Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/242 E. 2021/97 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/242
Karar No : 2021/97

Hakim : … …
Katip :…

Davacı :…
Davalılar :…
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Tescil Başvurusunun Reddi
Dava Tarihi : 19/08/2020
Karar Tarihi : 11/03/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 12/03/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Tescil Başvurusunun Reddi istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili firmanın ofis ve kırtasiye sektöründe faaliyette bulunmak üzere 2002 yılında kurulan ve sektöre girdiği günden itibaren başarılı grafiğe sahip, piyasada bilinen ve markaları tanınmış olan müşteri güvenini haiz bir firma olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli “…” markası başta olmak üzere bu ibareyi taşıyan diğer tüm markaların müvekkili tarafından uzun yıllara sari olacak şekilde ve etkin bir biçimde kullanıldığını, müvekkilinin … markası ile üretmiş olduğu ürünlerin, kendi sektöründe tüketicilerin yoğun şekilde tercih ettiğini, ülkemizin hemen her bölgesinde pazar payına sahip ve bir çok e-ticaret sitesinde satışı yapılan ürünler olduğunu, trendyol, carrefour, hepsiburada, amazon, gittigidior ve daha pekçok e-ticaret sitesinde … markasının satışının yapıldığını, müvekkili şirketin “…” markalarını Türkiye’de tescil ederek hukuki koruma altına aldığını, hukuken koruma atındaki bu marka ile davalı adına başvurusu yapılan “… tune” markası arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu markanın başvuru sahibi … Öztürk’ün müvekkili şirkete ait olan 17.02.2012 tarihinden bu yana yapılan yatırımlar neticesinde 41. sınıfta yer alan ürünler ve hizmetler bakımından tescillenmiş olan “…” markasını müvekkilinin izni olmadan ve hiçbir ticari ve teknik zorunluluk olmadığı halde söz konusu kendisine ait marka başvurusunun içinde kullanarak, müvekkilini kendi adına halihazırda 41. sınıfta tescilli “…” ibareli markasına “tune” kelimesi ekleyerek kendi adına 41. sınıfta tescillemek suretiyle, müvekkiline ait tescilli marka üzerinde hak elde etmeye çalışarak tescil ettirmek istediğini, davalının marka ibaresine eklenen “tune” sözcüğünün bu markaya ayırt edicilik katmadığını, ortalama dikkate sahip tüketici açısından değerlendirme yapılması halinde çok büyük bir kısmında iltibas ve karıştırma riskinin söz konusu olacağının muhakkak olduğunu, bu nedenle markanın “…” olarak algılanacağını ve müvekkili şirketin hem maddi hem de manevi anlamda zarara uğramasının kaçınılmaz olacağını, her iki markanın asli unsurları arasındaki benzerliğin bariz olduğunu, davalı … sahibinin müvekkilinin markasını birebir kullanarak kendi markasını oluşturmaya çalıştığını, okunuş olarak … markasına benzer telaffuz edildiğini, her iki markanın anlamsal ve işitsel açıdan benzediğini, davalının tescil ettirmek istediği marka incelendiğinde … ibaresinin ön planda olduğunun görüldüğünü, davalı … başvurusunun kötü niyetli olduğunu, … tune markasının tesciline izin verilmesi halinde bu durumun markaların tüketici nezdinde ilişkilendirilmesine, markaların müvekkiline ait markanın devamı, yeni versiyonu olarak algılanmasına, tüketicinin markanın kaynağı konusunda yanılmasına, … tune markasının müvekkiline ait … markaları ile ilişkilendirilmesi sonucunda başvuru sahibinin müvekkilinin markasının ticari itibarının ve piyasadaki bilinirlik düzeyinden haksız yere faydalanmasına ve müvekkilinin ticari itibar ve kazancının telafi edilemez bir biçimde zarar görmesine ve müvekkiline ait olan markanın alt markası izleniminin oluşmasına sebebiyet vereceğini ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/08/2020 tarih ve … sayılı kararının iptaline, … başvuru nolu “… tune” markasına ilişkin tescil başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevaplarında özetle; davacı vekilinin, başvuruya konu “ … tune” ibareli işaret ile davacı adına tescilli “…” ibaresini münhasır ya da esas unsur olarak içeren markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu bu durumun iltibasa neden olacağı iddiasının yerinde olmadığını, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını, davalı adına tescili talep edilen işaret, aralarında esas unsur, yardımcı unsur ayrımı yapılamayan ve bir bütün olarak algılanan iki kelimeden oluştuğunu, iddialara mesnet markalarda yer alan “…” ibaresinden kaynaklı kısmi benzerlik başvurunun tesciline engel oluşturacak nitelikte olmadığını, açıklanan gerekçelerle başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davacı vekilinin, SMK m.6/9 hükmü bağlamında kötüniyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, başvuru ve dava aşamasında kötüniyet iddiasını destekler nitelikte yeterli delil sunulmadığından, bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs cevaplarında özetle; davacı vekilinin, başvuruya konu “ … tune” ibareli işaret ile davacı adına tescilli “…” ibaresini münhasır ya da esas unsur olarak içeren markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu bu durumun iltibasa neden olacağı iddiasının yerinde olmadığını, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını, davalı adına tescili talep edilen işaret, aralarında esas unsur, yardımcı unsur ayrımı yapılamayan ve bir bütün olarak algılanan iki kelimeden oluştuğunu, iddialara mesnet markalarda yer alan “…” ibaresinden kaynaklı kısmi benzerlik başvurunun tesciline engel oluşturacak nitelikte olmadığını, açıklanan gerekçelerle başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davacı vekilinin, SMK m.6/9 hükmü bağlamında kötüniyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, başvuru ve dava aşamasında kötüniyet iddiasını destekler nitelikte yeterli delil sunulmadığından, bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı … davalılar arasındaki uyuşmazlık, davalıya ait başvuru markası ve mal/hizmetler ile davacıya ait itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davacının kötü niyet iddialarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “… tune” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava; davalının 29.08.2019 tarihinde … sayı ve “… tune” ibareli markasının 41.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacı tarafından … sayılı “… …”, “… …”, “… …”, “… …”, “…”, “let’s şekil” ibareli bir takım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/08/2020 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı tarafa ait 2010/52595 ve 2007/63064 sayılı markalar süresi içinde yenilenmediği için hükümden düştüğü;
Dava konusu davalı tarafa ait marka başvurusunun kapsamında olan 41. sınıfa ait hizmetlerin tümünün davacı tarafa ait 2012/15917 sayılı “…” markasının emtiası içerisinde birebir yer aldığı, bu nedenle, taraf markaları yalnızca bu marka bakımından aynı emtiayı kapsadığı;
Davacı taraf markalarına ait sınıf 16 kapsamında bulunan “Sınıf 16: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.” malları ile dava konusu marka kapsamında sınıf 41’de bulunan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılması, dağıtımına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” hizmetleri arasında doğrudan bir benzerlik bulunmamasına rağmen, bu emtialar arasında ortalama düzeyli bir benzerlik/tamamlayıcılık ilişkisi bulunduğu, söz konusu hizmetler ile davacı tarafa ait mallar arasında benzer alıcı çevresine hitap etmeleri, son kullanıcı ve tüketici profillerinin ortak olmaları, hedeflenen tüketici kesiminin ortak olmasından kaynaklanan dolaylı bir benzerlik bulunduğu;
