Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/219 E. 2021/343 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA

Esas No : 2020/219
Karar No : 2021/343

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : …

Vekili : Av. … …
Davalılar : …

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 29/07/2020
Karar Tarihi : 14/10/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 18/10/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; TÜRKPATENT nezdinde … başvuru no. ile davalı … tarafından gerçekleştirilen marka başvurusunun … numarası ile kaydedildiği, “…” ibareli marka tescil başvurusuna, müvekkilleri şirket markaları nezdinde itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmi olarak kabul edildiğini ve “…” ibareli marka başvurusunun müvekkillerin temel faaliyet alanın bulunduğu 9. sınıfta yer alan emtialar yönünden reddine karar verildiği, ancak bağlantılı hizmet sınıfı olan 35. sınıf, hizmet sınıfı yönünden itirazın reddedildiği, Kurum kararına yapılan itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, “YİDK”, incelemesi neticesinde, itiraza konu marka ile müvekkilleri markaları arasında benzerlik olduğunu belirtilerek, 35. sınıf özelindeki birçok hizmet yönünden itirazı kabul ettiğini, ancak müvekkillerin temel iştigal alanı teknolojik altyapı kurulumu ile birebir bağlantılı olan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmet sınıfı yönünden reddettiğini, bağlantılı hizmet olan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin siste-matik hale getirilmesi” hizmeti yönünden reddedilmemesi ve bu kapsamda tesis edilmiş marka tescil kararı haksız ve hukuka aykırı olduğundan, YİDK kararının iptal edilmesi gerektiğini, müvekkilleri şirketin 1990 yılında İngiltere’de kurulduğunu, “yazılım geliştirme araçları geliştirme” olarak özetlenebilecek faaliyet alanı ile dünyanın pek çok ülkesinde hizmet verdiğini, müvekkilleri şirketin, tele-fon yazılım pazarının yüzde doksanına sahip hale geldiğini, müvekkilleri şirketin internet yazılımları, yapay zeka, internet güvenlik sistemleri, nesnelerin interneti ve genel anlamda bilişim üzerine yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiğini, müvekkilleri şirketin “…” ibaresini içerir markalarının TÜRKPATENT nezdinde tescil edildiğini, müvekkilleri şirketin “…” markasını dünyanın dört bir yanında tescil ettirdiğini, söz konusu markanın uluslararası düzeyde korunan tanınmış bir marka olduğunun görüldüğünü, YİDK’nın kısmi tescil kararına konu “…” ibareli marka ile müvekkilleri şirkete ait “…” markalarının ayırt edilemeyecek şekilde benzer olduğunu, nitekim bu hususun, YİDK kararında da haklı olarak ortaya konulduğunu ve markaların ortalama bir tüketici nezdinde ayırt edilemez derecede benzer ve iltibas yaratır nitelikte olduğunun belirtildiğini, müvekkilleri tarafından üretim ve pazarlaması gerçekleştirilen birçok mal ve hizmetin, temel olarak elektronik verilerin iş-lenmesi, sistem içerisinde belirli yerlere konumlandırılması, bir başka ifade ile teknolojik altyapı içerisinde sistematik hale getirilmesi ile işlevsel hale gelmesine ilişkin olduğunu, söz konusu teknik altyapının bir başka ifade ile yazılım faaliyetinin gerçekleştirilmediği durumlarda ise, söz konusu emtialar usulüne uygun bir şekilde çalışmayacağı ve emtiadan sağlanması gereken yararın sağlanmayacağını, teknolojik altyapı kurulumu alanında uzman ve bu alandaki faaliyetini dünya çapında yürüten müvekkilleri şirketin temel faaliyetinin özünü, veri tabanlarındaki bilgilerin işlenmesi ve ürünler özelindeki sistemlerde bir sistematik halinde çalışmasının sağlanması olduğunu, YİDK kararında müvekkilleri markasının tanınmış bir marka olduğunun ortaya konulamadığı yönündeki gerekçelerin de yerinde olmayıp, YİDK kararının bu husus yönünden de hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin toplamda 44 ofisi ve 6.000’i aşkın çalışanı bulunduğunu, şu anda, müvekkilleri şirketin dünyanın önde gelen yarı iletken fikri mülkiyet tedarikçisi konumunda olduğunu, günümüzde “…” teknolojisinin, küresel nüfusun %70’ine ulaşmakta olup, akıllı cep telefonlarının %90’i “…” teknolojisini içerdiğini, müvekkilleri şirketin “…” ibareli markalarının tanınmış marka olduğunun, yargı kararlarıyla da gerek ülkemizde gerekse Avrupa’da ortaya konulduğunu ifade ederek, YİDK kararının iptaline, … sayılı ve “…” ibareli marka başvurusu 35. sınıfta yer alan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetler bakımından tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; YİDK kararı usul ve yasaya uygun olup, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu başvurusunun, bütünü itibariyle bırakılan izlenim açısından dikkate alındığında, davacıya ait “…” ibareli itiraz markaları ile kısmen benzerlik gösterse de, çıkarılan mal/hizmetlere bakıldığında, iltibas kapsamında olduğu düşünülen mal/hizmetlerin başvuru markasının kapsamından çıkarıldığını, geriye kalan mal/hizmetler yönünden ise iltibas tehlikesinin mevcut olmadığını, somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/V maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahıs vekili cevaplarında özetle; davacı tarafın, müvekkilinin … numaralı markasının 35. sınıfta “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri bakımından tescilini kabil görmek gören ilgili YİDK kararının iptalini talep ve dava ettiğini, Kurum tarafından öncelikle, müvekkilinin 9. sınıfındaki emtialarının ve bu emtialar ile ilişkili 35. sınıf hizmetlerinin çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkili adına kısmi aleyhe tarafı bulunan işbu karara yönelik iptal davasının müvekkili tarafından açılmamasının, işbu kararın kendilerince kabul edildiği veyahut işbu kararın hukuken doğru olduğu anlamına gelmediğini, müvekkiline ait markanın bütün olarak “…” ibareli iken, davacıya ait dayanak markanın salt “…” ibaresinden oluştuğunu, tüketicilerin her iki markanın esaslı unsurlarını farklı algılayacağını, davacının markalar ve sınıfları karşılaştırmak yerine, mütemadiyen ticari iştigal alanlarından söz ettiğini, huzurdaki davanın YİDK kararının iptali talepli dava olduğunu, davacı şirketin ana iştigal alanının “teknolojik altyapı kurulumu” olmasının, müvekkilinin tescile hak kazandığı bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi hizmetleri bakımından hakkının hükümsüz kılınacağı anlamına gelmediğini, müvekkilinin 35/2. sınıfta tescile hak kazandığı “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetlerinin tamamen “bilgi“ ile ve daha doğrusu bilgi bilimi (information science) ile ilgili olduğunu, davacının tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerle en ufak bir ilişkisi bulunmadığını, 35/2 kapsamındaki bu hizmetin, bilgisayar ortamında saklanan verilerle ve bunların sistematik hale getirilmesiyle ilgili olduğunu, davacının dilekçe ekinde sunduğunu belirttiği delillerin şayet TÜRKPATENT sürecinde dosyalanmadı ise veya dayanılan delillerin kapsamı marka işlem sürecini aştıysa, işbu dava bakımından bu delillerin incelenmemesi ve/veya nazarı itibara alınmaması gerektiğini, davacının “…” ibareli markalarının ilgili sınıflarda Türkiye’de tanınmış olmasına ilişkin hiçbir somut bilgi ve belge dosyada mübrez olmadığını, bu husus göz ardı edildiğinde dahi davacının bu madde hükmüne göre hak iddia edebilmesi için, anılan hükmün şartlarının gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olup olmadığı, davacının fikri veya kişilik haklarını ihlal edildiği iddiasının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 09/05/2019 tarihinde 35.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının … sayılı “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 16/03/2020 tarih ve …sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen 2. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka kapsamında benzer mal ve hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın, davaya konu hizmet listesinde yer alan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetinin, davacı markalarında yer alan, 9. sınıftaki “veri terminalleri” / “data terminals”, “veri işleme ekipmanları” / “data processing equipment”, “bilgisayar yazılımları” / “computer software”, 42. sınıftaki “tümü bilgisayar yazılımıyla ilgili araştırma, geliştirme, tasarım, teknik danışmanlık ve teknik destek hizmetleri” / “research, development, design, technical consultancy and technical support services, all relating to computer software” mal ve hizmetleri ile benzer mal ve hizmetleri içerdiği;
Davaya konu markanın 35. sınıfında yer alan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmeti, Dünya fikri Mülkiyet Örgütünün Nice Sınıflandırması içerisinde de, 35. sınıfta, “350081 – systemization of information into computer databases” şeklinde listelenmekte, İngilizce “data” olan veri, ham (işlenmemiş) gerçek enformasyon parçacığına verilen ad olarak kabul edilmekte, bilgisayar bilimleri açısından veri ise hesaplama ya da manipülasyon amacı ile kullanılan bir gerçeği belirtmekte olduğu, veriler ya makine düzeyinde ikili gösterimle ifade edilmekte ya da karakterler (harfler veya rakamlar) biçiminde kodlanmakta olduğu, her verinin bir türü bulunmakta, bu türlere veri yapısı denildiği, veri yapılarının basit ya da karmaşık olabildiği, belirli bir bağlamda elde edilmiş çok sayıda ve farklı türden veri bir veri tabanında toplanmakta; veri tabanları oluşturmak ve yönetmek için veri tabanı yönetim sistemleri denen yazılımlardan yararlanılmakta olduğu, bu kapsamda, “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmeti için gerekli ekipmanlarla birlikte, bilgisayar programlarının kullanılması gerektiği, raporda listelen mal ve hizmetleri, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri kapsamında benzer olduğu;
Davacı markalarında, sektör belirtmeksizin yer alan malların veya hizmetlerin, davaya konu markada yer alan ve büro veya iş yönetimi alanı ile özgülenmiş hizmetleri de kapsayabileceği;
Somut olayda, çekişmeli olan sınıf ve hizmet açısından yani söz konusu hizmetler açısından bu hizmetlerin alıcılarının ortalama seviyedeki tüketicilere nazaran daha yüksek derecede bilince/dikkate/özene ve gözlem seviyesine sahip tüketiciler olduğu;
Öyle ki; çekişmeye konu olan söz konusu hizmetlerin, teknik nitelikte olduğu, gündelik ihtiyaçlarının dışında daha ziyade, özel ihtiyaçlar nedeniyle kullanabileceği, bu kapsamında tespit edilen ilgili tüketici / alıcı kitlesinin, ortalama seviyedeki tüketicilere / alıcılara nazaran daha yüksek derecede bir bilince/dikkate/özene ve gözlem seviyesine sahip tüketiciler / alıcılar olduğu, söz konusu tüketicilerin / alıcıların, bu ürünleri / hizmetleri satın alma kararını verdiği süreçte daha uzun vakit geçirmekte, muhtelif bilgi kaynaklarından bilgi sağlayarak/makul süreli bir araştırma yaparak yanlış/kullanışsız hizmet alma riskini azaltmaya çalışmakta, yani bir süre düşünüp değerlendirerek daha çok zahmete ve gayrete katlanarak satın alma kararını verdiği kabul edilmesi gerektiği, sonuç olarak somut olayda; çekişmeye konu olan hizmetlerin hitap ettiği tüketicilerin / alıcıların ortalamaya nazaran daha yüksek derecede bilinçli / … / özenli / seçici alıcılar olduğu;
İltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın dava konusu edilen hizmetleri açısından sağlanmış olduğu;
Davaya konu markanın iki ayrı renk kullanılmak sureti ile oluşturulmuş kelime markası olduğu ve “arnsystems” ibaresini içerdiği, davaya mesnet davacı şirket markalarının da kelime markası olduğu, markalarda yer alan ortak ibarelerin ise, “…” şeklinde olduğu;
Anlamsal olarak, davaya konu markada, “…” ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin “…” ve “…” şekilde bölünmesi halinde, İngilizce, “…” ibaresinin kol, silah, şube, güç şeklinde Türkçeye çevrilebileceği, “…” ibaresinin ise “…” ibaresinin çoğulu olduğu ve Türkçeye sistem, düzen, yapı, ağ, yöntem şeklinde çevrilebileceği , bu hali ile taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin aynı anlamlara geldiği, davalı şahıs markasında yer alan “…” ibaresinin ise anlamsal yakınlık derecesini düşürmeye yetmediği, davalı şahsın tescilini talep ettiği markada yer alan “…” ibaresinin, tescili talep edilen hizmetler açısından, verilen servisi tanımlayabilecek nitelikte olduğu, her ne kadar İngilizce de olsa, “…” / “sistem” şeklindeki ibarelerin benzer yazılışlarının ve okunuşlarının olması nedeni ile genel olarak herkes tarafından Türkçe anlamı ile de algılanabileceği, yol, yordam, düzen veya yöntem anlamlarına geldiği de dikkate alındığında hizmetleri tanımlayıcı nitelikte olduğu bu hali ile söz konusu ibarenin ayırt ediciliğe sahip olmadığı, anlamsal açıdan bakıldığında, davaya konu markanın asli unsuru “…” ibaresi, tali unsuru “…” ibaresi olduğu, anlamsal yapılan değerlendirme ile birlikte fonetik olarak yapılan karşılaştırmada, İngilizce olan ortak “…” ibarelerinin okunuşlarının aynı olduğu, IPA, International Phonetic Alphabet kurallarına göre, /ɑɹm/ şeklinde okunuşlarının bulunduğu, fakat davaya konu markada yer alan “…” ibaresinin okunuşu ile birlikte taraf markalarının bütününe ulaşan aynılık derecesini düşürdüğü, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, her iki taraf markalarının da kelime markası olduğu, davaya konu markanın beyaz zemin üzerine, tek satıra gelecek şekilde iki ayrı renk tonu ve birleşik şekilde “…” ve “…” ibarelerini içerdiği, kelimelerin ilk harflerinin büyük diğerlerinin küçük olduğu, bu hali ile iki ayrı ibareden oluştuğunun vurgulandığı, davaya mesnet davacı markaların ise farklı yazı karakteri ile beyaz zemin üzerine siyah tonlarda “…”, “…”, “…” ibarelerini içerdiği, markalarda yer alan diğer unsurlarla birlikte, bir bütün olarak yapılan karşılaştırmada, benzer ibarelerin bütüne olan etkileri dikkate alındığında, taraf markalarındaki esas unsurun aynı olması, davacı yanın seri nitelikteki “…” ibaresi karşısından davaya konu markada da “…” ibaresinin ön plana çıkması karşısında taraf markalarının bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları;
Taraf markaları arasında yer alan ayırt ediciliği olmayan unsur ile birlikte, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebileceği, benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebileceği, somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan tüketici açısından, taraf markalarındaki ayırt ediciliğin (kendi içlerinde) “…” ibaresi üzerine yoğunlaşacağı, tüketicinin taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde dahi bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesinin bulunduğu;
Hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süreyi de dikkate alınması gerektiği, her ne kadar, somut olayda tespit edilen tüketici kesimi, orta düzeydeki tüketici kitlesinden farklı, “…” olarak tespit edilmişse de, söz konusu kesimin dahi, markaların detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacağı, markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markasının, davacı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla iltibas ihtimalini (karıştırılma tehlikesini) yaratacağı, diğer taraftan Marka Hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca “halk” nezdinde olması gerektiği, bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın/hizmetin hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılması gerektiği, dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekliliği vurgulandığı;
Somut olayda, taraf markalarının, SMK m. 6/1 kapsamında benzer kabul edilmesi ile birlikte, davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu deliller ve dilekçelerinde yer alan hususlar içerisinde, yurtdışı tescil belgeleri, reklam, tanıtım ve promosyon faaliyetlerine ait bilgilerin yer aldığı, diğer taraftan markalarının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, yurt içi piyasa araştırmasına rastlanmadığı, fuarlara katılımların, işbirliklerinin, haberlerin ve davacının internet sitesinde yer alan yazıların / tanıtımların markanın kullanılması için yapılması zorunlu faaliyetler içinde kaldığı, davacı markalarının bir kişiye veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine sahip, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım yapacak seviyeye ulaşmadığı, davacı lehine 6769 sayılı SMK’nun 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı;
Başkasına Ait Kişisel ve Fikri Mülkiyet Hakları Madde kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için, tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi gerektiği, somut olayda, davacı yanın ticaret unvanın “…” olduğu, davacı yanın telif hakkına konu ürünün bulunduğu fakat bunlar içerisinde “…” ibaresini içerir, “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri kapsamında bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, dolayısı ile 6769 s. SMK 6/6. madde koşullarının somut olayda oluşmadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, 2. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka başvurusu 35. sınıfta yer alan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetlerinin davacı yanın markalarında yer alan mallar ve hizmetler ile benzer nitelikte olduğu, iltibas değerlendirmesinin son olarak mahkememizde olduğu, davaya konu … sayılı davalı şahıs markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacı şirket markalarının, SMK’nun 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, davaya konu … sayılı davalı şahıs markası açısından, 6769 s. SMK’nun 6/6. maddesi şartlarının oluşmadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, son alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın 16/03/2020 tarih ve …sayılı kararının davaya konu markanın 35. Sınıf “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri bakımından iptaline,
2-Yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden davaya konu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 4,90-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 5.366,43.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14.10.2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 116,60.-TL
Bilirkişi Ücreti : 5.000,00.-TL
P.P : 249,83.-TL
TOPLAM : 5.366,43.-TL

HMK 304 MD.’Sİ GEREĞİ DÜZELTME
Mahkememizin 14/10/2021 günlü duruşmasında tesis edilen kısa kararda “TÜRKPATENT YİDK’nın 16/03/2020 tarih ve …sayılı kararının davaya konu markanın 35. Sınıf “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri bakımından iptaline,” şeklinde tefhim edilmesi gerekirken, tapaj hatasıyla “TÜRKPATENT YİDK’nın 05/03/2020 tarih ve …sayılı kararının davaya konu markanın 35. Sınıf “bilgisayar veri tabanındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri bakımından iptaline,” olarak yazılmıştır. Maddi hata tutanağın imzalanmasından sonra fark edilmiş, HMK 304 maddesi gereğince düzeltilmiştir.18/10/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır