Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/228 E. 2021/3 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/228 Esas – 2021/3
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2019/228
Karar No : 2021/3

Hakim : …
Katip :….

Davacı :…

Vekili : …
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 18/06/2019
Karar Tarihi : 06/01/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 07/01/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili ile lisans sözleşmesi yaptığı grup şirketi …… A.Ş. ve seleflerinin … yılından beri “…” markası ile tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, … markasının müvekkili adına 22 değişik şekilde ve pek çok sınıfta tescilli olduğunu, müvekkili markalarının Türkiye’de tanınır olduğunu, nitekim bu markanın 08.08.2014 tarihinde tanınmış marka siciline de kaydedildiğini, müvekkilinin … sayılı başvurusunun, davalı yanın … sayılı markalar nedeniyle karıştırılabileceği ihtimaline dayalı olarak reddine karar verildiğini, ret gerekçesi markaların tescil kapsamlarının müvekkili markasından farklı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin tanınmış markasının, ret gerekçesi markalar ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin markasının 03.09.1996 tarihinde 1664002 sayısı ile tescil edildiğini ve 04, 24 ve 25. Sınıflarda tescilli olduğunu, 35. Sınıfta yalnızca ayakkabı sınıfında tescil edilmek istenildiğini, 35. Sınıfa ait diğer kolların yalnıza eşarp ve şal kategorilerinde tescilli davalı markaları gerekçe gösterilerek redde ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 01/04/2019 tarih ve… sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında özetle; davaya konu YİDK kararının davacıya 02.04.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise ilk inceleme tensip tutanağında 18.06.2019 tarihinde açıldığının görüldüğünü, YİDK kararının tebliğinden itibaren 2 ay içerisinde açılmayan işbu davanın öncelikle süre yönünden reddinin gerektiğini, taraf markalarında göze çarpan ve ortalama tüketici hafızasında kalan kısmın “…” ibaresi olduğunu, görsel ve işitsel olarak taraf markalarının benzerliğinin açık olduğunu, dava konusu hizmetlerin dava konusu markanın eşya listesinde bulunması durumunda 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşması, ortalama tüketici tarafından taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunması ve idari-ekonomik anlamada bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine neden olacağı ve bu nedenle de iltibasa yol açacağının açık olduğunu, bu nedenle de Kurum YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, davacının daha önce tescil edilmiş 96/00799 tescil numaralı markasının başvuru konusu markadan çok farklı olduğunu, kazanılmış haktan bahsedebilmenin şartlarından asli unsurunun korunması şartının dava konusu markada sağlanmadığını bu nedenle de çıkarılan hizmetler açısından davacının kazanılmış hakkı bulunmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevabında özetle; davacı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının daha evvel de … sayılı başvurusu ile ilgili verilen … sayılı YİDK kararına karşı yine mahkemenin 2016/192E sayılı davasını açtığını ve bu dava neticesinde davacı taraf başvurusunun, müvekkili markaları ile iltibas teşkil edeceğine kanaat getirildiğini, davacının verilen kararı istinaf etmediğini, dolayısıyla anılan kararın kesin nitelikte olduğunu, dava konusu markanın da YİDK kararına konu emtialarda tescil edilmek istenilmesinin karıştırılma ihtimalini doğuracağını, müvekkili firmanın 1989 yılından beri faal olduğunu, çok sayıda “…” markasının bulunduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davacının müktesep hak iddialarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının … sayılı; “… …” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “… …” ibareli marka için davacı tarafından 27/05/2016 tarihinde 35.sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davalının …. …” ibareli bir takım markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, itirazın kabulüne karar verilerek, başvurunun 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için eşarplar hariç koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç–dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, kemerler. Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” açısından kısmen reddine karar verildiği, davacının kabul kararına karşı itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 01/04/2019 tarih ve… sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen ikinci bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu başvuru kapsamında yer alan hizmet grubu 35. Sınıf mağazacılık hizmetleri alt sınıfındaki satış hizmetlerine ilişkin olup satış hizmetlerinin 25. Sınıfa özgü malların satışına özgülendiği ve fakat özellikle “eşarp” emtiaları kapsam dışı bırakıldığı görülmüştür. Davalı yanın ret gerekçesi markaları ise gerek birtakım baş giysisi ürünlerini gerekse de bu ürünlerin satışına yönelik mağazacılık hizmetlerini kapsadığı;
Başvuru kapsamında yer alan “fularlar, şallar, bandanalar. Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” emtiaları nitelik ve fonksiyonel olarak ret gerekçesi markalar kapsamındaki “’Baş giysileri, eşarp, fular, şapkalar, Baş örtüleri. Baş örtüsü olarak kullanılan şallar” emtiaları ile benzer olduğu, bu bağlamda başvuru konusu marka kapsamında yapılan sınırlandırmanın, işlevsel etkisi açıdan, taraf markaları kapsamındaki emtia benzerliği yönünden sınırlı bir değerlendirme yapılması sonucunu doğurmayacağı;
Davalının kısmi ret gerekçesi markalar hususiyetle 25.03 alt grubuna özgülenmiş emtiaları kapsamakta olup davalı yan markaları kapsamında 25.01 ve 25.02 alt gruplarındaki emtialar yer almadığı, davalının birden fazla markasında spesifik olarak kendini sınırlandırmış olması hususu da gözetildiğinde, baş giysileri ve bu nitelikteki aksesuarlar olarak tanımlanabilecek ürün grubundaki tescilinin, başvurudaki sair nitelikteki giyime yönelik tekstil ürünleri ile doğrudan benzer görülmesi mümkün olmayacağı, zira söz konusu alt gruplardaki giyim ürünlerinin tamamının farklı ihtiyaçlara yönelik olarak, aynı mağazalarda ve fakat farklı satış noktalarında satışlarının bulunduğu;
Hal böyleyken başvurudaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için fularlar, şallar, bandanalar, Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları bakımından taraf markaların benzer emtiaları kapsadıklarının kabulünün gerekeceği;
Somut uyuşmazlıkta başvuru kapsamında reddine karar verilen giyim ürünlerine yönelik mağazacılık hizmetlerinin ilgili tüketici kitlesi hemen her yaş, eğitim, meslek ve cinsiyet grubundan tüketiciler olabileceklerinden ilgili tüketicinin ortalama nitelikteki tüketiciler olduğu;
Dava konusu marka incelendiğinde “… …” şeklindeki markanın siyah bir fon içerisinde birbirine dönük beyaz renkte iki …/geyik figürü, bu figürlerin hemen altında oldukça küçük şekilde yazılmış ve davacı yanın ticari faaliyetlerinin tarihsel geçmişini ifade eden “…” ibaresi ve yine markanın bütününe hakim sözcük unsuru olarak “…” ibarelerinden oluştuğu, marka bütün olarak incelendiğinde, dava konusu markanın esas unsurunu, “…” ve şekil unsurunun birlikte oluşturduğu kabul edilebilir ise de markalardaki sözcük unsurlarının, figüratif unsurlara göre daha güçlü bir etki yarattığı ve yine ortalama tüketicinin, mal veya hizmet ile işaret arasındaki ilişkiyi tanımlarken, figüratif unsurları açıklamak yerine doğrudan sözcük unsuru ile markayı ifade edeceği gerçeği karşısında “…” ibaresinin çok daha ön planda olacağı, başvurudaki … sayısının ise marka içerisindeki konumu itibarıyla bütünsel ayırt ediciliğe bir etkisinin olmadığı;
Davalı yanın ret gerekçesi markalarına bakıldığında ise yine … … by …, … gibi yine her birinde ön plandaki vurgulu unsur “…” kelimesi olan markalar oldukları, markalardaki “…” kısaltmasının dahi “…” ibaresinin sesli harflerinin çıkartılması ile oluşturulmuş olduğu göz önüne bulunduğu “…” kelimesini daha da vurgular bir anlamı markaya kattığı, bu çerçevede taraf markaları karşılaştırıldıklarında, uyuşmazlık konusu emtialar açısından ayırt edici vasfı yüksek bir sözcük olan “…” ibaresinin ortak olarak içerdikleri, markalardaki sair unsurların hiçbirinin bu ibarenin ayırt ediciliğini geri planda bırakmadığı, dolayısıyla her iki markada da “…” ibaresinin ortak olarak, baskın ve ön plandaki unsur şeklinde kullanıldığı, bu nitelikteki kullanımlarda tüketicinin, önceki ve sonraki marka arasında iktisadi – idari anlamda bir ilişki kurmasının kaçınılmaz olduğu, özellikle giyim ürünleri ve bu ürünlerin satışına yönelik hizmetlerin verildiği bir sektörde birbirine bu denli yakınlaşan ibarelerin, tüketicilerin aynı marka ailesinin farklı kalitede, farklı sezonlarda, farklı koleksiyonlarında kullandığı ürünler için bu şekilde bir isimlendirme yöntemi tercih etmiş olabileceği yönünde bir algı edinimine yol açabileceği, hal böyleyken emtiaların birbirine yakın oldukları bir durumda esas unsurların ayniyetinin de işaretler arasındaki karıştırılma ihtimalini güçlendiren bir sonuç ortaya koyabileceği, bu çerçevede dava konusu markaları oluşturan işaretlerdeki “…” ibaresindeki ortaklıktan kaynaklı oluşan yüksek düzeyli benzerliğin bir kısım emtia grubu açısından oluşan daha düşük düzeyli benzerliğe rağmen markaların aynı iktisadi – idari kaynağa ait markalarmış gibi algılanması sonucunu doğurabileceği, markaların “…” kelimesini bir bütün olarak içermelerinden kaynaklı oluşan benzerliğin bütüne olan etkisinde, tüketicinin önceki ve sonraki markayı ticari anlamda ilişkilendirme ve aynı aileye ait markalar olarak düşünerek hareket etmesinin kuvvetle muhtemel olacağı, tüketicinin farklı ürün gruplarında ve fakat genel anlamda aynı satış noktalarında karşılaşma ihtimali bulunan markalardan hangisinin hangi tarafa ait marka olduğunu ilk bakışta anlamasının mümkün olmayacağı, hal böyleyken “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için fularlar, şallar, bandanalar, Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları açısından doğrudan; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için eşarplar hariç koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç – dış giysiler, çoraplar, kemerler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” açısından ise işaretler arasındaki yüksek düzeyli benzerlik hali nedeniyle karıştırılma ihtimalinin var olabileceği;
Davacı taraf gerek dava dilekçesi ve sair beyanlarında gerekse de bir önceki heyet raporuna yönelik itirazlarında, önceki tarihli markalarının varlığına dayalı olarak işbu dava konusu marka başvurusu açısından da müktesep hak karinesinden yararlanması gerektiğini itiraz konusu ettiği;
Dava konusu markanın başvuru tarihi 27.05.2016 olduğu, dolayısıyla davacı yanın müktesep haktan yararlanabilmesi için evleviyetle, söz konusu başvuru tarihi itibariyle tescili üzerinden 5 yıllık bir süre geçmiş ve artık olağan bir hükümsüzlük davasına konu edilmesi mümkün olmayan, “…” ibaresini esas unsur olarak içeren ve 35. sınıf mağazacılık hizmetleri alt grubunda 25. Sınıf emtiaların satışına özgülenmiş markasının bulunması gerektiği, bu bağlamda davacı yanın önceki tarihli markaları incelendiğinde müktesep hak kriterinden yararlanmasına imkan tanıyan hiçbir markasının bulunmadığı, her ne kadar 138892 sayılı “…” (25.sınıf) markası dava konusu marka ile son derece benzer bir mizanpaja haiz ise de dava konusu markanın 35. sınıfta tescilli olduğu görülmekte olup salt mal grubunda mevcut önceki tescilin, 35. sınıftaki mağazacılık hizmetleri bakımından müktesep hak yaratması mümkün olmayacağı, zira 35. sınıf satış hizmetlerinde farklı markaların satışına yönelik ürünlerin de satışı yapılabilirken mal sınıfında tescilli bir marka yalnızca o marka altında ürettiği ürünlerin satışını yapabildiği;
Başka bir ifadeyle davacı yanın, bu şekilde farklı bir hizmet grubuna genişleyen dava konusu başvurusunun, artık 3. Bir kişinin ve somut olay özeline davalının tescillerinin sınırlarını ihlal edip etmediği önem taşıyacağı;
Davacı yanın 166402 sayılı “… …” markası bakımından ileri sürdüğü müktesep hak iddiasının anılan markanın bütünsel mizanpajının dava konusu markadan farklı olması ve yine yukarıda izah olunan sebeple, 2012/29307 sayılı … markasının ise gerek tescil tarihi olan 24.06.2014 tarihi üzerinden beş yıllık bir süre geçmemiş olması, gerek ilave ayırt edici unsurlar sahip olması nedeniyle 35. sınıftaki 25. sınıf malların satışı hizmetlerinde tescilli olmasına rağmen dava konusu marka bakımından yine müktesep hak teşkil etmesinin mümkün olmayacağı, hal böyleyken davacı yanın önceki tarihli markalarından kaynaklı bir müktesep hakka sahip olacağı yönünde bir değerlendirmede bulunulmasının mümkün olmayacağı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, ikinci bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu … sayılı marka kapsamında reddine karar verilen emtialardan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için fularlar, şallar, bandanalar, Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları açısından doğrudan; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için eşarplar hariç koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç – dış giysiler, çoraplar, kemerler. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” açısından ise taraf markalarını oluşturan işaretlerde ön planda yer alan ve esas unsur konumunda bulunan “…” ibaresinden kaynaklı yüksek düzeyli benzerlik ile birlikte ortaya çıkan bir benzerliğin var olacağı, emtialar arasındaki benzerlik ve işaretler arasındaki yüksek düzeyli ilişkinin varlığının karıştırılma ihtimaline neden olabileceği, davacı yanın müktesep hak karinesinden yararlanmasını sağlayacak önceki tarihli markalarının mevcut olmadığı, TÜRKPATENT YİDK’nın 01/04/2019 tarih ve… sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, usul ve yasaya uygun ikinci bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum ve davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı şirketin yapmış olduğu yargılama gideri olan 1.800,00.-TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
5-Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, davalı şirket ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davacı vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06/01/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır