedir. Yani ilaç emtiası söz konusu olduğunda ‘orta seviyedeki alıcılar’ın karıştırma ihtimalinin değil doktor ve eczacıların karıştırma ihtimalinin dikkate alınması gerekmektedir.
Her iki ilacın da reçetesiz satın alınabileceği açıktır. Ancak, piyasada … kelimesi ile türetilmiş çok sayıda ilaç markasının bulunduğu ve ibarenin davalının tekelinde olmadığı dikkate alındığında; … kelimesinin sonuna eklenen ….. eklerinin markaları yeterli düzeyde farklılaştırdığı değerlendirilmektedir. Ayrıca söz konusu ilacı tavsiye/reçete eden hekim ile son kullanıcı olan hastaya takdim eden eczacının da bu farklılığı kolaylıkla kavrayacağı muhakkaktır.
Bu kapsamda, … markalı ilaçların; marka sözcüklerinin okunuşları ve görünüşleri arasında benzerlik olsa da, ilacı reçeteye yazan, reçeteyi okuyan ve/veya reçetesiz şekilde ilacı öneren hekim ve eczacılar bakımından karıştırılmaları mümkün görünmemektedir. Zira söz konusu tüketici kesimi, ilaç konusundaki uzmanlıkları dolayısıyla, marka işaretleri arasındaki kısmi okunuş ve görünüş farkını kolaylıkla algılayıp ayırt edecek ve markaları birbirleri ile karıştırmayacak, aralarında hiçbir şekilde bağlantı kurmayacaklardır.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 07.07.1997 tarih,…. K. sayılı “…” kararında “ilk ilacın kan ürünlerine, ikinci ilacın ise depresyon tedavisine yönelik bulunduğu ve davacı ilacın sadece doktor nezaretinde klinikte kullanıldığının anlaşıldığı” gerekçesiyle, markalar arasında iltibas bulunmadığına hükmedilmiştir. Yine Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2006 tarih, 2004/208 E. Ve 2006/1982 K. Sayılı “…” kararında; “ilk markanın böbrek rahatsızlığı, sonrakinin ise hayvanların hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar olduğu” gerekçesiyle bu markaların karıştırılmayacağına karar verilmiştir.
İlgili tüketici kesiminin dikkat ve algısı bakımından kavramsal, işitsel ve görsel farklılık içeren … ve RİNOX ilaç markaları arasında 05/01 alt grubundaki emtialar (İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, vitaminler, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.) bakımından karıştırılma ihtimali bulunmadığı,
Ancak markaların kapsadığı diğer mallar bakımından durum farklıdır. Her ne kadar, dava konusu başvurunun kapsadığı diğer emtialar (05. Sınıf: 05/02 Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler; insan ve hayvanlar için diyetetik takviyeler (tıbbi amaçlı olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, diyet takviyesi olarak polen, protein, hayvanlar için beslenme katkı maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan hayvan yemi katkıları dahil). 05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). 05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri). 05/05 Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. 05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. 05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.) görece özel ve uzman tüketici kitlesine hitap etmekte ve bu ürünler maksimum özen ve dikkat ile satın alınmaktaysa da; marka işaretlerinin fantezi ibareler olması, bu emtialar yönünden herhangi bir çağrışımsal etki taşımamaları ve sondaki harf hariç aynı harf dizilimini içermeleri sebebiyle; markalar arasında yüksek düzeyde görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu ve ilgili tüketici kesiminin dahi … markaları arasında bağlantı kurabilecekleri düşünülmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere; bu tür “bağlantı kurulması”, iltibas ihtimali kapsamında yer aldığından, markaları arasında (05/01 alt grubu dışındaki) 05/02, 03, 04, 05, 06, 07 alt gruplarındaki mallar bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu,
… sayılı ibareli marka başvurusunun kapsadığı, “05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, vitaminler, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.” bakımından … kelimesinin “burun” anlamına gelen ve herkesin kullanımına açık olan bir ibare olduğu, markanın hitap ettiği tüketici kesiminin 05/01 alt grubu itibariyle uzman hekim ve eczacılardan oluştuğu, bu nedenle … ibareli marka başvurusu ile … ibareli davalı markası arasında bu mallar bakımından, 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı;
… sayılı ibareli marka başvurusunun kapsadığı diğer mallar bakımından ise (05. Sınıf: 05/02 Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler; insan ve hayvanlar için diyetetik takviyeler (tıbbi amaçlı olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, diyet takviyesi olarak polen, protein, hayvanlar için beslenme katkı maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan hayvan yemi katkıları dahil). 05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). 05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri). 05/05 Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. 05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. 05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.) markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu; sonuçlarına ulaşılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
Davanın Kısmen Kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının “05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, vitaminler, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.” malları bakımından iptaline,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 4.655‬,20.-TL

yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum ve davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30.12.2021

Kâtip Hâkim …. ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ İlk Masraf : 62,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 4.500,00.TL
G.A : 93,00-TL
TOPLAM : 4.655‬,20.-TL