Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/202 E. 2021/424 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/202
KARAR NO : 2021/424

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
DAVALI : …
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, Müvekkili… SAĞLIK HİZMETLERİ VE KUYUMCULUK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’nin grup şirketi olan … Pırlanta A.Ş.’nin 1890 yılına dayanan geçmişi ile Türkiye ve dünyanın önde gelen pırlanta markalarından biri … … markasının Türkiye’de pırlanta denildiğinde akla ilk gelen markaların başında geldiğini, Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine ve en geniş pırlanta stoğuna sahip olan müvekkili şirketin son 8 yıldır pırlantalı mücevher alanında ihracat liderliğini de elinde bulundurmakla beraber her yıl dünyanın en önemli mücevher fuarlarına katılarak tasarımlarını uluslararası arenaya taşıdığını, National Geographic Society ile yaptığı anlaşma ile derneğin dünyadaki ilk ve tek lisanslı mücevher üreticisi olan … …’ın, Türkiye ve Avrupa’daki 80’i aşkın mağazasının yanında New Jersey (ABD) ve Dubai (BAE) gibi dünyanın çeşitli şehirlerindeki ofisleriyle yalnız Türkiye’de değil dünyada da önde gelen pırlanta markalarından biri olup ülkesine katma değer sağladığını,
– Müvekkili… SAĞLIK HİZMETLERİ VE KUYUMCULUK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’nin grup şirketi olan … Pırlanta A.Ş.’nin uzun yıllar boyunca sürdürmüş olduğu ticari faaliyetleri ile yapılan başarılı reklam kampanyaları sayesinde pazarda önemli ölçüde tüketici portföyüne sahip olduğunu, müvekkili şirket tarafından, tescilli “… …” markası ile üretilen ve grup şirketi … Pırlanta A.Ş. uzmanlığı ile satışa arz edilen ürünlerin gerek kalitesi ve güvenilirliği, gerekse özgün tasarımları ve tüketici memnuniyeti sonucunda kazandığı pazar payından haksız menfaat sağlamak amacıyla … … markasının taklitlerinin piyasaya sürüldüğünü, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, müvekkili… SAĞLIK HİZMETLERİ VE KUYUMCULUK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ adına tescilli bulunan “…” ve “… …” markalarının marka tescilinden doğan haklar kapsamında ülke içinde her türlü fikri ve sınai haklarına(marka, patent, endüstriyel tasarım vb.) sahip olduğunu, bahsedilen markaları taşıyan ürünleri Türkiye’de üretme ve satışa sunma hakkının münhasıran müvekkiline ve grup şirketi … …. A.Ş.’ye ait olduğunu, aynı zamanda … ibareli ve aynı şekilde müvekkili adına tescilli toplam 10 adet “…” markası bulunduğunu, … …’ın yalnızca hedef kitlesi tarafından değil; aynı zamanda toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilebilir düzeyde tanınmışlığa erişmiş, herhangi bir hatırlatmaya gerek kalmaksızın zihinlerde refleksif olarak belirli bir ürün veya işletme ile çağrışım yapan tescilli tanınmış bir marka olduğunu, bunun yanında ibaresi ve marka olarak tescil edildiği şeklin, ifade edilen bu büyük ticari organizasyonu ayırt eden tek ibare olduğunu, tüm mağaza ve satış ofislerinde, reklam kampanyalarında ve ürünlerde kullanılan “…” ibaresi ve tescilli şeklinin müvekkili şirketin ürünleriyle özdeşleştiğini, davalının marka başvurusu “… …” ‘da asli ve baskın unsurun müvekkili şirket adına tescilli tanınmış marka olan “…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli tanınmış “…” markası ile davalının marka tescil başvurusunda bulunduğu 5. ve 44. sınıfta birçok girişimde bulunmakta olduğunu ve bu sınıflarda ekte sunulan tescil belgelerinde de görüldüğü üzere müvekkilinin marka tescillerinin bulunduğunu, davalının başvurusundaki asli unsur olan “…” ibaresinin yanına markanın kullanılacağı ürüne, sektöre ilişkin nitelendirmeyi içeren “… ” ibaresinin tamamlayıcı unsur olduğunu, davalı tarafından yapılan başvurunun, müvekkili adına tescilli tanınmış markanın ön planda kullanılması ile müvekkili şirkete ait markanın tanınmışlığından haksız menfaat elde etme amacı güttüğünü ve bu noktada ticari dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil eden kötü niyetli bir başvuru olduğunu, müvekkilinin esas unsuru “…” ibaresi olan pek çok markayı tescil edildikleri tarihlerden itibaren bilfiil kullandığını, davalının da müvekkilinin “…” ibareli markalarına yapmış olduğu yatırımlar ve tanıtımlardan yararlanmak amacıyla müvekkili tarafından meşhur ve maruf hale getirilen “…” ibaresini kötü niyetli olarak marka başvurusunda kullandığını ve yine kötü niyetli olarak müvekkili şirketin markalarıyla aynı sınıflarda (5. ve 44. sınıflar) tescil ettirmek için davalı Kuruma başvurduğunu, davalının müvekkilinin markalarıyla hem aynı/benzer ibareleri markasında kullandığını hem de müvekkiliyle aynı/benzer mal veya hizmet sınıflarında markasını tescil ettirmek istediğini, bu durumun müvekkilinin markalarıyla iltibas yaratacağınının aşikar olduğunu, işbu tescil başvurusunda bulunan davalının iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket adına tanınmış marka olarak tescilli “…” markasına eklenen ve tescil başvurusu kapsamında olan hizmete ilişkin nitelendirme, bilgilendirme içeren “PRIME” ibaresinin İngilizce’den çevrilen anlamı ile “gençlik” anlamına geldiğini, başvuru sahibinin bir kısım ürünlerini “genç görün, genç hisset” başlığı altında pazarladığını, dolayısıyla “…” kelimesinin asıl kullanım amacının ürünün özelliğine ilişkin bilgilendirme olduğunu, davalı başvurusunda asli ve baskın unsurun “…” ibaresi olduğunu ve davacı müvekkili adına tescilli “…” ibareli markalarının da tescilli olduğu 5. ve 44. sınıflarda tescil ettirilmek istendiğini, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış marka olarak tescilli olduğunu ve bu durumun Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin 4. ve 5. fıkrası uyarınca mal veya hizmetlerin aynı veya benzer olmasına bakılmaksızın ret nedeni olarak kabul edildiğini, davalıya ait marka başvurusundaki “…” ibaresinin asli unsur olduğunu ve ön planda kullanıldığını, bütünsel algının tamamıyla “…” ibaresinde olduğunu, ayırt edici tek unsurun “…” ibaresi olduğunu, söz konusu başvurunun yapılmasının nedeninin müvekkilinin oluşturduğu güvenden haksız yarar sağlamak olduğunu, yapılan başvuru neticesinde müvekkilinin markasının itibarının zarar göreceğini ve ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, “…” ve “… …. ” ibareli markaların tanınmış markalar olduğunu, müvekkili tarafından yoğun ve kesintisiz şekilde kullanıldığını, yazılı ve görsel basında tüm medya ortamlarında billboardlarda ve sokak reklamlarında… ifadesiyle fazlasıyla yer aldığını, müvekkilinin başarısının adına tescilli markalara yapmış olduğu sermaye ve yatırımlarının devlet nezdinde de takdir kazandığını, söz konusu yatırımların TC Ekonomi Bakanlığı’nın … destek kapsamı arasına alındığını ileri sürerek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 04.03.2020 tarih ve … sayılı kararının haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ile … başvuru numaralı markanın tescil edilmiş olması halinde sicilden terkinine karar verilmesini ve dava kesinleşinceye kadar davalıya ait … başvuru numaralı markanın 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı iddialarının hukuki olmaktan uzak olduğunu, YİDK kararında karşılaştırılan markaların farklı mal/hizmetlere ilişkin olduğu tespit edilerek 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesinde düzenlenen çifte benzerlik şartı gerçekleşmediğinden itirazın reddedildiğini, gerçekten de başvuru konusu markanın 05 ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetler için tescil edilmek istendiğini, davacı markaları kapsamında bu mallar/hizmetler ile ilişkilendirilebilecek hiçbir mal veya hizmetin bulunmadığını, kaldı ki karşılaştırılan markaları oluşturan işaretlerin de farklı olduğunu, “…” ibaresinin kısa bir ibare olduğu da dikkate alındığında ibarelerinde farklılaştığının görüleceğini, öte yandan davacının “…” markalarına ilişkin tanınmışlık hususunun da peşinen başvurunun reddi sonucunu doğurmayacağını, tanınmışlık hususunu kabul etmemekle birlikte, bir an için böyle olduğu düşünülse bile 6769 s. SMK 6/5 maddesi açısından önemli olan hususun, sonraki başvurunun tescili nedeni ile haksız bir yararın sağlanması, tanınmış markanın itibarının zarar görmesi, tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi olasılıklarından birinin ortaya çıkması riskinin mümkün olup olmadığını, davacı tarafın bilindiğini iddia ettiği sektörün pırlanta sektörü olduğunu, başvuru konusu markanın 5. ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetlerin davacının tanınmış olduğunu iddia ettiği sektör ile tamamen alakasız hizmetler olduğunu, davacı sektörünün başvurunun kapsadığı hizmetlerle doğrudan ya da dolaylı hiçbir bağlantısı bulunmadığını, Alman Federal Mahkemesinin “Salomon” kararında kayak sporlarında tanınmış bir marka olan “salomon” markasının bir başkası tarafından sigara markası olarak kullanılmasını marka hakkına tecavüz olarak değerlendirmediğini, bu kararda olduğu gibi pırlanta sektöründe bilindiği belirtilen davacı markasının yarattığı imajın oldukça farklı bir ürün türü olan 05. ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetlere aktarılmasının mümkün olmadığını, dolayısı ile her iki tarafın faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğunu ve davalının davacının markasının ününden faydalanarak ürünler arasında bağlantı kurma çabasının da söz konusu olmadığını, buna ilişkin herhangi bir somut delilin somut davada bulunmadığını, hitap edilen tüketici kitleleri arasındaki açık farklılığın haksız yararlanma koşulunu engellediğini, pırlanta sektöründeki davacı markasının imajının ve bu imajdan kaynaklanan ünün tamamen farklı olan 05. ve 44. sınıflardaki mal ve hizmetlerde kullanmak ve bu surette haksız kazanç sağlamanın mümkün olmadığını, taraflara ait markaların tamamen farklı kitlelere hitap etmeleri nedeni ile davacı markasının itibarına zarar verilmesinin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; müvekkili … …. eyaleti yasaları uyarınca…. tarafından kurulduğunu, uzun yıllardır sağlık, sıhhat ve spor gibi sektörlerde faaliyet gösterdiğini, 30’dan fazla şubesiyle dünya geneline yayılmış olup, günümüzde 140’ın üzerinde ülkeye gönderim yaptığını, müvekkili hakkında daha çok bilgiye https://www.jeunesseglobal.com/tr-TR adresli web sitesinden ulaşılabileceğini,
– Müvekkilinin …, … … ve … ibaresini ihtiva eden markalarının uzun yıllardır süregelen kullanım ve tanıtım faaliyetleri sonucunda ilgili sektörde yüksek tanınmışlığa eriştiğini ve doğrudan müvekkili ile bağdaştırıldığını, müvekkilinin … markasını tüm dünyada tanınan bir marka haline getirdiğini, …’nin Direct Selling News’ün 2019 Global 100 Raporunda 13. sırada gösterildiğini, Müvekkilinin 2014 senesinde en hızlı büyüyen üçüncü şirket olarak gösterildiğini, https://www.directsellingnews.com adresindeki web sitesinden alınan rapor ve aynı siteden alınan müvekkilinin aldığı ödüllere ve faaliyetlerine ilişkin haberlerin, müvekkilinin Türkiye nezdinde tanınmışlığının ispatı sadedinde… Spor Klübü’nün sponsoru olmasına ilişkin geniş yankı uyandıran haberler de dahil, Türk medyasındaki haber örnekleri ile birlikte ekte sunulduğunu, aynı şekilde müvekkilinin pek çok kez en hızlı büyüyen şirketler arasında da yer aldığını, müvekkiline ve faaliyetlerine dair bir sunumun ekte yer aldığını, müvekkilinin … kelimesini hem marka hem de ticaret unvanı olarak kullandığını, müvekkiline ait ürünlerin insanları genç, güzel ve sağlıklı hissettirmek amacıyla güzellik ve sağlık alanında satışa sunulduğunu, kozmetik sektörüne hitap eden ürünler olduğunu, bu misyona paralel olarak müvekkilinin sağlıklı yaşamı desteklemek adına bir proje oluşturduğunu ve “… …”(… PROJE 8) adı altında …, … ibareli ürünlerini satışa sunmaya başladığını, müvekkilinin … Proje 8 programı hakkında resmi sitesinden ve sosyal medya hesaplarından alınmış çıktıların bu proje adı altında satışa sunduğu ürün görsellerinin ekte sunulduğunu, ayrıca müvekkilinin ve … Proje 8 hakkında detayları içerir “… e …” adlı derginin 2016 yılına ait sayısının bir kopyasının ekte yer aldığını, müvekkilinin “… …” isimli projesinin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri için büyük miktarda masraf yapmakta ve çaba sarf etmekte olduğunu, müvekkili …nin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde aynı zamanda ticari unvanı olan … markası ve diğer markalarının yanısıra, 5. sınıfta … … markası için … sayılı tescillerin sahibi olduğunu, müvekkilinin … ve … ibaresini ihtiva eden markaları için Tunus, Şili, Malezya, Kosta Rika, Peru, Kanada, Yeni Zelanda, Arjantin, İsrail, Brezilya, Kanada, Japonya, Meksika, Avrupa, Afrika, ABD, Avustralya, Almanya, Kolombiya, Hindistan gibi ülkeler de dahil dünya çapında da 5, 32 ve 44. sınıflarda birçok tescilin sahibi olduğunu, ilk kez ABD’de 2016 yılında tescil ettirildiğini, müvekkilinin en azından 2016 yılından bu yana tescilli … ve … ibaresini ihtiva eden markalarını tüm dünyada kullandığını ve sektöründe tüketici nezdinde iyi tanındığını, müvekkili ile bağdaştırıldığını, müvekkilinin 5. ve 44. sınıflarda yer alan malları kapsayan … sayılı … marka başvurusunu gerçekleştirdiğini, davacı şirketin … ibaresini içeren markaları gerekçe göstererek itiraz ettiğini, öte yandan davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen … sayılı marka tescilinin itiraza dayanak gösterilmediğini, müvekkilinin marka vekilleri aracılığı ile itiraz sahibi davacı şirketin itiraz konusu markalarının bunların kapsamında bulunan 5. ve 44. sınıflarda yer alan mal ve hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmakta olduğuna ya da kullanılmamasına dair haklı sebeplerin olduğuna ilişkin delillerin sunulmasının talep edildiğini, itiraz konusu markalardan … ve … sayılı ve “… pırlanta”, “… alyans şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “… … şekil”, “… … şekil”, “… … şekil” ve “… şekil” ibareli tescillerinin kullanım ispatı talebinde bulunulan 05. ve 44. sınıflarda tescili bulunmadığı için kullanım ispatı talebinin TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından dikkate alınmamakla birlikte itiraz konusu … sayılı “… şekil” ibareli tescil için söz konusu talebin yerinde görüldüğünü, fakat davacı şirketin ne … sayılı … markasını ülkemizde ciddi bir şekilde kullandığını ispat ettiğini, ne de kullanmamasına dair haklı sebep olduğuna dair bir delil sunduğunu, davacının ilk itirazının reddedilmesiyle birlikte bu sefer TÜRKPATENT YİDK’ya başvurduğunu ve bu itirazın da … sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, davacının itiraza mesnet markasını son beş yılda kullanımına dair delillerinin bu aşamada huzurdaki davada herhangi bir ispat gücünün bulunmadığını, davacının itiraza mesnet gösterdiği markasının tescilli olduğu sınıflarda kullanımını ispat etmek için kendisine verilen bir aylık süreyi kendi kusuru ile kaçırmasının olumsuz sonuçlarını iş bu YİDK kararının iptali davası ile gidermesinin mümkün olmadığını, kaldı ki davacının markalarını dava konusu mal ve hizmetler açısından hiçbir zaman kullanmadığını, dava dilekçesindeki açık beyanlardan da ikrar edildiği üzere, davacının yalnızca kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren ve markasal kullanım gerçekleştiren bir şirket olduğunu, müvekkilinin marka başvurusu ile itiraza gerekçe marka arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali olmaması yönünden de itirazın reddinin isabetli olduğunu, markalardaki ortak unsur olan “…” kelimesinin günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir kelime olduğunu, sözlükte anlam karşılığı bulunan bir kelime olduğunu, müvekkilinin dava konusu … markasının da bir bütün olarak ayırt edici olmasının yanı sıra, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam felsefesini anlatan, İngilizce’de “medidatif hal”, “japon budist okulu”, vb. anlamlara gelen “…” ve “gençlik”, “başlangıç” ve “ilk” vb. anlamlara gelen PRIME kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş özgün, kozmetik sektörüyle ve müvekkilinin gençliği ve sağlığı konu alan markaların birbirinden ayırt edileceğini, bu nedenle müvekkilinin markasında yer alan PRIME kelime unsurunun özellikle dikkate alınması ve markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, öte yandan davacının … markalarının özel bir stilizasyon kullanılarak oluşturulduğunu, tüketici nezdinde de bu stilizasyonla özdeşleştirildiğini, davacı markaları ile müvekkiline ait … markasının görsel olarak oldukça farklı olduğunu, markalar arasındaki farklılıkların müvekkilinin … markasının rahatlıkla redde mesnet markalardan ayırt edilebilmesine olanak sağladığını, müvekkilinin … ibaresini ihtiva eden aile markası kapsamındaki tescilleri de dahil … marka tescilleri ve kullanımı nedeniyle kazanılmış hakkının bulunduğunu, öte yandan müvekkilinin ürünlerinin genellikle estetisyen doktorlar ve diyetisyenler tarafından tavsiye edilen ve genellikle eczane gibi yerlerde satışa sunulan ürünler olduğunu, bu açıdan müvekkilinin mallarının genel tüketim malları olmadığını ve özel amaçlı kullanılan ürünler olduğunu, davacının kuyumculuk sektöründe hizmet verdiğini, duygusal nedenlerle, yüksek fiyatlarla satın alınan, mücevher vb. emtialar bakımından da tüketicinin özel bir dikkat göstereceğinin aşikar olduğunu, davacı ve müvekkilinin ürünlerinin birbirinden farklı satış kanalları kullanılarak tüketiciye sunulduğunu, davacı ve müvekkilinin hitap ettiği tüketici grubu, satış ve pazarlama kanalları ve de faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğunu, yalnızca müvekkilinin markasında “…” ibaresinin yer alıyor oluşunun tek başına benzerlik ve karıştırılma ihtimali için yeterli olmadığını, atıfta bulunulan mahkeme ve Kurum kararları ile aynı nitelikte olup, benimsenen yöntem ışığında markalar arasınad benzerlik ve karıştırılma ihtimali olmadığının kabulünün gerekeceğini, davacıya ait “…” markası Türkiye’de kuyumculuk sektöründe belirli bir bilinirlik kazanmış olmakla birlikte, tanınmışlık seviyesi bakımından 6769 sayılı SMK 6/5 maddesindeki; markanın ününden haksız yarar sağlama, marka sahibinin itibarının zedelenmesi veyahut markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimallerinin ortaya çıkma tehlikesinin olmadığını, davacının markasının salt tanınmış marka olmasının, hiçbir kullanımının olmadığı tamamen bambaşka bir sektörde tescilli ve kullanılan tüketici nezdinde haklı bir bilinirliğe erişmiş müvekkilinin markasına karşı itirazını doğrudan haklı kılmadığını, davacının kötü niyet itiraz gerekçesi bakımından yeterli delilin sunulmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığının YİDK tarafından hakkaniyete uygun şekilde tespit edildiğini, kötü niyetin diğer iptal sebeplerinden hiçbirinin ortaya çıkmaması yanında tek başına var olamayacağının şüphesiz olduğunu, davacının kötü niyet iddiasının mesnetsiz ve gereçeğe aykırı olduğunu, bu itibarla, dava konusu YİDK kararının gerek usul gerek ise esas yönünden son derece isabetli olduğunu, hem Kanuna hem de Kurum ile Yargıtay yerleşik içtihatları ile uyumlu olduğunu, hakkaniyete uygun olduğunu, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık itirazının yerinde olup olmadığı, davalının kullanmama def’i dikkate alındığında YİDK karının yerinde olup olmadığı ve hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının müktesep hak iddiasının yerinde olup olmadığı toplanmaktadır.
Karıştırılma İhtimali Bakımından Değerlendirme
Dava konusu markanın başvuru sahibi (davalı) tarafından yayıma itiraz aşamasında, davacı tarafından itiraza gerekçe olarak gösterilen markalardan …. sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “… … şekil”, “… … şekil”, “… … şekil” ve “… şekil” markaları için 6769 s. SMK’nın 19(2) maddesine dayanarak kullanım ispatı talebinde bulunulduğu, davalı Kurumun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan incelemede…. ve 2011/96553 sayılı ve “… şekil”, “… … şekil”, “… … şekil”, “… … şekil” ve “… şekil” ibareli markaların tescil kapsamında kullanımı ispatlanması istenen 5. ve 44. sınıflara dahil mal/hizmetlerin bulunmadığı, dolayısıyla … sayılı ve “… şekil”, “… … şekil”, “… … şekil”, “… … şekil” ve “… şekil” ibareli markalar bakımından kullanım ispatı talebinin dikkate alınmadığı, …sayılı ve “… şekil” markası için yapılan kullanım ispatı talebinin ise uygun görüldüğü, ancak itiraz sahibi (davacı) tarafından söz konusu markanın kullanımının ispatına ilişkin delil sunulmadığı tespit edildiğinden 05. ve 44. Sınıfta bulunan emtia ve hizmetlerin 6/1 incelemesinde dikkate alınmadığı; incelemenin …. “… şekil” markasının tescilli olduğu diğer sınıflar göz önüne alınarak yapıldığı, bilindiği üzere, 6769 s. SMK madde 19/2 takip eden hükmü içermektedir: “6ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması halinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.”, diğer taraftan, Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29/3 maddesi “Başvuru sahibinin talepte bulunması halinde Kurum, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması için itiraz sahibine bir aylık süre verir. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa Kurum itirazı reddeder.” hükmünü amirdir, davalı tarafından kullanım ispatı talep edilen … sayılı ve “… şekil”, “… … şekil”, “… … şekil”, “… … şekil” ve “… şekil” ibareli markaların tescil kapsamında 5. ve 44. sınıflara ait mal ve hizmetler bulunmadığı için bu markalar bakımından yapılan kullanım ispatı talebinin haklı olmadığı,
Bilindiği üzere 6769 sayılı SMK m.6/1, ” Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü ihtiva ettiği, marka tescilinde nispi ret nedenleri arasında düzenlenen karıştırılma ihtimali uyarınca; tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.  Markaların, karıştırılma ihtimaline dayalı tescil engelinden veya hükümsüzlük nedeninden söz edebilmek için aşağıdaki unsurların tamamının kümülatif olarak varlığı gerekir. Bu koşullardan herhangi birinin sağlanmamış olması halinde diğerlerinin varlığı değerlendirme konusu nispi tescil engelinin varlığını kabul için yeterli olmayacaktır:   
Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların aynı veya benzer olması.
Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların kapsamında, aynı veya benzer mal ve hizmetler bulunuyor olması.      
Dava konusu markalar ile iddialara mesnet markalar arasında, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere, halk nezdinde karıştırılma (iltibas) ihtimali bulunması.
Markaların Aynı veya Benzer Olup Olmadığı
Karşılaştırılan markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınmalıdır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkat edilmelidir. Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebileceği, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının bir etkisi olmadığı, kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılması gerektiği, görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahip olduğu, bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaği, kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkacağı, bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınması gerektiği, bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıkların işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacağı,
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesinin de mümkün olduğu,
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimali telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında “bağlantı” kurma ihtimali bulunması, benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılmasıdır. Global değerlendirme gereği, markaların unsurlarına bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılması gerektiği,
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edileceği,
Yargıtay … HD’nin …E. ve …. K. Sayılı “…. ” kararında belirlenen temel ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre; 
Asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır.  
Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir.  
Son olarak başvuru sahibinin markasındaki eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.  
Davaya konu markanın “…” ibaresinden ve şekilden oluştuğu, davacı şirket markalarının ise “…” ibareleri ortak olacak şekilde, “… pırlanta”, “… alyans”, “… …”, “…” ibarelerini içerdiği,
Davaya konu markanın, “…” şeklinde tek kelimeden oluşacak şekilde tescil başvurusuna konu edildiği, İngilizce olduğu kabul edildiğinde “…” ve “…” şeklinde iki ayrı kelimenin birleşiminden oluştuğu, “…” kelimesinin İngilizce, “…. ” anlamına geldiği, Türkçe kabul edilmesi halinde, “kadın” anlamına geldiği, “…” ibaresinin “başlıca, esas, en iyi vb.” anlamlara geldiği, anlamsal açıdan yapılan karşılaştırmada “…” ibaresinin ortak olduğu, taraf markalarının anlamlarına ilişkin dosyada bir beyana rastlanmadığı, “…” ibaresinin özellikle anlamsal olarak, zayıf düzeyde ayırt ediciliğe sahip ibare olduğunun kabul edilmesi gerektiği, fonetik açıdan ortak “…” ibaresinin okunuşunun aynı olduğu, markalarda yer alan diğer ibarelerin ise aynılık derecesini düşürdüğü, görsel açıdan yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın sadece kelime unsuru içerdiği, markanın beyaz zemin üzerine, siyah tonlarda “…” ibaresini içerdiği, davacı yan markalarının ise figüratif özellikli “…” ibaresini içerdiği, …., … ve … tescil numaralı markaların sadece “…” ibaresinden oluştuğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda, kendine özgü yazı karakteri ile kompozisyon edildiği, …. tescil numaralı markanın beyaz zemin üzerine iki ayrı satıra gelecek şekilde üstte “…” ibaresi, altta “pırlanta” ibaresini içerdiği, …. tescil numaralı markaların ise ortak olarak “…” ibaresini içerdiği, …. tescil numaralı markada yer alan “…” ve …. tescil numaralı markada yer alan “alyans” ibarelerinin “…” ibaresinin yanına yan şekilde konumlandırılmış olduğu, görsel olarak da markalarda yer alan ibarelerinden “…” ile başlaması veya sadece “…” ibaresinden oluşması, ortak ibareyi ön plana çıkardığı, taraf markalarının bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları, taraf markalarında yer alan ortak “…” ibaresinin markaları birbirlerine yakınlaştırdığı, “…” ve “…” / “pırlanta” / “alyans” ibarelerinin yardımcı unsur olup, ayırt edicilik seviyesine sahip olmayıp veya düşük düzeyde ayırt ediciliğe sahip oldukları da dikkate alındığında ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında hem makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından hem de makulün ve normalin üzerinde dikkat, seçicilik, bilgi ve özene sahip olan hedef kitle açısından, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunduğu,
İşaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Ortalama tüketici açısından ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için yapılacak değerlendirmede, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları sürenin önemli olduğu,
Mal/Hizmetlerin Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı
Markalar arasındaki karıştırılma ihtimali değerlendirmesi, markaların kapsamında yer alan mallardan ve hizmetlerden bağımsız değildir. Markaların tescilli oldukları sınıflar veya hizmetler farklılaştıkça markalar arasındaki benzerliklerin karıştırılmaya neden olma ihtimali azalacaktır. Bir başka anlatımla, markaların kapsadığı malların ve hizmetlerin farklılaşması neticesinde markayı oluşturan ibarelerin benzerliğine rağmen karıştırılma ihtimali azalmakta; malların ve hizmetlerin aynı olması durumunda ise markaların arasındaki ortalama bir benzerlik dahi karıştırılma ihtimaline neden olacağı,
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmasıdır. Benzer mal ve hizmetler ise, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriği, aynı tür mal ve hizmeti mutlak surette kapsamakla birlikte daha geniş bir yaklaşımla benzer oldukları öngörülebilecek, tüketicilerce ilişkilendirilerek aynı kaynaktan geldikleri varsayılabilecek, aynı/benzer ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak mal ve hizmetleri de kapsayacağı,
Mal ve hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği TÜRKPATENT Marka İnceleme Kılavuzu’na göre aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabileceği,
Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği,  
Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği,  
Malların fiziksel görünümünün benzerliği,  
Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği,  
Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik,  
Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik,  
Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.  
İlgili sektördeki malların niteliği, piyasaya sunuluş şekli, tüketici alışkanlıkları gibi somut olayı etkileyen ek şartların varlığı halinde hizmetlerle mallar arasında ilişkilendirilme ihtimali ortaya çıkabileceği,
Davalıya ait marka başvurusunun tescil kapsamını oluşturan 5. ve 44. sınıfa dahil mallar/hizmetler ile davacıya ait …. sınıflara dahil mal/hizmetlerin aynı,aynı tür veya benzer mal/hizmetler olmadığı,
Davacıya ait … tescil numaralı ve … tescil numaralı ve “… şekil” ibareli markaların tescil kapsamında bulunan ve yukarıda kırmızı ve mavi renk ile verilen mal/hizmetleri ile davalı başvurusunun eşya listesinde bulunan “SINIF KODU: 05 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. Veterinerlik ve hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri”. malları/hizmetlerinin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, davalıya ait marka başvurusunun eşya listesinde bulunan diğer mal/hizmetlerin ise … ve … tescil numaralı markaların tescil kapsamında bulunan mallar/hizmetler ile aynı veya benzer mal/hizmetler olmadığı,
Her ne kadar davacıya ait…tescil numaralı markanın yukarıda tabloda verilen malları/hizmetleri ile dava konusu markanın kapsamındaki yukarıda belirtilen mallar/hizmetler aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olsa da, dosya kapsamında sunulan deliller neticesinde davacıya ait…sayılı markasının belirtilen mallar/hizmetler bakımından kullanımının ispatlanamadığı,
Markalar arasında, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere, halk nezdinde karıştırılma (iltibas) ihtimali bulunup bulunmadığı
Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari ya da idari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma/ilişkilendirme olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği, işaret benzerliği, benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve hedef tüketici kitlesinin bilgi ve dikkat düzeyi ele alınır. Bu unsurlardan birinin zayıf olması diğer unsurların güçlü olması ile telafi edilebilir. Örneğin markalar arasında işaret benzerliği zayıf ise yüksek dereceli mal/hizmet benzerliği ve benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücünün yüksek olması durumunda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunabileceği,
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacağı,
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir. Ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez.
Önceki markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılma ihtimalinin o derece artacağı ve piyasada edinmiş olduğu tanınmışlık nedeniyle yüksek ayırt ediciliğe sahip olan önceki markaların, daha düşük ayırt ediciliğe sahip markalara göre daha geniş bir korumadan yararlanacağına ilişkin ilkeler içtihat hukukunda benimsenerek önceki markanın ayırt edici gücünün karıştırılma ihtimali incelemesindeki rolüne açıklık getirilmiştir. Sonuç olarak, bir bütün olarak önceki markanın ayırt edici gücü markanın koruma kapsamının genişliğini belirler ve karıştırılma ihtimalinin incelenmesinde göz önünde bulundurulacağı,
Bunun yanı sıra değinilmesi gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Somut olayda, ihtilafa konu 05. Sınıfa ait mallar doğrudan halk sağlığını etkileyebilecek mallar olduğu için tüketicilerin söz konusu ürünlerin bir kısmının satın alınması sırasında daha dikkatli oldukları kabul edileceği, dolayısıyla ihtilafa konu malların bir kısmı için tüketici dikkat düzeyinin yüksek olduğu, öyle ki; sözkonusu malları satın alma eylemi içerisinde bulunacak hedef kitlenin araştırma, inceleme, karşılaştırma ve kıyaslama yaparak satın alma eyleminde bulunacağı; bu nedenle de satın alma karar sürecinde müşterilerin daha uzun zaman geçireceği, yoğun emek ve çaba harcayacağı, zahmete ve gayrete katlanacağı, ancak her ne kadar bir kısım mal ve hizmet açısından müşteri kitlesi daha üst düzey dikkate, bilgiye ve özene sahip olsa da şekil unsurları arasında yüksek seviyeli benzerlik bulunması nedeniyle ilgili müşteri grubunun da yanılgı yaşamasının mümkün olabileceği,
Karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde önemli bir ilke olan karşılıklı bağımlılık(etkileşim) ilkesine göre, markalar arasındaki benzerlik ve mal/hizmetler arasındaki benzerlik, karşılıklı olarak birbirine bağlı faktörler olarak ele alınmaktadır. Örneğin, mal/hizmetler arasındaki düşük düzeydeki benzerlik, markalar arasındaki yüksek düzeydeki benzerlik ile dengelenebileceği gibi, markalar arasındaki düşük düzeydeki benzerlik de mal/hizmetler arasındaki yüksek düzeydeki benzerlik ile dengelenebilmektedir.(…. ).Bu çerçevede, karşılaştırılan markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik olması durumunda, markaların tescil kapsamında yer alan mallar/hizmetler arasında düşük düzeyde benzerlik dahi olsa karıştırılma ihtimali olduğu,
Davacıya ait …. tescil numaralı ve “… şekil”, “… şekil”, “… … şekil “, “… … şekil”, “… … şekil”, “… alyans şekil”, “… pırlanta” ibareli markaların tescil kapsamındaki mal/hizmetler ile davalı marka başvurusunun eşya listesinde bulunan mal/hizmetlerin aynı veya benzer mal/hizmetler olmaması, … sayılı marka bakımından ise kullanımın ispatlanaması nedeniyle, davalıya ait marka başvurusu ile davacıya ait belirtilen gerekçe markalar bakımından markalar arasında karıştırılma ihtimali ortaya çıkmayacağı,
Davalıya ait marka başvurusunun eşya listesinde bulunan “SINIF KODU: 05 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” Malları bakımından davalı başvurusu ile davacıya ait … tescil numaralı ve “… şekil” ibareli marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
Tanınmışlık Değerlendirmesi Bakımından
“Tanınmış marka” kavramı Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım” olarak tarif edilmiştir (…. ). 
Bunun yanında tanınmış marka kavramı; bir markanın tanınmışlığının belirlenmesi için …, 1999 yılında “… Ortak Tavsiye Kararı” adı altında bazı ölçütler getirmiştir. Bu suretle bir markanın tanınmışlığında kendisinden yararlanılabilecek bazı kriterler oluşturulmuştur. Bağlayıcılığı olmamakla birlikte uygulamada da kabul gören bu kriterler şunlardır; 
Toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi 
Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu 
Marka promosyonlarının hedef aldığı coğrafi alan, promosyon süresi ve yoğunluğu 
Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü 
Markanın resmi makamlarca tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları 
Markanın ekonomik değeri 
Bu kıstaslardan birisinin, birkaçının veya tamamının varlığı tanınmışlığı gösterebilecektir. Yukarıda yapılan açıklamalardan çıkan sonuç; bir hizmet ya da ticaret markasının tanınmışlığından söz edilebilmesi için; toplumun ilgili sektöründe tanınmış olması, başka bir anlatımla o marka telaffuz edildiğinde ilgili sektördekilerin hiç düşünmeden refleks halinde hatırlamaları gerektiği,
6769 s. Kanun’un 6/5 maddesi, “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” hükmünü amirdir.
Tanınmış markalar sadece tescil kapsamındaki aynı tür mal ve hizmetler yönünden değil, ayrıca farklı türden mal ve hizmetler yönünden de sahibine koruma sağlar. Tanınmış markalara sağlanan koruma önlemleri sayesinde, sonraki markanın tescili yoluyla marka sahibinin, tanınmış markanın itibarına ve ayırt edicilik düzeyine zarar verme, bu markadan imaj transfer etme ve böylelikle haksız yarar sağlama çabalarının önüne geçilmek istenmiştir. Böylece, önceki ve tanınmış nitelikteki markanın ayırt edicilik karakterine ve tanınmışlığına zarar verebilecek, tüketicinin daha önce tanınmış markayı gördüğünde, refleks halinde tek bir işletmeyi algısında canlandıracakken, yeni durum nedeniyle eskiden olduğu gibi kişilerin aklına sadece tek bir ticari işletme gelmeyecektir. Bunun sonucunda ise, büyük emek, çaba, zaman ve masrafla tanınmış hale getirilen markanın ayırt edicilik gücü zaafa uğratılmış olabileceği,
Davacıya ait “…” ibareli markanın kuyumculuk sektörüne dahil mallar (altın, pırlanta, mücevher, vb.) bakımından yaygın bilinen tanınmış markalardan olduğu, bu tanınmışlığın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da kabul gördüğü ve “…” markasının …. sayı ile tanınmış marka olarak Kurum sicilinde kayıt altına alındığı, ancak 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanabilmesi için bir markanın tanınmışlığının tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda dava konusu edilen markanın tanınmış markanın ayırt edicilik karakterini zedelemesi, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi veya tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinden birinin gerçekleşmesinin gerekli olduğu, somut olay bakımından bu şartların hiçbirinin sağlanamadığı, davacı tarafından bu ihtimallerin ispatlanamadığı, dava konusu başvurunun tescil kapsamını oluşturan 5. ve 44. sınıfa dahil mal/hizmetlerin davacı markasının tanınmış olduğu sektöre dahil mal/hizmetler ile oldukça uzak ve bağlantısız mal/hizmetler olduğu, davalı başvurusunun davacıya ait “…” markasının sahip olduğu imaj ve prestijden faydalanma amacı taşıdığına yönelik somut bir kanaat oluşmadığı, sonuç olarak davalıya ait “…” ibareli markanın tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/5 hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açmayacağı ve dava konusu başvuru bakımından 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanamayacağı,
Kötü Niyet Değerlendirmesi Bakımından
Davacı tarafından kötü niyet iddiasının ispatı için her hangi bir delil sunulmadığı , sırf markaların benzer olmasının kötü niyet iddiasının ispatı için yeterli olmadığı ,
Davacıya ait … ibareli markaların tescil kapsamındaki mal/hizmetler ile davalı marka başvurusunun eşya listesinde bulunan mal/hizmetlerin aynı veya benzer mal/hizmetler olmaması, … sayılı marka bakımından ise kullanımın ispatlanaması nedeniyle, davalıya ait marka başvurusu ile davacıya ait belirtilen gerekçe markalar bakımından markalar arasında karıştırılma ihtimali ortaya çıkmayacağı,
Davalıya ait marka başvurusunun eşya listesinde bulunan “SINIF KODU: 05 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” davalı başvurusu ile davacıya ait … tescil numaralı ve “… şekil” ibareli marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu YİDK Kararı’nın “SINIF KODU: 05 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları bakımından yerinde olmadığı, davacı yan markasının tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, markaların benzerliğinin tek başına kötü niyetin ispatı için yeterli olmadığı sonuçlarına ulaşılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
Davanın Kısmen Kabulüne,
TÜRKPATENT YİDKnın 04.03.2020 tarih … sayılı kararının “SINIF KODU: 05 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” bakımından iptaline,
Davaya konu … sayılı markanın yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 54,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 54,40.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 5.472,6‬0-TL yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum ve davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30.12.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ İlk Masraf : 62,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.TL
Yurtdışı Tercüme Masrafları : 2.150,00.TL
Yurtdışı(95USD+Tebligat harcı): 794,90.-TL(704,90.-TL+90.00-TL)
G.A : 215,50-TL
TOPLAM : 5.472,6‬0-TL