Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/248 E. 2021/423 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/248 Esas – 2021/423
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/248
Karar No : 2021/423

Hakim : ….
Katip : ….

Davacı : …
Davalı : …
Dava : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi
Dava Tarihi : 25/08/2020
Karar Tarihi : 30/12/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 03/01/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı şirketin…. alan adlı internet sitesinde müvekkiline ait markayı izinsiz olarak ve haksız rekabet oluşturacak şekilde kullandığını, bahsi geçen sitede hakkında şikayet yazılan her marka için ayrı bir alan adı uzantısı bulunduğunu, müvekkili şirket hakkında açılan www.sikayetvar.com/kariyeradam alan adı uzantısında müvekkilinin kullandığı “…. ” görselinin kullanıldığını, bu durumun Ankara … Noterliği…. yevmiye no.lu e-tespit tutanaklarıyla tespit ettirildiğini, müvekkili şirketin onayı olmadan adının ve sloganının kullanılmasının 6769 sayılı kanuna aykırı olduğunu, davalı şirketin marka sahiplerinin marka itibarlarına yönelik zafiyetlerinden faydalanarak ve kötü niyetli bir şekilde marka hakkının ihlaline yönelik uygulamalara yer vererek haksız kazanç elde ettiğini, davalı şirkete ait internet sitesinde tüketicilerin aldıkları mal ve/veya hizmet ile ilgili firmalar hakkında görüş, düşünce, eleştiri ve şikayetlerini yazabildiklerini, şikayetin muhatabı firmaların tüketicilere geri dönüş yapmak ve şikayet yazanın gerçek müşterisi olup olmadığını denetleyebilmek amacıyla kimlik bilgilerini öğrenmek istediğinde davalı şirkete ait internet sitesine üye olmak zorunluluğunun getirildiğini, firmaların çeşitli kategorilere tabi ücretlerin ödenmesi halinde davalının hizmetlerinden yararlanabildiğini ve hatta yazılan şikayetleri sildirebildiğini, üyelik ücreti ödemeyen firmaların müşterilere ulaşmasının engellendiğini ve şikayetlerin giderek arttığını, internetteki yorumların firmalar için hayati önem taşıdığını, davalı şirketin uygulamalarının TTK m.54/2 kapsamında haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ederek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespit ile önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 21.10.2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacı şirket iddialarının tümünün asılsız olduğunu, www.sikayetvar.com sitesinin sadece üye olan şirketlere hizmet veren bir platform olmadığını, tüketicilerin yazdığı şikayetlere verilen tüm cevapların ücretsiz olarak yayınlandığını, hakkında şikayet yayınlanan firmaların cevap haklarını ücretsiz olarak kullanabildiğini, davacı şirketin de üye olmaması ve ücret ödememesine rağmen şikayetlere cevap verdiğini, ücretsiz cevap hakkının bulunduğunun müvekkili şirket tarafından davacıya hatırlatıldığını, davacı şirketin cevap metinlerinin yayınlandığına dair ekran görüntülerinin dosyaya sunulduğunu, davacı şirketin müvekkili firmadan şikayetçilere ait iletişim bilgilerini talep ettiğini ve bu taleplerin de ücretsiz bir şekilde müvekkili şirket tarafından karşılandığını, şikayeti yazanın davacının gerçek müşterisi olup olmadığının rahatlıkla belirlenebileceğini, bir çok tanınmış markanın müvekkili şirketin kurumsal üyesi olduğunu, ancak bu firmalar hakkında da yazılan yüzlerce şikayetin yayınladığını, ücret ödeyen firmaların şikayetlerinin silindiği iddiasının iftira olduğunu, davacı tarafın şikayeti yazanın müşterisi olmadığı iddiasında bulunulması halinde müvekkili şirket tarafından müşteri teyidi yapıldığını, şikayeti yazan şahıstan aradaki ticari ilişkiyi belgelemesinin istenildiğini, belgelenmeyen şikayetin derhal kaldırıldığını, davacı şirketin de bu yönde talebi bulunduğu bir şikayet ile ilgili aynı işlemlerin yapıldığını, bu işlemler için de herhangi bir ücret talep edilmediğini, tüketiciler tarafından yazılan bir çok şikayetin de müvekkili şirketin redaksiyon sürecinde yayına alınmadan re’sen kaldırıldığını, davacıya ait markanın ya da logonun izinsiz kullanımının söz konusu olmadığını, benzer nitelikte açılan davalar ve Yargıtay kararlarında kullanımın “dürüst kullanım ilkesi” çerçevesinde olduğu ve ticari maksatla olmadığından izne gerek bulunmadığı yönünde hüküm tesis edildiğini, davacı şirket hakkındaki bir çok şikayetin çözüme kavuşturulması sebebiyle şikayetçisi tarafından yayından kaldırılarak teşekkür mesajlarına dönüştürüldüğünü, davacı firmanın tüketiciler nezdinde itibarının arttıran teşekkür mesajlarının da müdahale edilmeksizin yayınlandığını, Birleşik Markalar Derneği tarafından müvekkili şirket hakkında yapılan başvuru neticesinde Ticaret Bakanlığının müvekkili şirket lehine karar verdiğini, aynı konuya ilişkin açılmış ve müvekkili şirket lehine sonuçlanmış pek çok dava ve emsal karar bulunduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacılar ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davalının iddia edilen eylemleri nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 ve devamı maddelerinde, markaya tecavüz halleri ile marka sahibinin tescilli markasını korumasına ilişkin hususlar düzenlenmiştir.
SMK 29. maddesinde “Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller” başlığı ile tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Buna göre;
“Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesi 1(a) bendinde “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” arasında düzenlenen ve “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7. maddede, izinsiz olarak yapılması halinde marka sahibinin önlenmesini talep edebileceği fiiller şu şekilde belirtilmiştir;
“a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/1. maddesinde ifade edildiği üzere, Kanun’un temel amacı tescilli markaların korunmasını sağlamaktır. Söz konusu hüküm “Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.” düzenlemesini içermektedir.
Tescil edilmiş bir markanın sahibi, Sınai Mülkiyet Kanunu’na dayanarak, yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, markanın kullanılmasının engellenmesini talep edebileceği; somut olay bakımından, dava dilekçesi ekinde, davacı tarafça markanın fiilen kullanıldığına dair belgeler sunulduğu, “…. ” ibaresinin … nezdinde tescilli olduğuna dair dosyada bir bilgi/belge bulunmadığı, tescilsiz marka ile Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde hak talep edilemeyeceğinden, davacının taleplerinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu “marka hakkına tecavüz” hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün olmadığı, ayrıca davacı tarafın kullandığı ibare ve slogan tescilli marka olsaydı dahi, davalı tarafın sitesi, tüketicilerin almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini belirttikleri bir platform olduğu, söz konusu platformun yapısı gereği şikayet edilen veya hakkında olumlu görüş bildirilen şirketlerin markalarının belirtilmesi zorunluluk arz etmekte olup, söz konusu markalar kullanılmadan anılan sitenin fonksiyonunu icra etmesi ve kullanıcıların düşüncelerini ifade etmesi mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı sitesindeki davacının markalarının kullanımının işaretin kullanımına ilişkin meşru bir bağlantı bulunması durumu içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla davalının sitesinde davacı marka kullanımının SMK madde 7/5 kapsamında dürüst bir kullanım olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” un ilgili maddeleri; 5651 sayılı Kanun’un tanımlar başlıklı 2. maddesinde içerik sağlayıcının “İnternet ortamın üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olduğu, yer sağlayıcının ise “Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler” olduğu belirtilmiştir. 5651 sayılı Kanun’un 4.maddesinde “içerik sağlayıcının internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğu” belirtildiği halde, aynı Kanun’un 5.maddesinde ise “yer sağlayıcının, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı”, anılan 5.maddenin ikinci fıkrasında ise “yer sağlayıcının, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8’inci ve 9’uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olduğu” belirtilmiştir. Anılan Kanunun 8’inci maddesinde “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” hususu düzenlenmiş olup, “Erişimin engellenmesi kararının soruşturma evresinde hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verileceği” belirtilmektedir. Anılan Kanunun 9’uncu maddesinin birinci bendinde ise “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların, içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebileceği”; ikinci bendinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin taleplerinin, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç 24 saat içinde cevaplandırılacağı”; üçüncü bendinde ise “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hakimin bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebileceği” hususları düzenlenmiştir. Dolayısıyla yer sağlayıcı olan davalı yer sağlayıcının uyması gereken kaidelere tabi olacağı anlaşılmıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde www.sikayetvar.com adlı web sitesinin firmalara karşı kötü niyetli olduğunu ve firmalar arası haksız rekabete yol açacak şekilde kullanıldığını belirttiği; buna ek olarak şikayet yazan içerik sahibinin gerçekten müşterisi olup olmadığını tespit etmek amacı ile şikayetçi bilgilerini öğrenmek istediğinde davalı tarafın web sitesine üye olma zorunluluğu getirdiğini; bazı firmaların çeşitli kategorilere göre ücretleri ödediği takdirde belirtilen hizmetlerden faydalanabildiğini ve hatta yazılan şikayetleri dahi sildirebildiği hususlarını belirttiği; dava dosyasına bakıldığında bu iddialarla ilgili davacı tarafın koymuş olduğu somut herhangi bir delil bulunmadığı; davacı tarafın, dava dilekçesine eklediği Ankara … Noterliği 09049 yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile davalının internet sitesinde, davacının logosunun kullanımı tutanak altına alındığı;
Buna karşın davalı taraf savunmasında davacı şirketin cevap metinlerinin yayınlandığına dair ekran görüntülerinin dosyaya sunulduğunu, davacı şirketin müvekkili firmadan şikayetçilere ait iletişim bilgilerini talep ettiğini ve bu taleplerin de ücretsiz bir şekilde müvekkili şirket tarafından karşılandığını, şikayeti yazanın davacının gerçek müşterisi olup olmadığının rahatlıkla belirlenebileceğini, bir çok tanınmış markanın müvekkili şirketin kurumsal üyesi olduğunu, ancak bu firmalar hakkında da yazılan yüzlerce şikayetin yayınladığını, ücret ödeyen firmaların şikayetlerinin silindiği iddiasının iftira olduğunu, davacı tarafın şikayeti yazanın müşterisi olmadığı iddiasında bulunulması halinde müvekkili şirket tarafından müşteri teyidi yapıldığını, şikayeti yazan şahıstan aradaki ticari ilişkiyi belgelemesinin istenildiğini, belgelenmeyen şikayetin derhal kaldırıldığını, davacı şirketin de bu yönde talebi bulunduğu bir şikayet ile ilgili aynı işlemlerin yapıldığını, bu işlemler için de herhangi bir ücret talep edilmediğini, tüketiciler tarafından yazılan bir çok şikayetin de müvekkili şirketin redaksiyon sürecinde yayına alınmadan re’sen kaldırıldığını, davacıya ait markanın ya da logonun izinsiz kullanımının söz konusu olmadığını belirttiği; gerçekten de web sitesinde davacıyla ilgili görüşler incelendiğinde bazı şikayetlerin şikayet edenler tarafından yayından kaldırıldığının tespit edildiği; bu da şikayetçi bilgilerinin davalı tarafın davacıya verdiğini gösterdiği; çünkü yayınlanan şikayetler incelendiğinde şikayetçiye dair sadece isim bilgisi yer aldığı; herhangi bir firmanın davalı taraf ile iletişime geçmeden şikayetleri çözebilmesinin mümkün gözükmediği anlaşılmıştır.
