Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/251 E. 2021/112 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2019/251
KARAR NO : 2021/112

HAKİM : … …
KATİP :…

DAVACI :….
DAVALILAR : ….
DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 31/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin 1967 yılından bu yana 70000 metrekarelik alanda kurulu fabrikasında … ve döküm üretimi ve yurtiçi ve yurtdışı satışı ile iştigal ettiği, 51 yıldır tescilli … markası ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen … üretici firmalarının başında geldiği, müvekkilinin Ankara bölgesinde sadece 2 kişi olarak … ve …’ın görev yaptığını, 2017 yılı başından beri bu bölgede müvekkili portföyünde bulunan müşterilerde kayıplar yaşandığını ve yeni müşterilerin bulunamadığı, hedeflenen cirolara ulaşılamadığı, bu nedenle yapılan araştırmalarda 27.11.2017 tarihinde … ünvanlı bir şirket kurulduğunu, bu şirketin tek hissedarının müvekkilinin Ankara bölge müdürü …’un babası olan … olduğunu, …şirketinin sevk ve idaresini … ve … tarafından yapıldığını, hatta şirketin iletişim bilgilerinde bu kişiler tarafından kullanılan numaralı cep telefonlarının olduğunu, …şirket ünvanında müvekkiline ait … markasının kullanıldığını, …şirketinin münhasıran müvekkili Gedik … ile aynı iştigal konusuna sahip olduğunun görüldüğünü, … internet sitesinde davalı …’un şahsi cep telefonunun yazdığını, aynı şekilde …’ın da özel cep telefonu numarasının internet sitesinde iletişim numarası olarak yazıldığını, davalılara konu sözlü olarak sorulduğunda davalı …’un babasının …ni kurduğunu ve …’e teknik destek verdiklerini, telefonlarının teknik destek vermek amaçlı internet sitesinde yazılı olduğunu kabul ettiğini, davalılardan…. ‘ın müvekkili … … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi için münhasıran tam zamanlı iş sözleşmesi ile çalışmaktayken birlikte hareket ederek İş kanuna aykırı doğruluk ve bağlılık ile bağdaşmayacak şekilde ve rekabet yasağına aykırı hareket ettikleri haksız rekabet yarattıkları ve işyerinin sırlarını ifşa ettiklerinin görüldüğünü, davalıların müvekkilinin senelerce edindiği piyasa bilinirliğinden yararlanarak ve markasını taklit ederek müvekkili şirket ile aynı şirket olduğu iltibas uyandırarak uzun emeklerle yaratılan pazar paylarını ele geçirmek suretiyle haksız kazanç elde ettiklerini ve haksız rekabet ortaya çıkardıklarını, şirkete ait tüm ticari sır ve bilgilerin satış ve müşteri bilgilerinin davalılarca müşterek ve planlı şekilde ele geçirilerek haksız rekabet yaratılmasının müvekkili şirkette büyük özveri ile yaratılan potansiyel müşteri ortamını Türkiye’de saygın bir marka ve güçlü teknik destek olanağı ile yaratılan tüm müşteri portföyünü de ele geçirerek müvekkili şirketi açıktı zarara uğrattığını, davacının tescilli … markasını kullandığını ve … markalı ürünlerini gösteren delillerin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalıların …şirket ünvanında müvekkiline ait … markasını kullanarak rekabet yasağına aykırı hareket ettiklerini, haksız rekabet yarattıklarını, …’nin Ticaret sicilinde kayıtlı olan adreste faaliyet gösterdiğini, yanı sıra … ödeme aracı olarak Trend yangın çeklerini kullanmakta olduğunu, dolayısıyla Trend yangın firması ile …arasında bağlantı olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız rekabetin ve rekabet yasağına aykırılığın tespiti ve önlenmesi, buna ilişkin kararın masrafı davalılardan alınmak suretiyle Türkiye’deki en yüksek tirajlı gazete ile ilan ettirilmesi, haksız rekabet nedeni ve ciro kaybı nedeni ile müvekkili şirketin uğradığı ve uğrayacağı zarar ve ziyanlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.-TL maddi tazminat, müşteri portföy kaybı için 10.000.-TL maddi tazminat, marka ihlali nedeniyle tecavüzün önlenmesi durdurulması giderilmesi Türkiye’deki en yüksek tirajlı gazete ile ilan ettirilmesi, ihlal nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı ve uğrayacağı zararlar ve ziyanlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve müvekkilinin ticari itibarı zedelendiği için 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirket tarafından … isimli markanın şirket adına tescil edilmiş olduğunu iddia edilerek davacı şirketin ünvanı içerisinde markanın kullanılmasından dolayı ve eski çalışanlarının çalışma ilişkilerini devam ettiği sırada haksız rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasıyla açılan davada görevli mahkemenin Ankara Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin … ünvanının içerisinde yer alan … ibaresinin sırf ünvanda yer alması nedeniyle marka ihlali oluştuğunu yönündeki iddianın, Ticaret ünvanı tescilli olduğu sürece tescil edildiği şekli ile ve ünvansal kullanımının yasal bir hakkın kullanımı olduğunu ve haksız rekabet oluşturmadığını, … ifadesinin ünvanda tercih edilmesinin nedeninin satışı yapılan ürün çeşitlerinin ısıya dayanıklı ürün yelpazesinde yer alması olduğunu, www.türkpatent.gov.tr adresinden marka sorgulaması yaptırıldığı takdirde başında ortasında veya sonunda … kelimesi bulunan yüzlerce marka olduğunu, davacı yanın … ibaresi hakkında marka tescili bulunmadığını, çünkü bu ifadenin herkes tarafından kullanılan günlük dilimize yerleşmiş topluma mal olmuş bir kelime olduğunu, müvekkili ünvanında yer alan … kelimesinin diğer hiçbir kelimeden ayrı ve farklı yazılmadığı gibi öne çıkarılmadığını, davacı tarafın markalarında asla benzetilmeye çalışılmadığını ve birebir kullanılmadığını, müvekkili şirket tarafından davacının marka hakkına sahip olduğunu iddia ettiği … markalı hiçbir ürünün satılmadığını, tescilli … markasını taşıyan herhangi bir taklit ürün veya benzetilerek imal edilmiş iltibas oluşturan bir imalat yapılmadığını, davacının imal ettiği ürünlerin satışının müvekkili tarafından yapıldığı farz edilse dahi bu satışlardan davacının nasıl zarar etmiş olabileceğini anlaşılamadığını, müvekkile ait www…com sitesinin hiçbir zaman yayından kaldırılmadığını hala açık ve faal olduğunu, sitede yer alan telefon numaralarının markaya tecavüz iddiasına nasıl ispat edeceğinin anlaşılmadığını, davacının müvekkili şirket ile asıl meselesinin imalatını yaptığı ürünlerin değil de rakip firmalara ait ürünlerin pazarlandığı bu siteyi ve rakip ürün satışlarını arttıran müvekkili şirketinin sektörden diskalifiye edilmesi suretiyle kendi pazar payını korumak olduğunu, çünkü Davacı şirket tarafından imal edilen ve iddia edilen kendi markasını taşıyan tek bir ürün bile satılmadığını, müvekkilinin ticari defter kayıt ve faturaları ile kesin olarak ispatlı olduğunu bu durum bilindiği halde davacı şirketin elinde hiçbir somut delil olmaksızın şirket yöneticisinin ve hatta şirketi ofis kiralayan diğer davalı Trend yangın şirketini dahi davalı göstermesinin art niyetli olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin ürettiği malları satışının yerine rakip firmalara ait ürünleri satmış olması nedeniyle… makine isimli şirkete yapılan satışın davacıya piyasaya müdahalesi ve tehdidiyle engellenmiş olduğunu ve müvekkili şirketin iade faturası kesmek zorunda kaldığını, bu faturaların şirket kayıtlarında mevcut olduğunu ve davacının ne markası ne ürettiği herhangi bir ürünün ilgisi olmadığının görülebileceğini, davacı şirketin müvekkili şirketin satış-pazarlama yapabileceği sektörde bulunan onlarca şirkete karalayıcı ve itibar sarsmayı hedefleyen mailler gönderdiğini, ünvanı kullanımının hiçbir markasal etki doğurmayacak şekilde kullanımı halinde markaya karşı bir iltibas tehlikesinin varlığından söz edilemeyeceğini, kullanılan Ticaret ünvanının yasal mevzuata uygun olarak kullanıldığını ve markasal bir etki doğurmadığını, dolayısıyla marka hakkının ihlal etmeyeceği gibi haksız rekabette oluşturmayacağını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporları alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

GEREKÇE :
İş bu davanın Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin 17.04.2019 tarih ve 2018/615 E. ve 2019/322 K. sayısı ile görevsizlik kararı verdiği ve hükmün kesinleşerek mahkememize gönderildiği, davanın mahkememizce incelenmesi neticesinde, 19.09.2019 tarihinde Davalı … ve …’ın iş ilişkileri devam ettiği sırada sadakate ve dürüst davranma sır saklama yükümlülüklerine ve haksız rekabet yasağına aykırı hareket ettikleri iddiası nedeni ile geriye doğru işçilere ödenen maaş ve ücretlerin iadesi için açılan 10.000TL meblağlı dava ile yine Davalı … …’ın iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart nedeni ile tazminat talepleri yönünden açılan davanın tefrik edilerek yine mahkememizin 2019/318 esasına kayıt edildiği ve görevsizlik kararı verildiği belirlenmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davalının , davacıya ait markaya tecavüz edip etmediği, davacıya ait “…” işaretli markalarının davalılar tarafından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılıp kullanılmadığının tespiti ile önlenmesi, tecavüz var ise maddi ve manevi tazminat miktarlarının ne olabileceği noktalarında toplanmaktadır.
Yapılan incelemede ….com internet adresine ulaşılması mümkün olmadığı, dolayısıyla tecavüzün varlığının tespitinde davalı tarafından dosyaya sunulan web sitesi görüntüleri dikkate alınmış olup, davalı …şirketine ait tescilsiz markasal kullanımın …şeklinde olduğu belirlenmiştir.
Davalının bu kelimeyi web sitesi alan adı olarak ve ayrıca web sitesine ait sayfalarda antet biçiminde kullandığı ve bu yolla markasal kullanım oluştuğu,
Bilindiği gibi, marka 6769 sayılı SMK m.4 hükmünde “Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir ” şeklinde tanımlanmıştır. Belli bir işletmeye ait mal ve hizmetlerin tanıtılmasını ve ayırt edilmesini sağlayan markanın üzerinde sahip olunan hakka ise “marka hakkı” denilmektedir. Marka hakkını ihlal eden fiiller ise 6769 sayılı SMK m.29’da düzenlenmiştir. Hüküm “ (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır: a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” şeklindedir.
Bu anlamda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.29’un yollama yaptığı, m.7’ye göre marka sahibi; “ (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. (3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.”fiillerinin önlenmesini talep edebilecektir.
Marka hakkının ihlali olgusu açısından belirtilmesi gereken temel husus, marka hukuku açısından ihlalin söz konusu olabilmesi için yukarıdaki hükümlerde de belirtildiği gibi tescilli marka ile kullanılan işaret arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik veya ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerliğin bulunmasının gerekli olduğudur. Bu bağlamda tescilli marka ile kullanılan işaret arasında benzerliğin bulunmadığı durumlarda taraflarca üretilen ürünlerin veya sunulan hizmetlerin benzerliği veya tescilli markanın tanınmış olması marka hukuku açısından ihlal oluşturmaz.
SMK uyarınca karıştırılma ihtimali veya iltibas tehlikesi, eski ve yeni markaların aynı veya benzer olup olmadıkları ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıkları dikkate alınarak saptanır. Dolayısıyla markaların kapsadığı mal/hizmetler ne kadar yakın (benzer) olursa, iltibas ihtimalinin önlenebilmesi için yeni markanın eskisinden o kadar farklı olması gerekir (Arkan: s. 97-98).
Bilindiği üzere markalar arasında iltibasın bulunup bulunmadığı incelemesi yapılırken başvurulan yöntemlerden biri de, “toplu intiba (=toplu izlenim)” yöntemidir. Buna göre, markalar arasında benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. Bu yöntem uyarınca, bir markanın farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabileceği gibi, tam tersine, unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etki de bırakabilirler. Markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılması ve özellikle markaların (tasvirî işaretler gibi) tek başına ayırım gücü bulunmayan veya ayırım gücü zayıf işaretlerden oluşan kısımlarının aynı veya benzer olup olmadıkları üzerinde durulmasına da gerek yoktur. Buna karşılık, markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen, iltibas yol açabilir (bu hususta bkz. Arkan: C. 1, s. 99; Ü. Tekinalp: Fikrî Mülkiyet Hukuku, B. 3, İstanbul 2004, § 26 Nr. 34).
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakılır (bkz. Arkan: s. 102-103).
Bu çerçevede yapılan incelemede davacıya ait “…” ibaresi içeren markalar ile
www…com sitesinde yer aldığı davalı tarafından beyan olunan markasal işaretin tecavüzün tespiti için aynı veya benzer olup olmadıklarının tespiti gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan incelemede işaretlerin aynı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu tespitten sonra markaların benzer olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir.
Davacıya ait işaretli 2003/1205 no’lu markasının beyaz üzerine siyah büyük harflerle “…” ve siyah zemin üzerine bir yuvarlak içerisinde bulunan beyaz, kalın ve eğik yazılmış küçük“t” harfi ile … kelimesinden oluştuğu ve işarette her iki yazının (… ve ….) da ana unsur olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı kullanımının ise … şeklinde olduğu ve iki işaret arasında “…” kelimesini içerdiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık davalı kullanımının “…” ve “…” kelimelerinin birleşiminden oluştuğu ve mavi küçük harflerle yazıldığı markanın ana unsurunun “…” şeklinde olduğu, ayrıca dilimize yabancı dillerden geçmiş, “…” kelimesinin de ayırtediciliği düşük bir kelime olduğu ve ısı alanında faaliyet gösteren tüm mal ve hizmet sağlayıcıları tarafından kullanılabilir olduğu da değerlendirildiğinde iki işaret arasında benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait 89/007255 no’lu markasının siyah bir yuvarlak içerisinde bulunan beyaz, kalın ve eğik yazılmış küçük“t” harfinden oluştuğu, bu açıdan işaretin davalının kullandığı marka ile benzer olmadığı,
Davacıya ait işaretli, 2016/108474 ve 2013/109023 no’lu markalarının incelenmesi sonucunda, davacının markasının…harfi ile siyah yazılmış “…” ifadelerini içerdiği ve markanın ana unsurlarının bu iki işaretten oluştuğu anlaşılmaktadır. Davalı kullanımının ise iki işaret arasında “…” kelimesini içerdiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık Davalı kullanımının “…” ve “…” kelimelerinin birleşiminden oluştuğu ve mavi küçük harflerle yazıldığı markanın ana unsurunun “…” şeklinde olduğu, ayrıca dilimize yabancı dillerden geçmiş, “…” kelimesinin de ayırtediciliği düşük bir kelime olduğu ve ısı alanında faaliyet gösteren tüm mal ve hizmet sağlayıcıları tarafından kullanılabilir olduğu da değerlendirildiğinde iki işaret arasında benzerlik bulunmadığı,
İnceleme sonucunda markalar arasında SMK md. 29 veya m. 7 anlamında ayniyet veya benzerlik bulunmadığı,
İncelenmesi gereken bir diğer husus da “Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak”fiilinin de markaya tecavüz oluşturduğu değerlendirilerek davalıların, davacı markasına tecavüz oluşturacak şekilde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünlere ilişkin yukarıda belirtilen fiilleri ifa edip etmediğinin de tespiti gerekmektedir. Bu kapsamda davalı dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu davalı şirkete ait web sitesi görüntüleri incelendiğinde, davalıya ait veya üstünde davalı markasının kullanıldığı herhangi bir ürünün satışa sunulup sunulmadığının anlaşılamadığı, sunulsa dahi bu ürünlerin marka hakkına tecavüz edecek nitelikte ürünler olup olmadığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı,
SMK md. 29’un md. 7’ye yaptığı yollama kapsamında “İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması”nın da önlenmesi mümkündür. Davalının ticaret ünvanının …Endüstriyel Teknik Mühendislik İnşaat Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti. şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık davacıya ait markalar yukarıda listelenmiştir. Yukarıda markalar, davalı şirketin markasal olarak kullandığı işaret arasında benzerlik incelemesi de yapılmış ve yapılan inceleme sonucunda ayniyet veya benzerlik olmadığı kanaatine varılmış, bu çerçevede değerlendirildiğinde davalıların ticaret unvanlarının da “ …” kelimesini içerdiği, dolayısıyla davacının markalarıyla benzerlik arz etmediği,
Netice itibariyle,
Davacı markaları ile davalı tarafından markasal kullanılan işaretler arasında ayniyet veya benzerlik bulunmadığı, davalıya ait ticaret unvanının davacının markaları ile benzerlik taşımadığı, dolayısıyla tecavüz veya haksız rekabet iddiasının yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent ile diğer davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18.03.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır