Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/207 E. 2022/157 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/207 Esas – 2022/157
T.C.

2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2019/207
Karar No : 2022/157

Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 29/05/2019
Karar Tarihi : 28/04/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 28/04/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili şirket adına … sayı ile tescilli … sayılı kararı ile kabul edildiğini, oysaki müvekkili şirkete ait “…” markası ile davalı şirketin başvurusunu yaptığı “…” ibareli markanın ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, aynı ve benzer sınıflardaki mal/hizmetleri kapsamaları nedeniyle markalar arasında ilgili tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin “…” ve içerisinde “…” ibaresi geçen diğer markalarının tamamının siyah düz yazı şeklinde büyük harflerle beyaz zemin üzerinde kullanıldığını, davalı başvurusunun ise beyaz zemin üzerinde, siyah renk, büyük harflerle düz yazı şeklinde yazılmış “…” ibaresinden ibaret olduğunu, işitsel olarak da söz konusu markaların karıştırılma ihtimalinin yüksek derecede benzediğini, tescili talep edilen “…” ibaresinin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davalı yanın müvekkili firma ile aynı sektörde faaliyette bulunduğu göz önüne alındığında iltibas tehlikesinin yüksek olduğunun açıkça görüleceğini, müvekkili markasının kullanıldığı mal veya hizmetler ile davalı firmanın talep ettiği sınıfların aynı olduğunu, söz konusu tescilin talebinin kabulü halinde tüketici nezdinde müvekkili şirkete ait seri markalardan biri olduğunu ya da firmalar arasında organik/ekonomik/idari yönden bağlantı bulunduğunun düşünüleceğini, bu durumun müvekkili şirket satışlarını olumsuz etkileyeceğini, müvekkili şirket markalarının, davalı firmanın tescil başvurusunu yaptığı tarihten önce kendi adına tescil ettirdiğini ve markasını yoğun ve yaygın biçimde kullanarak maruf ve meşhur hale getirdiğini, davalı yanın … başvuru numaralı … ibareli markasının tescil edilmesi halinde davalının, müvekkilinin “…” markasının kalitesinden ve bilinirliğinden haksız fayda sağlayacağını ifade ederek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; davada husumet yönünden aksaklık olduğunu, doktrinde ve yargı kararlarında belirtilen YİDK kararlarının iptali istemli açılan davalarda husumetin Kurum ile birlikte karar sonucu hakları etkilenecek kişi veya kişilere yöneltilmesi gerektiğini, … sayılı dava konusu markanın sicilde kayıtlı sahibinin … GMBH şirketi olduğunu, davacı tarafından husumetin bu şirkete karşı değil, … SAVUNMA SİSTEMLERİ A.Ş.’ye yöneltildiğini, işlemlerin tarafı olan ve işbu davada zorunlu dava arkadaşı sıfatı da bulunan marka başvuru sahibine karşı davanın açılmamış olması sebebiyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu … sayılı ve “…” ibareli marka olduğunu, markada kullanılan ibarenin bir bütün olarak markanın esas unsurunu oluşturduğunu, düz bir yazı stiliyle kaleme alındığını, bütün olarak okunup algılanacağını, davacı markalarından farklı sesle başlayıp devam ettiğini, dava konusu markada vurguyu üzerinde taşıyan hece ve seslerle davacı markalarından farklı olduğunu, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbirinden ayırdığını, davalı markasını gören ortalama tüketici kitlesinin davacı markalarıyla karıştırmayacağını, tüketicinin, davacı markalarını taşıyan ürünleri satın almak isterken davalı markasına yönelmeyeceğini, aksinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağını, mevcut farklar karşısında markaların birbirinin serisi olarak algılanamayacağını, davalı markasının, davacı yana ait markalara zarar vermeyeceğini ve sulandırmayacağını, davalı marka başvurusunun 12.sınıftaki bir kısım malları kapsayacak şekilde yapıldığını, söz konusu sınıf ve tescil edilmek istenen malların dikkate alındığında yüksek düzeyde titiz alıcılara hitap ettiğini ve yüksek meblağlı mallar olduğunu, alıcılarının özen ve dikkat seviyesinin oldukça yüksek olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, verilmiş olan YİDK kararının hukuka uygun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı… vekili cevaplarında özetle; huzurdaki davanın davacı tarafından 29 Mayıs 2019 tarihinde açılmış olmasına rağmen usulüne uygun şekilde açılmadığını ve davanın iki aylık yasal süresi içerisinde müvekkiline karşı ikame edilmediğini, süresi içerisinde açılmayan ve harçları süresi içerisinde ödenmeyen huzurdaki davanın usulden reddini talep ettiğini, davacı şirketin bu davada davacı sıfatının bulunmadığını, … Elektrikli Ev Aletleri İmalat San. Ve Tic. A.Ş. tarafından açıldığını ancak iptali istenen 2019/M-2802 sayılı YİDK kararının, … sayılar ile tescilli … markalarına dayanarak yapıldığını ve bu tescillerin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … Alışveriş Merkezi A.Ş. adına tescilli olduğunun görüleceğini, davacı sıfatı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin özellikle treyler ve kamyonlar için şasi ile ilgili parça ve montaj bileşenleri konusunda önde gelen uluslararası bir üretici olduğunu, kökleri 1881 yılına dek uzanan SAF ve HOLLAND şirketlerinin 2006 yılı sonunda birleşmesi ile doğan Almanya merkezli …’ın kamyon ve treyler endüstrisinde dünya çapında çoğu pazarda uluslararası olarak konumlanmış olan az sayıda tedarikçilerden biri olduğunu, müvekkili şirketin dünya çapında tescilli … marka ve logolarının yanı sıra, SAF, SAFHOLLAND, SAF, SAF INTRADISC şekil markaları da dahil olmak üzere … markası üzerinde 5 Ağustos 2010 tarihine dayanan öncelikli hakkının bulunduğunu, müvekkilinin … markasının davacıya ait markalar ile benzer olmadığını ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, 6769 sayılı SMK 6/1 maddesine ilişkin koşulların oluşmadığını, davacı yana ait markaların kullanımının ispatı müvekkilinin marka vekillerince talep edilmişse de davacı markalarının kullanımını ispat etmek üzere itiraz aşamasında herhangi bir delil sunulmadığını, müvekkiline ait … markasına sahip mal ve hizmetlerin profesyonel bir alıcı kitleye hitap ettiğini, bu markaya sahip malların gündelik hayatta toplumun geneli tarafından satın alınmayan türdeki mallardan olduğunu, otomotiv-yedek parça gibi konularda uzman tüketiciler tarafından satın alındığını, tüketicilerin teknik bilgi gerektiren ürünlerin satın alımında ortalama tüketiciye kıyasla daha fazla zaman ayıracaklarını, 12.sınıfta yer alan malları, sadece elektirkli ev aletleri için kullanan davacı markası ile karıştırılamayacağını, her iki markanın da birer kelime markası olduğunu ve kelime markalarında koruma sağlanan hususun kelimenin kendisi olduğunu, davacının YİDK karar iptali istemli huzurdaki davada sadece TÜRKPATENT nezdideki itirazında dayandığı markalara dayanabileceği, başka tescillerin gerekçe yapılamayacağını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … SAVUNMA SİSTEMLERİ A.Ş. vekili cevap ve itirazlarında özetle; söz konusu belgelerin incelendiğinde bir hata sonucu davalı olarak gösterildiğini, dava konusu “…” markasının müvekkiline ait bir marka olmadığını, aynı markaya, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müvekkiline ait “…” markası ile tek harf hariç aynı yazılması ve fonetik açıdan benzer olması, logo yazı tipografisinin aynı olması ve 12. ve 13. kategorilerinde başvuru yapılmış olması nedenlerini öne sürerek itiraz edildiğini, müvekkili adına yapılan itirazın kabul edildiğini ancak başvuru sahibi tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na yapılan itirazın incelenmesi sonucunda başvuru sahibinin itirazının kabul edilerek başvuru hakkındaki ret kararının kaldırıldığını, işbu nihai karara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren tanınan süreler içerisinde herhangi bir dava talebinde bulunmadıklarını, davacı tarafça müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olamayacağını, itirazı istenen 2019/M-2802 sayılı kararda tıpkı davacı gibi marka başvurusunun reddini talep eden tarafta bulunduklarını ve bu nedenle davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, davalının öncelik hakkına dair itirazının yerinde olup olmadığı, diğer davalı … savunma sistemleri A.Ş.’nin husumet itirazının yerinde olup olmadığı, davacının davayı açma ehliyeti olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalı…’nin … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu, davalı…’nin … sayı ve “…” ibareli marka için 22/05/2017 tarihinde 12.Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun ilanına karar verildiği, ilana karşı davacı tarafından … sayılı ve “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunulduğu, … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre;
HMK 6100 sayıl kanunun 51. Md.’de, taraflara ilişkin dava şartının ikincisi olan dava ehliyeti ele alınmıştır.
Dava ehliyeti, medenî hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Burada gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın, medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olanların dava ehliyetine de sahip olacağı ifade edilmiştir.
Dava konusu olay üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir.
Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Dava konusu marka başvurusu, başvuru tarihinde itiraza mesnet markaların sicile kayıtlı sahibi … ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ İMALAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ olduğu, marka başvurusunun 22/05/2017 tarihinde yapıldığı ve 28/08/2017 tarihinde marka Bültende yayımlandığı ve bu yayıma itiraz da sicile kayıtlı olan aynı firma (… Elektrikli … A.Ş.) tarafından 06/10/2017 tarihinde gerçekleştirildiği, akabinde söz konusu markalara ilişkin olarak birleşme ve unvan değişikliği taleplerinde bulunulduğu, birleştirme ve unvan değişikliği talepli dilekçelerin 2018 yılı Aralık ayına ait olduğu, farklı tarihlerde ancak en son 05/01/2019 tarihinde tüm birleşme taleplerin gereğinin Kurum tarafından yapılarak kabul edildiği, akabinde 12/02/2019 tarihinde unvan değişikliği talebinin incelenerek Kurum tarafından gereğinin yapıldığı, dava tarihi olan 29/05/2019 tarihinde itiraza mesnet marka sahiplerinin … ALIŞVERİŞ MERKEZİ A.Ş. olduğu;
Neticede, davacının davayı açmada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
İşbu davada her ne kadar davalılardan … Savunma Sistemleri A.Ş. davalı olarak gösterilmiş ise de, başvuru marka sahibinin davalı … olduğu, dolayısıyla davada davalı … Savunma Sistemleri A.Ş.’ye husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından, davanın davalı … Savunma Sistemleri A.Ş.’ye karşı husumet nedeniyle reddine, davacının da davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından tüm davalılar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davacı aktif dava ehliyetine sahip olmadığından, davalı …’in husumet itirazı yerinde olduğundan tüm davalılar yönünden açılan davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı, davalı kurum ve davalı… vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı … vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2022

Kâtip …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır