Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/223 E. 2021/17 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

Esas No : 2020/223
Karar No : 2021/17

Hâkim : … …
Kâtip :…

Davacı : …

Davalılar …
Dava : Kullanmama Nedeniyle İptal
Dava Tarihi : 06.08.2020
Karar Tarihi : 10.02.2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 11.02.2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Kullanmama Nedeniyle İptal istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin kendi ismiyle de özdeş “…” ismini 33.sınıfta (şarapçılık alanında) kullanmak üzere Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuruya konu ettiklerini, ancak aynı sınıfta dava konusu markanın yer alması sebebiyle bu başvuruyu gerçekleştiremediklerini, bu hususta uzman görüşü de alındığını, yapılan benzerlik araştırmasında “…” ibareli markanın 33.sınıfta tescilli olduğunu, aynı isimde yeni bir markanın başvuru yapılması halinde başvurunun reddedileceği hususunda ayrıca görüş bildirildiğini, bu halde müvekkilinin bulunacağı girişimin hukuki alt zeminini oluşturmak amacıyla öncelikle kullanmak istediği ismi kurum nezdinde tescil ettirebilmesinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin kurumsal kimlik çalışması dahi yaptırdığını, hal böyle olunca davalıların “…” ibareli markayı 33.sınıfta kullanmaması üzerine bu sınıf yönünden iptali gerektiğini, yapmış oldukları araştırmada davalıların yargılama konusu “…” ismiyle 33.sınıfta faaliyette bulunmadığını, yine internet ortamında yapmış oldukları araştırmada 33.sınıfta iştigalini gösterir “…” isminde bir tanıtıcı bilgiye de rastlanılmadığını beyan ederek davalılara ait … sayılı tescilli “…” ibareli markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca aralıksız veya ciddi anlamda kullanımı olmaması sebebiyle 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesine dayanarak tescilli 33.sınıftaki “alkollü içecekler (biralar hariç)” ile belirtilen mallar (33.sınıfın tamamı) yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalıların yargılamaya katılımı olmamış, ancak davalı … duruşmadaki beyanıyla, yatırım planlarının devam ettiğini, kullanıma ilişkin sunacakları bir delil bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında davalıların adına tescilli … ibareli markasının kullanmama nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya incelediğinde kullanmama nedeniyle iptali talep edilen … sayılı … ibareli markanın davalılar adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) 9. Maddesine göre: “(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. (2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması. (3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.”
Maddeye göre markanın iptal edilebilmesi için;
• Markanın tescil edilmiş olması,
• Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması,
• Ya da beş yıl kesintisiz kullanımına ara verilmesi gerekir.
10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda da, markasal kullanım ile ilgili düzenlemelere, 9. madde ve ilgili diğer maddelerde yer verildiği görülmektedir.
6769 Sayılı Kanun md.9’un gerekçesi incelendiğinde, kanun maddesinin mehazı olarak, 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 15. ve 2015/2436 sayılı AB Marka Direktifinin 16.maddeleri işaret edilmektedir. Yine, 2017/1001 sayılı Avrupa Birliği Markası Tüzüğünün 18.maddesinde de benzer hükümlerin yer aldığı gözlemlenmektedir.
6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinin 1.fıkrasında, markanın, sahibi tarafından, tescil edildiği mal ve hizmetler kapsamında ve ciddi şekilde kullanımından bahsedilmektedir.
Aynı hüküm çerçevesinde değerlendirildiğinde, bu kullanımın, Türkiye’de gerçekleştirilmesinin gerektiği ayrıca belirtilmektedir.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde, 6769 Sayılı Kanun kapsamında markasal bir kullanımdan bahsedebilmek için, markanın tescil edildiği amaç dahilinde, işlevine uygun, yani ticari hayatın içinde, markanın fonksiyonlarının yerine getirilmesi için Türkiye’de bir kullanımın gerçekleşmesi gerekmektedir.
6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinin 2. ve 3.fıkralarında, hangi durumların markasal kullanım olarak addedileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler çerçevesinde,
-Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması;
-Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması;
-Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından
Kullanım olarak kabul edilir.
Yine, bu konu ile doğrudan alakalı olan ve esasen markasal kullanımların ne şekilde yapılabileceğine işaret eden bir diğer hüküm, marka tescilinden doğan hakkın kapsamı ve istisnaları hususunun düzenlendiği 7.maddede yer almaktadır. Bu maddede, ticaret alanında kullanılması koşuluyla, hangi hallerde kullanımların yasaklanabileceği belirtilmiş ve esasen bu kullanımların da markasal kullanım kavramı içerisinde mütalaa edilebileceği öngörülmüştür.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.7/3’e göre, “işaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması”; “işareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi”; “işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi”; “işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”; “işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması”; “işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması”; “işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması” da markasal kullanım kavramı içerisinde değerlendirilebilecektir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, markanın kullanıldığının kabulü için kullanımın ciddi olması da gerekmektedir. “Markayı ciddi bir şekilde kullanma, markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani onun malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukla piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması demektir.” (Tekinalp, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2004, s.424).
Kullanımın ciddi olup olmadığı, objektif kıstaslara göre tayin edilir ve özellikle mal/hizmetin türü, marka kullanımının şekli, kapsamı ve süresi üzerinde durulur. Örneğin pahalı ve gelişmiş teknolojiye sahip bir malın, az sayıda alıcıya hitap edeceği düşünülerek, satışının fazla olmaması, kullanmanın ciddi olmadığını göstermez. Buna karşılık bisküvi, sigara, kalem gibi mallarda cironun ve satış sayısının yüksek olması koşulu aranabilir.
Markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken, markanın ve marka sahibi işletmenin bir takım özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin telaffuzu, akılda kalıcılığı, dikkat çekiciliği, mal ya da hizmeti karakterize edici yanları zayıf olan bir marka için kullanımın oldukça yoğun olması gerekebilir. Bunun yanında marka sahibinin faaliyet alanının genişliği veya darlığı, ürettiği mal veya hizmetlere duyulan gereksinimin derecesi, işletmenin hacmi ve benzeri durumlar, kullanımın biçim ve şartlarına etki edebilir.
Paris Sözleşmesinin 1934 tarihli Londra Metni’nin 5/c, 1. maddesinde “Tescil edilen markanın kullanılması bir ülkede mecburi ise bu tescil ancak makul bir müddetten sonra ve ilgilinin faaliyete geçmemesi sebeplerinin haklı olduğunu ispat edememesi halinde iptal edilebilir” denilmektedir. Bu makul süre, Türk Hukukunda olduğu gibi Sözleşmeye taraf olan diğer ülkelerin kanunlarında da genellikle beş yıl olarak kabul edilmiştir. Tescil ettirilen markanın tescilden sonra hemen kullanılması mecburi değildir. Ancak tescil tarihinden itibaren kural olarak 5 yılın sonunda kullanılması gerekir. Kullanmama kesintisiz olmalıdır.
Tüm dosya kapsamına bakıldığında, davalıların yargılama konusu markanın kullanımına dair hiçbir delil sunmadığı gibi 10.02.2021 tarihli duruşmaya katılan davalı … kullanıma dair sunacakları bir delillerinin bulunmadığını ancak yatırım planlarının devam ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Netice itibariyle, davalının …sayılı … ibareli markayı tescil tarihinden bu yana kullanmadığı anlaşıldığından … sayılı “…” ibareli markanın 6769 sayılı kanunun 9. Maddesi gereğince 33. Sınıftaki tüm mal ve hizmetler yönünden kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
Davaya konu 2011/27472 sayılı … ibareli markanın 6769 sayını Kanunun 9. Maddesi gereğince 33. Sınıftaki tüm mal ve hizmetler yönünden kullanmama nedeniyle iptaline,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen TPMK’ya göndirilmesine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 4,90.-TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini  vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 262,10.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ile davalı …’nin yüzüne karşı, diğer davalı …’nin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10.02.2021

Kâtip Hâkim… ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf :116,60.-TL
P.P :145,50.-TL
TOPLAM :262,10.-TL