Diğer bir uyuşmazlık konusu da, davalı tarafın www.sikayetvar.com/kariyer-adam şeklinde kullanımının bulunduğu ve davacının “…. ” şeklindeki tescilsiz marka ve sloganının, davalıya ait internet sitesinde aynen yer aldığının tespit edildiği; davacı taraf, müvekkilinin onayı olmadan markanın ve sloganın kullanılmasının marka hakkına tecavüz yarattığını iddia ettiği;
Davalı yana ait …. web sitesi, tüketicilerin, satın almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini belirttikleri online bir platform olarak faaliyet gösterdiği; davalı yanın internet sitesi, sorunlu, eksik, hatalı ya da olumsuz bir ürün ya da hizmetle karşılaşan tüketicilerin, şikayetlerini internet üzerinden paylaştıkları ve şikayetin ilgili marka sahibi tarafından değerlendirilip çözülmesini sağlayan bir web sitesi işlevi gördüğü; şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkı Anayasal haklar olduğu anlaşılmıştır.
Tüketiciler, markalar hakkındaki şikayetlerini paylaşıp çözüm aramakta, şikayetleri okuyan tüketiciler ise, marka ve firmalar hakkında bilgi sahibi olabilmekte, önceki yorumları referans alabildiği;
Faaliyetleri kapsamında, davalı şirketin, internet sitesinde tüketicilerin/kullanıcıların şikayet ve görüşlerini ifade edebilmek için firma isimlerini, ürünlerin markalarını ve sloganlarını kullandığı; bu konuda, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait internet sitesi içeriğinde herhangi bir mal/hizmet satışı yapılmamakta, internet sitesi içeriğinde sadece tüketicilerin görüşlerine/şikayetlerine/yorumlarına yer verildiği; bir markaya veya bir şirkete ait tüm şikayetlerin, aynı başlık altında toplandığı ve bu başlıkta şikayete konu markaların görseline yer verildiği;
Davalı tarafça dosyaya sunulan Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Reklam Kurulu kararında, söz konusu davalı uygulamalarının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik yönünden değerlendirmesi yapıldığı, bununla birlikte marka hakkına tecavüz/haksız rekabet yönünden aşağıdaki şekilde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
“…. Reklam Kurulu’nun 14.07.2020 tarih ve 299 sayılı toplantısında yapılan görüşmeler sonucunda; anılan iddialara ilişkin olarak,
….
Yargıtay kararlarının HAKSIZ REKABET AÇISINDAN incelenmesi sonucunda; Yargıtay’ın şikayet sitelerine ilişkin değerlendirme ve kararlarında ÇOĞUNLUKLA; “söz konusu faaliyetleri “yer sağlayıcı” olarak kabul ettiği ve ilgili şikayetlerin de “anayasal bir hak olarak ifade özgürlüğü” kapsamında ve “şikayet hakkının kullanılması” olarak değerlendirildiği… şikayet sitesinin yaptığı faaliyetin haksız rekabet teşkil etmediği konusunda kararlar verildiği, Yargıtay’ın emsal niteliğinde bir içtihadının henüz ortaya çıkmadığı,
Yine Yargıtay kararları MARKA KULLANIMI AÇISINDAN incelendiğinde; ilk derece mahkemesi ve Yargıtay kararlarında başkasının markasının kullanımının “dürüst kullanım” ilkesi kapsamında görüldüğü,
….
değerlendirilmiş ve dolayısıyla söz konusu uygulamaların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili Yönetmeliğe aykırı olmadığı karar verilmiştir.”
