Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/101 E. 2021/131 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

Esas No : 2019/101
Karar No : 2021/131

Hâkim : … …
Kâtip : … …

Davacı : …
….
Dava : Marka Tescil Başvurusunun Reddine Dair …Kararının İptali
Dava Tarihi : 07.03.2019
Karar Tarihi : 25.02.2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 05.04.2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka Tescil Başvurusunun Reddine Dair …Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin 27.11.2017 tarihinde “…-emlak” ibareli 36.sınıftaki hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2017/107930 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde yayımlandığını, bunun üzerine davalı …..’nin “…-…, bkm …” ibareli markalarına dayanarak başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu ve 03.01.2019 tarihinde kurum tarafından benzerlik ihtimali bulunmaması nedeni ile Markalar Dairesi tarafından… .’nin itirazının reddedildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca alınan söz konusu karara itiraz dosyalanması akabinde, itirazı inceleyen …’nın 2018/M-11421 sayılı kararıyla itirazı reddettiğini, müvekkilinin her biri ayırt edicilik kazanmış seri markalarının bulunduğunu, müvekkili firmanın ticaret unvanı üzerinde önceye dayalı kullanım sureti ile hak elde etmiş olduğunu ve müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu, davalının itiraza mesnet markaların hükümsüzlüğü için dava açtıklarını, başvuruya konu müvekkili markası ile davalının markalarının okunuş, fonetik, yazılış, anlamsal, görsel ve bütünsel açıdan benzer olmadığını ifade ederek, …kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; kurumun yapmış olduğu işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile redde gerekçe olarak gösterilen markaların her birinin ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğunu, markalarda yer alan “emlak” ve “…” ibareleri çekişme konusu hizmetler bakımından tanımlayıcı ibareler olduğunu, ayrıca, başvuru ile ret gerekçesi markalardan 2016/11531 sayılı markanın oluşturuluş şekilleri, tertip tarzları itibariyle de benzer olduğunu, her iki markada da standart büyük karakterlerle … ibaresi, devamında “-” işareti ve ardından tanımlayıcı unsur gelecek şekilde tertip edilmiş olduğunu, bu çerçevede, başvuru konusu markanın, bilhassa 2016/11531 sayılı marka başta olmak üzere, ret gerekçesi markalar ile iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olduğunu, başvuru ile ret gerekçesi markaların kapsamında aynı/aynı tür hizmetlerin bulunduğunu, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında iktisadi veya idari yönden bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, eğer ilgili tüketici kesiminin, ihtilaf konusu markaları taşıyan (veya taşıyacağı var sayılan) ihtilaf konusu mal veya hizmetlerin aynı işletmeden ya da duruma göre, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilmesi riski söz konusu ise, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun kabul edildiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılımı olmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacının “… emlak” ibareli marka tescil başvurusunun, davalının “…-…, bkm …” ibareli markası karşısında tescil edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı …Ş.’nin “…-… ibareli 9, 35, 36, 38. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2016/11531, … …+… ibareli 9, 35, 36, 38. Sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2016/24914, … …+… ibareli 9, 35, 36, 38. Sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2016/24917 sayılı markanın sahibi olduğu gözlenmektedir.
Davacının … ibareli 2012/7173, 2012/84183, 2012/71863, 2012/56818, 2012/71860, 2012/82240, 2013/2455, 2012/83446, 2012/84221, 2012/84120, 2012/83523, 2012/83709, 2012/83773, 2012/83880, 2012/84100, 2012/83532, 2012/83864, 2012/84224, 2012/84185, 2012/84228 sayılı 35 ve 39.sınıf hizmetleri de içeren marka tescil başvurularının sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce 25.09.2019 tarihinde dosyada bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik ara karar tesis edildiği, davacı vekilince ara karar gereğinin yerine getirilmediğinden bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre;
tescilli marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının tespitinde marka ve işaretin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle yarattıkları izlenimin nazara alınması gerektiği,
dava konusu başvuru ile redde gerekçe olarak gösterilen markaların her birinin ayırt edici unsuru “…” ibaresi olduğu,
Markalarda yer alan “emlak” ve “…” ibareleri çekişme konusu hizmetler bakımından tanımlayıcı ibareler olduğu, ayrıca, başvuru ile ret gerekçesi markalardan 2016 11531 sayılı markanın oluşturuluş şekli, tertip tarzı itibariyle de benzer olduğu, zira, her iki markanın da standart büyük karakterlerle … ibaresi, devamında “-” işareti ve ardından tanımlayıcı unsur gelecek şekilde tertip edildiği, bu çerçevede, başvuru konusu markanın, bilhassa 2016/11531 sayılı marka başta olmak üzere, ret gerekçesi markalar ile iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olduğu,
Başvuru ile ret gerekçesi markaların kapsamında aynı/aynı tür hizmetler bulunduğu anlaşılmaktadır.
Karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında iktisadi veya idari yönden bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulmasının gerektiği, bir başka ifadeyle, eğer ilgili tüketici kesiminin, ihtilaf konusu markaları taşıyan (veya taşıyacağı var sayılan) ihtilaf konusu mal veya hizmetlerin aynı işletmeden ya da duruma göre, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilmesi riski söz konusu ise, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmektedir.
Bu hususlar çerçevesinde, başvuruya konu marka ile ret gerekçesi markalar arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerliğin yanı sıra, markaların aynı/aynı tür hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde söz konusu hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabilecektir.Diğer bir ifade ile markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunmaktadır.
Davacıya ait, 174119, 2002/21178 sayılar ile tescilli “… …-logistics global operations local solutions …”, “… ” ibareli markaların tanınmışlığı iddiasının davacının sunduğu deliller dikkate alındığında yerinde olmadığı gibi davacının talebinin tescil istemli olup tanınmışlığın bu taleple ilgisi bulunmadığı, davacının önceye dayalı seri markaları olduğuna dair müktesep hak itirazının da şartları oluşmadığından yerinde olmadığı, ayrıca, “…” ibaresinin başvuru sahibinin ticaret unvanında yer alan bir ibare olması ve gerçek hak sahipliği iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı , …kararın iptali istemine dair davanın yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 59,30.-TL harçtan peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 14,90.-TL maktu ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı şirketin vekil veya temsilcisinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.25.02.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır