Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/346 E. 2021/76 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2019/346
Karar No : 2021/76

Hakim : … …
Katip :….

Davacı : …

Vekili : Av….

Vekili : Av….

Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 03/03/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin 1998 senesinden bu yana Türkiye pazarında faaliyet gösteren …, 2006 senesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan akaryakıt dağıtım lisansı alarak Türkiye akaryakıt pazarında dağıtıcı olarak faaliyette bulunmaya başladığını, müvekkili şirketin Türkiye’deki konumunu güçlendirmek amacı ile 2008 senesinde …şirketini satın alarak Türkiye pazarındaki konumunu pekiştirdiğini, hâlihazırda akaryakıt dağıtım pazarında faaliyet gösteren en büyük şirketlerden biri olan … … Petrol A.Ş. ve iştiraki şirketi …Akaryakıt Dağıtım A.Ş. Türkiye genelinde 600’e yakın istasyonu ile faaliyetine devam ettiğini, …, Türkiye’ de 2006 yılında ilk istasyon ağının kurulmasıyla başlayan süreçte yatırım stratejisi olarak 3 önemli yol izlediğini, bunların Rekabet, Büyüme, Esnek yatırım formülleri olduğunu, davalı şirket tarafından … sayılı … ibareli markanın tescili için başvuru yapıldığını, başvurunun yayımına müvekkili şirket tarafından 98/003727, 200618, 197558, 194287, 201593, 2008/67956, 2009/25198, 200829, 2009/25192, 2011/20838, 2011/2028848, 2011/20829 sayılı “…” / …” ibareli markalara dayanarak karıştırılma ihtimali, tanınmışlık gerekkçeleri ile itiraz edildiğini, itirazların reddedildiğini, dava konusu marka başvurusunun davacının tanınmış “…” ve “…” markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davacının seri markalarından biri olduğu izlenimini yarattığını, halk tarafından karıştırılmaya sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, … ibaresi içinde davacı markalarının esas unsuru … ibaresinin bulunduğunu, “oil” ibaresinin Türkçe’de yağ ve gaz anlamına geldiğini, marka kapsamındaki mal/hizmetler için ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, “gaz” ibaresinin de bu nedenle ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, böylece … ve … markalarının birebir aynı olduğunu, her iki markanın esas unsurlarının aynı olduğunu, …. ” ibareli marka başvurularına yapılan itirazların TÜRKPATENT nezdinde kabul edildiğini, ortak özelliği hepsinde “…” ibaresi olduğunu, davacının … markasının T/3211 no ile TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka olarak tescil edildiğini, dava konusu markanın tescil edilmesinin davacının emek ve zaman harcayarak itibar edindirdiği … ve … markalarının ayırt edici vasfının zedelenmesine neden olacağını, dava konusu markanın tesadüfen seçilmediğini dava konusu markanın kullanımının kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, davalı şirketin marka başvurusunun haksız rekabet teşkil ettiğini ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/11/2019 tarih ve … sayılı kararının iptaline, … sayılı “…” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevaplarında özetle; “…” ibareli marka başvurusunun davacının iltibas tehlikesi bulunduğunu ileri sürdüğü “…”/”…” ibareli itiraz markaları ile karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik olmadığını, dava konusu marka başvurusundan asli ve marka algısı yaratan baskın unsurun bütün olarak “…” ibaresi olduğunu, markalar benzer olmamakla birlikle 6769 Sayılı SMK. 6/5 hükmü koşullarının oluşmadığını, kötü niyet iddiasının itiraz aşamasında bilgi, belge ve delil ile ispatlanamadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; … ve … markalarının birbirinden tamamen bağımsız iki kelimede ibare olduğunu, karıştırılma ihtimali olmadığını, sadece son harflerin … olmasından dolayı dava açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … ibareli markanın Rusya’da … Tic.Ltd.Şti adına tescilli olduğunu, işbu firma ile davacı arasında her hangi bir davanın söz konusu olmadığını, davacı firmanın aynı markası Rusya’da kullanan ve Türkiye ile alış verişi olan firmaya dava açmamış olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı … davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu, davalının 13/02/2019 tarihinde … sayı ve “…” ibareli markası için 4.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacı tarafından …. sayı ve “….” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/11/2019 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu markanın bir mavi renkli alev şekli ve yine mavi renkli “…” ibaresinden oluştuğu, markanın esas ve ayırt edici unsurunun kapsadığı mallar dikkate alındığında “…” ibaresi olduğu olduğu,;
Davacının itiraza dayanak markalarının ise “…”, “…” ve şekil markası olduğu, görsel açıdan “…” ibaresinin davacı markalarına benzer olmadığı, her ne kadar davacı taraf “gaz” ibaresinin “oil” anlamına geldiğini ve davacı markalarındaki “…” ve “oil” ibarelerinin yer değiştirildiğini iddia etse de, dava konusu markanın ilk hecesi olan “GAZ” ibaresi görsel hafızada daha kalıcı/baskın iz bırakacağından, marka kapsamındaki hedef müşteri kitlesi markaları aynı anda görmediğinde, dava konusu markayı davacı markaları ile ilişkilendirmeyeceği;
İşitsel olarak dava konusu marka Türkçe “…” olarak seslendirileceği ve “…”, “…” markaları ise Türkçe “…” ve …” olarak ve İngilizce “…”, “…” olarak seslendirileceği, işitsel olarak “…” ibaresinin davacı markalarında benzer olmadığı;
Kavramsal olarak markalara bakıldığında “…” ibaresinin Türkçe bilinen bir anlamı bulunmadığı, markada yer alan “gaz” ibaresi Türkçe “doğal gaz; gaz yağı; normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde; sindirim borusunda, ağızdan yutulan hava ile mayalanma sonucu oluşan uçucu maddelerin karışması” anlamlarına geldiği, davacı markalarında yer alan “…” ve “…” ibarelerinin de Türkçe bilinen bir anlamı bulunmadığı, davacının “…” ibareli markasında yer alan “oil” ibaresi İngilizce “yağ, akaryakıt, petrol, gaz, yağlıboya, sıvı yağ” ( https://tureng.com/tr/turkce-ingilizce/oil) anlamlarına geldiği, bununla birlikte davacı markalarının esas ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu dikkate alındığında dava konusu “…” ibaresinin kavramsal olarak da davacı markalarına benzer olmadığı anlaşılmıştır.
Mal ve hizmetlerin aynılığı ile kast edilen durum açıktır. Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır.
Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girmektedir. Mal ve hizmetlerin benzerliği, ilgili oldukları ortalama tüketicilerinin bakışı esas alınarak değerlendirilmelidir. Bu çerçevede, ortalama tüketici grubu genel anlamda “halk” olan mal ve hizmetler bakımından yapılan değerlendirme ile ortalama tüketici grubu sınırlı, “teknik bir küme” olan mal ve hizmetler bakımından yapılan değerlendirme aynı içerikte olmayabilir.
Mal ve hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği literatüre ve genel kabullere göre belirtilen şu durumlarda ortaya çıkabilir: Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği; Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği; Malların fiziksel görünümünün benzerliği; Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği; Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik; Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik, − Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Somut olayda bilirkişi raporunda tabloda gösterildiği gibi dava konusu marka kapsamında 4.sınıfta yer alan malların tamamının davacının,…. no’lu markalarının kapsamında yer alan 4.sınıftaki mallar ile aynı olduğu; davacının…. no’lu markalarının kapsamında yer alan 35.sınıftaki hizmetler ile benzer olduğu;
Dava konusu …. sayılı markaların kapsamında bulunan 35.sınıftaki hizmetler arasında “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri.” bulunmadığı anlaşılmıştır.
Güncel mevzuat gereğince iltibastan söz edilebilmesi için işaret aynılığı / benzerliği ile mal veya hizmet aynılığı / benzerliği bir arada bulunmak zorundadır. Bunun yanı sıra halk (ilgili tüketici kitlesi) tarafından markaların karıştırılma ihtimali ve karıştırılma ihtimalinin markalar arasında ilişki olduğu ihtimalini kapsaması gerekmektedir. Karıştırılma tehlikesinde malların ve hizmetlerin türü önemlidir. Ayrıntılı değerlendirme ve inceleme sonucu alınan yüksek değerli mal ve hizmetlerde günlük ihtiyacı karşılayan görece düşük değerli mal ve hizmetlere kıyasla karıştırma tehlikesi daha azdır.
Somut olayda, dava konusu marka marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetler ile davacının dayanak markaları kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunun 4.2 nolu bölümde açıklanan hizmetlerin aynı veya benzer olduğu, dava konusu marka başvurusu ile davacının itiraza dayanak markaları arasında genel izlenim itibariyle karıştırılmaya neden olacak derecede benzerlik olmadığı, başvurusu kapsamında yer alan hizmetler dikkate alındığında, bu tür hizmetlerin hedef müşteri kitlesinin bilinçli olduğu, markanın kaynağı konusunda yanılma ihtimalinin bu nedenle daha düşük olacağı da dikkate alındığında taraf markaları arasında ortalama hedef tüketici kitlesi açısından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı;
Kötüniyet iddiasının kanaat oluşturmaya yeterli olacak bilgi ve belgelerin gerek marka işlem dosyasında gerek dava dosyasında mevcut olmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu davalının … sayı ve “…” ibareli marka kapsamında kalan hizmetlerin tamamının davacı markalarının kapsamındaki mal/hizmetler ile aynı/benzer olduğu, dava konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka başvursu ile davacı markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 04/11/2019 tarih ve … sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 14,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum ve davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır