Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/316 E. 2021/197 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/316 Esas – 2021/197
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/316
Karar No : 2021/197

Hakim :….
Katip : ….

Davacı :…..
Davalılar :…..

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 16/10/2020
Karar Tarihi : 02/06/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 08/06/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin sabun, gliserin ve kozmetik ürünlerinde ülkenin önde gelen ve en büyük ihracat firmalarından biri olduğunu, müvekkilinin bünyesindeki markalardan birinin “…” seri markaları olduğunu, müvekkilinin bu markalarının 1996 yılından beri tescilli olduğunu, davalı tarafın ise… sayısı ile “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, ilgili markanın müvekkili markaları ile karıştırılma ve haksız rekabete sebebiyet verebileceğini, dava konusu markayı taşıyan ürünlerin de müvekkili tarafından üretildiği izlenimi doğurabileceğini, her iki markanın da esas unsurlarının “…” ve “…” şeklinde olduğunu, markaların son üç harflerinin ve bu harflerin sıralamalarının aynı olduğunu, markaların bu nedenle işitsel olarak benzer olduklarını ve birbirlerinin serisi gibi algılanacaklarını, her iki markanın da görsel olarak da benzer olduklarını, markaların kapsamlarındaki sınıfların aynı olduğunu, dolayısıyla hitap ettikleri tüketici kitlesinin de aynı olacağını, tüketicinin bir kesiminde dahi oluşacak yanılgı ihtimalinin markaların benzerliği için yeterli görülmesi gerektiğini, müvekkili markalarının dava konusu markadan çok daha evvel tescil edilmiş olduğunu, davalının markasını tescil ettirirken kötü niyetli olduğunu ifade ederek, YİDK kararının iptaline, 2019/06164 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahsa usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.

Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının… sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu… sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 22/01/2019 tarihinde 03,16.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının … “…, …” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 10/08/2020 tarih ve… sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan 03 ve 16. Sınıftaki bir kısım mallar ile dava konusu marka kapsamında aynı sınıflarda yer aldığı görülen ve heyet raporunda tabloda koyu/altı çizili renk ile gösterilen 03.sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” ve yine 16.sınıf “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.” emtiaları genel nitelikleri, tüketim amaçları, hitap ettikleri tüketici kitleleri, birbirleri yerine ikame edilebilirlikleri, birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri, satış, sunum ve dağıtım kanalları itibariyle aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzerlik gösterir mallar olduğu, bununla birlikte başvuru yer alan sair malların ise davacı markaları kapsamındaki mallar ile nihai olarak herhangi bir benzerlik taşımadıkları;
Taraf markalarında benzerliği tespit olunan 03 ve16. Sınıftaki malların tamamı geniş bir ürün yelpazesinde satışa konu edilen, fiyat aralığı ürünün türüne ve piyasa koşullarına (yabancı menşeli oluşu, marka değeri, satış ağının yaygınlığı vs) göre oldukça değişkenlik göstermekle birlikte bu geniş aralık açısından ilgili tüketici kitlesini makul düzeyde dikkat, özen ve seçicilikteki kimseler olarak tespitinin isabetli olacağı, zira söz gelimi bir parfümeri ürünü yüksek fiyatlı olduğunda tüketici dikkati, seçiciliği ve en önemlisi markaya yönelik bağımlılığından kaynaklı bilgi düzeyi çok daha yüksek olacakken, doldurma parfüm olarak bilinen ve piyasada yaygın satış ağı bulunan parfümler ya da görece fiyatları düşük deodorant ürünleri açısından tüketici dikkati çok daha düşük düzeyli olacağı gibi sair temizlik ürünleri, hijyen ve kozmetik ürünleri bakımından da değerlendirmenin benzer bir mantık çerçevesinde yürütülmesinin mümkün olacağı anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nun 13.06.2012 tarih ve 2012/11-155E – 2012/376K sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denilmektedir. Dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacaktır.
Dava konusu başvurunun herhangi bir şekli unsur taşımaksızın “…” kelimesinden oluşturulduğu, “…” harflerinden meydana gelen bu ibarenin dilimizde bilinen bir anlamı bulunmadığı gibi İngilizce olarak da herhangi bir anlamının bulunmadığı, “x” harfinin alfabemizde yer almamakla birlikte ülkemiz ortalama tüketicinin telaffuzu konusunda bilgi sahibi olduğu bir harf olduğu, bu nedenle kelimenin “mok-si” şeklinde iki heceli olarak telaffuz edileceği, söz konusu ibare tescil kapsamındaki mallar açısından ayırt ediciliği bulunan bir kelime olduğu;
Davacı tarafa ait dayanak markalar ise “…” şeklinde düz sözcük markaları olup “…” harflerinden meydana gelen bu ibarenin dilimizde bir anlamı bulunmadığı gibi İngilizce olarak da herhangi bir anlamının bulunmadığı, yine bu kelimenin de “rok-si” şeklinde iki heceli olarak telaffuz edileceği, anılan ibarenin de tescil kapsamındaki mallar açısından ayırt ediciliği yüksek bir sözcük olduğu, her iki taraf markası da düz sözcük markaları olup markalarda başkaca herhangi bir ek sözcük unsuru ya da figüratif unsur yer almadığı, yine her iki kelime de tüketici nezdinde somut hiçbir anlam ifade etmediğinden tüketicilerin karşılaştıkları bu iki işaret arasında kavramsal bir değerlendirme yapma eğilimleri mevcut olmayacağı, her iki taraf markası da dört harften meydana gelmekte olup bu dört harften üçü (o-x-y) aynı sıralamada kullanılmış olup kelimeler yalnızca ilk harfleri (r-m) bakımından farklılaştığı, yine bu farklılığa bağlı olarak da taraf markalarının okunuşları yalnızca ilk harfleri açısından farklılaşmış ise de bütünsel anlamda işitsel duyuda bıraktıkları algılarda sesli ve sessiz harflerin birebir eşleştikleri (… – …), her ne kadar uygulamada tüketici algısında işaretlerin başlangıç seslerinin, soldan sağa okuma ilkesi uyarınca daha vurgulu ve ön planda olan unsurlar olacağı kabul edilmekte ise de taraf markaları arasındaki tek fark kelimelerin ilk harflerinden ibaret olup bu durum işaretler arasında belirgin bir fonetik ya da görsel farklılık yaratmadığı, zira kelimelerin devam harflerini oluşturan “…” sesindeki “x” harfinin kelimelere güçlü bir vurgu katmış olup, tüketicinin de “…” ve “…” şeklinde algılayarak tanımlayacakları düşünülen taraf markaları arasında güçlü bir benzerlik kuracakları, yine iki markanın da dilimizde veya ülkemizde bilinmesi muhtemel yabancı dillerde yaygın olarak bilinen ya da günlük konuşma diline yansımış bir kavramsal karşılığı bulunmadığı, kavramsal karşılığı bilinmeyen/bulunmayan ve fakat akılda kalıcılığı yüksek nitelikteki sözcük markaları ile karşılaşmış bir tüketicinin, daha sonra bu sözcük markası ile benzer şekilde uydurulmuş/yaratılmış sonraki bir markayı aynı, aynı tür ya da benzer emtialar üzerinde gördüğünde zihninde önceki markanın canlanma ihtimali kuvvetli olacağı, dolayısıyla burada kavramsal köken itibariyle bir karşılaştırma yapılması mümkün değil ise de çağrışımsal açıdan her iki markanın birbirini kavram kökeni olarak çağrıştırmasının mümkün olacağı;
Taraf markalarının başlangıç seslerindeki “R” – “M” harflerinden kaynaklı farklılığın, markaların bütününe olan etkisinde, özellikle markaların kapsamlarındaki emtiaların aynı olduğu göz önüne alındığında işaretlerin birbirlerinden yeterince uzaklaştıkları algısını yaratmaya yetmediği, bu nedenle de işaretlerin birbirlerinin serisi, aynı iktisadi kaynağın farklı markalarını taşıyan bir ürün ailesi gibi algılanma ihtimallerinin kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus ilgili tüketicinin algısı olup tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesi hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği, dolayısıyla önceki tarihli davacı markalarını taşıyan mallar ile bir şekilde karşılaşmış, bu markaları duymuş, görmüş, tecrübe etmiş ortalama bir tüketicinin, sonraki tarihli dava konusu markayla da benzerliği tespit olunan mallar üzerinde karşı karşıya kaldığında, işaretler arasındaki bu benzerlik karşısında önceki karşılaştığı marka ile mi karşı karşıya kaldığını ilk bakışta ayırt edemeyebileceği ve zihninde yanlış bir çağrışımın meydana gelebileceği ve bu oluşan yanlış çağrışım nedeniyle de tüketicinin sonraki markayı, önceden deneyimlediği markaymış gibi tercih etmeyi seçebileceği;
Neticede; taraf markaları bir kısım mallar bakımından birbirleri ile aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzerlik taşıdıkları da göz önüne alındığında, taraf markalarının yalnızca ilk harflerinde meydana gelen farklılığın, işaretlerin bütünsel anlamda birbirlerinden yeterince uzaklaşmaları sonucunu meydana getirmediği, tüketicinin daha evvel karşılaştığı davacı markaları ile dava konusu marka arasında derhal ve tereddütsüz bir şekilde bir ayrım oluşturamayabileceği, dava konusu markanın çağrışımsal olarak da davacı markalarını anımsattığı, karıştırılma ihtimalinin temelinde tüketicinin bir kısmında dahi işaretler arasında bu yönde bir algı oluşması halinin karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli görülmesi gerektiği, sonuç olarak taraf markaları arasında 03.sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” ve yine 16.sınıf “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.” malları açısından karıştırılma ihtimalinin mevcut olabileceği;
Dosya kapsamında yer alan ve davacı tarafça “…” markalarının kullanımını ispatlama amacıyla sunulmuş deliller, davacı yanın “…” markalarının temizlik malzemelerindeki kullanımlarını ortaya koyar nitelikte oldukları görülmekle birlikte bu nitelikteki delillerin herhangi bir ticari markanın olağan kullanımlarını gösterir nitelikte fatura, fuar katılım belgeleri, tescil belgeleri gibi deliller oldukları, bu nedenle anılan delillerden davacı markalarının tanınmışlığının bulunduğu yönünde bir kanaat varılmasının mümkün olmadığı;
Davacı tarafın kötü niyet iddialarını taraf markaları arasındaki benzerlik iddiasına dayandırdığı görülmekle birlikte başkaca herhangi bir delili dosyaya sunmadığı, dolayısıyla dosya kapsamında bu çerçevede tespit edilecek delillere rastlanılmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu… sayılı marka başvurusu kapsamındaki 03.sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” ve yine 16.sınıf “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.” malları açısından taraf markalarının aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzer malları kapsadıkları, başvuruda yer alan ve fakat benzer görülmeyen sair mallar açısından bu yönde bir ilişkinin mevcut olmadığı, benzerliği tespit olunan mallar açısından taraf markalarının karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde güçlü bir benzerlik taşıdıkları, davacı taraf markalarının tanınmışlığı iddialarını destekler yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının kısmen oluştuğu anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın… sayılı kararının 03.sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” 16.sınıf “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.” malları bakımından iptaline,
2-Davaya konu markanın yukarıda belirtilen emtialar yönünden markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 4,90-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması, davalı kurum kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
7-Davanın kabul red oranının takdiren %50 olarak belirlenmesine,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.472,20.-TL yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalıların yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şahsın yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.02.06.2021

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 62,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 160,00.-TL
TOPLAM : 2.472,20.-TL