Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/358 E. 2022/100 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2019/358
Karar No : 2022/100

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : …

Vekili : Av. …

Davalılar : 1-…

2-…

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 19/12/2019
Karar Tarihi : 17/03/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 21/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilleri firma adına … başvuru numarası ile 02.10.2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olan “… …” ibareli marka başvurusuna, davalı şirket tarafından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca itiraz edildiğini, davalı şirketin itirazları diğer davalı TURKPATENT tarafından öncelikle reddedildiğini, ret kararına yönelik olarak davalı firma tarafından yapılan itirazın YİDK tarafından değerlendirildiğini, davalı yan adına tescilli markalar gerekçe gösterilerek müvekkilleri firmanın marka tescil başvurusunun reddedildiğini, YİDK kararının kendi içerisinde dahi çelişmekte olduğunu, müvekkillerinin önceki marka tescilinden doğan müktesep hakkının değerlendirmeye tabi tutulmadığını, tanınmış markanın tescil engeli olabilme şartlarının somut uyuşmazlıkta oluşmamasına rağmen müvekkillerinin başvurusunun reddedildiğini, davalının tanınmış olduğu değerlendirilen markasına olağanüstü koruma sağlandığını, müvekkillerinin, tescilli markasını revize ederek / davalı firmaya ait markalara yaklaştırmaksızın / aynı sınıflarda tescile konu ettiğini, davalının yazı unsurlu markasından farklı olarak şekil unsuru kullandığı marka başvurusunun reddi yönündeki kararın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkillerinin, 10.09.2013 tarihli 2013/75738 kod numaralı markasının 32. sınıfta yer alan emtialar bakımından tescilli hak sahibi olduğunu, zaman içerisinde markanın güncel tutulabilmesi amacı ile 02.10.2018 tarihinde “…” esas unsurunun muhafaza edildiği şekil unsurunun yenilendiği ve “…” ibaresinin eklendiğini, müvekkillerinin tescil başvurusunda bulunduğu markanın, müktesep hakka dayanılarak oluşturulan seri marka niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin müktesep hakkına dayanak teşkil eden 2013/75738 sayılı markanın, tescilli “…” kelime unsurunu ve şimşek şekil unsurunu ihtiva ettiğini, başkaca bir tali unsur içermediğini, dava konusu marka başvurusunun ise aynı şekilde “…” kelime unsurunu içerdiğini, ayrıca tescile konu edildiği içecek emtiasını vurgulayan “…” ibaresini ihtiva ettiğini, davalıya ait tanınmış “…” markasının “ulaşım hizmetleri” sektörüne ait olmasına karşın, dava konusu “… …” ibareli marka başvurusunun “içecek” sektörüne dahil olduğunu, her iki markanın kullanılacağı ürünlerin birbirinden çok farklı sektörlere dahil olduklarının açık olduğunu, davalının ulaşım sektöründe tanınmış “…” markasının asıl olarak kullanıldığı ulaşım hizmeti olup, müvekkillerinin marka başvurusunun ise içecek sektöründe yer aldığından müvekkillerinin marka başvurunun ulaşım hizmetleri bakımından tanınmış markadan haksız bir yarar sağlanacağından söz edilemeyeceğini, davalının itirazına dayanak gösterdiği markalar ile müvekkil markası benzer olmadığını ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 24/10/2019 tarih ve …sayılı kararının iptaline, müvekkilleri firmaya ait bulunan marka tescil sürecinin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; tescili talep edilen dava konusu işaretin esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin Türkiye’de ve dünyada bilinen, tanınmış ve özgün bir ibare olduğunu, bu itibarla başvuru konusu işaret bakımından SMK m.6/5 hükmünün uygulanma koşulları oluştuğunu, davacı vekilinin, başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesi talebinin, tescil işlemi mahkemenin yetkisinde olmadığı için, salt bu nedenle reddedilmesi gerektiğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davacının müktesep hak itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının … sayılı “… …” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “… …” ibareli marka için davacı tarafından 02/10/202018 tarihinde 32.(1-4)sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun kısmen yayınına karar verildiği, başvurudan 32. (01-03) alt sınıfların çıkartıldığı, ilana karşı davalı tarafından 2013/08571, 2015/36696, 2016/15059, 2016/12192 sayılı “…”, “ubergo”, “ubercommute”, “uberpool” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, ilk itirazının reddine karar verildiği, ikinci itirazının ise kabulüne karar verildiği, kabul kararına karşı davacının itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 24/10/2019 tarih ve …sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynılık veya benzerlik incelemesinde; İlk olarak; ikinci markanın, birinci markanın kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılıyor olup olmadığının tespiti gerekmekte,
İkinci olarak da sonraki markanın, önceki marka ile tamamen aynı veya benzer olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Karıştırılma değerlendirmesinde bütünsellik ilkesi esastır. Markalar arasında benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. İltibasın / karıştırılmanın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek yoktur. Sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterlidir.
Markalar arasındaki benzerliğin, tüketicileri, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine bir başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları/hizmetleri üreten/yapan işletmeler arasında idari ekonomik açıdan bir ilişkinin bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas ihtimali kapsamında sayılmalıdır. Markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen, iltibasa yol açabilir.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka ile davalı markalarının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından, davaya konu markanın dava konusu edilen 32.04. sınıfta yer alan malların, davalı yanın markaları ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olmadıkları, taraf markaları arasında ortak mal ve/veya hizmete rastlanamadığı;
Her ne kadar ortak mal ve/veya hizmet bulunmuyor olsa da, taraf markalarında yer alan sınıflar incelendiğinde, tescilinin talep edildiği, davacı yan marka başvurusuna ait mal listesinin içecekler ile ilgili olduğu, gıda sektörü içinde yer aldığı, davalı şirket mallarının ise taşımacılık ile bağlantılı otomasyon ve bilişim ile ilgili oldukları; davaya konu markanın başvurusuna konu emtiaların, içecekler ile ilgili olduğu ve bu emtiaların hitap ettiği hedef kitlenin günlük kullanımlarına konu ürünler olduğu, her yaş ve eğitim seviyesindeki çok çeşitli kesimden alıcıya hitap ettiği, bu gıda ürünlerini satın alırken sahip olduğu seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin düşük olduğu, sadece “proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri”nin sporcu kitlesine yönelik olarak sporcuların özel beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmış bileşenleri içermesi nedeniyle bu emtianın tüketici kitlesinin makulün daha üzerinde bilinç/dikkat/seçicilik düzeyine sahip olduğu;
Bu nedenle, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların/hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, dava konusu edilen malları açısından sağlanamadığı;
Davaya konu markanın kelime ve şekil unsurunu birlikte içerdiği, markada şekil dışında, “… …” ibaresinin yer aldığı, davalı şirket markalarının ise kelime markası olduğu, ortak “…” ibaresini içerdiği; taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, ortak “…” ibaresinin, Almanca “…” ibaresinden türetildiği, “… bir araya getirmek, toplanmak vb.” şeklinde İngilizceden Türkçeye çevrilebileceği, fonetik olarak yapılan karşılaştırmada, taraf marklarında ortak “…” ibaresinin aynı şekilde okunacağı, taraf markalarında yer alan diğer unsurların ise bu aynılık derecesini düşürdüğü, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın şekil ve kelime unsuru içerdiği, siyah zemin üzerine, üstte kırmızı tonlarda şekil, altında gene aynı renkte “…” ibaresi ve altında çok daha küçük şekilde “…” ibaresinin yer aldığı, şeklin ve “…” ibaresinin ön plana çıktığı, davalı şirketin markalarının ise kelime markası olduğu beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde “…” ve “…” esas unsurlu markalardan oluştuğu, taraf markalarında da görsel olarak “…” ibaresinin benzer olarak ön plana çıktığı, markaların karşılaştırılmasında bütünsel incelemenin esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik bulunduğu, markaların türetilmek sureti ile oluşturulmuş olduğu, seçenek özgürlüğü yanında bu hali ile harf dizilişlerinde benzerliğin dikkat çektiği, davaya konu markanın davalı yanın “…” unsurlu markalarını da kapsadığı, davacı yanın figüratif özelliğinin markaları ayırt etmeye yetmediği, bu hali ile ibarelerin kendisinin esas unsur olarak ön plana çıktığı anlaşılmıştır.
İşaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Taraf markalarının görsel, işitsel ve/veya anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda, markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür.
Somut olay açısından, işaretlerde tespit edilen benzerlik, tescilli veya tescili talep edilen sınıflarda yer almamakla, 6769 s. SMK’nun 6/(1) maddesi şartlarının dava konusu marka açısından oluşmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı şirketin davaya cevap vermediği, davalı Kurumunda savunmalarında davalı yanın “…” markasının tanınmış marka olduğunu savunduğu, davaya konu YİDK kararında da tanınmışlık kapsamında değerlendirildiği; dosya içerisinde, davalı şirketin tanınmış olduğuna dair söz konusu markanın tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları, yurt içi ve yurtdışı satış ağı vb. delillere rastlanmadığı; “…” markasının belli bir bilinirlik seviyesine ulaştığının değerlendirildiği, özellikle 2018 yılından sonra Türkiye’de taşımacılık ve taksi servisleri konularında faaliyetlerde bulunduğu, cep telefonu uygulaması üzerinden yolcu taşımacılığı yaptığı, bilinirliğinin de bu sektörler ile sınırlı olduğu kabul edilmiş olup, davaya konu markanın ise enerji/sporcu içecekleri için tescili talep edilmekle, davalı yanın bilinir olduğu sektör ile arasında bir bağlantı olmadığı; tescili talep edilen sınıflar ile davalı markasının bilinir kabul edildiği sektör açısından, davalı marka sahibinin davaya konu markanın tescilinden zarar görme veya itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunmadığı; davacı yanın tescil talebi ile davalı şirket markalarına yanaşacağı yönünde bir kanaat oluşmadığı; bu nedenlerle de davalı şirketin 6769 sayılı SMK’nun 6/4 ve 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, 2013/75738 sayılı markanın sahibi olduğunu beyan ettiği; 2013/75738 sayılı markanın, başvuru ve tescil tarihinin 2013 ve 2014 yılı olduğu, bu hali ile markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçtiği, dosya içeriğinde söz konu markanın kullanıldığına dair bir ibareye rastlanmadığı, tescil veya kullanımıyla ilgili olarak dava tarihine kadar taraflar arasında bir uyuşmazlık çıktığına dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı;
Davacı yanın markaları, her iki markada da “…” ibaresinin yer aldığı, markalarda yer alan diğer öğelerin ise farklı olduğu, davaya konu markada “…” ibaresinin de yer aldığı, her ne kadar söz konusu ibare ile önceki markadan ayrılıyor olsa da tescil edilmek istenen sınıf itibari ile “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı;
Önceki markanın kapsadığı mallar ile tescili talep edilen malların farklı olduğu, her ne kadar her iki sınıfta yer alan malların içecek emtialarına ilişkin olduğu görülse de uygulama kapsamında, yakından ilişkili mallar veya farklı mallar/hizmetler için, sonraki marka açısından tescil ettirme hakkı sağlamayacağı; davacı şirketin önceki tarihli markasından kaynaklı bir müktesep hakka sahip olmayacağı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu davacının … sayılı “… …” ibareli markası ile davalı şirketin itiraza dayanak markaları arasında (işaretsel açıdan) benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında aynı / aynı tür veya benzer mal ve hizmet bulunmadığı için SMK’nun 6/1. madde şartlarının oluşmadığı, davalı yan markası açısından SMK’nun 6/4 ve 6/5. madde şartlarının oluşmadığı, davacı şirketin kazanılmış hakkı olmadığı, YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu, YİDK kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın …sayılı kararının iptaline,
2-Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 36,30-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 7.223,00.-TL ve (195+95=290 ABD Doları yatırıldığı tarih karşılığı 1.879,60+942,40=)2.822,00-TL (toplam 7.223+2.822=10.045,00-TL) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17.03.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 95,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 4.877,80.-TL
TOPLAM : 7.223,00.-TL
Yurt dışı tebliğ/ilan masrafı : 290 ABD Doları