Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/361 E. 2021/157 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/361
KARAR NO : 2021/157

HAKİM : … …
KATİP : ….

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İhtiyati Tedbire İtiraz istemli davanın
mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; Ankara …Fikri ve Sınai Mahkemesinin 2016/13 D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının infazı için Ankara …İcra Müdürlüğünün 2016/16376 E.sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirketin adresine hacze gelindiğini, haciz esnasında müvekkili şirket yetkilisi il dışında olduğundan iş yerinde çalışan …’nın hazır olduğunu, haciz esnasında tecavüz teşkil eden sadece bir iki tane ürüne rastlanıldığını, bu sırada şirket yetkilisi ile davalı vekilinin telefonda görüştüğünü, tutanak tanzim edilirken müvekkili şirket yetkilisinin “ürünü …. den aldığı, üretime devam ettiği” yönünde beyanda bulunduğunun tutanağa geçirildiğini, ancak bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirket yetkilisinin böyle bir beyanda bulunmadığını, telefonda davalı vekiline ürünleri bir dönem ürettiklerini ve bir kısmını da … Medical Firmasından aldıklarını, ancak daha sonra ürünün üretimini durdurduklarını ve artık alım yapmadıklarını beyan ettiğini, beyanın farklı şekilde tutanağa geçirildiğini fark eden müvekkili şirket yetkilisinin telefonla icra memurunu aradığını ve yazılanların yanlış yazıldığını söylediğini, ancak icra memurunun tutanağı kapattığı ve itiraz hakkı olduğunu beyan etmesi üzerine bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek 17.02.2017 tarihli tutanağa ilişkin itirazlarının kabulü ile tutanağın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait iş yerinde Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2016/13 D. İş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit işlemi ve bu tespit işlemi kapsamında alınan bilirkişi raporunda yaklaşık 5.000 adet tecavüz konusu cam balkon tekeri olduğunun tespit edildiğini, ancak aynı iş yerinde 01.09.2016 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında yanlızca 880 adet ürünün bulunduğunu ve bu ürünlerin muhafaza altına alındığını, geri kalan 4.120 adet ürünün ise iş yerinden kaçırıldığını, bu kaçırılan ürünler sonrası, dava konusu tutanağın tanzim edildiği haciz işlemi sırasında ise herhangi bir ürünün bulunamadığını, dolayısı ile davacının bu ürünleri farklı yerlerde ve farklı yöntemlerle üretmeye devam ettiğini, tüm bu süreci ört pas etmek isteyen davacının ilgili tecavüz davasındaki haksızlığını gidermek maksadı ile tutanağa geçen beyanlarını herhangi bir delil dahi sunmaksızın iptal ettirmeye çalıştığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davacının Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2016/16376 esas sayılı dosyası kapsamında hukuka ve kanuna aykırı tanzim edildiği iddia olunan 17.02.2017 tarihli haciz tutanağına itirazlarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya incelendiğinde tutanağın resmi memur olan icra memuru tarafından düzenlendiği ve hazır bulunanlar tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.
Tutanağı imzalayanlar tutanaktaki imzalarını inkar etmedikleri gibi , tutanağın iptalini gerektirecek dosyada davacı iddiasından başka somut, yazılı başkaca bir delil de mevcut değildir.
Neticede davacı iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından tutanağın iptaline yönelik açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı şirket vekilinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21.04.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır