Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/293 E. 2021/390 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/293 Esas – 2021/390

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/293
KARAR NO : 2021/390

HAKİM …
KATİP : …

DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, davalılardan …’ın, … sayılı “…” ibareli markanın tescili için 02.07.2019 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurmuş olduğunu, başvurunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan ön inceleme aşamasında kabul edilmiş ve 29.07.2019 tarihli 329 no’lu Resmi Marka Bülteni’nde üçüncü kişilerin itirazlarına açılmış olduğunu, “…” marka başvurusunun Resmi Marka Bülteni’nde ilanına karşı müvekkili adına yapılan ilk itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun, 2015 50156 sayılı “…” ibareli marka gerekçe gösterilerek reddedilmesi talebiyle müvekkili tarafından ikinci itirazın gerçekleştirilmiş olduğunu, ancak, söz konusu itirazın da reddedilmiş olduğunu, müvekkilinin, davalının “…” ibareli marka başvurusuna ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ve koruma tarihi 11.06.2015 olan 2017 yılından bu yana tescilli “…” markası bulunduğunu, “…” marka başvurusunun müvekkiline ait “…” markası ile görsel ve işitsel açıdan ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve iltibas oluşturacağını, müvekkili adına 2017 yılından bu yana tescilli “…” markası üzerinde müvekkilinin öncelikli hak sahipliği bulunduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde önceki tarihli “…” marka tescili bulunmasına rağmen, 02.07.2019 tarihinde davalı tarafından tescili talep edilen “…” markasının, müvekkilinin “…” markasına ayırt edilemeyecek kadar benzer olup markaların halk tarafından karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, müvekkilinin markasında yer alan ve ayırt ediciliği yüksek olan “…” ibaresinin, müvekkili markasının asli unsurunu oluşturduğunu, “…” markasının müvekkili tarafından oluşturulmuş olup davalının başvuru konusu “…” markası, müvekkil tarafından oluşturulmuş, ayırt edici nitelikteki ve markaların asli unsuru olarak kullanılan ortak “…” ibaresini aynı şekilde asli unsur olarak içermek suretiyle, yazılış, okunuş, görsel ve işitsel açıdan ayırt edilemeyecek kadar benzer olup söz konusu benzerlik, taraf markalarının aynı firmaya ait seri markalar olduğu izleniminin oluşturduğunu ve görüldüğünde müvekkilinin markalarını akla getirdiğini, bu çerçevede, müvekkilinin “…” markası, davalının “…” markası ile karşılaştırıldığında, davalı markasının müvekkili markasını çağrıştıracağı, müvekkilinin markası ile seri marka izlenimi uyandıracağı ve tüketicinin söz konusu markanın müvekkilinin seri markası olduğunu algılayacağını, müvekkilinin “…” markası ile davalının “…” başvuru konusu markası aynı sınıfta yer alan birebir aynı ve ilintili mallar ve hizmetler için tescil edilmek istendiğini, buna göre, hem davalının başvuru konusu markası hem de müvekkilinin markasının 30. sınıfta yer alan malları kapsadığını, böylelikle sınıflar bakımından da çakışan markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının başvuru konusu markası ile müvekkilinin markasının benzerliği yanında, markaların aynı sınıfta yer alan aynı malları ve farklı sınıflarda da olsa ilintili hizmetleri kapsadıkları gerçeği, markaların orta seviyedeki tüketici tarafından karıştırılması, markalar arasında bağlantı olduğunun zannedilmesi için yeterli olduğunu, davalı tarafından, müvekkilinin “…” markası ile çok benzer olan “…” markasının tercih edilmesi ve aynı ve ilintili sınıflarda başvuru yapılması iltibas riski oluşturduğunu ve haksız rekabet teşkil etmekte olup davalının başvurusunun bu sebeplerle de reddinin gerektiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının kısmen iptali ile 2019/62347 sayı ile işlem gören “…” ibareli marka başvurusunun, 30. sınıfın tamamı için işlemden kaldırılmasına, başvuru konusu markanın tescil işlemleri tamamlanmış ise 30. sınıf yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafa ait marka “…” ibaresinden oluşmuş iken davaya konu marka başvurusu “…” ibaresinden oluşturulmuş olduğunu, davaya konu marka başvurusu şekil ve kelime barındıran karma nitelikte olup davacı taraf markasının ise sadece kelime markasından oluştuğunu, bununla birlikte markalarda yer alan ibareler ve vurgunun farklı olduğunu, marka başvurusu ile itiraza gerekçe olarak gösterilen marka bir bütün olarak değerlendirildiğinde görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, bu nedenle müşteri kitlesi tarafından iki marka arasında bağlantı kurulması, karıştırılması ihtimalinin mevcut olmadığını, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında, davalıya ait herhangi bir dilekçe bulunmamaktadır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Emtia ve Marka İşaretleri Bakımından Benzerlik :
Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliği olduğu, markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
Çağrıştırma,
Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman,
kriterleri ele alınmalıdır.
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlandığı, sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali olduğu, dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği,
Tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise karıştırılma ihtimalinin varlığı “halk” nezdinde olması gerektiği, bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılması gerektiği, dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği, “Halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılması gerektiği, benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesi gerektiği,
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakıldığı,
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı
Dava konusu markanın kapsamında yer alan 30. Sınıftaki;
“Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” nin davacıya ait markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı,
Bahse konu 30. sınıf mallar kapsamında yer alan ürünlerin gıda ürünleri olduğu, aynı sınıf mallar kapsamında bulunan gıda ürünlerinin benzer alıcı çevresine hitap ettiği, tüketicilerin günlük benzer gıda ihtiyaçlarını karşıladığı, mamül üretiminde kullanılan hammaddelerin çoğunlukla aynı veya benzer olduğu, yarı mamül-mamül ilişkisinin nadiren de olsa bulunacağı şöyle ki aynı ürün olarak değerlendirildiğinde paketleme ya da üzerine kaplama yapıldığında aynılık veya benzerlik taşıyabileceği,
Tüketicinin dikkat ve bilinç seviyesi, markalar arasındaki iltibas riskini etkileyecek bir unsurdur. Dikkati düşük olan tüketici kitlesine yönelik emtiaların tescillendiği markalarda iltibas riskinin daha yüksek olacağı açıktır. Diğer yandan, tüketicinin bilinç ve dikkat seviyesi tek başına iltibas riskini oluşturan unsurlardan değildir. Marka işaretlerinin ne derece ayırt edici olduğu, markanın ne derece iltibas riski taşıdığı, markaların korunma düzeyinin ne aşamada değerlendirileceği de iltibas riskinin tespitinde önem taşıdığı,
Somut uyuşmazlıkta, aynı ve benzer olan emtialar bakımından tüketicinin bilinç ve dikkat seviyesi ortalama olduğu, taraf markalarının nitelikleri, işaretleri ve korunma kapsamlarının dikkate alındığı,
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerektiği, Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılmasının hatalı olacağı, bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel olmadığı, dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılacağı,
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemesi gerektiği, markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsur olduğu, markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsurun esas unsur olduğu, markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediğinin esas unsur nazara alınarak tespit edildiği,
Dava konusu “…+ŞEKİL” ibareli marka stilize edilmiş siyah renkte “…” ibaresi ve sarı renkte figüratif bir unsurun bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş kelime+şekil, davacının redde gerekçe gösterdiği marka ise herhangi bir şekil unsuru içermeyen beyaz zemin üzerine ilk harfi büyük, siyah renkte kelime markası olduğu,
Dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacı markasının esas unsurunun “…” ibareleri olduğu,
Dava konusu marka ile davacı markasında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin İngilizce’de “yumuşak, hoş, tatlı” gibi anlamlara geldiği, dolayısıyla her ne kadar söz konusu ibare İngilizce olsa da, dava konusu mallar bakımından ayırt edici niteliği olduğu,
Davacı markası ile dava konusu marka, marka işaretleri bakımından karşılaştırıldığında dava konusu markanın esas unsurunun 9 harften, davacı markalarının esas unsurlarının ise 6 harften, dava konusu markanın son 6 harfinin davacı markası ile aynı harflerden oluştuğu, dava konusu markanın ilk 3 harfi (“LOK”) farklı olduğu, dava konusu markanın davacı markasını içerdiği ve markalardaki bu aynılığın iltibasa yol açacağı , dava konusu markanın başında yer alan “LOK” ibaresinin görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımından dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibasa neden olacağı, dava konusu marka ile davacı markalarının esas unsurlarının ayırt edici nitelikte olduğu, dava konusu marka ile davacının markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu,
Karıştırılma İhtimali Bakımından :
Her ne kadar dava konusu markanın kapsamında yer alan malların redde gerekçe markanın kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olduğu, dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu,
Haksız Rekabet Bakımından :
Haksız rekabet, rakipler arasında ya da tedarik eden ve müşteri arasında dürüstlük kuralına uygun olmayan ticari uygulamalardır. Ticaret hayatında dürüstlük kuralına uygun olmayan tüm eylem ve işlemlerdendir. Haksız rekabetten söz edebilmek için aldatıcı hareket ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışın bulunması şarttır. Haksız rekabetin üç unsuru bulunmaktadır: İktisadi rekabet, Aldatıcı hareket ve dürüstlük kuralına aykırı çeşitli davranışlar, rekabet hakkının kötüye kullanılması. İktisadi rekabetten söz edebilmek için ortada ekonomik bir faaliyetin olması gerekmektedir. Ekonomik bir etkinlik olmaksızın iktisadi rekabetten ve dolayısıyla haksız rekabetin varlığından bahsedilemez. İktisadi rekabet ticaret hayatının önemli unsurlarından olduğu için çeşitli kanunlarla korunmuş ve desteklenmiştir. İktisadi rekabet bir haktır ve bu hak kullanılırken dürüstlük kuralına aykırı davranılmaması gerekmektedir. Bir firmanın kendisine rakip olan diğer bir firmayı kötülemesi, onun müşteri çevresini yanıltıcı hareketlerde bulunması vb. dürüstlük kuralına aykırıdır ve dolayısıyla haksız rekabet teşkil eder. Dürüstlük kuralı ile sınırları belli olan rekabet hakkının sınırları aşılmışsa burada kötüye kullanma vardır. Her haksız fiilde olduğu gibi, haksız rekabetin doğmasına neden olan fiil ile oluşacak zarar veya zarar tehlikesi arasında nedensellik bağı olması gerektiğini de belirtmek gerekmektedir.
Davacının haksız rekabete ilişkin iddiasını kanıtlayacak somut delil olmadığı, davacının haksız rekabete ilişkin itirazının yerinde olmadığı,
Dava konusu markanın kapsamındaki 30. Sınıf mal ve hizmetlerin “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” davacının markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olduğu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının haksız rekabete ilişkin itirazının yerinde olmadığı, dava konusu 2020-M-6462 sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olmadığı sonuçlarına ulaşılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının 30. Sınıf mal ve hizmetler bakımından kısmen iptaline,
Davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.612,60.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, ekli karar davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16.12.2021

Kâtip Hâkim … e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 116,60.-TL-
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 246,00.-TL-
TOPLAM :2.612,60.-TL