Dava konusu marka beyaz zemin üzerine standart küçük harf karakteri ile siyah … ve tune ibareleri arasına boşluk bırakılarak oluşturulduğu, İngilizce iki kelimeden oluşan davalı markası bileşik kelimeden oluştuğu ve marka bir bütün olarak algılandığı;
Davacı tarafa ait markaların İngilizce … esas unsurlu seri markalar şeklinde oluşturulduğu, davacı tarafa ait … markası standart büyük harf karakteri ile tek kelimeden esaslı unsur şeklinde oluşturulan kelime markası olduğu, davacı tarafa ait “… …” markası standart büyük harf karakteri ile oluşturulan … ibaresine İngilizce … edatlı fiili eklenerek oluşturulan bileşik kelime markası olduğu, marka “… …” şeklinde bir bütün olarak algılandığı, davacı tarafa ait kırmızı zemin üzerine stilize yazı karakteri ile yazılan … ibaresinin sağ tarafına yerleştirilen “…” ve “…” ve altına beyaz zemin üzerine renkli harflerle yazılan “…” şeklindeki karma markalarında … ibaresi büyük punto ile yazılarak öne çıkarılmış ve görsel olarak dikkati çeken ilk unsur olduğu, davacı tarafa ait bu markaların esaslı unsurunu … ibaresi oluşturduğu, …, … şeklindeki kelime unsurları tali unsur konumunda olduğu;
Taraf markalarında … ibaresinin ortak olduğu ancak davalı markasında … tune şeklinde slogan şeklinde yazıldığı ve ibarenin bir bütün olarak algılandığı, davacı markalarında standart yazı karakteri ile yazılan … … markasının da bir bütün olarak algılandığı ve bir slogan şeklinde yazıldığı, davacı tarafa ait diğer markalarda … ibaresinin esaslı unsur konumunda olduğu, renk ve stilize yazım şekli ile oluşturulan markalarda, slogan unsurunun markanın tali unsuru konumunda olduğu;
Taraflar arasındaki temel çekişme konusu, markalar arasında İngilizce “…” ibaresinin ortak unsur olması temeline dayandığı, … ibaresi İngilizce’de “Let us” ibaresinin kısaltması olup resmi olmayan İngilizce’de konuşmacının kendisini de katarak bir şeyi yapmaya davet etmesini ya da rica etmesini anlatan bir emir kipi olduğu, … ibaresi Türkçe’de “haydi” anlamında veya “ -lim, -lım, üm, -lum” şeklinde yanına gelen fiil ile bir anlam ifade eden bir emir kipi olduğu, bu manada davacı tarafa ait “…” ibareli marka tek başına doğrudan bir anlam teşkil etmezken, İngilizce “… …” emir cümlesi Türkçe’ye “boyayalım, renklendirelim, hadi boyayalım, hadi renklendirelim” manasına geldiği, davacı tarafa ait “… …” ibaresi de İngilizce “…” ibaresi “eğlenmek” manasına geldiğinden “Eğlenelim, hadi eğlenelim” manasına geldiği, davalıya ait “… tune ” ibaresi de “tune” ibaresi “ayarlamak, uyumlamak” gibi manalara geldiğinden Türkçe’de “hadi ayarlayalım/uyumlayalım, ayarlayalım/uyumlayalım” manalarına geldiği, İngilizce dilinin çok yaygın olarak kullanıldığı ülkemizde, sözkonusu … ibaresi de yaygın olarak kullanılabilecek bir emir kipi olduğu, dolayısıyla, emir kipi olan “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin zayıf olduğu;
Neticede; davacı tarafa ait düz yazı karakteri ile yazılan …, … … markalarında … ibaresinin birebir yer aldığı ve kolayca ayırt edilebildiği için davalı markası ile görsel benzerlik arz ettiği ancak davacı tarafa ait … …, … …, … … stilize yazı ve renk unsurundan oluşan ibareli şekil markaları ile bileşik kelime unsurundan oluşan davalı markasının kompozisyonlarının oldukça farklı olduğu, markaların bütünsel olarak birbirleriyle ilişki kurulabilecek nitelikte bir görsel algı uyandırmadığı;
Davalı markasının İngilizce /… tün/ şeklinde okunacağı, davacı tarafa ait markaların İngilizce /…/, /…./ şeklinde okunacağı, taraf markalarının telaffuzunda kulağa gelen ilk sesin /…/ olmasından dolayı taraflar arasında belli bir işitsel benzerlik oluşacağı, ancak, taraf markalarında … sesinden sonra gelen seslerin birbirine benzemediği ve … ibaresinden sonra gelen fiilin çağrıştırdığı, eylemin de farklı olmasından dolayı sesçil vurgunun … den sonra gelen fiilde olacağı ve söz konusu işitsel benzerliğin karışıklığa neden olmayacağı;
Taraf markalarındaki … ortak unsurun emir kipi bildiren “haydi” yada kendisinden önce gelen fiile “-lim, -lım, üm, -lum” anlamı verdiği, bu nedenle de benzerlik ilişkisinin bulunup bulunmadığının … ibaresinden sonraki ibarelerin benzerliğine bağlı olduğu, “… tune” ibaresi ile “… …”, “… …” ibarelerinin kavramsal olarak benzemediği;
Burada dikkat çekilmesi gerek son husus da … kelimesinin kavramsal niteliği olduğu, … ibaresi İngilizce dil bilgisinde emir cümlesi yapmak için kullanılan genel bir ibare olduğu, gerek anlamı gerekse yoğun kullanımı bakımından bu ifadenin ayırt ediciliği son derece düşük olduğu, bilindiği üzere ayırt ediciliği yüksek olmayan ibareler ayırt ediciliği yüksek ibarelere nazaran daha dar koruma gücüne sahip olacağı, orijinal niteliği az olan bu nedenle ayırım gücü zayıf markalarla ilgili olarak iltibas tehlikesinin önlenebilmesi için, tescili istenen yeni markada ufak bazı değişikliklerin yapılmış olması yeterli olacağı, ayırt ediciliği yüksek olmayan davacı markalarında, ayırt edicilik için ufak bazı değişikliklerin yapılmış olması yeterli olup davalı şahıs markasında bunun sağlandığı anlaşılmıştır.
İltibas ihtimalinin araştırılmasında, markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı hususunda markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. Marka farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabilir. Tam tersine, unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etki bırakabilirler. Markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılması ve özellikle markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tasviri işaretlerden oluşan kısımlarının aynı veya benzer olup olmadıkları üzerinde durulmasına da gerek yoktur. Ancak bunlar, markanın genel görünümüne etkileri ölçüsünde incelemede dikkate alınabilirler. Buna karşılık markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir.
Neticede, dava konusu marka ile davacı markalarının bütünsel anlamda yapılan karşılaştırmada, taraf markalarının; birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları, “… tune” ibaresi ile karşı karşıya kalan tüketicinin bu ibareyi davacının markası olarak yorumlama yoluna gitmeyeceği, davacı tarafa ait standart yazı karakteri oluşturulan markaları ile davalı markası arasında baskın olmayan görsel bir benzerlik olduğu, markaların ilk seslerinin aynı olmasından kaynaklanan baskın olmayan bir işitsel benzerlik olduğu, taraf markalarının kavramsal olarak benzer olmadığı, taraf markaları arasında bütünsel olarak benzerlik bulunmadığı, hal böyleyken, başvuru konusu marka ile davacı yanın YİDK aşamasına ve işbu davaya dayanak yaptığı davalı markasının genel izlenim yönünden benzer olmadığı, aralarında ilişkilendirme ve karıştırma olasılığının olmayacağı;
Kötüniyet iddiasının kanaat oluşturmaya yeterli olacak bilgi ve belgelerin gerek marka işlem dosyasında gerek dava dosyasında mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu davalının … sayılı “… tune” ibareli başvuru markası kapsamında yer alan emtialar ile davacı yanın 2012/15917 sayılı markası kapsamında olan emtiaların aynı, dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar ile davacı yanın diğer markaları kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılması, dağıtımına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil)” emtialar ile ilişkili olduğu, dava konusu marka işaretleri arasında benzerlik koşulunun gerçekleşmediği, buna göre dava konusu markalar kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/08/2020 tarih ve … sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı … davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şahsın yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/03/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır