Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/203 E. 2021/331 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/203
KARAR NO : 2021/331

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … -… …
2- … -… …
DAVALILAR VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Marka Hakkına Tecavüz Tespiti, Meni Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka Hakkına Tecavüz Tespiti, Meni, Maddi ve Manevi Tazminat istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin yurt çapında eğitim, yayın, dağıtım, kitap kırtasiye sektöründe “işler kitabevleri” ibareli marka ile 200’den fazla şube ve 100’ü aşkın franchise ile faaliyet gösterdiğini, sektöründe bilinen, tanınmış bir şirket olduğunu, tescilli markaları ile 1200’den fazla eserin sahibi, yayıncısı ve dağıtıcısı olduğunu, davaya dayanak olan müvekkili şirkete ait … tescil numaralı “… yayınları” şekil ve ibareli markalar ile piyasaya sürülen eserlerin sektörde bilinen ve aranan eserler olduğunu, davalıların kendi eserlerinde kullandıkları tescilli olmayan “… yayınları” ibareli markaların müvekkili şirket markaları ile aynı veya benzer olduğunu, davalıların kasıtlı olarak müvekkili şirket markaları ile iktibas veya iltibas yaratmak suretiyle tescilsiz markaları kullandıklarını, davalıların önceki eserlerinde kullandıkları marka dizayn ve biçimini değiştirerek müvekkili şirket markasını çağrıştırmak kastında olduklarını, bu suretle marka hakkına tecavüz edip haksız rekabette bulunduklarını, davalıların da yayın sektöründe olması nedeniyle müvekkili şirket markalarından habersiz olmalarının mümkün olmadığını, davalıların yeni tasarımları sonucu kullandıkları markada esaslı unsurun “…” ibaresi olduğunu, vurgunun “…” ibaresine yönlendirildiğini, bu hali ile markanın tüketiciler nezdinde müvekkili şirket markalarını çağrıştıracağını, seri marka ve/veya marka sahibi firmalar arasında ilişki olduğu zannını uyandıracağını, davalıların bu kullanımlarının marka hakkına tecavüz suçunu oluşturduğu gibi haksız rekabet suçunu da oluşturduğunu, davalı şirketler ve yetkilileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturma dosyasında arama ve el koyma kararı verildiğini, bu karar üzerine yapılan işlem neticesinde müvekkili şirket markasına tecavüz eden yayınların toplam 78.725 adet olduğunun tespit edildiğini, davalıların halen müvekkili şirket markasına tecavüz eden yayınlarını kitap satış siteleri üzerinden ve diğer dağıtım kanallarından piyasaya sürdüklerini, davalı şirketlerin yetkilisi …’nın işbu dava sonrasında markasını yeni tasarımını sosyal medya üzerinden paylaştığını, bu durumun marka tecavüzünü zımnen kabul anlamına geldiğini, davalı savunmasında yer verildiğinin aksine markasal kullanımdaki “Ç” harfindeki “nokta” işareti içine yazılmış “…” ibaresinin markaya herhangi bir ayırt edicilik kazandırmadığını beyanla davalıların müvekkili şirket marka hakkına vaki tecavüzünün tespiti ve men’i ile 10.000,-TL maddi, 15.000,-TL manevi tazminata hükmedilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle ; müvekkili şirketlerin uzun yıllardır Türkiye çapında yayın, dağıtım sektöründe faaliyet gösterdiklerini, davacıya ait “… yayınları+şekil” ibareli markası ile müvekkili şirkete ait “… yayınları+şekil” ibareli markanın görsel ve kelime itibariyle hiçbir benzerliği bulunmadığını, dava konusu ile ilgili yasa maddesinin “markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak” hususunu barındırdığını, taraf markalarının görsel olarak benzemediğini, “…” ve “…” kelimelerinin tamamen farklı anlamlara geldiğini, davacı şirkete ait “… Yayınları” görselinde “C” harfinin alt kısmında kesik üçgen, ortasında üçgen ve son olarak “P” harfinden oluştuğunu, kelime ile birlikte anılmadığında ”…” görselini dahi çağrıştırmadığını, müvekkili şirketin kullanımında ise “C” harfini “Ç” harfine çeviren yuvarlak içerisinde “…” yazısının bulunduğunu, … Yayınlarının “C” harfinden tamamen farklı olduğunu, “…” logosunda “Ç” harfinden sonra normal “A” ve “P” harflerinin geldiğini, sonraki “A” harfinin “…” kelimesini vurgulamak amacıyla büyük yazıldığını, her iki görsele de bütünsel olarak bakıldığında birbirini çağrıştıracak sembol veya işaret bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak hareket ettiğini, müvekkili şirketin davacı markasıyla benzer olmayan başvurusuna da davacı tarafça itiraz edildiğini, müvekkili şirketin kullandığı hiçbir logonun davacı markası ile benzerliği bulunmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında davalıların davacı markalarına tecavüz edip etmedikleri, tecavüz var ise davacının alabileceği tazminat miktarının ne olabileceği noktalarında toplanmaktadır.
Marka Hakkının İhlali Bakımından Değerlendirme
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde “Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller” başlığı ile tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Buna göre;
“Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesi 1(a) bendinde “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” arasında düzenlenen ve “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7. maddede, izinsiz olarak yapılması halinde marka sahibinin önlenmesini talep edebileceği fiiller şu şekilde belirtilmiştir;
Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.”
Bu madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere; marka hakkının ihlal edildiğinin kabulü için 29. madde delaletiyle 7/2-b bendinde tanımlanan kullanım şeklinin gerçekleşmesi yeterli kabul edilmektedir. Marka hakkının ihlali açısından yapılacak değerlendirmede, öncelikle davacı adına tescilli marka ile davalılarca kullanılan işaret arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik veya ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetler ile davalı yana ait kullanımın aynı/benzer mal ve hizmetleri kapsayıp kapsamadığının tespitinin yapılması gerektiği,
Emtiaların Aynı/Benzer Olup Olmadığı :
Marka kullanımı, yayıncılık hizmetine ilişkin olup, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan Sınıflandırma Tebliği’nde “41. Sınıf: Dergi, kitap, gazete vb.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” alt sınıfı kapsamında yer almaktadır. Bu hizmet sınıfı, davacı şirket adına kayıtlı 2015/64634 sayılı marka kapsamında aynen yer almaktadır. Davalı tarafın kullanımının dahil olduğu 41. Sınıf emtialar, davacıya ait 2012/102343 ve 2012/81153 sayılı markalar kapsamında yer alan “16. Sınıf: Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar).” ile benzer hizmetlerdir. Bir diğer deyişle, bu hizmetler aynı tüketicilere hizmet etmekte olup, ilgili tüketicilere aynı zaman zarfında hizmet verilmekte, bir arada kullanılmaktadır. Dolayısıyla, benzer işaretlerin yayıncılık hizmetleri ile yazılı ve basılı evraklar üzerinde aynı anda kullanılması, ilgili tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacaktır. Dolayısıyla, davalıların kullanımlarının davacı markası kapsamında yer alan emtialar ile örtüştüğü, kullanımlar bakımından benzerlik şartının sağlandığı,
İşaretlerin Benzer Olup Olmadığı ve İltibas/Karıştırılma İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı :
Markaların emtia/hizmetlerinin aynı/benzer olduğu tespiti yapıldıktan sonra bakılması gereken ikinci kriter işaretlerin benzer olup olmadığıdır. İki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınmalıdır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkat edilmelidir. Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir.
Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimali telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında “bağlantı” kurma ihtimali bulunması, benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılmasıdır. Global değerlendirme gereği, markaların unsurlarına bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılmasıdır.
Yargıtay … HD.’nin 2002/12018 E. ve 2003/4432 K. Sayılı “PORT/INTERPORT” kararında belirlenen temel ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre; 
Asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır.  
Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir.  
Son olarak başvuru sahibinin markasındaki eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.  
Davacıya ait tescilli markalardan biri düz yazı ve büyük harfle yazılmış “… YAYINLARI” ibaresinden oluşan kelime markası iken, diğer iki marka üst satırda özel yazı karakteri ile yazılmış “…” ibaresi ile alt satırda “… yayınları” kelimelerinden oluşan, kelime ve şekil unsurlarını birlikte içeren karma markalardır. Üst satırda konumlanan “…” kelimesinin “A” harfi, üçgen sembolü ile yazılmış, “…” kelimesinin her harfi ayrı ayrı çerçevelenmiştir. “YAYINLARI” ibaresi, özellikle, 16 ve 41. Sınıf mal ve hizmetler tanımlayıcı nitelikte olup, marka vasfının bulunmadığı, davacı markalarının marka vasfı niteliği taşıyan unsurunun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir. “…” ibaresi, ise Türk dil Kurumu online sözlüğünde “Cisimlerin genişliği, kutur. Büyüklük. Ölçü, ölçek. Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita. Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü, kalibre. Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası.” anlamlarını haizdir. “…” ibaresi, yazıldığı gibi okunmakta ve telaffuz edilmektedir.
Davalının kullanımı ise üst satırda yazılmış “…” ibaresi ise, alt satırda yazılmış “YAYINLARI” unsurundan ibarettir. Kelimeler arasında mavi renk ile bir çizgi çizilmiştir. “…” ibaresi, “YAYINLARI” kelimesine nazaran daha büyük punto ile yazılmış olup, dava konusu markada dikkat çekici unsur hem büyüklüğü hem de “YAYINLARI” ibaresinin marka vasfının bulunmaması nedeniyle “…” ibaresidir. “…” ibaresi, ise Türk dil Kurumu online sözlüğünde “Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı araç. Çapalama işi.” anlamlarını taşımaktadır. “…” ibaresi yazıldığı gibi okunmaktadır.
Davalının kullanımının esaslı unsurunu oluşturan “…” ibaresi incelendiğinde ise, “…” ibaresi ile kelimenin sonunda yer alan “A” harfinin farklı şekilde yazıldığı, “A” harfinin net bir şekilde yazılmadığı ve kelimede yer alan diğer harflerin yazı fontlarından farklılaştığı, çizgili şekilde yazıldığı ve silik bir şekilde göründüğü,
… ve … markaları arasında 3 adet ortak harf bulunmakta, davalının dava konusu edilen kullanımında, davacı markalarından farklı olarak dördüncü harf olarak “A” harfi bulunmaktadır. Taraflara ait markalarda yer alan ortak harflerin aynı şekilde sıralandığı görülmektedir. Davalının kullanımında yer alan “A” harfinin, diğer harflerden farklı fontta ve silik olarak yazıldığı da gözetildiğinde, markaların görsel ve işitsel olarak benzer olduğu, “markaların aynı ya da benzer olması” şartının sağlandığı,
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacaktır.  
Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılmalıdır. İnceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynar.   
Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılmalıdır.   
Bunun yanı sıra değinilmesi gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Tüketici kitlesi, her bir mal ve hizmet türü için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak ortalama tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği makul düzeyde bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Somut uyuşmazlığa bakıldığında taraf markalarının/kullanımlarının ayniyet/benzerlik taşıdığı mal ve hizmetlerin hemen her yaştan ve kesimden tüketiciye hitap eden hizmetler olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, ilgili tüketicinin makul düzeyde bilgiye ve dikkate sahip olduğu düşünülmektedir. 
Sonuç olarak dava konusu markadaki “yayınları” ibaresinin, tescil sınıfları da göz önüne alındığında, ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, davacı markalarının esas unsurunun “…”, davalı kullanımlarının esas unsurunun ise “…” ibaresi olduğu, davalının markayı kullandığı emtiaların davacının markalarında aynen yer aldığı, bu mal ve hizmetlerin ilgili tüketicisinin makul düzeyde bilgiye ve dikkate sahip olduğu, davacı markalarının esas unsurunun 3 harften oluşmakta iken, davalı kullanımlarının 4 harften oluştuğu, fakat davalı dava konusu edilen kullanımında yer alan ve farklı harf olarak nitelendirdiğimiz “A” harfinin, dikkat çekmeyecek şekilde, silik bir şekilde yazıldığı, “…” ibaresini oluşturan harflerin yazı fontlarından farklı bir font ile yazıldığı, bu nedenle “…” ibaresi olarak algılanmadığı, tüketicinin taraf markalarını / kullanımlarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davacıya ait markalar ile davalının dava konusu kullanımını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunduğu, markaların kapsadığı hizmetlerin toplumun her kesiminden kişilere hitap etmesi, ortalama tüketicilerin davacı markasından edindiği izlenimi davalı markasına aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması karşısında , davalı kullanımları ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının tescilli markaları ile davalı kullanımına konu işaretin benzer olup, davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarında yer alan aynı/aynı tür emtialar üzerinde gerçekleştiği, davalı kullanımının davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği,
Davalı… Yayıncılık Kağıt Matbaa Kırtasiye Dağıtım Paz. İhr. İç ve Dış Tic. Ltd Şti isimli iş yerinde yapılan aramada davacıya ait kitaplara rastlanmadığı, kitaplara ilişkin tespitin diğer davalı iş yerinde yapıldığı , davalı… Yayıncılığın davacının marka hakkına tecavüz ettiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin maddi tazminatla ilgili seçimlik haklarını 6769 s. Kanunun 151/2-b maddesi yönünde kullandıklarını beyan etmiş olması karşısında;
6769 s. Kanunun “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı 151. maddesinde;
“Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
(5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” Hükmü yer almaktadır.

Davalı …Yayıncılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin satış faturaları üzerinde görülmekte olan markasal kullanımın haksız fiile konu olduğu sonucuna ulaşılmış olması karşısında, davalı …Yayıncılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 01.04.2020-14.07.2020 tarihleri arasındaki tüm kitap satışları toplamı olan 58.768,80 TL haksız fiile konu olacağının kabul edilmesi gerektiği, buna göre ilgili tarihler arasındaki tüm kitap satışları tutarı olan 58.768,80 TL üzerinden tazminat hesaplanmasının yapılmasının gerektiği,
Davaya Konu Marka Kullanılarak Bastırılan Kitapların Karlılık Oranının Tespiti
Davalı …Yayıncılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin Maliye’ye verdiği 2020 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekindeki Bilanço ve Gelir Tablosundaki mali veriler ile 2020 yılı defter kayıtlarının uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekindeki gelir tablosu verilerine göre, şirketin yıllık net satışları ile bu satışlar üzerinden elde ettiği kazanç ve karlılık oranının aşağıdaki gibi olduğu,
GELİR TABLOSU KALEMLERİ 2020 Yılı
Net Satışlar (NS) 8.245.415,52
Satışların Maliyeti (SM) 7.615.813,93
Brüt Satış Karı veya Zararı 629.601,59
Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri (-) 205.686,16
Genel Yönetim Giderleri (Sabit Giderler Devre Dış Bırakılmıştır) (-)
Sabit Giderler Hariç Faaliyet Karı (FK) 423.915,43
Net Karlılık Oranı (FK/NS) %5,14
Gerek davacı gerekse davalının kazancının oluşumunu sağlayan tek faktör marka değildir. Gelirin/kârın oluşumunda marka dışında bir dizi unsurlar bulunmaktadır. Markanın satışa/kâra olan etkisi firmadan firmaya, markanın bilinirliğine, ürünün/hizmetin kalitesine, faaliyette bulunulan sektöre, firmanın organizasyon yapısına, satış ve dağıtım ağına, reklam ve tanıtım faaliyetlerine, pazarlama tekniğine, sektördeki rekabetin yoğunluğuna, rakip firmaların satış politikalarına, pazardaki arz ve talep miktarlarına, ikame ürün çeşidine vb. unsurlara doğrudan veya dolaylı olarak bağlıdır.
Satışın/kazancın gerçekleşmesinde rol oynayan yukarıda sayılan unsurlardan hangisinin ne oranda etkili olduğunun net olarak tespiti pek mümkün değildir. Ancak tarafların eğitim sektöründe faaliyet gösteriyor olmaları, bu sektörde rekabetin yoğun oluşu ve yukarıda sayılan tüm faktörler göz önünde bulundurularak, dosyaya sunulan belgeler dikkate alındığında, davaya konu marka kullanılarak basılan kitaba talebin oluşmasında ihlale konu markanın belirleyici bir unsur olduğuna dair net bir tespit yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davalı şirketin davaya konu markayı kullanmak suretiyle basımını yaptığı ve sattığı kitaplardan yukarıdaki tabloda gösterilen genel kârlılık oranları kadar kar elde etmiş olabileceği, buna göre davalı şirketin davaya konu kitapların satışından %5,14 oranında kar elde etmiş olabileceği,
Maddi Tazminat Hesabı
Davacının tercihi doğrultusunda maddi tazminat: (Davalının davaya konu markayı kullanarak yaptığı satışlar toplamı x davalının karlılık oranı) formülü ile hesaplanabilmektedir.
Davalı …Yayıncılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin satış faturaları üzerinde görülmekte olan şekil kullanımın da haksız fiile konu olduğu sonucuna ulaşılması neticesinde davalı …Yayıncılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 01.04.2020-14.07.2020 tarihleri arasındaki tüm kitap satışları toplamı olan 58.768,80 TL üzerinden yapılan tazminat hesabında davacının davalıdan 6769 sayılı SMK 151/2-b maddesine göre talep edebileceği maddi tazminatın (58.768,00 X %5,14=) 3.020,68 TL tutarında olabileceği, tarafların durumu ve tüm dosya kapsamına göre 5.000,00.-TL manevi tazminat takdirinin hakkaniyete uygun olacağı sonuçlarına ulaşılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-… YAYINCILIK SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ hakkında açılan davanın kısmen kabulüne,
Davalının davacıya ait tescilli markalarına vaki tecavüzün tespitine ve tecavüzün men’ine,
Davalı … YAYINCILIK SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin davacı marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin önlenmesine ve durdurulmasına,
Davalının, davacı şirket marka hakkına tecavüz ederek basılan yayınlarına, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde Türkiye sınırların içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil bulundukları yerlerde el konulmasına,
3.020,68.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
5.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Alınması gereken 547,89.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 493,49.-TL maktu ilâm harcının davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat için hesap edilen takdiren 3.020,68-TL nispi, kabul edilen manevi tazminat için hesap edilen takdiren 5.000,00.-TL nispi ve kabul edilen diğer maddi istemler için hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu olmak üzere üç ayrı vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddedilmesi ve davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat için hesap edilen takdiren 3.020,68-TL nispi, reddedilen manevi tazminat için hesap edilen takdiren 5.000,00.-TL nispi olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %65 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40.-TL ilâm harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.805,80.-TL yargılama giderinin %65’inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı… YAYINCILIK KAĞIT MATBAA KIRTASİYLE DAĞITIM PAZARLAMA İTHALAT İHRACAT İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ hakkında açılan davanın reddine,
Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07.10.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ İlk Masraf : 62,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.550,00.TL
G.A : 193,60-TL
TOPLAM : 2.805,80.-TL