Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/301 E. 2021/176 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/301
KARAR NO : 2021/176

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … -….
DAVALI : …
….
DAVA : Marka İptali
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkili şirketin (…), onlarca yılı aşkın süredir temizlik, kozmetik ve gıda güvenliği gibi konularda hizmet vermekte olan…, Inc. şirketinin bir iştiraki olduğunu, “…”, “…” ve “…” markalı ürünlerin yaklaşık 10 yıldır hijyen sektöründe tüm hak ve borçları ile müvekkili … tarafından devralınmış olan Anion ve… İlça şirketleri tarafından üretilip satışa sunulmakta olduğunu, söz konusu şirketlerin müvekkili tarafından devralınmasıyla birlikte bu markalara ilişkin tüm öncelik haklarının da yine …’ye devredildiğinin açık olduğunu, müvekkili şirketlerin marka politikası gereği bu markalara ilişkin tescil haklarının da diğer müvekkili …USA’da toplandığını, dolayısıyla müvekkili şirketlerin “…”, “…” ve “…” markalarının gerçek hak sahibi konumunda olduklarını ve söz konusu markalara ait tüm hakların yine müvekkili şirketlere ait olduğunu, müvekkili …USA adına TÜRKPATENT nezdinde zaten gerçek hak sahibi olduğu … markası için … sayılı marka başvurusu yapıldığını ve başvurunun davalının … sayılı marka tescili sebebi ile kısmen reddedildiğini, müvekkilinin böylece davalı marka tescilinden haberdar olduğunu, müvekkili şirketin davalı yanın başvuruları üzerine yine TÜRKPATENT nezdinde araştırma yaparak hepsi 06.08.2013 tarihli …, 2013 68116, 2013 … sayılı ve yine hepsi 05. Sınıfta tescilli “…”, “…”, “…” markalarının sahibi olduğunu tespit ettiğini, söz konusu markaların üçüncü bir şahıstan devralındığını (…. tarafından davalı … Tural’a devredildiğinin öğrenildiğini), …’ın ise somut olaydaki gibi 06.08.2013 tarihinde…’ın dünyanın birçok ülkesinde tescilli ve gerçek hak sahibi olduğu ve ilgili sektörde tanınmış … ve “…” markalarını da kötü niyetle kendi adına tescil ettirdiğini, bu nedenle müvekkili tarafından 2015 yılında … aleyhine Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri nezdinde söz konusu markaların hükümsüzlüğü talepli davanın ikame edildiğini, yapılan yargılamalar sonucunda ise hem…’ın anılan markalar üzerinde gerçek hak sahibi olduğu hem de …’ın kötü niyetli olduğu gerekçeleriyle davaların kabulüne karar verildiğini ve söz konusu kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, markaların TÜRKPATENT sicilinden terkin edildiğini, davalı yan ile dava dışı …’ın organize bir şekilde kötüniyetle hareket ettiklerini, müvekkili markaları ile davalı yan markalarının aynı olması sebebiyle hükümsüz kılınmaları gerektiğini, davaya konu 2013 …. sayılı “…” ve 2013 … sayılı “…” markalarının tescil tarihinin 07.08.2014 olduğunu, bu itibarla davaya konu markaların tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin 07.08.2019 tarihinde dolduğunu ve işbu davanın açıldığı tarihe kadar davalı yanın söz konusu markaları ciddi ve kesintisiz şekilde kullanmadığını, davaya konu markaların iptal edilmemesi durumunda müvekkilinin markaları için tescil alamayacağını ileri sürerek; davalının … sayılı markalarının 6769 sayılı SMK’nın 9, 26/1(a) ve 27/2 maddeleri uyarınca başvuru tarihinden itibaren tescil edildiği 5. Sınıflarda yer alan mallar bakımından kullanılmadığı dikkate alınarak kullanmama nedeniyle iptale konu edilebileceği ilk tarih olan 07.08.2019’dan itibaren ya da eski tarihten itibaren iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraflarca Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/276 E. sayısı üzerinden müvekkiline karşı … satı ile tescilli … ibareli markanın kullanılmadığı iddiası ile iptal davası açıldığını, aynı firma tarafından aynı gerekçelerle açılan işbu davanın öncelikle tefrik edilerek derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların MÖHUK gereğince yabancılık teminatı sunması gerektiğini, davacı yanın gerçek hak sahipliği ve kötüniyet iddiasının yerinde olmadığını, işbu dava konusu markanın kullanılmadığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, …USA firmasının müvekkiline ait hükümsüzlüğü talep edilen markaların birebir aynılarını TÜRKPATENT nezdinde başvuru konusu ettiğini, ilk başvuru tarihinin 08.04.2019 olduğunu, … kod numarası ile işleme alınan … ibareli marka başvurusunun müvekkiline ait marka nedeniyle kısmen iptal edildiğini ve ilanına müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine markanın reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin …firmasının tescilsiz kullanımlarından bu başvuru ile haberdar olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 01.10.2019 tarihinde 2019/153391 Hz sayısı ile… yetkilileri hakkında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet suçunun işlendiği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bu gelişme üzerine davacı yanların kötü niyetli marka başvurularının dosyalanmaya ve müvekkiline karşı davaların ikame edilmeye başlandığını, davacı yanın işbu davayı açabilmek adına reddedileceğini bile bile marka başvurusunu dosyaladığını ve kendisine zemin oluşturmaya çalıştığını, işbu davanın savcılık şikayetinden kurtulmak adına açılan kötü niyetli bir dava olduğunu, davacı taraflardan … firmasına ait … ibareli marka başvurusunun ilanına itiraz sonrasında davacı yan tarafından kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından hükümsüzlüğü talep edilen markalardan … markalarına ait kullanım belgeleri, davacı … firmasına ait marka başvurularına ilanına itiraz dosyasına hem itiraz aşamasında hem de karşı yanın talebine bağlı olarak Markalar Dairesince belge sunumu talep edildiğinde ayrıca sunulduğunu, … ibareli müvekkiline ait eski tarihli belgelerin sunulduğunu ve bu markanın kullanıldığının TÜRKPATENT tarafından kabul edildiğini ve davacı yanın marka başvurusunun tümüyle reddedildiğini, davacı yanın müvekkilinin … markasını kullandığını bildiği halde bu davanın ikinci kez açılmasının kötü niyetli olduğunu, kullanmama nedeniyle iptal davasının zamansız açıldığını ve incelemeye dahi tabi tutulmadan işin esasına girilmeden reddedilmesi gerektiğini, 6769 sayılı SMK’da tescilli bir markanın bu Kanundan önce kullanılmamış olmasına bir sonuç bağlandığını gösteren açık bir hükmün bulunmadığını, 6769 s. SMK’nun sınai mülkiyet hukukunu düzenleyen KHK’ların yerine getirilmiş, onları yürürlükten kaldırmış ve onların devamı niteliğinde bir Kanun olarak tescilli markanın kullanılmamasına bağlı olarak iptalini mümkün kılan KHK hükmünün SMK’nın yürürlüğe girmesinden önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilerek hukuk sisteminden çıkarıldığını, müvekkili markalarının usule uygun olarak kullanılmasının bir yana, henüz ilgili kanun maddesine göre markaları kullanıp kullanmaması ile ilgili yükümlülüğünün başlamadığını, derdestlik itirazının da öncelikli olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, davacı yanların gerçek hak sahibi olmadığını, gerçek hak sahipliğine dayalı açılan işbu davada sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, davacı yanların en kötü ihtimalle başvuru anı itibariyle haberdar olması gerektiğini, şu durumda da iyi niyetli olarak tescil edilmiş ve devralınmış markalara karşı dava açma süresinin sona erdiğini, … İlaç San. ve Dış Tic. A.Ş. firmasını tüm hak ve borçları ile … tarafından devralındığı, … Dez. Tic. San. A.Ş. ve… İlça firmasına ürettirilip satışa sunulduğu ve bu şirketlerin devri ile tüm öncelik haklarının …’ye devredildiği, tüm tescil haklarının …USA da toplandığı beyanlarının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından sunulan hiçbir delilin …, … ve … ibarelerinin 05.sınıfta yer alan emtialar üzerinde kullanıldığını göstermediğini, davacı yanın …ibareli tanınmış marka başvurusunun bile TÜRKPATENT nezdinde reddedildiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporunun alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının 2013 68116 ve 2013 … sayılı markalarının 6769 sayılı SMK’nın 9, 26/1(a) ve 27/2 maddeleri uyarınca başvuru tarihinden itibaren tescil edildiği 5. Sınıflarda yer alan mallar bakımından kullanılmadığına yönelik davacı taleplerinin yerinde olup olmadığı, davalı markasının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesi;
“(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” şeklindedir.
Bu maddeye göre markanın iptal edilebilmesi için;
• Markanın tescil edilmiş olması,
• Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması,
• Ya da beş yıl kesintisiz kullanımına ara verilmesi gerekir.
6769 sayılı SMK m.26/4’e göre ise; “Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılmış olması hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine ilişkin iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz.”
Kanun kapsamında iptali istenen markanın ciddi biçimde kullanılması gerekmektedir. Buna göre kullanımın niteliği önemlidir. ABAD kararlarına göre, ciddî kullanımın tespitinde, marka sahibinin niyeti veya plânlarından hareket edilmemelidir. Değerlendirmenin somut, objektif ölçütlere göre yapılması gerekmektedir. Marka sahibinin amacı markasını gerçekten ticarî hayatta kullanmak olsa bile, marka piyasaya etkin şeklide sunulamamış, yeterli zaman geçmesine rağmen işaretin tüketici nezdinde kalıcı hâle gelmesi sağlanamamış, bunun sonucu olarak da işaret mal veya hizmetlerin kaynağını gösterme işlevini yerine getirememişse, ciddî kullanım bulunmamaktadır. Kullanmanın ciddî olup olmadığı; kullanmanın süresi, şekli, işletmenin büyüklüğü, mal veya hizmetin türü, satış miktarı, rakip işletmelerin tutumu gibi çeşitli objektif ölçütlere göre yapılacak bir değerlendirme sonucunda belirlenmektedir. Bu ölçütlere göre kullanmanın görünüşte kaldığı durumlarda, markanın kullanılmadığı kabul edilmektedir. Ciddî biçimde kullanma koşulu, somut olaya özgü değerlendirme yapılmasını gerektiren, esnek bir ölçütü belirtmektedir.
Aynı doğrultuda, inceleme kapsamında değerlendirilebilecek, TÜRKPATENT, Kullanım İspatı Kılavuzunda da, faturalar, katalog, fiyat listesi ve ürün kodları, ürün, ambalaj ve tabela örnekleri (mal veya hizmetin sunumuna ilişkin A4 boyutunda taranmış ambalaj ve tabela görselleri), reklam, tanıtım, promosyon, pazar araştırması, kamuoyu araştırması, ticari faaliyete ilişkin bilgiler, anketler, araştırmalar, gözlemleri şeklindeki bilgi ve belgeleri kullanım ispatı için yeterli görmüştür.
SMK Geçici m. 4/1 uyarınca, yedi yıllık süre dolana kadar iptal yetkisi mahkemeler tarafından kullanılmaktadır. Mahkemelerin vermiş olduğu kararlar, kesinleşmesinden sonra Kurum’a gönderilmektedir (geçici m. 4/3). Kanun, mahkemelerin iptal yetkisini kullanırken, 26. maddede belirtilen usul ve esasları dikkate almasını emretmektedir. Mahkemelerin markanın iptaline karar verebilmesi için, SMK m. 26/1’de sayılan hâllerden birinin bulunması gerekmektedir. SMK m. 26/4’te düzenlenen markanın, son üç ay içinde kullanılmasının ciddî kullanım olarak kabul edilmeyeceği kuralı; m. 26/5’te düzenlenen kısmî iptal yetkisinin kullanılması kuralı ve m. 26/7’de yer alan bir aylık ek süre verilmesine ilişkin kural da mahkemelerce dikkate alınacaktır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, …. Hukuk Dairesi, 12.10.2018, 2017/2771E ve 2018/2118K sayılı ilamında, “…Dava, dava konusu markaların kullanılmama nedeniyle hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Mahkemece, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçe yapılarak karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekilince 6769 Sayılı SMK’nın 9.maddesinin olayda uygulanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptaline ilişkin kararının 6 Ocak 2017 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, 6769 Sayılı SMK’nın ise 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, her iki tarih arasında 4 günlük yasa boşluğu bulunduğu, bu nedenle somut olayda 6769 Sayılı SMK’nın 9.maddesinin uygulanamayacağı gözetildiğinde…” demek sureti ile 6769 Sayılı SMK’nın 9.maddesinin uygulamasının 10.01.2017 tarihinden itibaren olacağı kabul edilmiştir.
Yine Yargıtay … Hukuk Dairesi 11.06.2019 tarihli, 2019/1765 E. ve 2019/4421 K. sayılı ilamı ile 6769 sayılı Kanunun Meclis tarafından kabul tarihinin 22 Aralık 2016 olmasından hareketle, kanun koyucunun amacının geçmişe etkili olacak biçimde kullanmama nedeniyle markanın iptalini öngördüğünü, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce yürürlük konusunda öngörülemeyen Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde doldurulması gerektiğini ortaya koyarak, ihtilafın konusu markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ve Ankara BAM … Hukuk Dairesi kararını onamıştır.
SMK 25/4. maddesi gereğince markanın kullanıldığını ispat yükü davalıya aittir. Bu konuda delil serbestisi geçerli olup marka sahibi markasını kullandığını kanaat verici ve denetlenebilir olması kaydıyla gazete ve dergilerdeki duyuru, tanıtım ve reklamları, üzerinde tarih bulunan ve piyasaya dağıtıldığı ortaya konulabilen ve baskı tarihi denetlenebilen katalog, broşür gibi tanıtım araçları, dijital ortama konulduğu tarih teknik olarak ispat edilebiliyorsa internet ortamındaki arşiv kayıtları, süpermarket insertlerindeki görseller, fatura ve benzeri her türlü delille ispat edebilir.
2013 tarihli “…” kararında olduğu gibi, hangi tarihte, nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflar da kullanımın ispatı için yeterli değildir. Zira bu gibi delillerin her zaman için oluşturulması mümkündür. Az sayıda ve düşük meblağlı faturaların da şüpheyi mucip olduğu açıktır. Sözgelimi gıda sektöründe tescilli bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün istendiği bir davada sadece 2 adet fatura markanın kullanıdığını ispata yeterli görülmemiştir. Bu nedenledir ki, kullanım delili olarak bu türden zayıf delillerin gösterilmesi durumunda, mahkemenin bu delillerin sağlığını ve güvenilirliğini, ciddi bir kullanımı gösterip göstermediğini araştırması gereklidir. Bununla birlikte, Yargıtay üzerinde tarih bulunmayan broşür, katalog gibi delillerin tek başına delil olma vasfını sırf tarih yokluğundan dolayı kaybetmeyeceklerini, mahkemece broşür veya katalogların nerede bastırıldığı, basımı yapan firmaların bunları hangi tarihte bastığı gibi hususlarının da araştırılmasını istemektedir.
Dava konusu 2013 68116 sayılı … markasının da, 2013 … sayılı … markasının de tescil tarihi aynıdır. Bu kapsamda, dava konusu markaların tescil tarihlerinden (07.08.2014) itibaren 5 yıl içinde ya da dava tarihinden (20.12.20199 geriye doğru 5 yıl içinde kulanılıp kullanılmadığına ilişkin olarak davalının sunduğu deliller dört adet faturadan ibarettir. Davalı tarafça tanzim edilmiş söz konusu faturaların -https://iprgezgini.org/2019/07/21/yargitay-kullanmama-nedeniyle-iptal-davalari-hakkinda-merakla-beklenen-kararini-verdi/
– 15.12.2019 tarihli ve 064576 sayılı fatura incelenmekle; EL DEZENFEKTANI … 1L ürünü için tanesi 8,70 TL’den 100 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 870 TL olduğu,
– 10.09.2019 tarihli ve 064573 sayılı fatura incelenmekle; EL DEZENFEKTANI … 1L ürünü için tanesi 8,70 TL’den 100 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 870 TL olduğu,
– 08.12.2017 tarihli ve 064531 sayılı fatura incelenmekle; EL DEZENFEKTANI … 1L ürünü için tanesi 7,50 TL’den 100 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 750 TL olduğu; yine YER DEZENFEKTANI … 5L ürünü için tanesi 6,50 TL’den 50 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 325 TL olduğu,
– 18.10.2017 tarihli ve 064527 sayılı fatura incelenmekle; EL DEZENFEKTANI … 1L ürünü için tanesi 7,50 TL’den 50 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 375 TL olduğu; yine YER DEZENFEKTANI … 5L ürünü için tanesi 6,50 TL’den 50 adet ürün satışı yapıldığı, faturadaki ürün tutarının 325 TL olduğu anlaşılmıştır.
İşbu deliller, dava konusu … ve … markalarının tescil tarihlerinden (07.08.2014) itibaren 5 yıl içinde Pazar payı yaratacak şekilde CİDDİ BİÇİMDE kullanıldığını ispata yeterli ve elverişli değildir. Zira 05. Sınıftaki mallar, genellikle tıbbi ve kimyasal ürünler olup sağlık sektöründe yaygın kullanımı olan mallardır. Bu mallar, sınırlı bir tüketici kesimine hitap eden lüks mallar olmadığından; ancak belli bir yoğunluk ve yaygınlıktaki kullanım ciddi kullanım olarak kabul edilebilir. Yerleşik içtihatlar da bu yöndedir:
Örneğin; İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 11.02.2013 tarih ile 2012/55 E. ve 2013/13 K. sayılı emsal kararında “31 Ocak tarihli faturalara konu olan ürün adedi ve tutarları markanın kullanıldığının kabulüne yeterli bulunmamaktadır. 31 Ocak 2012 tarihli faturaların içeriği olan ürün adedi 792 adettir. Bu sayıdaki ürünün faturalarda belirtilen tutarı da 1.062 TL’den ibarettir. Sözel anlamda kullanım var gözükse de markanın canlı kalmasını gerektirir düzeyde ve miktarda bir üretim ve satış olduğu kabul edilemez” değerlendirmesinde bulunarak, sayısal anlamda çok görünse dahi, ilgili kullanımın “ciddi kullanım” teşkil ettiği kanaatine varamadığını ortaya koymuştur.
Yine Yargıtay …. HD, T.09.09.2013, … E. ve 2013/15181 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş, Ankara …. Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin T.13.06.2011, 2009/234E. ve 2011/215 K. sayılı kararında “… son beş yıldaki ürün satışı toplamının 1.167 TL olduğunu, çok geniş ve yüksek bir ticari işlem kapasitesine sahip giyim ürünleri yönünden elde edilen satış rakamı oldukça düşük olup o ürün yönünden markanın ciddi surette kullanıldığının söylenemeyeceği” tespitine yer verilmiştir. Burada değinilen iki kararda da mahkemeler tarafından son üç aylık kullanım dikkate alınmamıştır.
Bu kapsamda, somut olayda davalı kullanımının da ciddi kullanım mahiyetinde olmadığı sonucuna varılmaktadır.
8 İlk derece mahkemesinin ilgili kararı, Yargıtay (….). HD ‘nin T. 9.01.2014, 2013/8662 E. ve 2014/403 K. sayılı kararı (yayımlanmamıştır) ile kullanmama sebebi ile hükümsüzlük talepli asıl dava yönünden onanmıştır.
Öte yandan, 6769 s. SMK m. 26/4. uyarınca, kıyas yolu ile iptal davalarında da davanın açıldığı tarihten önceki 3 aylık sürenin dikkate alınmayacağı kabul edildiğinden; dava tarihinden (20.12.2019), geriye doğru üç aylık sürenin başlayacağı tarih, 20.09.2019 olarak hesaplanmıştır. Dosya kapsamı uyarınca, tespit edilen ve kanaatimizce ciddi kullanım niteliği taşımayan davalı kullanımının bir kısmı da, bu 3 aylık sürenin içinde kalmaktadır. Dolayısıyla davalı markalarının kullanılmama nedeniyle iptali şartlarının gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Ankara … FSHHM’nin, davalının … sayılı … ibareli bir başka markasına ilişkin olarak verdiği, 07.10.2020 tarihli, 2019/276 E. ve 2020/231 K. sayılı kararı da aynı yöndedir. Kararda aynen; “Davalının, davaya konu markasını dava tarihinden önceki son 5 yıl içerisinde ciddi surette kullandığını ispatlaması veya kullanmamasını haklı bir sebep ile ispatlaması gerektiği, ciddi surette kullanımdan bahsedebilmek için piyasadaki mal veya hizmete yönelik doğrudan veya ilişkili bir kullanımın olması gerektiği ve kullanımın belirli bir pazar yaratmaya ya da mevcut pazarı korumaya yönelik olması gerektiği, marka sahibinin amacının markasını gerçekten ticarî hayatta kullanmak olsa bile, markanın piyasaya etkin şeklide sunulamaması, yeterli zaman geçmesine rağmen işaretin tüketici nezdinde kalıcı hâle gelmesinin sağlanamaması, bunun sonucu olarak da markanın, mal veya hizmetlerin kaynağını gösterme işlevini yerine getirememesi halinde, markanın ciddi surette kullanıldığından bahsedilemeyeceği, somut olayda davalıya ait 15.12.2019, 10.09.2019, 08.12.2017 ve 18.10.2017 tarihli faturaların markanın kullanımına mesnet olarak delil olarak gösterildiği, dava tarihi dikkate alındığında, dava tarihinden sonraki tarihli 15.12.2019 tarihli faturanın markanın ciddi surette kullanılmasına ilişkin savunma bakımından hükme esas delil niteliğinin bulunmadığı, 10.09.2019 tarihinde 100 litre “…” marka sprey yüzey dezenfektanı, 08.12.2017 tarihinde 100 litre “…” marka sprey yüzey dezenfektanı, 18.10.2017 tarihinde 50 litre “…” marka sprey yüzey dezenfektanının satıldığına ilişkin üç adet faturanın pazar payı yaratacak ve ciddi surette kullanım sayılacak niteliğinin bulunmadığı, dava konusu markanın en az 5 yıllık süre zarfı içinde sadece üç adet faturaya konu satış işleminin markanın ciddi kullanımı niteliğini oluşturmayacağı, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 04.12.2014 tarih … E 2014/… K sayılı kararına konu emsal bir olayda da 2 adet faturanın pazar payı yaratacak biçimde ve markanın ciddi surette kullanımına ilişkin olguyu sağlamaktan uzak olduğunun kabul edildiği, yine davalının delilleri içerisinde yer alan …’nun cevabi yazıları ve bir takım görsel çıktıların da davalı markasının pazar payı oluşturacak şekilde, tescil edildiği emtialar bakımından ciddi surette kullanıldığını ispatlamaktan uzak olduğu, davalının markasını ciddi surette kullanamamasının haklı bir sebebe dayandığını da ispat edemediği anlaşıldığından, davanın kabulü ile; davalıya ait 2013/68107 sayılı “…” ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilerek” denilmektedir.
Ayrıca davacı tarafça sunulan; T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün 05.12.2019 tarih ve -105.01.99 sayılı yazısında “…” isimli ürün için Fırkan Kimya adına düzenlenmiş biyosidal ürün ruhsatı bulunmadığı; Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün … -105.04 sayılı yazısında ise davalı …’ın işlettiği Furkan Kimya adlı işletmede yapılan denetimde söz konusu adresin ikametgah adresi olduğu, herhangi bir üretim faaliyetinin olmadığı belirtilmektedir. Bu tespitler ışığında, davalının “üretim yapmadığı” gerekçesiyle “6197 sayılı Kanuna Muhalefet” ve “Zehirli Madde İmalı ve Ticareti Yapmak Suçları”ndan hakkında yürütülen soruşturmada Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere kamu makamlarının “üretim yapılmadığı” yönündeki tespit ve değerlendirmesi de markanın ciddi biçimde kullanılmadığı yönündeki kanaati tevsik etmektedir.
Netice itibariyle,
Davalının 2013 68116 tescil numaralı markasının “05.sınıf: 05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. 05/02 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. 05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). 05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri). 05/05 Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. 05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. 05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları bakımından, 6769 sayılı SMK’nun 9. Ve 26. Maddeleri kapsamında herhangi bir kullanımının belirlenemediği,
Davalının 2013 … tescil numaralı markasının “05.sınıf: 05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. 05/02 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. 05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). 05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri). 05/05 Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. 05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. 05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları bakımından, 6769 sayılı SMK’nun 9. Ve 26. Maddeleri kapsamında herhangi bir kullanımının belirlenemediği;
Sonuçlarına ulaşılmış açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
Davaya konu davalıya ait … “…”, 2013/… “…” markalarının 07.08.2019 tarihi itibariyle kullanılmama nedeniyle iptaline,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini  vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 1.984,80.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,   
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28.04.2021

Kâtip Hâkim… ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 108,80.-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00.-TL
P.P : 76,00.-TL
TOPLAM : 1.984,80.-TL