Markanın asli fonksiyonu malın kaynağını gösterme, malın hangi işletme tarafından üretildiğini ya da piyasaya sürüldüğünü gösterme fonksiyonu olmakla birlikte, garanti, kalite, reklam ve tanıtım fonksiyonları da bulunduğu;
Davalı firma faaliyetleri kapsamında bir kazanç elde etmekte ise de, bu kazancı, davacının markasını kullanmak, davacının markası ile ürün satmak/hizmet sunmak suretiyle elde ettiği; davalı kullanımlarının, markanın fonksiyonlarından olan, mal ve hizmetlerin ayırt edilmesi amacına yönelik ticari bir kullanım olmadığı ve dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde bir kullanım olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay …. . Hukuk Dairesi’nin E. 2018/4667 – K. 2019/5975 T. 30.9.2019 tarihli …. kararında “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın internet sitesinin, tüketicilerin almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini belirttikleri bir platform olduğu, söz konusu platformun yapısı gereği şikâyet edilen veya hakkında olumlu görüş bildirilen şirketlerin markalarının belirtilmesinin zorunluluk arz ettiği, söz konusu markalar kullanılmadan anılan sitenin fonksiyonunu icra etmesinin mümkün bulunmadığı, dolayısıyla davalı sitesindeki marka kullanımının işaretin kullanımına ilişkin meşru bir bağlantı bulunması durumu içerisinde değerlendirilebileceği, siteye giren ortalama tüketicilerin, söz konusu sitenin müspet veya menfi görüş ve düşünce belirtme platformu olduğunu, resmi bir mecra olmadığını rahatlıkla anlayabilecekleri, davalı sitesinde davacının logosunun kullanılmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet açısından ihtilafın esasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı, davalının sitesinde davacı marka ve logosunun kullanılmasının 556 Sayılı KHK’nın 12. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olduğu” şeklinde ifade edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin E. 2019/3986 – K. 2020/2200 T. 02.03.2020 tarihli ONAMA kararında “İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; somut uyuşmazlıkta dava konusu www.sikayetvar.com web sitesinin, tüketicilerin, satın almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini belirttikleri online bir platform olarak faaliyet gösterdiği, bu durumda, tüketicilerin/kullanıcıların şikayet ve görüşlerini ifade edebilmek için firma isimlerini ve ürünlerin markalarını kullanmalarının bir zorunluluk arz ettiği, www.sikayetvar.com web sitesinde davacı marka ve logosunun kullanılmasının, sunulan hizmetin niteliği itibariyle zorunluluk arzeden, 6769 Sayılı Kanun’un 29. maddesi anlamında mal ve hizmetlerin ayırt edilmesi fonksiyon ve amacına yönelik ticari bir kullanım olmadığı ve 6769 Sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 7/5 maddesi kapsamında dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde bir kullanım olarak değerlendirilmesi gerektiği” şeklinde ifade edilmiştir.
www.sikayetvar.com web sitesinde davacı marka ve logosunun kullanılmasının, sunulan hizmetin niteliği itibariyle zorunluluk arz eden bir husus olduğu, davalının markayı kullanmaktaki sebebinin, markadan fayda sağlamak olmadığı, site içerisinde kategorizasyon sağlamak amaçlı olduğu; zira, davalının internet sitesi içerisinde yer alan yorumların ve şikayetlerin, karışıklığa yol açmaması, şikayete konu markaların belirlenebilmesi ve şikayetin hataya yer verilmeksizin doğru marka/firma ile eşleştirilebilmesi için gerekli olduğu; söz konusu iş modelinin yapısı gereği şikâyet edilen, hakkında görüş bildirilen şirketlerin markaların belirtilmesinin zorunluluk arz ettiği, söz konusu markalar kullanılmadan anılan sitenin fonksiyonunu gerçekleştirmesinin mümkün bulunmadığı; dava konusu edilen kullanım ile davacının markasından istifade etme, markasından kazanç elde etmesi gibi bir sonuç doğurmayacağı; bu durum, davalının marka kullanımının, mevcut iş modelinde “dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde bir kullanım” olarak değerlendirilmesi gerektirdiği;
Davalının internet sitesini kullanan tüketiciler, internet sitesinin bir şikayet platformu olduğunu, site içerisinde yer verilen markalar/sloganlar ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını rahatlıkla anlayacakları; dolayısıyla davalı sitesindeki marka kullanımının, açıklanan gerekçeler çerçevesinde, “işaretin kullanımına ilişkin meşru bir bağlantı bulunması” durumu içerisinde değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davacının taleplerinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “marka hakkına tecavüz” hükümleri çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, davalı şirketin marka ve slogan kullanımının “haksız rekabet” hükümleri çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2021

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır