Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/344 E. 2021/46 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2019/344
Karar No : 2021/46

Hakim : … …
Katip …

Davacı : …

Vekili : Av….
….
Davalılar : 1-…

Vekili : Av….
….
2-…

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 12/12/2019
Karar Tarihi : 18/02/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 25/02/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin dünya çapında 50’den fazla ülkede “…” markaları altında otomobil ve ticari araç pazarına teknoloji ve ürün tedarik eden, sektöründe küresel çapta öncü şirketlerden birisi olduğunu, müvekkilinin, inovasyonları ile ürün portföyünü her geçen gün geliştirmekte ve bu ürünleri üzerinde aynı zamanda ticaret unvanının da çekirdek unsuru olan “…” markalarını kullandığını, müvekkilinin, davalı tarafından 03. Sınıfta yer alan mallar için yapılan, 02.04.2018 tarih ve 2018/32638 sayılı marka başvurusundan Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanması üzerine haberdar olmuş olduğunu, müvekkili tarafından dava konusu markanın yayımına itirazına itiraz edilmiş, söz konusu itirazın reddedilmiş olduğunu, bunun üzerine, yayıma itirazın yeniden incelenmesi talebiyle YİDK nezdinde itiraza bulunulmuş ancak bu itirazın da reddedildiğini, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali olduğundan, öncelikle SMK 6/1 uyarınca davanın kabulünün gerektiğini, SMK 6/1’de belirtilen unsurlardan herhangi birisinin zayıf, diğerinin daha kuvvetli olarak mevcut olması halinde de karıştırılma ihtimalinin mevcut olabileceğinin kabul edildiğini, davaya konu “…” marka başvurusunun, müvekkilinin tescilli “…” markalarıyla ile neredeyse aynı olduğunu, davaya konu marka başvurusunun tescil edilmek istendiği 03. Sınıftaki mallar, müvekkilinin markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile benzer olup, mal ve hizmetlerin benzerliğinin tayininde sınıflandırmaya bağlı kalınması yerinde olmadığını ve kararın iptali gerektiğini, müvekkilinin “…” markalarının gerçek hak sahibi olduğunun ve 03. Sınıfta öncelik hakkı bulunduğunun da dikkate alınması gerektiğini, davalı şirketin kötü niyeti sebebiyle davanın SMK madde 6/9 uyarınca da kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 17/10/2019 tarih ve… sayılı kararının iptaline, 2018/32638 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevaplarında özetle; davalının başvurusuna konu “…” ibareli işarete 2018/28023, 2002/05509, 2002/05905, 158420, 206425 sayılı “…”, “… autocenta şekil”, “… şekil”, “…”, “…” ibareli markalar mesnet gösterilerek karıştırılma, ilişkilendirilme olasılığı ve kötü niyet gerekçeleriyle yapılan, SMK 6.maddesine dayanan itiraz incelenmiş markalar ile markaların kapsadığı mal ve hizmetler Kurul tarafından çok yönlü olarak yapılan mukayese ile değerlendirilerek davaya konu edilen karar tesis edilmiş olduğunu, inceleme sırasında davacıya ait olmayan 2018/28023 nolu markanın dikkate alınmamış olduğunu, somut olayda davacının itirazına mesnet gösterdiği markalar; 2002/05905 nolu marka 07 / 09 / 11 / 12 / 35 / 37 / 38 / 42 sınıflarda, 2002/05509 nolu marka 26.1.2, 16,18; 25.3.1,15; sınıflarda 158420 nolu marka 12.sınıfta 206425 nolu marka da 37 ve 42.sınıfta tescilli olduğunu, davacının tescil talebinin ise 3.sınıfa ait olup davacının markalarının tescilli olduğu sınıflardan farklı mal ve hizmetler içerdiğini, bu sebeple SMK 6/1 maddesi anlamından benzerlik ve markaların kapsamında, aynı veya benzer mal ve hizmetler bulunuyor olması şartlarının somut olayda mevcut olmadığından SMK 6/1 anlamında bir karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle Kurul tarafından ihdas edilen Karar hukuka uygun olup davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetten bahsedebilmek için, pek çok koşulun bir araya gelmesi gerektiğini, ATAD’ın kötü niyetle ilgili olarak belirlemiş olduğu kriterlerden birisinin, “Bilgi sahibi olma/haberdar olma kriteri” olduğunu, kötü niyetin varlığına kanaat getirebilmek için, öncelikle, başkalarının bu hakka sahip olduğunu bilmek gerekli olduğunu, bunun yanı sıra, “engelleme niyeti” nin de mevcut olması gerektiğini, buradan anlaşılması gerekenin kötü niyetli marka sahibinin amacının, kendisine fayda sağlamaktan ziyade, üçüncü kişilere zarar vermek olduğunu, Türk hukuku bakımından da, sırf başka kişiye zarar verme saikiyle hakkını kötüye kullanan kişi, dürüstlük kuralına aykırı hareket etmiş sayıldığını, bu hususlar ispatlanmadan yapılacak her türlü kötü niyet iddiasının redde mahkûm olduğunu, öte yandan dava konusu marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında herhangi bir benzerlik/ mal hizmet benzerliği bulunmadığı açıklanmış olup davacı markaları ile benzerlik taşımayan bir marka başvurusunun kötü niyetli olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; davacının … markalarının, ısrarlı iddiaların aksine, Sınai Mülkiyetin Himayesine Dair Paris Sözleşmesindeki Düzenlemeler tahtında Tanınmış Markalar olmadığını, davalı müvekkilinin 3. Sınıftaki emtia için tescilli markasının emtiası, davacı markalarının emtiası ile aynı veya aynı gruptan olmadıklarını, davacının markalarının tanınmış marka olduğu yolunda kesinleşmiş bir yargı kararının olmadığını, davacı tarafın YİDK’daki itirazlarına davalı müvekkilinin olayda kötü niyetli olduğunu asgari ölçüde dahi olsa, ispatlayabilecek hiçbir delili ortaya koyamamış olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı … davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı ve davacı vekilinin tanınmışlık ve kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının 2018/32638 sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu 2018/32638 sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 02/04/2018 tarihinde 3.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının …. sayılı “…”, “… autocenta şekil”, “… şekil”, “…”, “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 17/10/2019 tarih ve… sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen kısmen bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının redde gerekçe markalarından 2018/28023 sayılı “…” ibareli markanın, davacıya ait olmadığı, … unvanlı dava dışı bir şirkete ait olduğu;
Dava konusu “…” ibareli marka kelime markası, davacının redde gerekçe marklarından “…” ve “…” ibareli markaları kelime, diğerleri ise şekil+kelime markaları olduğu;
Dava konusu markanın esas unsurunun “…”, redde gerekçe markaların esas unsurunun “…” olduğu;
Dava konusu marka ile redde gerekçe markaların ilk 4 harfinin (…) aynı ve aynı sırada olduğu, son harflerinin de “I” aynı olduğu, tek farkın davacı markalarındaki “H” harfi olduğu, dava konusu markanın okunuşunun “del-pi”, davacı markalarının ise “del-fi” olduğu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel ve görsel olarak belirli düzeyde bir benzerlik bulunduğu;
Davacı yanın 12. Sınıftaki tescilleri bakımından, otomotiv yedek parça sektöründe faaliyet gösteren firmaların aynı zamanda bu parçaların bakımı için gereken motor yağı, motor temizleyicisi, fren temizleyicisi, balata temizleyici, enjektör temizleyici, sıvı gres, antifriz, enjektör temizleyici, pasta, cila gibi ürünlerin de satışını gerçekleştirdiği, dolayısıyla davacı yan markaları kapsamında doğrudan bahsi geçen bu kimyasal temizleme ürünleri yer almamakta ise de davacı yanın tescilli markalarının kapsamında kalan emtialar ile sektör dinamikleri çerçevesinde doğrudan ilişkili olduğu görülen bu emtialar arasında bir benzerlik bulunduğu, özellikle ilgili tüketici kitlesinin niteliği düşünüldüğünde, tüketicinin bu türde ortak satış noktalarına sahip, benzer ihtiyaçları karşılar ürünlerin birbiri ile olan ilişkisini daha kolay kavrayabileceği ve hatta ürünler arasındaki benzerlik nedeniyle bu tür ürünleri aynı işletmeden temin edebileceği beklentisi içerisinde hareket edeceği;
Gerçekten de otomotiv yedek parça, aksesuar ve bakım ürünleri bir bütün olarak tüketicilere ulaştırılan ve nihai anlamda uygulama alanı, tercih edilme amacı ve kullanım noktaları benzer olan, satış kanalları ortak olan ürünler olup yedek parça ve bakım ürünleri arasında doğrudan tamamlayıcı nitelikte bir ilişki olduğu gibi bakım onarım hizmetleri ve yine bu malzemeler arasında da servis – ürün ilişkisi olduğu, bu bağlamda dava konusu başvuru kapsamında yer alan mallardan doğrudan doğruya otomotiv/motorlu taşıtlar sektöründeki ihtiyaçlara yönelik kullanım yoğunluğu bulunan / tüketici algısında bu yönde yeri olan “aşındırıcı pastalar” ve yine “Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” alt grubu bakımından (bahsi geçen alt gruptaki tüm malzemelerin motorlu taşıtlarda bütün olarak kullanımı bulunmakta olduğundan) taraf markalarını oluşturan işaretler arasında, benzerlik düzeyinin yüksekliği de gözetildiğinde, bütün olarak ortaya çıkacak olan algıda karıştırılma ihtimalinin oluşabileceği;
Dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu malların tamamının davacı markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişki olarak yer almadığı;
Davacının kötü niyet iddiası incelendiğinde;
Davacının markasının tek veya ayırt edici unsurunu oluşturan “…” sözcüğü ayırt ediciliği yüksek bir markadır. … markalarının geniş bir dağıtım ağında 100 yıllık bir geçmişinin olduğu Türkiyede de 1995 yılından beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından aynı sözcüğün aradan yıllar geçtikten sonra tescili talebi benzer veya farklı mallar için yaptığı tescil başvurusu hayatın olağan akışına aykırıdır. Markanın uzun yıllar kullanımı sonucu ilgili çevre markayı bir işletmeye bağlamakta malın veya hizmetin güvendiği işletmeye ait olduğunu marka sayesinde anlayabilmektedir. Bu şekilde imaj transferine izin verilmesi markanın temel işlevine zarar verir, söz konusu marka başvurusunda da bu imaj transferinin hedeflendiği anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı arasındaki geçmiş ihtilaflar , tarafların aynı sektörde faaliyet göstermesi ve davacıya rakip olması dikkate alındığında davacının “…” markası davalının aklına gelemeyecek ve tesadüfen meydana getirilemeyecek kadar güçlü ve ayırt ediciliği bulunan bir marka olduğu, davacının değişik yargı mercilerince verilen hükümsüzlük kararlarından sonra bu kararları bertaraf etmek için aynı marka etrafında dolaşarak … ,…. gibi yeni marka başvurularında bulunması da kötü niyetin ayrı bir göstergesi olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu olan başvuru markası …. de bu başvurulardan birisidir ve davalının başvurusunun kötü niyetli olduğu yukarıda açıklanan nedenlerle sabittir. Hukuk kötü niyeti korumaz tüm bu nedenlerle mal ve hizmetler arasında kısmi benzerlik olsa da marka ibaresinin benzer olması, markada imaj transferinin hedeflendiği, dolayısıyla davalının tescil başvurusunun kötü niyetli olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne ve kötü niyetli tescil nedeniyle tüm mal ve hizmetler yönünden dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın 17/10/2019 tarih ve… sayılı kararının kötü niyetli tescil nedeniyle davaya konu tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
2-Davaya konu markanın kötü niyetli tescil nedeniyle tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 14,90-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.133,70.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18.02.2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 95,20.-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00.-TL
P.P : 238,50.-TL
TOPLAM : 2.133,70.-TL