Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/458 E. 2021/20 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/458 Esas – 2021/20
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2018/458
Karar No : 2021/20

Hakim : …
Katip : …

Davacı : …
Davalılar : …
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 14/12/2018
Karar Tarihi : 10/02/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 16/02/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı şirket tarafından gerçekleştirilen… başvuru sayılı markanın, müvekkili itirazı neticesinde reddedildiğini, ancak daha sonra davalının karara ilişkin itirazı sonucunda kararın kaldırıldığını, nihai kararın hatalı olduğunu, kararda bahsi geçen müvekkiline ait … sayılı dayanak markanın başka bir YİDK kararı sonucunda reddedilmiş olunmasının gerekçe gösterildiğini, halbuki …sayılı YİDK kararının iptali istemi ile Ankara …. FSHHM’de 2018/431E sayılı davanın ikame edildiğini, müvekkilinin yayına gerekçe olarak 2007/38693, 2007/38694, 2008/31111 ve … sayılı markalarını gerekçe tuttuğunu, bu markalara karşı davalı yanca kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, 2007/38693, 2007/38694, 2008/31111 sayılı markalar ile ilgili kullanıma yönelik delillerin sunulmadığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından anılan markaların incelemede dikkate alınmadığını, halbuki 10.11.2017 tarihinde kullanıma dair belgelerin sunulduğunu, müvekkili şirketin markasının “…” şeklinde olduğunu, bu markanın “pavır bi” şeklinde okunacağını, başvuru konusu markanın da aynı şekilde telaffuz edileceğini, ayrıca markaların 09. Sınıfta tescil edilmek istenildiğini, bu nedenle 2017/34940 sayılı markanın müvekkili markaları ile benzer olduğunu ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 15/10/2018 tarih ve … sayılı kararının iptaline, 2017/34940 sayılı “…” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; müvekkili şirketin 42.sınıfta tescilli 2015/00558 sayılı “…”, 2017/34940 sayılı 09. sınıfta “…” markalarının bulunduğunu, davacı itirazlarında 2007/38693, 2007/38694, 2008/31111, … sayılı markalara dayanıldığını, davacının eski tarihli markaları ile ilgili kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, ancak davacının bu yükümlülüğünü yerine getiremediğini ve yalnızca … sayılı marka bakımından itirazın kabul edildiğini, ancak anılan markanın müvekkilinin itirazı üzerine kötü niyet gerekçesiyle reddedilmiş olduğunu ve bu karara karşı da davacı yanca 2018/431E sayılı iptal davasının açıldığını, dolayısıyla davacı yanın itirazına dayanak markasının ortadan kalkmış olduğunu, ortadan kalkmış bir markanın da müvekkili başvurusunun reddine gerekçe olamayacağını, davacının 2008/31111 sayılı markasına karşı kullanmama nedeniyle İstanbul Anadolu 1.FSHHM’de daha evvel ikame edilmiş bir iptal davasının bulunduğunu, anılan mahkemece davacı yanın kullanımının bulunmadığına kanaat getirildiğini, ancak Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148E, 2016/189K sayılı kararı ile 14. Maddenin iptal edilmiş olması sebebiyle davanın konusuz kaldığını, ancak kararda müvekkilinin dava tarihinde haklı olduğunun tespit edildiğini, bilahare ikinci kez İstanbul Anadolu …. FSHHM’de 2019/273E sayılı davanın ikame edildiğini ve davacının bir kez daha kullanım ispatını yerine getiremediğini, davacının bunun üzerine … sayılı başvuruda bulunduğunu, anılan başvurunun kötü niyet sebebiyle reddedildiğini, davacının kullanım ispatına ilişkin sunduğu delillerin yetersiz olduğuna hükmeden MDB kararına karşı itirazda bulunmadığını, kaldı ki zaten sadece dört adet delil sunulmuş olduğunu, bunun ciddi bir kullanımı ispat etmeye zaten elverişli olmadığını, bir an için davalı yanın gerekçe markası olduğu kabul edilseydi de davalının kullanımının “pil” emtiasına ilişkin oluğunu, müvekkilinin markasının ise “bilgisayar yazılımları” ile ilişkili olması nedeniyle yine markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağını, YİDK kararlarının verildiği tarihteki koşullara göre incelenmesi gerektiğini ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, markaların ve emtiaların benzer olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının itiraza mesnet markalar için sunduğu kullanıma ilişkin delillerin ciddi kullanma sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının 2017/34940 sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu ibaresinin 09. Sınıf emtialarda tescili amacıyla 17.04.2017 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2017/34940 sayılı başvurunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.04.2017 tarih ve 275 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın … ve … sayılı markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, başvuru sahibi davalı yanın … tarihli 4 adet fatura örneği ibraz ettiği, bu faturalardan ikisinde “…” markasını taşıyan pil ürünlerinin yer aldığı, 900 ve 12.600 adet kalın ve ince pil ürününe dair faturaların dosyaya kazandırıldığı görülmüştür. Sunulan deliller çerçevesinde Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 15.01.2018 tarihli kararda, davacının 200… sayılı markalar bakımından kullanım ispatı yükümlülüğünün yerine getirilemediğinden bahisle anılan markaların değerlendirmede dikkate alınmadığı, yalnızca … sayılı marka bakımından taraf markalarının benzer görüldükleri ve aralarındaki karıştırılma ihtimalinin kabul edildiği, söz konusu karara karşı davalı başvuru sahibi tarafından itiraz edildiği, davalı itirazını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 15.10.2018 tarih ve 2018-M-8357 sayılı kararı neticesinde özetle; “2017/34940 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun … nolu “…-b” ibareli marka başvurusu ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK 6/1 maddesi uyarınca reddi yönündeki MDB kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede başvurunun reddine gerekçe olarak gösterilen … başvurusunun Kurul’un 19.09.2018 tarih ve …sayılı kararı ile reddedildiği tespit edildiğinden başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın kabulü gerekmiştir” şeklindeki gerekçeler ile davalı itirazlarının kabulüne karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvuru kapsamında spesifik tek bir mal grubu yer almakta olup anılan mal grubu ile davacı yanın itiraz ve hükümsüzlük taleplerine dayanak yaptığı markalardan yalnızca 2008/31111 ve … sayılı markaları aynı, aynı tür malları kapsamakta olup 2007/38693 ve 2007/38694 sayılı markalar ile dava konusu marka kapsamında ortak bir mal grubu yer almadığı;
Bununla birlikte davalı başvuru sahibinin işlem dosyasında ve yine tekraren dava dosyasında, davacı yanın itiraza dayanak yaptığı 2008/31111 sayılı markanın mevzuatta aranılan şekilde ciddi bir kullanımının mevcut olmadığı ve bu nedenle karıştırılma ihtimaline ilişkin itirazlarda dikkate alınamayacağını ileri sürdüğü görülmüş, davacı yan ise bu hususta işlem dosyasına 4 adet fatura sunduğu, dava dosyasında ise yine “…” markasına ait bir bilgisayar programından alınma ekran görüntülerinden oluşan çeşitli verilere yer verdiği;
Mevzuatımızda yer alan düzenlemeye göre yalnızca benzerlik ve karıştırılma ihtimali kapsamında yapılan itirazlarda (SMK m. 6/1), itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. Aynı talebin hükümsüzlüğe ilişkin taleplerde de ileri sürülmesi mümkündür. Bu durumda ise kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Dolayısıyla benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı ileri sürülen itiraz veya hükümsüzlük taleplerinde; uyuşmazlık konusu markanın başvuru tarihinde veya dava tarihinde, itiraza/hükümsüzlük talebine gerekçe olarak gösterilen markanın en az beş yıldır tescilli olması halinde, ilgili markanın tescil kapsamındaki emtialarda ciddi bir biçimde kullanılıp kullanmadığını ispata davet müessesi düzenlenmiştir.
“Bunun sonucu olarak, bir tescilli marka sadece fiilen kullanıldığı halde korunmalıdır ve tescilli bir marka sahibine, sonraki bir markaya itiraz etme ve onu hükümsüz kıldırma hakkını, sahibi markayı gerçek şekilde kullanmadığı halde sağlamayacaktır…”
Görüleceği üzere kullanım ispatı def’inin, itiraza konu markanın başvuru tarihinde veya rüçhan tarihinde, itiraza gerekçe gösterilen markanın/markaların Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartı aranmaktadır.
Davacı yanca dosya kapsamına sunulan deliller incelendiğinde ise işlem dosyasında 29.09.2017, 22.09.2017, 02.09.2016 ve 21.07.2017 tarihli 4 adet fatura örneği ibraz edildiği, bu faturalardan ikisinde (29.09.2017, 22.09.2017 ) “…” markasının açıkça geçtiği, diğer iki faturada markasal kullanımlara rastlanılmadığı, “…” markasının geçtiği faturaların pil ürünlerine ilişkin olduğu 900 ve 12.600 adet kalın ve ince pil ürünlerine yönelik oldukları, ancak bu faturaların “…” markasının oldukça kısa bir dönem için ve sınırlı sayıdaki kullanımını gösterir deliller olduğu gibi fatura tarihlerinin de yine dava konusu markanın başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğu, keza dava dosyasına sunulan sair delillerin ise anılan ibarenin markasal kullanımlarını dahi göstermeye elverişli olmadığı;
Nihayetinde sunulan delillerin, 2008/31111 sayılı markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmakta olduğunu ispatlamaya elverişli olmadığı, dolayısıyla anılan markanın davacı yanın karıştırılma ihtimali iddiaları kapsamında dikkate alınması mümkün olmadığı, bununla birlikte davacının … sayılı markası bakımından, taraf markalarının ortak emtia grubu içeriyor olmaları nedeniyle aralarında karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığı hususunun ayrıca değerlendirilmesi gerektiği;
Somut uyuşmazlıkta taraf markalarında benzerliği tespit olunan 09. Sınıftaki “bilgisayar yazılımları”nın hitap ettiği tüketici kitlesinin farklı yaş, meslek ve eğitim gruplarından kimseler olabilecekleri değerlendirilmekle birlikte genellikle yazılım ürünlerinin tüketicilerinin ürüne yönelik tecrübesi olan veyahut tecrübe sahibi olmasa da ürün ile ilgili önceden araştırma yapmış, bilgi sahibi, dikkat ve özen düzeyi makul düzeyde olan tüketiciler olabilecekleri;
Dava konusu markanın … BI şeklinde olduğu, “…” kelimesi İngilizce bir sözcük olup dilimizde de genel anlamda bilinen İngilizce kelimelerden olduğu, “güç, kuvvet” anlamına geldiği, “BI” ibaresinin ise bilinen bir anlamının bulunmadığı, “B” harfinin İngilizce telaffuzunun karşılığı olduğu, markayı oluşturan unsurlar bir bütün olarak markanın esas unsuru olup “…” ibaresinin da öncül vurguyu yüklendiği;
Davacı yanın … sayılı markası ise …-B şeklinde olup marka bütününde “…” kelimesinin beyaz, “B” harfinin sarı renk ile yazıldığı, “…” ve “B” harfi arasında “-“ işaretinin yer aldığı, markanın bütünsel olarak başkaca bir unsur taşımadığı, “…” ya da “… be” şeklinde alternatif telaffuzlarının mevcut olacağı, davacı yan markasında da aynen dava konusu markada olduğu gibi markanın bütünü esas unsurun kendisi olup “…” ibaresi vurguyu yüklendiği;
Bu bağlamda taraf markaları karşılaştırıldıklarında, her iki markanın da “…” kelimesi ve “B” harfi ya da bu harfin İngilizce telaffuzunun karşılığı olan “BI” sesinden meydana geldiği, bu durumun taraf markaları arasında görsel, kavramsal ve özellikle işitsel açıdan son derece yüksek bir benzerlik durumu meydana getirdiği;
Tüketicinin birbirine bu denli yakın işaretlerden oluşan markalar ile aynı, aynı tür ya da benzer emtialarda karşılaştığında, önceki markanın göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, benzer şekilde oluşturulmuş sonraki markayı taşıyan ürünleri satın almak istediğinde, bu tercihinde önceden tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği ortaya konulmuş önceki markanın kendisinde yarattığı güven ve garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği ve işaretler arasında yalnızca tek bir harften kaynaklı farkı (B – BI) ayırt edemeyebileceği, dolayısıyla önceki marka ile sonraki marka arasındaki bu benzerlik düzeyinin, tüketicinin her koşulda markaları yan yana görme ve karşılaştırma ihtimalleri bulunmadığı düşünüldüğünde, bütüncül anlamda taraf markaları arasında güçlü bir yakınlaşma ve benzerliğe yol açtığı;
Sonuç olarak taraf markaları kapsamındaki emtialar arasındaki ilişkinin aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzer oluşu göz önüne alındığında, karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkması için işaretlerin birbirlerinden yeterince uzaklaşmaları gerektiği, halbuki somut olayda taraf markalarının neredeyse ayniyet düzeyinde bir benzerlik taşıdıkları, markaların birbirlerinin devam ya da serisi olarak algılanmasının kaçınılmaz olacağı, dolayısıyla her ne kadar benzerliği tespit olunan emtiaların ilgili tüketici kitleleri ortalamanın daha üstü bir dikkat, özen ve bilgi seviyesine sahip seçici kimseler ise de bu durum işaretler arasındaki benzerliğin, tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali sonucunu doğurabileceği, başka bir ifadeyle ilgili tüketicinin işaretler arasında işletmesel bir bağlantının var olduğu zannına kapılabileceği, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul miktarda ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, somut olayda ise bahsi geçen ihtimallere dair koşulların tamamının oluştuğu;
Bununla birlikte davacının … sayılı marka başvurusunun 19.09.2018 tarih ve … sayılı YİDK kararı neticesinde, yani işbu dava konusu başvuru ile ilgili olarak verilen 15.10.2018 tarihli YİDK karar verilmeden önce tümden reddedildiği, doktrin ve emsal yargı kararları ile de sabit olduğu üzere YİDK kararları “karar tarihindeki” mevcut durum esas alınarak yapılan incelemeler neticesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda verilen kararlar olduğu, nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş uygulamasına göre de YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği;
Dolayısıyla dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle … sayılı başvurunun reddine karar verilmiş olunduğundan anılan markanın değerlendirmede dikkate alınamayacağı hususunda verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu … sayılı başvuru ile davacının işlem ve dava dosyasına dayanak yaptığı markalardan … sayılı markaların aynı ya da aynı tür malları kapsadığı, bununla birlikte 2008/31111 sayılı marka yönünden davacının, anılan markanın, dava konusu markanın başvuru tarihinden önce, Türkiye’de ciddi kullanıma konu edildiğini ispatlayamadığı, davacının … sayılı markası ile dava konusu markanın, ilgili tüketiciler nezdinde, görsel, kavramsal ve işitsel açıdan güçlü bir benzerlik taşıdıkları, bu benzerliğin karıştırılma ihtimaline neden olabilecek düzeyde olduğu, … sayılı davacı markasının, dava konusu iptali talep olunan YİDK karar tarihinde reddedilmiş bir başvuru olduğu, her ne kadar söz konusu markanın reddine dair verilen kararın iptali istemiyle açılmış bir dava olduğu görülmekte ise de, YİDK kararlarının, karar tarihindeki durum gözetilerek verilmesi gereken kararlardan olduğu, YİDK kararının yerinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 15/10/2018 tarih ve … sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum ve davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır