Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/192 E. 2021/84 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/192 Esas – 2021/84
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA

Esas No : 2020/192
Karar No : 2021/84

Hakim :…
Katip : …

Davacı : …..
Davalı : …
Dava : Haksız Rekabet İle Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti ve Men’i
Dava Tarihi : 06/07/2020
Karar Tarihi : 04/03/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 10/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Haksız Rekabet İle Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti ve Men’i istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin… sayılı “softtr” markasının sahibi olduğunu, bu marka ile e-ticaret yapmak isteyen şirket ve şahıslara e-ticaret yazılımı, kurulum ve barındırma hizmeti ile servis desteği verdiğini, davalı şirkete ait … internet sitesinin online bir şikayet platformu olduğunu, ilgili web sitesinde yer alan içeriklere ilişkin olarak Bornova … Noterliği’nin 29.06.2020 tarih ve 14079 yevmiye sayılı e-tespit tutanaklarının bulunduğunu, ilgili web sitesine tüketicilerin herhangi bir denetime tabi olmadan şikayet konusunu yazabildiklerini, yazılan tüm şikayetlerin marka sahibinin izni olmadan markanın adı, logosu, görselleri ve hatta internet sitesinde yer alan açıklamalar ile birlikte yayınlandığını, ilgili şikayetler kapsamında www.sikayetver.com/…şeklinde ayrı bir alan adı uzantısı açıldığını ve müvekkiline yönelik şikayeti ile ilgili olarak bir alan adı oluştuğunu, davalının sitesindeki yorumların gerçek müşterilerce yapılıp yapılamadığının bilgisinin davalı tarafça verilmediğini, bunun için kurumsal üyelik talebinde bulunduklarını, davalı sitesine yorum yapan kişilerin rakipleri olabileceğini ve markalarına zarar vermek isteyebileceklerini, platformun işleyiş mantığının kötü niyetli kullanımlara açık sonuçlar doğurduğunu, arama motorlarında ilk sıralarda bu sonuçların çıktığını, müvekkili müşterilerinin gerçek anlamda tüketici olmadıklarını, davalının yapılan şikayetler ile ilgili müvekkiline bildirimde bulunduğunu, ancak şikayetlerin kimlerce yapıldığına dair bilgi vermek için kurumsal üyelik şartı koştuğunu, bu konuda davalı şirket ile çeşitli yazışmalar yapıldığını, davalının tüm çalışma sistemini marka itibarına yönelik hassasiyetten faydalanma ve tüketici yorumlarını koz olarak kullanma üzerine kurduğunu, davalı web sitesinin bir tehdit unsuru olarak kullanıldığını, bu siteye yazılan şikayetlerin açıkça haksız rekabet yarattığını, örneğin müvekkili ile aynı sektörde bulunan Entegra Bilişim isimli şirket hakkında hiçbir şikayet olmadığını, bunun üzerine kendilerince şikayette bulunulduğunu, yayınlanan şikayetin hemen akabinde şikayet tüketici tarafından sorun çözüldü şeklinde işaretlenerek şikayetin yayından kaldırıldığını, dolayısıyla davalının firmalara eşit mesafede olmadığını, bu şekilde benzer olayların internette bazı tüketicilerce de ifade edildiğini, davalının sitesinde yayınlanan şikayetlerin kim tarafından yapıldığının bilinmesi gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle davalının sisteminin marka hakkının ihlaline yönelik sonuçlar doğurduğunu, herkesin internette yorum yazma hakkının var olduğunu, ancak bu yorumların bir koz olarak kullanılıp marka sahibinden bir talepte bulunulmadığını, davalının çalışma yönteminin müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini, Ankara …FSHHM’’nin 2019/294E. sayılı dosyası kapsamında benzer bir talep ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini ifade ederek; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile … internet sitesinde “softtr” markasına ait isim, logo ve görsellerin kullanımının durdurulması ve müvekkili şirkete ait marka hakkında yayınlanan tüm içeriklerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkili şirkete ait “softtr” markasına davalı şirketçe tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket vekili cevabında özetle; davacı firma hakkında bugüne kadar 10 tane şikayet yazıldığını, bu şikayetlerden 5 inin kriterlere uymaması nedeniyle yayına alınmadan kaldırıldığını, üç tanesinin müşteriler tarafından silindiğini ve yerine teşekkür mesajlarının eklendiğini, halihazırda yayında iki adet şikayetin bulunduğunu, davacının 13915998 sayılı şikayet ile ilgili olarak şikayetçi bilgilerini talep ettiğini, bu bilgilerin ertesi gün davacı ile paylaşıldığını, firmanın bu kez şikayetin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak müvekkilinin bir yargı mercii olmaması nedeniyle bu duruma karşı haklarını dilerlerse yargı mercilerinde kullanabileceklerini belirterek şikayetleri kaldırmadıklarını, şikayetlerin yazılabilmesi için bir telefon numarası bildirilmesi gerektiğini, bu numaraya bir doğrulama kodu gelmeden kimsenin şikayet yazamayacağını, bu şekilde bir kimlik denetim mekanizması kurduklarını, davacı iddialarının bu anlamda yerinde olmadığını, yer sağlayıcıların içeriğin doğruluğunu kontrolü sağlamak zorunda olmadıklarını, zaten bunun olanaksız olduğunu, ancak firmaların “müşterimiz değildir”, “tarafımızdan hizmet almamıştır” tarzı bir itirazı halinde bir araştırma yapıldığını, bu kapsamda şikayetçiden ürün ya da hizmet alımına dair belge talep edildiğini, firmanın bu yönde bir talebinin ise olmadığını, davacının marka ve logosunun kullanılmasının yasaya aykırı olduğu iddialarının yersiz olduğunu, bunun site işleyişinden dolayı bir zorunluluk olduğunu, sitedeki kullanımların dürüstçe kullanım niteliğinde olduğunu, davacının ücret ile ilgili iddialarının yersiz olduğunu, … sitesinin sadece üye olan şirketlere hizmet vermediğini, yazılan şikayetlere verilen tüm cevapların ücretsiz olarak yayınlandığını, yani şikayet edilenin cevap hakkının bulunduğunu, ücretli verilen hizmetin aylık, dönemlik ya da yıllık raporlamalar için istenildiğini, bu sayede firmaların haklarında ne kadar şikayet yapıldığını, hangi ürünlerden nasıl şikayetler aldıklarının kendilerine kapsamlı olarak sunulduğunu, aksi yöndeki davacı iddialarının ispata muhtaç olduğunu, nitekim davacının bugüne kadar hiçbir ödeme gerçekleştirmediği halde hakkındaki şikayetlerin bir kısmının şikayetçiler tarafından neticelendirilmesi sonucu kaldırıldığını ve teşekkür mesajlarının da yine platformlarında yayınlandığını, müvekkilinin bu teşekkürlere de bir müdahalesinin bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi yalnızca olumsuz içeriklerin sitede yayınlanması gibi bir durumun mevcut olmadığını, KVKK düzenlemeleri uyarınca tüketicilerin iletişim bilgilerinin açıkça paylaşılmasının mümkün olmadığını, yalnızca talep halinde paylaşıldığını, davacı ile de zaten bir paylaşım yapıldığını, zaten davacının sunduğu delillerden de anlaşılacağı gibi hakkında şikayette bulunan şahsın kendi müşterisi olduğunu kabul ettiğini, firmaların müşterilerinin şikayetlerini baskılama ve gizleme çalışmalarının hukuki ve ahlaki olmadığını, davacının üye olmadıkları gerekçesiyle şikayetlerin geç bildirildiği, yönündeki iddiasının da gerçek dışı olduğunu, örneğin davacı hakkındaki bir şikayetin kendilerine 1 dakika sonra, başka bir şikayetin ise 3 dakika sonra bildirildiğini, şikayetlerin yayınlarının ise bir gün sonra olduğunu, Ticaret Bakanlığı’nın 14.07.2020 tarihli ve 299 sayılı kararında müvekkilinin üye olmayan firmalara şikayetler yazılır yazılmaz haber vererek, şikayetleri çözüme kavuşturmaları için süre tanımaya başladığı hususunun açıkça belirtildiğini, müvekkil şirket hakkında açılan pek çok davanın bulunduğunu, bu davaların çoğunda müvekkilinin lehine sonuçlar alındığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davalı eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının… sayılı; “softtr” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Softtr markasının 42. Sınıfta yer alan “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” için 04.06.2018 tarihinden geçerli olmak üzere on yıl müddetle davacı …Bilişim Ticaret Limited Şirketi adına 16.11.2018 tarihinde tescil edildiği;
Somut olayda davalının … web sitesi genellikle olumsuz kullanıcı deneyimlerinin paylaşıldığı, tüketicilerin firmalara ve markalara yönelik talep ve beklentilerinin yer aldığı, herkesin kullanımına açık bir sosyal platform olduğu, tüketiciler mezkur site aracılığı ile satın alacakları bir ürün ya da hizmete ilişkin önceki kullanıcı deneyimleri hakkında bilgilenebildiği, davacı yanın ileri sürdüğü gibi, … sadece markaların kötülendiği bir zemin değil, aksine şikayetlerine çözüm bulunan tüketiciler tarafından takdir değerlendirmelerinin de yazılabildiği bir mecra olduğu, bu bağlamda aslında tüketici memnuniyetine dayalı satış politikası yürüten firmalar bakımından bu internet sitesi, olumlu bir reklam zemini dahi olabildiği, kaldı ki günümüzde online satış yapan bütün internet sayfalarında tüketici yorumlarına yer verildiği, dava konusu sitenin sadece bu iş için açılmış olması tek başına yürütülen faaliyeti hukuka aykırı hale getirmeyeceği;
Davalı yan kendisi hakkında yazılan görüşlerin rakipleri tarafından yapılmış, asılsız isnatlar olabileceğini ileri sürmüşse de; raporda incelenen müşteri maillerinden ve taraflar arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı üzere, davacı hakkındaki şikayetler gerçek kullanıcı yorumları olduğu;
Ayrıca, günümüzde twitter, instagram gibi sosyal medya uygulamalarının yaygınlığı ve kullanım alanları dikkate alındığında; firmalara yönelik olumsuz ve gerçek dışı yorumların her zaman olası bir tehdit olduğu, bu bağlamda davalı yanın, telefon şifresi doğrulaması ile yorum yapılmasına müsaade ettiği uygulama, davacının kaygı duyduğu haksız isnatları minimize edebilecek önlemler içerdiği;
Öte yandan, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir uzantısı olan şikayet hakkının kamuya açık şekilde kullanılması, kişilik haklarına doğrudan bir saldırı içermediği sürece, hukuken engellenemeyeceği, günümüzde tüketicilerin, büyük firmalar karşısındaki eşitsiz konumu, hak arama süreçlerinin uzunluğu ve külfeti karşısında; sosyal medyadan şikayet hakkının kullanmaları oldukça yaygın bir yöntem olup, çoğunlukla hızlı çözüm üreten bir mekanizma olduğu, davalının bu ihtiyaca binaen oluşturduğu internet sayfasındaki şikayetlerin de bu kapsamda ele alınması gerektiği, zira, internetteki kullanıcı yorumları firmaların ticari faaliyetlerine dair bir geri bildirim olup, kişilik haklarına açık saldırı halleri dışında, firmalarının bu tip yorumlarda markalarının kullanılmasına katlanma yükümlükleri olduğu;
Davacı yan …şeklindeki tescilli markasının dava konusu sitede https://… şeklinde kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği;
Davalıya ait internet sitesi tüketicilerin yorum ve değerlendirmelerine yer veren bir sosyal alan olduğu, bu bağlamda tüketicilerin firmalara ve markalara yönelik, eleştiri, şikayet ve beklentilerini yazarken marka adına açıkça yer vermesi kaçınılmaz olduğu, bu durumda davalının, herhangi bir marka ile ilgili girilen şikâyette, … alan adına, ilgili marka ile ilgili uzantı eklemesi ve aynı marka ile ilgili şikayetleri tek bir başlık altında toplaması, tüketici kullanımını kolaylaştıran bir teknik uygulama olduğu, davalı bu anlamda, tüketici yorumlarına alan açmakta olup, davalının amacı davacı markasını kullanmak, onun itibarından yararlanmak olmadığı, kaldı ki davalı internet sitesindeki, davacı markasının kullanımı, davalının kendi mal ve hizmetlerini başkalarının mal ve hizmetlerinden ayırt edecek şekilde bir markasal kullanım olmadığı gibi, taklit ve iltibas durumu da bulunmadığı, aksine davacı şirketin faaliyetlerini ve markasını işaret eden mezkur kullanım SMK 7/3-d anlamında “meşru bağlantısı olan” kullanım mahiyetinde olduğu, zira … sitesini kullanan ortalama bir tüketici, söz konusu sitenin kullanıcı deneyimlerinin paylaşıldığı, gayri resmi bir düşünce belirtme platformu kolaylıkla algılayacağı;
Açıklanan nedenlerle ve emsal yargı kararları uyarınca; davacı markasının https://…/softtr-e-ticaret-sistemleri şeklinde kullanılmasının SMK m. 7 ve 29 kapsamında değerlendirilemeyeceği, ilgili tüketici kesiminin bu kullanım karşısında marka işaretinin ticari kaynağı konusunda herhangi bir yanılgıya kapılmayacağı ve dolayısıyla davacının tescilli markasından doğan hakların, davalı tarafça ihlal edilmediği;
Davacı yan her ne kadar, hakkındaki şikayetlere cevap hakkı tanınmadığından bahisle haksız rekabet isnadında bulunmuşsa da; bilirkişi heyetince incelenen davacı delillerinden de anlaşılacağı üzere, davacı yana, üye olmadan da ilgili şikayetler hakkında cevap yazma hakkının tanındığı, öyle ki taraflar arasındaki 26.03.2020 tarihli yazışmalardan davacı şirketin hakkındaki şikayetlerin tamamının içeriğine vakıf olduğu ve buna ilişkin olarak davalı şirkete ayrıntılı açıklamalarda bulunduğu, şikayetlerin kaldırılmasını istediği, davalı şirketin ise şikâyet içeriklerinde usulsüzlük bulunmadığı için kaldırılamayacağını bildirdiği, davalı yan, şikayetleri silmek ya da kaldırmak için davacıdan bir ek menfaat istemediği gibi, davacının da bu yazışmalarda hakkındaki şikayet hakkında eksiz ve yetersiz bilgilendirildiğine dair bir isnat ya da beyanı bulunmadığı;
Taraflar arasındaki 11.01.2020 tarihli e-posta yazışmasından ise kurumsal üyeliğin; yorum yapan kullanıcının iletişim bilgilerinin tamamına erişimi sağlamak, şikayetlere özel panel üzerinden cevap verme hakkı sunmak, şikayetler yayınlanmadan önce haberdar olma hakkı tanımak, aylık, çeyrek dönemlik veya yıllık olmak kaydıyla kapsamlı raporlama ve analizler yapıp göndermek gibi bir takım ek avantajlar sağladığının anlaşıldığı, bu imkanlar, davalının CEVAP HAKKI sınırlarını aşan, ticari faaliyetleri bağlamında müşteri memnuniyetine yönelik tedbirler almasına imkan sağlayan ek birtakım avantajlar olduğu, dolayısıyla müşteri memnuniyeti bilgilendirmesine dair imkanlar sağlayan üyelik haklarının, davalının cevap hakkı kapsamında yer almadığı, bu ek bir imkan ve talebe bağlı yasal bir ticari faaliyet olduğu;
Davacının … üzerinden cevap hakkını ancak ücretli üyelikle kullanabileceği yönündeki iddia dosya kapsamında ispatlanamadığı, davacı yan her ne kadar huzurdaki davada Ankara … ATM’nin 2018/548E. ve 2018/852K. sayılı kararına dayanmışsa da; somut olay ile söz konusu davadaki koşulların farklı olduğu, şöyle ki, davalı tarafça dosyaya sunulan Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün bila tarihli, 21546160-402 sayılı kararı “paralı üye olsun olmasın herkesin şikayette cevap hakkı olduğu, üyelik aidatı ödeyenlerin her ne kadar şikayet edilen bilgisine doğrudan ulaştığı görülse de bu bilgiye doğrudan ulaşmalarının tüketiciye ulaşabildikleri anlamına gelmediği” şeklinde olduğu, bu karardan da anlaşılacağı üzere, dava konusu mevcut durum, davalı internet sitesinin önceki uygulamasından işletim sisteminden farklı olup, yargı kararları çerçevesinde gerekli değişiklik yapılmış ve yargı kararı ile “haksız rekabet” olduğu belirtilen durumun ortadan kaldırıldığı, söz konusu Bakanlık yazısında “Ankara 3.FSHHM’nin 2019/294E. ve 2019/573K. sayılı ilamında belirtilen gerekçe ve hüküm uyarınca üye olan ve olmayan firmalar arasındaki farklı uygulamaya derhal son verildiği ve 2019 Ekim ayı itibariyle davalının üye olsun olmasın tüm firmalara da şikayetler yazılır yazılmaz haber verilerek, şikayetleri çözüme kavuşturmaları için süre tanınmaya başlanıldığı, sunulan belgelerde de ortalama 1 dakika içerisinde firmaların şikayetlerden haberdar edildiği” denilerek bu yeni durum ve uygulama tevsik edildiği, ilgili bakanlık görüşü ile dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda davalının, davacı marka sahibine, aleyhinde gerçekleştirilen şikayeti bildirdiği, bu işlem için herhangi bir kurumsal üyelik şartını aramadığı gibi, ücret de talep etmediği;
Somut olayda davacının hakkındaki şikayete ilişkin olarak, davalıya gönderdiği ayrıntılı açıklamalardan da görüleceği üzere; davacının talebi hakkındaki şikayetin kaldırılması olduğu, davacı ise şikayetin asılsız olduğu ortaya konamadığından, tüketicilerin ifade özgürlüğüne müdahale etmeyerek, bu talebi reddettiği, davacının cevap hakkını kendi tasarrufu ile kullanmadığı, bu durumun cevap hakkı tanınmaması olarak değerlendirilemeyeceği;
Öte yandan, davacı yan her ne kadar rakibi Entegra Bilişim’e ayrıcalık sağlanarak dürüst rekabet ortamının bozulduğunu savunmuşsa da, bu firma hakkındaki şikayet, tüketicinin memnuniyet beyanı ve “…’ın Teşekkür Mesajı: Gözükmesini istemiyorum, teşekkür ederim, çözüm sağlandı ama şikayeti komple kaldırmak istiyorum” şeklindeki talebi üzerine kaldırılarak kaydının silindiği, davacı yan bu şikayetin, kendisi tarafından yapılmış bir kurgu olduğunu ileri sürmekle birlikte, buna dair herhangi bir delil sunmadığı, kaldı ki öyle olduğu kabul edilse bile, davacının tüketicilerinin “çözüm bulunduğu, şikâyetlerini kaldırmak istedikleri” yönünde benzer taleplerde bulunduğuna, ancak bu taleplerin karşılanmadığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından; davacının bu yöndeki haksız rekabet iddiasının da ispatlanamadığı;
Neticede; davalının tüketici şikayetlerine yer sağlayan internet sitesinde davacı markasına ilişkin olarak yazılan şikayetlerin içeriğinden sorumlu tutulamayacağı, bu şikayetler hakkında davacıya kısa sürede bildirim yapıldığı ve cevap hakkı tanındığı, davacının cevap hakkını kullanmak yerine şikayetin kaldırılmasını istediği, davalının ise tüketicilerin şikayet hakkını engelleyecek mahiyetteki bu istemi kabul etmediği, izah edilen bu sürecin ve davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, birbirini destekler nitelikteki bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; Davalının … alan adlı internet sitesinde, davacının …markasının kullanılmasının 6769 sayılı SMK’nun 7/3 (d) maddesi uyarınca meşru bağlantı kapsamında haklı kullanım teşkil ettiği, bu nedenle davacı markasından doğan haklara tecavüz teşkil etmediği, davalının, davacı hakkındaki şikayetleri davacıya bildirdiği ve davacıya kurumsal üyelik şartı olmaksızın cevap hakkı tanıdığı hususu dikkate alındığında, davalı eylemlerinin davacıya yönelik haksız rekabet teşkil etmediği, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2021

Kâtip Hâkim 41072
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır