Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/104 E. 2021/7 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/104 Esas – 2021/7
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2020/104
Karar No : 2021/7

Hakim :….
Katip :….

Davacı …
Davalılar :…
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 20/03/2020
Karar Tarihi : 06/01/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 07/01/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı…’ın TÜRKPATENT nezdinde … başvuru numaralı “…” ibareli markasını 25. Sınıfta tescil ettirmek istemiş olduğunu, söz konusu başvuruya müvekkili tarafından itiraz edilmiş olduğunu, itirazlarının YİDK tarafından reddedildiğini, davalının bundan önceki 2015/11627 sayılı “…” markası ile başvurusunun TÜRKPATENT tarafından kabul edilmiş ve YİDK tarafından itirazlarının reddedilmiş olduğunu, akabinde açılan davada söz konusu markanın mahkeme tarafından hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmiş olduğunu, davalının, belirtilmiş olan “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi ile birlikte bu markasını müvekkili markası olan “X” markası ile de iltibas oluşturacak şekilde başına müvekkilinin markasını da ekleyerek “…” olarak almaya çalıştığını, bunun kötü niyetin açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin çok uzun bir süredir istikrarlı bir şekilde yüksek bütçeli reklam, promosyon ve diğer tanıtım faaliyetlerinde bulunmuş olduğunu ve bu faaliyetlerine de her sene artan bütçeler ile devam ettiğini, müvekkiline ait bir yıllık reklam harcamaları ve kamu oyu araştırmaları (müvekkilinin tanınırlığına ilişkin araştırma şirketi tarafından yapılmış olan) ile müvekkilinin markasına ne derece muazzam yatırımlar yaptığını gözler önüne serdiğini, müvekkilinin milyonlarca doları aşan reklam yatırımlarıyla “…” markasını, tüm iş dallarında ve iştigal alanlarında bilinen, meşhur bir marka haline getirdiğini, müvekkiline ait markalardan biri olan “…” markasının TÜRKPATENT nezdinde 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 35. sınıflarda tescilli olup aynı zamanda Türkpatent nezdinde tanınmış marka olarak tespit edilmiş olduğunu, tanınmış markaların sadece tescilli olduğu sınıflarda değil tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alınmış olduğunu, bunun aksini iddia etmenin 556 sayılı KHK’nın markanın korunması yönünde getirmiş olduğu korumaya dolayısıyla da kanunun ruhuna aykırı olduğunu, kaldı ki huzurdaki davada davalı şirketin, söz konusu markasını müvekkilinin aynı ürün gamında yani 25. sınıfta tescil ettirdiğini, davalı şirketin tescil talebinin; müvekkilinin tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olup müvekkiline ait “…”, …. ” ibareli ve başkaca tescilli markalarından habersiz olmasının mümkün olmadığı gibi tescil ettirmek istediği “…” markasını da iltibas suretiyle oluşturmuş olmasının davalı şirketin, müvekkiline ait tescilli markalarının tanınırlığından faydalanma kastını gösterdiğini, şu ana kadar “…” markası ile müvekkilinin milyonlarca müşteriye ulaştığını, ayrıca orta bilinç düzeyindeki tüketici yanında, üst düzey bilinç seviyesinde ki tüketici nezdinde dahi davalı markası olan “…” markasının müvekkiline ait “…” markasının alt bir markası veya marka serisi olarak değerlendirileceğini, dolayısıyla da her iki marka arasındaki aynilik derecesindeki benzerliğin dolayısıyla iltibasın varlığının ortada olduğunu, müvekkilinin ayakkabıcılık sektöründe ve benzeri alanlarda faaliyet gösterdiğini ve bu alanda ülkenin en büyük ve en tanınmış ayakkabı firmalarından biri olmakla birlikte ayakkabı marketi sisteminin de öncüsü olduğunu, “…” markasının müvekkilinin tescilli markası olup, müvekkili firma ile özdeşleşmiş olduğunu, toplumda ve ayakkabı sektöründe belirli bir tanınmışlık düzeyi ve ayırt edici niteliğe sahipken davalı tarafından “…” markasının aynı sınıfta tescil ettirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin markası “…”un 3 heceden ibaret olduğu anlaşılsa da bu durumun müvekkilinin markası ile aynilik derecesindeki benzerliği ve iltibası ortadan kaldırmadığını, davalı firma markasının, kelime bazında incelendiğinde “…” kelimesinin gerek Türkçe gerek yabancı dillerde herhangi bir anlam ifade etmemekte olup müvekkilinin markası olan “…”, “floshop”, “… shoe store” markaları ile bu hususta da aynilik derecesinde büyük bir benzerlik taşıdığını, davalı şirketin kötü niyetle müvekkiline ait firmanın tanınırlığından yararlanmaya çalıştığını, zira müvekkiline ait ve maruf marka olarak da tescil edilmiş olan “…” markasını esas alarak ve iki yanına “X”, “S” ve “H” harflerini ekleyerek oluşturduğu markasını yine müvekkiline ait “…” markasının bir alt veyahut üst çizgisi, modeli niteliğinde olan “… shoe store” ve “flove ayakkabımı seviyorum! şekil”, “floshop” ve benzeri markalarında kullanılan kelimeleri aynen kurmak suretiyle oluşturmuş olduğu “…” markasının orta bilinç düzeyindeki son tüketiciyi ve üst düzey ilgi ve bilinç seviyesindeki tüketici nezdinde dahi müvekkilinin “…” isimli tanınmış markasının bir alt veya üst çizgisi, yeni bir görünüme veya çizgisi olarak algılanacağını, iltibas değerlendirilmesi bakımından müvekkiline ait “…”, “… shoe store” markaları ile davalıya ait “…” markasının esas alınacağını, bu durumda da, kelimenin orta kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumunun kelimenin son kısmına göre daha büyük bir öneme sahip olduğu dolayısıyla da insan zihninin ilk üç-dört harften sonrasını okumayıp ezberden zihnindeki karşılığına oturttuğu yani bildiği marka ile özdeşleştirdiğinin bilimsel bir veri olduğunu, Yüksek mahkemenin müvekkiline ait “…” markası ile diğer şirketlere ait markalar arasında iltibas oluşup oluşmadığına yönelik huzurdaki davayı aydınlatacak emsal kararlarının mevcut olduğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/03/2020 tarih ve…sayılı kararının iptaline, … sayılı “…” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; marka benzerlik değerlendirmesinin markanın bütüncül olarak bıraktığı intiba göze alınarak görsel, işitsel ve anlamsal yönlerden yapılması gerektiğini, başvuru konusu ibare “…” olup; gerek tertip tarzı gerekse markanın bütününe hakim olan görünüş sebebiyle davacı markaları ile arasında aldatıcı bir benzerlik bulunmadığını, başvuru konusu markanın kapsamındaki hizmetler ve markalar arasındaki farklılıklar birlikte değerlendirildiğinde markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığının net bir şekilde görüldüğünü, tertip tarzı, markaların kapsadıkları harf sayılarının farklı olması, davacı markasının 3 harften oluşan kısa bir ibare olması sebebiyle ufak bazı değişikliklerle bile genel izlenimin kolaylıkla farklılaşabilmesi gibi durumlar birlikte değerlendirildiğinde karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olmayacağının kabulünün gerektiğini, anılan hususlar göz önüne alındığında karşılaştırılan ibarelerin genel izlenim olarak farklılaştığını, her iki ibarenin de tüketici algısında farklı çağrışımlar uyandıracağının görüldüğünü, açıklananlar doğrultusunda ilgili tüketicilerin söz konusu markaları farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceğini, dolayısıyla markalar arasındaki ortak harflerin etkisiz hale geldiği ve ilgili tüketici kesimi açısından markalar arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin olmayacağının görüleceğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili cevaplarında özetle; müvekkili tarafından tescil ettirilen “…” markası ile davacı tarafça tescil ettirilen markaların aralarında benzerlik ve iltibas olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Türk Patent ve Marka Kurumundan istenecek tescil belgelerinde görüleceği üzere müvekkili davalıya ait markanın “iç ve dış giyim, eşarp vb. giyim ürünleri”ni kapsadığını, davacının ise ayakkabı markası olarak tanınmış bir marka olduğunu, davacı ile aynı alanda faaliyet göstermeyen müvekkili davalının, davacının tanınırlığından yararlanmak istemesi hayatın olağan akışına uygun olmadığını, dava dilekçesinde uzunca anlatıldığı üzere davacılara ait markaların, herkesçe ayakkabı markası olarak bilindiğini, yani davalının iç giyim markası olan … ile davacının “çok tanınmış” ayakkabı markalarının iltibas halinde olmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, müvekkil davalıya karşı açmış olduğu Ankara …FSHHM’nin …. sayılı kararının istinaf incelemesinde olup kesinleşmemiş olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının yetki itirazının ve zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığı, davacının kötü niyet iddialarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 12/02/2019 tarihinde 25.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının “…….” ibareli bir takım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/03/2020 tarih ve…sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu … sayılı ve “…” ibareli markanın malları kapsamında yer alan dava konusu “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.”nin davacıya ait 2001/22441, 2009/57903, 2010/48427, 2017/05650 ve 2017/05643 sayılı markalar hariç redde mesnet markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı;
Dava konusu “…” ibareli marka, kalın, standart, siyah harflerle yazılmış herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markası olduğu, davacının markalarının bir kısmı “kinetix” “knx” ibarelerini ve/veya “X” harfini stilize edilmiş şekilde içeren, bir kısmının sadece stilize edilmiş “X” harfini içeren markalar olduğu, bir kısım markalarının çoğunda “…” ibaresi tek başına veya yanında tali unsurlarla oluşturulduğu, diğerlerinin ise sadece “….
Davacıya sadece “X” harfini içeren markaları ile dava konusu marka karşılaştırıldığında, davacı markalarındaki X harflerinin uç kısımlarda, çizgilerden birinin alt kısmı daralırken diğeri genişleyecek, birbirinin üstünden geçecek ve uçlardan bir tanesi hafif kıvrılacak şekilde veya birinin bir ucu daralarak giden birbirine geçmiş iki ok ucu şeklinde tertip edilmiş olduğu, dava konusu markada yer alan “X” ibaresinin, ibarenin başında bulunduğu ve kendisinden sonra gelen “…” ibaresi ile birlikte davacı markalarından işitsel, görsel ve anlamsal olarak yeterince farklılaştığı, dava konusu marka ile söz konusu davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal bir benzerlik bulunmadığı;
Davalıya ait dava konusu “…” ibareli marka ile davacının davaya mesnet gösterdiği “…”, “…. ” esas unsurlu markalar arasında, düşük düzeyde işitsel benzerlik bulunsa da, dava konusu markanın başında yer alan “X” harfi ile sonunda yer alan “SH” harfleri ile birlikte görsel olarak farklılaştığı, ayrıca telaffuzunun “….” şeklinde olduğu, görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olduğu, dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının …”, “… esas unsurlu markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığı, her ne kadar dava konusu markanın kapsamında yer alan mallar ile redde gerekçe markaların kapsamlarındaki emtialar aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olsa da dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel, görsel ve anlamsal olarak iltibas oluşturacak benzerlik bulunmaması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı;
Dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması, ayrıca davacının… ” ibareli markalarını yıllardır özellikle ayakkabı ürünleri için kullanılmış ve tüketici nezdinde belli bir bilinirliğe ulaşmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği, dava konusu marka ile davacı markaları arasındaki farklılığın, dava konusu emtia bakımından tüketici tarafından kolaylıkla algılanabilecek durumda olması nedeniyle dava konusu markanın davacıya ait bilinirliği olan markanın itibarından haksız yarar sağlayabileceğinin düşünülemeyeceği, davalının davacı markasının bilinirliğinden istifade etmek suretiyle markanın itibarına zarar verme, ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususların mümkün olmadığı;
Davacıya ait ticaret unvanının kılavuz unsuru “…” ibaresi olduğu, SMK 6/1 bendi kapsamında, dava konusu “…” markası ile davacıya ait “…” ibarelerini içeren markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından ve davacının “…” kılavuz unsurlu ticaret unvanı ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından davacının SMK 6/6 maddesi kapsamında yapmış olduğu itirazın da yerinde olmadığı; dosya kapsamından davacının kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu markanın kapsamındaki malların davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması nedeniyle, dava konusu markanın, davacı markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamayacağı, markanın itibarına zarar vermeyeceği veya ayırt edici karakterini zedelemeyeceği, davacının SMK 6/6 kapsamındaki iddiasının yerinde olmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/03/2020 tarih ve…sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum ve davalı şahıs kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06/01/2021

Kâtip Hâkim 41072
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır